• Sonuç bulunamadı

Kolektif Hukukî Koruma Sağlayan Yöntemlerle KarĢılaĢtırma

3.3. FĠKĠR VE SANAT ESERLERĠ HUKUKUNDAN DOĞAN

3.3.1. ÇatıĢmacı Yöntemlerle KarĢılaĢtırma

3.3.1.2. Kolektif Hukukî Koruma Sağlayan Yöntemlerle KarĢılaĢtırma

Davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması dava Ģartıdır (HMK m. 114, f. 1, h). Medeni usul hukukunun amacı sadece tarafların sübjektif

415 Pekcanıtez / YeĢilırmak, Pekcanıtez Usul, s. 2610.

416 Kurumsal tahkimin avantajları kurumun belirlediği tahkim Ģartını kabul etmekle tahkim kurallarına atıf yapılması ve kurumun saygınlığının hakem kararının icrasına olumlu etki yaratmasıdır. Bkz. Pekcanıtez, Cilt 3, s. 2612. Uluslararası tahkim kurumları arasında en çok bilinenleri; Uluslar arası Ticaret Odası (International Chamber of Commerce-ICC), Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (World Intellectual Property Organization - WIPO), Londra Uluslararası Tahkim Mahkemesi (The London Court of International Arbitration -LCIA)ve Amerikan Tahkim Kurumu’dur (American Arbitration Association -AAA), Viyana Uluslararası Tahkim Merkezi (Vienna International Arbitration Centre) tahkimi, Ġsviçre Odalar Tahkim Kurumu (Swiss Chambers’ Arbitration Institution) tahkimi, Stockholm Ticaret Odası Tahkim Merkezi (Stockholm Chamber of Commerce ArbitrationInstitution) tahkimi, Singapur Uluslararası Tahkim Merkezi (Singapore International ArbitrationCentre) tahkimi olarak sayılabilir.

417 Kurumsal tahkim ile ad hoc tahkim arasındaki farklar için bkz. Pekcanıtez / YeĢilırmak, Pekcanıtez Usul, s. 2612 vd. Hukukumuzda tahkim yoluna baĢvurunun zorunlu olduğu düzenlemeler için bkz. Pekcanıtez / YeĢilırmak, Pekcanıtez Usul, s. 2614 vd.

152

menfaatlerinin korunmasına hizmet etmek değildir. Genel menfaatlerin korunması amacıyla ilk kez 6100 sayılı HMK ile usul hukukumuzda topluluk davası açma imkanı getirilmiĢtir418

. Topluluk davasında, dava açmaya yetkili olan tüzel kiĢiliği haiz bir dernek, meslek birliği, sivil toplum kuruluĢu, üyelerinin menfaatlerini korumak amacıyla dava açmaktadır419

.

HMK m. 113 uyarınca, topluluk davası açmak, birtakım Ģartlara bağlanmıĢtır. Ġlk olarak, bu davaları sadece tüzel kiĢiler açabilir, gerçek kiĢiler ya da tüzel kiĢiliği olmayan topluluklar açamaz. Diğer bir Ģart, tüzel kiĢilerin statülerinde davaya konu edilecek menfaatin korunması amacı belirtilmiĢ olmalıdır420. Son olarak topluluk davasında, sadece ilgililerin haklarının tespiti,

hukuka aykırılığın giderilmesi ve ilgililerin haklarının gelecekte ihlâl edilmesinin önlenmesi talepleri ileri sürülebilir, tazminat talep edilemez. Topluluk davasında hukuki yararın varlığı ihlalin birden fazla kiĢinin oluĢturduğu topluluğun menfaatlerinin ihlalinde ortaya çıkar 421

. Bununla birlikte topluluğun üyelerinin tamamının kiĢisel menfaatlerinin zarar görmüĢ olması aranmaz422

.

418 Özbay Ġbrahim, Grup Davaları, Ankara, 2009 s. 34, 419

Pekcanıtez, Pekcanıtez Usul, s. 28. Nitekim, HMK m. 113’ün gerekçesinde, "topluluk davası yoluyla, toplumsal yararın korunması ile dar ve teknik anlamda hukukî yarar kavramında bir açılım yaratılması”nın amaçlandığı belirtilmektedir. Ayrıca bkz. Hanağası, Emel, Davada Menfaat, Ankara, 2009, s.192 vd.

420 Yargıtay baroların adliyedeki baz istasyonlarının kaldırılması için açtığı topluluk davalarını kuruluĢ amaçlarının avukatlık mesleğini geliĢtirmesi olduğu, Baronun avukatlık mesleğini ilgilendirmeyen ve avukatların ortak menfaatlerini koruma amacı dıĢında kalan iĢlemleri dava konusu etmesi durumunda aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle reddetmiĢtir. Bkz. Yargıtay 14. HD, T. 10.05.2013, E. 2013/5359, K. 2013/7140; Yargıtay 14. HD, T. 22.03.2013, E. 2013/1000, K. 2013/4361 (Lexpera). Anılan kararda Yargıtay’ın aktif dava ehliyeti yokluğu gerekçesine hatalı olarak değindiği, esasen hukuki yarar yokluğundan davanın reddedilmesi gerektiği kanaatinde bkz. Pekcanıtez, Pekcanıtez Usul, s. 1102.

421Pekcanıtez, Pekcanıtez Usul, s. 1100. Dişel, tüzel kiĢinin amaç ve faaliyetlerine uygun dava açmasından anlaĢılması gerekenin, tüzel kiĢi hangi amaç için kurulmuĢsa bu amaç doğrultusunda topluluk davası açabilmesi olduğunu, sadece üyelerinin ya da mensuplarının menfaatlerini korumak gayesiyle, amacının tamamen dıĢında bir dava açması halinde, davanın usulden reddedileceğini, ayrıca, derneğin açtığı davanın tüzüğüne uygun olarak kabul edilmesi için, üyelerin tamamının ya da en azından çoğunluğu için hukukî yollara baĢvurmasının zorunlu olmadığını, derneğin tek bir üyeyle sınırlandırdığı bir dava da Ģayet üyelerin tamamı veya çoğunluğunun çıkarlarını takip etme amacına hizmet ediyorsa davacının davayı açmasında hukukî yararı bulunduğunu belirtmektedir. DiĢel, Buse, “Alman Federal Mahkemesinin Verdiği Bir Karar IĢığında Derneklerin Statüleri Çerçevesinde Açtığı Topluluk Davaları”, Prof. Dr. Hakan Pekcanıtez’e Armağan, Ġzmir, 2015, s. 1823-1855.

153

Ortak menfaatlerin ihlali halinde bireysel davaların açılması usul ekonomisine de aykırıdır423. Topluluk davaları özellikle tüketici hukuku, haksız rekabet hukuku, sendikalar hukuku ve çevre hukuku gibi alanlarda topluluğa yönelik ihlallere karĢı gündeme gelmektedir424

.

Arabuluculuk taraf menfaatlerine odaklanmıĢtır. Bu anlamda bireysel dava yöntemine bir alternatiftir. Ancak topluluk davasına konu edilebilecek uyuĢmazlıklarda da arabuluculuk yöntemi tercih edilebilir425. Örneğin bir çevre

koruma derneği, üyelerinin sağlığını tehdit eden yakındaki bir fabrikanın gerekli önlemleri alması için topluluk davası ikame etme yerine arabuluculuk yöntemine baĢvurabilir. Böylece arabuluculuğun gizlilik ilkesi çerçevesinde iĢletmenin itibarı sarsılmadan ve basına yansımadan barıĢçıl yollarla fabrikanın yarattığı kirliliğe engel olacak arıtma tesisi kurma gibi çözümler getirilebilir. Tarafların ikiden fazla olduğu uyuĢmazlıklarda grup arabuluculuğu gündeme gelebilir. Örneğin genel sağlık hizmetinden sorumlu belediye ve çeĢitli sivil toplum kuruluĢları ile kolektif hak ihlaline yol açan gerçek veya tüzel kiĢilere karĢı topluluk davası ile elde edilmek istenen sonuca grup arabuluculuğu ile ulaĢılabilir.

Grup arabuluculuğu, çatıĢma taraflarının ikiden daha fazla olduğu ihtilaflara dairdir. Üç kiĢiden baĢlayarak çok geniĢ gruplar için uygulanabilir. Okullar, kurumsal Ģirketler, bürokrasiye bağlı iĢletmeler, kalabalık aileler, sosyal çevre, iĢ ortaklıkları bu baĢlık altında arabuluculuğun uygulanacağı gruplardır. Grup arabuluculuğuna özgü baĢlık belirleme, düĢünce barometresi, problem üçgeni, oylama, beyin fırtınası, akvaryum, tedbir önlem planı metodu vb teknikler kullanılarak yaratıcı ve yapıcı çözümlere ulaĢılabilir426

.

Fikir ve sanat eserlerinden doğan uyuĢmazlıklarda meslek birliklerinin topluluk davası açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Arabuluculuk yöntemi sayesinde özellikle izinsiz eser kullanımlarının lisanslanması amacıyla taraflar

423

Pekcanıtez, Pekcanıtez Usul, s. 1099. 424 Pekcanıtez, Pekcanıtez Usul, s. 1104.

425 Topluluk davalarında alternatif uyuĢmazlık çözüm yöntemlerinin uygulanması hakkında bkz. Özbay, s. 159.

154

arasında ileriye yönelik yapıcı iliĢkilerin kurulması sağlanabilir. Örneğin müzik meslek birlikleri ile turizm oteller ve acenteler birliği arasında umuma açık mahallerden oteller içinde yayınlanan müzik eserlerinin telif bedellerinin tahsili ve yıllık lisans sözleĢmeleri imzalanması topluluk davası yolu yerine grup arabuluculuğu yoluyla uzlaĢma sağlanabilir.

Fikir ve sanat eserleri hukukunda topluluk davalarının, meslek birlikleri tarafından açılması gündeme gelebilir. Tüzel kiĢiliği haiz olan meslek birliklerinin amacı üyelerinin ortak çıkarlarını korumak ve bu Kanun (FSEK) ile tanınmıĢ hakların idaresini ve takibini sağlamaktır (FSEK m. 42 f.1). Hükümde belirtilen hallerin gerçekleĢmesi halinde ve yine maddede belirtilen esaslar dahilinde fikir ve sanat eserleri hukuku çerçevesinde kurulan Meslek Birliklerinin, topluluk davası açmalarında yasal hiçbir sakınca yoktur427

.