• Sonuç bulunamadı

1. Afganistan’daki Uygulamalar

Afganistan’da kadınlara karşı yapılmakta olan haksızlıklardan biri kocaların hanımları üzerinde sınırsız yetkiye sahip oldukları düşüncesi ile, kadınlara her türlü zulüm ve işkenceyi reva görmeleridir.

Son zamanlarda kanun bakımından kadın haklarında birçok gelişme olurken, kadınlara karşı şiddetin arttığı da tespit edilmiştir.180

178 Beğavî, Meâlimü’t-Tenzîl, IV, 163; Kurtubî, Ahkamu’l-Kur’an, V, 23. 179 Mevsılî, el-İhtıyar, III, 102

180 Berguzariy-i Devre-i Amuzişi-yi Hukuk-i Başar Der Vilayet-i Herat, Hukuk-ı Beşer, Yıl, 7. Sy:1. Nisan/ 2009, s. 3.

Afganistan’da genel olarak geniş aile şekli yaygın olduğu için kadınlar sadece kocaları tarafından değil, ailenin bütün erkekleri tarafından hatta bazen kadınlar tarafından bile şiddet görebiliyorlar. Yani kadınların fazla şiddetle karşı karşıya kalmalarının bir sebebi de geniş aile şeklidir. Çünkü koca ile birlikte bütün aile fertleri tarafından şiddet görebiliyorlar.

Bu konuda yapılan bazı araştırmalara göre kadınların %80’i181 hatta WCLRF’ in raporuna göre % 90’ı fiziksel, cinsel veya psikolojik olarak şiddete maruz kalmakta ve ancak % 10’ u aile içi şiddet görmemektedirler.182

Biz bu konuyu; kadınların maruz kaldığı şiddetlerin çeşitleri, sebepleri ve sonuçları olmak üzere üç başlık altında ele alacağız.

Söylediğimiz gibi ülke çapında kadınların % 90’lık kısmı aile içi şiddete maruz kalmaktadırlar. Ancak bu şiddetin birçok çeşitleri ve dereceleri bulunmaktadır. Biz burada onların sadece bir kaçına değinmeye çalışacağız. Aile içi şiddet, kötü söz söyleme, kötü davranma, küfür etme, hastalandığında doktora gitmesine izin vermeme, zorla evlendirme, görüşleri dikkate alınmama ve mirastan mahrum bırakmaktan öldürmeye kadar183 değişik şekilleri ile kadınları tehdit etmektedir.

Kızlar, bunların bazılarına daha babalarının evinde iken maruz kalırken, bazılarına da evlendikten sonra maruz kalmaktadırlar. Çünkü daha babalarının evinde iken bile kızlar ailedeki bütün erkeklerin emri altında olmak zorundadırlar. Hatta birçoğu küçük erkek kardeşlerinin bile hâkimiyeti altındadırlar. Daha sonra da kızların, daha küçük yaşlarda iken veya istemedikleri kişilerle zorla evlendirilmeleri aslında onların evlendikten sonra gördükleri şiddetlere sebep teşkil eden bir temeli oluşturmaktadır.

Evlendikten sonra da ana baba ve kardeşlerinin ziyaretinden mahrum bırakılma ve hastalandıkları zaman doktora gitmelerine izin verilmemeleri gibi değişik şiddetlere

181 Vaz’ıyet-i Zenan-ı Afganistan der Salı 2008 miladi, KMHBA, Rapor-ı Tahkikati, http://www.aihrc.org.af/2010_Dari/Dri_Pages/Reports/Researches/Researches/Wom_situation_n_200 8.pdf (06/07/2010), s. 9.

182 İ’lamiyey-i Matbuatî, Pervan, WCLRF 2009,s.1.

183 Zenan ve Dohteran-ı Afgan der Tey-i Penc sal,WOMENKIND WORLDWIDE, Arz-Yabi, , 2006, s. 11.

maruz kalmaktadırlar. Nitekim yapılan bir araştırmaya göre kadınların % 35’i ailesi izin vermediği için hastalanınca doktorlara gidememektedirler.184

ABİHK’un araştırmasına göre kendileri ile anket yapılan kadınların % 18’ i ailelerinde erkek ve kadınların ayrı yemek yediklerini % 10’ u da, önce erkeklerin sonra da kadınların yediklerini söylemişlerdir.185

136 kadın ile yapılan bir ankette, kocalarının kendilerini hangi isimle çağırdıkların sorulunca katılanların % 49.3’ü hey hu gibi kelimelerle, % 16.9’u deli, köpek, kör vb gibi hakaret içeren sözlerle, %7.4’ü dayı kızı amca kızı gibi ailevi isimlerle ve % 26.5’i de kocalarının ailelerinin koyduğu lakaplarla çağırdığını söylemişlerdir.186

Kadınların kocaları tarafından dövülmeleri ise yaygın bir durumdur. Hatta yapılan bir araştırmada kendileri ile anket yapılan kadınların % 57.9’u, bir veya birden fazla çocuk düşürdükleri ve bunların % 68’i sebebinin aile içi şiddet olduğunu iddia etmişlerdir.187

Kocaların bazıları ise bunlarla yetinmeyip hatta bazen hanımlarını öldürmelerine kadar varan cinayetleri işlemektedirler.188 Kadınların birçoğunun hiçbir ferdi özgürlüğü olmayıp her yapmak istedikleri işlerde kocasından veya ailesinin erkek fertlerinden izin alması gerekmektedir. İzinsiz bir iş yaptıkları veya dışarıya çıktıkları zaman da tehdit, şiddet ve işkencelere tabi tutulmaktadırlar.189

a. Aile İçi Şiddetin Sebepleri

Bu başlık altında, aile içi şiddete dolaylı veya doğrudan neden olan bazı sebeplere değinmeye çalışacağız.

aa. Çok evlilik: Aile içi şiddetin bir sebebi çok evliliktir. Çünkü-ayrı bir başlık

altında amaçlar ve sebeplerini ele aldığımız gibi-insanların çoğu sevgi ve saygıya dayalı

184 Huşunet Aleyhi Zenan der Afganistan, WCLRF, 2008, s. 64.

185 Türkmeni, Nesrin, Vaz’ıyet-i Zenan-ı Cevan Der Hane-vade, KMHBA 2009, s. 29. 186 Türkmeni, Nesrin, Vaz’ıyet-i Zenan-ı Cevan Der Hane-vade, KMHBA 2009, s. 34. 187 Huşunet Aleyhi Zenan der Afganistan, 2008, WCLRF s. 73-74.

188 “Berguzariy-i Devre-i Amuzişi-yi Hukuk-i Başar Der Vilayet-i Herat”, Hukuk-ı Beşer,Yıl, 7. Sy:1. Nisan/ 2009. s. 21.

bir aile kurmak amacıyla değil rekabet vs. gibi amaçlar için çok evliliğe başvurmaktadırlar. Böyle olunca da eşler arasında anlaşmazlık ve sonuçta kocaları tarafından şiddet uygulama kaçınılmaz olur.

ab. Zorla Evlendirme: Kızların istemedikleri hatta kendisinden nefret ettikleri

kişilerle evlendirilmesi de şüphesiz eşler arasında birçok anlaşmazlık ve soruna neden olur. Eşler arasındaki her türlü anlaşmazlık ve kocalara itiraz da kocaların hanımlarına şiddet ve işkence uygulamaları ile sonuçlanmaktadır.190

ac. Küçük Yaşlarda Evlendirme: Küçük yaşlarda evlendirilen kızların çoğu

büyüyünce istemedikleri halde eşleri ile yaşamak zorunda oldukları özellikle bazen kendilerinden yaş olarak 5 kat daha büyük olan adamlarla evlendirmeleri ve kızların da bu durumlarda kocaları ile uyum sağlamadıkları için, kocaları tarafından devamlı şiddete maruz kalmaktadırlar.

ad. Yoksulluk: Yoksulluk da aile içi geçimsizlik ve anlaşmazlığa yol açtığı

için aile içi şiddette sebep teşkil etmektedir. Çünkü daha önce de söylediğimiz gibi suç kimin olursa olsun her türlü anlaşmazlık ve kocaya itirazlar şiddetle karşılanmaktadır.

ae. Eğitimsizlik: Birçok olumsuz davranışın kaynak ve sebebi olduğu gibi aile

içi şiddetin de en önemli bir sebebi eğitimsizlik veya eğitim eksikliğinin olduğu tespit edilmiştir. Aile içi şiddetin eğitim seviyesi ile orantılı olduğu aile içi şiddete başvuranların çoğunun eğitim görmemiş insanlar olduğu da tespit edilmiştir.

af. Uyuşturucu Bağımlılığı: Son zamanlarda Afganistan’daki uyuşturucu

üretiminin artışı ve Afganistan’ın dünyadaki uyuşturucunun % 95’ inin üretmesi, ülkedeki birçok insanın da buna bağımlılığına neden olmuştur. Uyuşturucu bağımlıların da ailesine şiddet ve işkence uygulaması daha fazladır.191

ag. Kadınların Hiç Çocuk Yapmamaları Veya Erkek Çocuk Yapmamaları: Bazen kadınlar, sadece çocuk yapamadıkları veya sadece erkek çocuk

yapmadıkları için şiddet ve işkenceye maruz kalmaktadırlar. Nitekim Medica Mondiale’

190 İkrami, Sa’diye “Müşkilat-ı Hane-vâdehâ der Afganistan”, Hukuk-ı Beşer, Yıl, 7. Sy:1. Nisan/ 2009. s.4.

nin bir raporuna göre bir kadın sadece çocuk yapamadığı için kocası ve ailesi tarafından uzun zaman şiddet görmüş ve sonunda bu duruma dayanamayıp üzerine benzin döküp kendisini yakmıştır. Kendisini yaktıktan kısa bir süre sonra hayatını kaybeden kadına ölümünden önce, niye kendini yaktın diye sorulunca, “Her gün ölmekten bir kez ölmek daha iyidir” diye cevap vermiştir.192

Bu da o masum ve zavallı kadının ne kadar zor durumda olduğunu açıkça göstermektedir.

Aynı şekilde başka bir raporda 15 yaşında iken evlenen, kendisi ile anket yapılırken yedi kız bir erkek çocuğu olan ve aynı zamanda hamile olan bir kadın, kocasının kendisinden daha fazla erkek çocuk isteyip kız çocuğu istemediği için her kız çocuğu dünyaya getirdiği zaman kocası tarafından dövüldüğünü iddia etmiştir.193

Halbuki, görüldüğü gibi bu durumlarda kadınların herhangi bir suçu da yoktur. Nitekim, üç kızı olup dördüncüsü dünyaya gelince iç savaşları döneminde, kocası tarafından başı boş bırakılmış ve sonuçta küçük kızı ölmüş kendisi de ekonomik sıkıntıların yanı sıra insanlar tarafından birçok zulüm ve vahşete maruz kalmış bir kadın kocası hakkında şöyle demektedir:

“İnsafsız adam erkeğin bir çiftçi kadının bir çiftlik olduğunu ve ne ekerse

ancak onu biçtiğini hiç düşünmedi mi?”194

ah. Şiğar Nikahı: Ayrı başlık altında detaylı olarak ele aldığımız gibi

Afganistan’da şiğar nikahı yaygın olup birçok sorun ve aile içi şiddete yol açmaktadır.

ai. Bed: Bed yolu ile evlendirilen kızlar ister fiziki olsun isterse psikolojik

olsun sürekli kocası ve kocasının ailesi tarafından şiddet ve işkencelere maruz

192 Dying to Be Heard, Self-Immolation of Women in Afghanistan Findings of a Research Project By Medica Mondiale 2006-2007

http://www.medicamondiale.org/fileadmin/content/07_Infothek/Afghanistan/Afghanistan_Dying_to_b e_heard_self_immolation_medica_mondiale_2007.pdf (06/07/2010) s. 65.

193 S. Bahgam, W. Mukhatari, Study on Child Marriage in Afghanistan, Medika Mondiale. 2004 http://www.medicamondiale.org/fileadmin/content/07_Infothek/Afghanistan/Afghanistan_Child_marr iage_medica_mondiale_study_2004_e.pdf (06/07/2010), s. 8.

kalmaktadır.195 Bed uygulamasını ayrı bir başlık altında detaylı olarak ele aldığımız için burada bu kadarla yetindik.

aj. Başlık Parası: Bazen de kız, babasının fazla başlık parası aldığı için hem

kocası hem de ailesinden kötü sözler duymaya ve şiddetler görmeye mahkum olur.

ak. Bu Tür Suçları İşleyenlerin Devlet Tarafından Cezalandırılmamaları:

Bunun da sebeplerini ayrı başlık altında ele aldığımız için burada tekrar detayına girmeyeceğiz.

Bunlar dışında da bazen kadınlar, pişirdikleri yemeğin keyfiyeti, çocuklarının davranışları vs gibi çok önemsiz şeylerden dolayı şiddete maruz kalabilmektedirler.196

b. Aile İçi Şiddetin Sonuçları

Böyle durumlarla karşı karşıya kalan kadınların birçoğunun mahkemeye gitmelerinin bile imkansız olduğu ve gitme imkanı olanlarında mahkemeye güvenmediklerinden dolayı, bu durumdan kurtulmak için olumsuz yollara baş vurmaktadırlar ki biz burada bazılarına değineceğiz:

ba. İntihar: Böyle durumlara maruz kalan kadınların bir kısmı tek çareyi kendi

hayatını sona erdirmede bulur ve intihar eder.197

bb. Evden Kaçma: Bazıları evden kaçmak sureti ile bu durumlardan

kurtulmayı düşünürler. Ancak bu kendileri için-hapisten aile tarafından işkence hatta öldürmeye varan- birçok sorun ve problem oluşturmaktadır.198

Kadınların çoğunun gelir kaynağının olmadığı için çoğu zaman böyle durumlara dayanmak zorunda kalmaktadırlar. Kocalar da kendilerinin ailenin gelirini sağlayan bir aile reisi olarak gördükleri için kadınlara karşı bütün bu yaptıklarının doğal haklarının olduğunu düşünmektedirler.

195 Huşunet Aleyhi Zenan der Afganistan, Rapor-ı Tahkikatî , WCLRF 2008, s. 23-24. 196 Türkmeni, Nesrin, Vaz’ıyet-i Zenan-ı Cevan Der Hane-vade, KMHBA 2009, s. 33.

197 “Berguzariy-i Devre-i Amuzişi-yi Hukuk-i Başar Der Vilayet-i Herat”, Hukuk-ı Beşer, Yıl, 7. Sy:1. Nisan/ 2009, s. 21.

http://www.aihrc.org.af/2010_Dari/Dri_Pages/Reports/Researches/Researches/Report_V_A_W.pdf (06/07/2010), s. 18; Nazari ber Kadayay-ı ferar ez Menzil, WCLRF, Rapor-ı Tahkikatî 2006, 37. 198 Nazari ber Kadayay-ı ferar ez Menzil, 2006, WCLRF, Rapor-ı Tahkikatî, s. 37.

bc. Ailenin Parçalanması: Aile içi şiddet, aileyi bütünlükten çıkartıp

parçalanmış bir hale getirmekte ve böylece tamamen aile kavramını ortadan kaldırmaktadır.

2. Uygulamanın İslam Hukuku Açısından Değerlendirilmesi

Her şeyden önce Afganistan 2003 yılında CEDAW’ye üye olmuş kadınlara karşı her türlü şiddetin önlenmesi kanununu kabul etmi WCLRF ştir. Bunun gereğini yerine getirmek için de Kadın İşleri Bakanlığı adı altında bir bakanlık kurmuştur. Bunun görevi de kadınların meşru haklarını savunmak ve onların her türlü şiddet ve haksızlığa maruz kalmasını önlemektir.

Afganistan Anayasasının ikinci bölüm 24. Maddesinde şöyle denmektedir: Özgürlük her insanın doğal bir hakkıdır. Bu hakkın, diğer insanların özgürlüğü ve kanun tarafından düzenlenen ammenin maslahatı dışında başka sınırı yoktur.

İnsanın özgürlüğü ve onuru taarruzdan korunmuştur. Devlet insanların özgürlük ve kerametinin korumasına mükelleftir.199

54. maddesinde ise şöyle yazılmaktadır:

Aile toplumun temel rüknünü oluşturmakta olup devletin himayesindedir. Devlet, ailenin fiziki ve ruhi güvenliğini özellikle çocuk ve annenin güvenliğini temin etmek, çocukları eğitmek ve İslami hükümlere ters olan gelenekleri yok etmek için önemli tedbirler almaktadır.200

İşte bu iki maddenin ışığında, 1 Ağustos 2009 yılında “Kanun-ı Men’i Huşunet Aleyh-i Zen” adı altında 4 bölüm 44 maddelik kadınlara karşı şiddetin yasaklanması kanunu kabul edilip yayınlandı. Bu kanun, 4 bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümünde bu kanunun hedefleri ve şiddet sayılan eylemler gibi genel kanunlar, ikinci bölümde bakanlıklar ve kurumların bu konudaki sorumluluğu, üçüncü bölümde cezaî hükümler-yani şiddet uygulamanın cezası- ve dördüncü bölümde ise şiddet eylemini yapan kişinin cezasında af, erteleme veya tahfifin söz konusu olmayacağı ve bu

199 Kanun-ı Esasiy-i Afganistan, bölüm, 2. Madde, 24 200 Kanun-ı Esasiy-i Afganistan, bölüm, 2. Madde 54.

kanunun diğer kanunlarla çatıştığı durumda bunun diğer kanunlara tercih edileceği yer almaktadır.

Bu kanunda bazı yeni hususlarla birlikte bazı medeni kanun hükümlerine uymayanlara cezalar öngörülmüştür.

Kur’an-ı Kerime baktığımız zaman kocanın sadece aile reisi olması ve bir yerde de naşize kadının dövülmesi hükmünü görmekteyiz. Biz burada bu iki konuyu diğer ayet ve hadislerle ele alacağız. Ayrıca erkeğin aile reisi olmasının hikmetleri, aile reisinin yetkisi ve dövmenin sebep nitelik ve niceliğine de değinmeye çalışacağız. Bu iki hüküm bir ayette yer almakta olup ayet şöyledir:

تﺎ ﺤ ﻟﺎ ﺼﻟﺎ ﻓ ﻢ ﻬ ﻟا ﻮ ﻣ أ ﻦ ﻣ اﻮ ﻘ ﻔ ﻧ أ ﺎ ﻤ ﺑ و ﺾ ﻌ ﺑ ﻰ ﻠ ﻋ ﻢ ﻬ ﻀ ﻌ ﺑ ﻪ ﻠﻟا ﻞ ﻀ ﻓ ﺎ ﻤ ﺑ ءﺎ ﺴ ﻨﻟا ﻰ ﻠ ﻋ نﻮ ﻣا ﻮ ﻗ لﺎ ﺟ ﺮﻟا تﺎ ﻈ ﻓﺎ ﺣ تﺎ ﺘ ﻧﺎ ﻗ ن ﺈ ﻓ ﻦ هﻮ ﺑ ﺮ ﺿا و ﻊ ﺟﺎ ﻀ ﻤ ﻟا ﻲ ﻓ ﻦ هو ﺮ ﺠ ها و ﻦ هﻮ ﻈ ﻌ ﻓ ﻦ ه زﻮ ﺸ ﻧ نﻮ ﻓﺎ ﺨ ﺗ ﻲ ﺗﺎ ﻠﻟا و ﻪ ﻠﻟا ﻆ ﻔ ﺣ ﺎ ﻤ ﺑ ﺐ ﻴ ﻐ ﻠ ﻟ ا ﺮﻴ ﺒ آ ﺎ ﻴ ﻠ ﻋ نﺎ آ ﻪ ﻠﻟا ن إ ﺎ ﻠﻴ ﺒ ﺳ ﻦ ﻬ ﻴ ﻠ ﻋ اﻮ ﻐ ﺒ ﺗ ﺎ ﻠ ﻓ ﻢ ﻜ ﻨ ﻌ ﻃ أ

“Allah'ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılması sebebiyle ve mallarından harcama yaptıkları için erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudur. Onun için sâliha kadınlar itaatkârdır. Allah'ın kendilerini korumasına karşılık gizliyi (kimse görmese de namuslarını) koruyucudurlar. Baş kaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve (bunlarla yola gelmezlerse) dövün. Eğer size itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın; çünkü

Allah yücedir, büyüktür”.201

Biz burada önce yukarıdaki ayette geçen erkeğin “kavvam” aile reisi olmasının sebeplerini ve kadınların kocalar tarafından dövülmesi meselesini ele alacağız sonra da Kur’an ve Hadiste, aile içi şiddeti yasaklayan ve aile ile iyi geçinmeyi emreden ayet ve hadislere ve bazı âlimlerin görüşlerine yer vereceğiz. Ama ilk önce bu ayetin altında bütün bu konularımızı özetle açıklamakta olan Diyanet mealinin yaptığı açıklamaya yer vereceğiz. Diyanet meali söz konusu ayetin açıklamasında şöyle demektedir:

Erkeklerin maddi ve manevi özellikleri ile ekonomik rolleri onların aile reisi olmalarını tabii kılmıştır. Aile küçük bir toplumdur. Toplum düzenle yaşar. Düzen ise

bir reisi, bir idareciyi zaruri kılar. İslam’da devlet başkanından aile reisine kadar her idareci ilahi talimata göre hareket etmek, yönetmek mecburiyetindedir; şu halde onlara itaat bu talimata itaat demektir. İdare eden veya edilen bu talimatın dışına çıkar, itaatsizlik ederse müeyyide uygulanır. Burada bahis mevzuu olan zevcenin itaatsizliğidir. Çare olarak önce öğüt vermek, sonra yatak boykotu ve daha sonra dövme tavsiye edilmiştir. Kur’an’ı bize tebliğ eden Hz.Peygamber (s.a.) hiçbir zaman kadın dövmediği gibi, “Kadını eşek döver gibi dövüp de günün sonunda onu koynunuza alıp yatmanız olacak şey midir?” buyurarak ümmetini uyarmıştır. Dövme müeyyidesi kullanıldığı takdirde kadının canını yakmayacak ve vücudunda iz bırakmayacak şekilde uygulanması gerektiğini de ifade buyurmuştur. Şu halde dayağı İslam getirmemiş, aksine onu hafifleterek ortadan kaldırmaya yönelmiştir. Ayrıca kadına da, kocasından şikâyetçi olması halinde hakem ve hâkime başvurma, hakkını arama imkânı vermiştir.

Aile toplumun küçük bir parçası olması ve toplumun temelini teşkil etmesinden dolayı bütün kurumlarda olduğu gibi ailede de bir reisin olması gerekmektedir. Aile içinde reis ya erkek ya hanımı ya da her ikisi olacaktır. Bir kurumda bir ülkede aynı seviyede iki reisin olması birçok kavgalara ve karışıklığa yol açtığı için ailede de aynı sonuç ortaya çıkacaktır. Dolayısıyla üçüncü seçenek söz konusu olmadığı için aileden birinin aile reisi olması seçeneği kalıyor.202 Fakat koca ile hanımın hangisinin aile reisi olacağı konusunda Kuran-ı Kerim erkeği seçmiş ve aynı ayettin devamında da erkeğin seçimi için iki delil öne sürmüştür. Onların biri erkeğin güçlü olduğu için koruyucu olması diğeri de ailenin bütün geçimini sağlamaktan sorumlu olmasıdır.

Birinci sebebe gelince yani fiziki olarak güçlü olmak sadece erkek ve kadın arasında değil erkekler arasında bile tercih sebeplerinden biri olarak gösterilmiştir.203

İkinci sebep de daha çok 204 ﻢﻬﻣدﺎﺧ مﻮﻘﻟا ﺪﻴﺳ kabilindendir. Nitekim bu hadisi Münavi şöyle açıklamaktadır:

ﻢهﺎﻔآو رﻮﻣﻷا ﻢﻬﻨﻋ ﻢﻬﻣدﺎﺧ ﻞﻤﺤﺗ ﺎﻤﻠﻓ ﻢﻬﻨﻋ لﺎﻘﺛﻷا ﻞﻤﺤﺘﻴﻓ ﺐﺋاﻮﻨﻟا ﻲﻓ ﻪﻴﻟإ عﺰﻔﻳ يﺬﻟا ﻮه ﺪﻴﺴﻟا نﻷ رﺎﺒﺘﻋﻻا اﺬﻬﺑ ﻢهﺪﻴﺳ نﺎآ ﻪﻧﻮﻘﻴﻄﻳ ﻻ ﺎﻣ ءﺎﺒﻋﺄﺑ مﺎﻗو ﻢﻬﺘﻧوﺆﻣ

202 Nuri, Hukuk-i Zen der İslam ve Cihan, s 132. 203 Bakara, 2/ 247.

Böyle olunca da erkeğin aile reisi olmasının sebebi fiziki bakımından daha güçlü olduğu için koruyucu olması ve aile geçimini sağlamaktan kaynaklanmaktadır. Bu konu ile ilgili olarak Salih Akdemir, Kur’an-ı kerimin aile resiliğini iki şarta bağladığını ve -hükmün illete bağlı olmasından dolayı-bu sebepler ortadan kalktığı zaman reisliğin de ortadan kalktığını üstelik ayetten, yöneten kişi ister erkek olsun isterse kadın olsun bunun birinin diğerinden üstün olduğu anlamında olmadığını ve bu durumun üstünlük probleminden çok toplumsal olgu problemi olduğunu ifade etmektedir.205 Nitekim İsfehanî’ye (502/1108) göre ayette geçmekte olan “ ﻞ ﻀ ﻓ” (feddale) kelimsi, erkeğin yapısından kaynaklanan bir meziyeti ve toplumdaki itibarı, malı, makam üstünlüğü ifade etmektedir206

Üstelik İslam’da hiçbir yöneticinin halk üzerinde sınırsız yetkisinin söz konusu olmadığı gibi erkeğin aile reisi olması da onun kadınlara sınırsız yetkiye sahip olması anlamına gelmez.

Ayrıca son dönemki âlimler “Kavvam” kelimesinin hakim yönetici anlamından fazla; koruyucu, gözetici, nezaret edici ve sorumlu anlamında almamızın hem Arap dili hem de Kuranın ruhuna daha uygun olduğunu iddia etmektedirler.207 Bu anlamda ailenin bazı işlerinden erkek sorumlu olduğu gibi kadın da evinden ve çocuklarından sorumludur.208

Kısacası ailede kadın ve erkek arasında sadece karşılıklı bazı hak ve sorumluluk ve bazı görev dağılımı söz konusudur. Yoksa bazı abartılı rivayetlerde olduğu gibi, kadının kocasından izin almadan babasının bile ziyaretine gidemeyeceği209 ve hatta babası ölüm döşeğinde iken bile ziyaretine izin vermeme gibi üzerinde sınırsız yetkiye sahip olması210 Kur’an’ın ruhuna ters olduğu gibi akıl ve mantığa da ters bir şeydir. Çünkü Kur’an ve sünnete baktığımız zaman genellikle tek taraflı değil karışıklı bir haktan bahsedildiğini görmekteyiz. Hatta bir hadiste Allah’ın kulları üzerindeki

205 Akdemir, “Tarih boyunca ve Kur’an-ı Kerimde Kadın” İslamî Araştırmalar,s. 268, 206 İsfehanî, el-Müfredat, I, 382.

207 Kırbaşoğlu, “Kadın Konusunda Kur’an’a Yöneltilen Başlıca Eleştiriler” İslamî Araştırmalar c:5, sy:4s. 272, Ekim 1991.

208 Buharî, Nikah, 89; Müslüm, İmare, 20. 209 Gazali, İhya, II, 147-148.

haktan bahsederken, ardından da kulların Allaha olan hakkından bahsetmektedir.211 Kadının dövülmesi meselesine gelince, burada birkaç önemli noktayı dikkate almamız lazım. Önce dövülmenin sebebi ve şekli üzerinde duracağız. Ayete baktığımız zaman Allah ﻦهزﻮﺸﻧ نﻮﻓﺎﺨﺗ ﻰﺋﻼﻟاو “Nüşuz” ünden endişe ettiğiniz kadınlara…diye buyurmaktadır. Nüşuz kelimesini her ne kadar birçok alimler sadedece baş kaldırma ve kocaya itaatsizlik olarak çevirmişse de İsfehânî (502/1108) gibi bazı müfessirler konunun daha ciddi olduğundan bahsetmektedir. Nitekim İsfehanî bu kelimeyi tefsir ederken şöyle demektedir:

ﻩﺮﻴﻏ ﻰﻟإ ﻪﻨﻋ ﺎﻬﻨﻴﻋو ﻪﺘﻋﺎﻃ ﻦﻋ ﺎﻬﺴﻔﻧ ﻊﻓرو ﺎﻬﺟوﺰﻟ ﺎﻬﻀﻐﺑ ةأﺮﻤﻟا زﻮﺸﻧو

Kadının nüşûzü, kocasından nefret etmesi, ona baş kaldırması ve başkasına

meyletmesidir.212 Nitekim günümüzde de Yaşar Nuri Öztürk, “Sadakatsizlik ve

iffetsizliklerinden korktuğunuz kadınlara…” olarak çevirmiştir.213 Nitekim bu görüşü şu hadis te desteklemektedir:

Kadınlar hakkında Allah'dan korkun. Çünkü siz, onları Allah'ın emânıyla aldınız ve onları Allah'ın kelimesiyle kendinize helâl kıldınız. Döşeklerinize, sevmediğiniz bir kimseye ayak bastırmamaları sizin, onlar üzerindeki hakkınızdır. Bunu yaparlarsa, onları zarar vermemek şartıyla dövün.214

Demek ki karı koca arasında ciddi bir problem söz konusudur. Bunun üzerinde de Allah bu sorunu gidermek ve kadının bundan vazgeçmesi için önce kocasının kendisine öğüt vermesine bununla yola gelmezse yataklarda yalnız bırakmasına bununla