• Sonuç bulunamadı

A. KADINLARIN SİYASAL HAKLARI

2. İslam Hukuku Açısından Kadınların Siyasal Hakları

Afganistan Anayasasında, kanunun belirttiği seçme ve seçilme özelliğine sahip olması durumda erkek ve kadın ayrımı yapılmadan her Afgan vatandaşın eşitçe seçme ve seçilme hakkına297 ve düşünce özgürlüğüne sahip olduğu yazılmaktadır.298 Aynı şekilde siyasi parti kurma299 ve cumhurbaşkanı olma şartında300 da kadın ya da erkek olma ayrımı yapılmamıştır.

Kur’an-ı Kerimde kadınların siyasi haklara sahip olup olmaması ile ilgili açık bir beyan yoktur. Ancak bu konuya dolaylı olarak değinen bazı ayetler mevcuttur.301 İslam alimlerinin çoğu bazı ayet ve hadislerin dolaylı olarak kadınların seçme ve seçilme haklarına sahip olmadığına delalet ettiğini savunurken; bazıları ise dolaylı

295 Müşariketi Siyasiy-i Zenan-ı Afganistan, WCLRF, Rapor-ı Tahkikatî, 2005, 52-53. 296 Müşariketi Siyasiy-i Zenan-ı Afganistan, WCLRF, Rapor-ı Tahkikatî,2005, s. 58. 297 Kanun-ı Esasîy-i Afganistan, bölüm, 2. madde, 33.

298 Kanun-ı Esasîy-i Afganistan, bölüm, 2. madde, 34. 299 Kanun-ı Esasîy-i Afganistan Bölüm 2. madde 35. Bent 2. 300 Kanun-ı Esasîy-i Afganistan, bölüm, 7. Madde 62. 301 Topaloğlu, İslam’da Kadın, s. 271.

olarak ayet, hadis ve akli delillerden hareket ederek kadınların her türlü seçme ve seçilme hakkına sahip olduğunu savunmuşlardır. Bu konuda bir mesele de bazı alimlerin seçme ile seçilme hükmü arasında ayrım yapmalarıdır. Bazı alimler kadınların seçilme hakkına sahip olmadığını savunmalarına rağmen kadınların seçme hakkına sahip olduğunu söylemektedirler.

Böylece bu konuda üç görüş vardır diyebiliriz. Bazılar kadının ne seçme ne de seçilme hakkına sahip olmadığını, bazılar seçme hakkına sahip olup seçilme hakkına sahip olmadığını ve bazı alimlerse devlet reisliği dahil kadının bütün siyasi haklara sahip olduğunu savunmaktadır.302 Seçilme hakkına sahip olduğunu savunanlar da ikiye

ayrılmıştır: Bazıları kadının devlet başkanı adayı dahil her yerde aday olabileceğini söylerken diğer bazı alimler ise kadının bakan, millet vekili, yargıç gibi devletin üst düzey yönetici olabileceği ama devlet başkanı adayı olamayacağını söylemektedir.303 Dolayısıyla biz bu konuyu kadınların seçme hakkı, seçilme hakkı ve cumhurbaşkanı olabilme hakkı olmak üzere üç başlık altında ele alacağız. Her konuda da iki zıt görüş sahiplerin delillerine kısaca yer verip sonunda konunun değerlendirilmesini yapıp kendi kanaatimizi açıklayacağız.

a. Kadınların Seçme Hakkı

Kadınların seçme hakkının olmadığını iddia edenler, kadınların seçme hakkına sahip olması ile ilgili herhangi bir nassın bulunmaması üstelik Hz. Peygamber ve hulefa-i raşidin döneminde akdedilen şuralarda ve halife seçiminde oy kullanma hakkı verilmediğini delil olarak öne sürmüşlerdir.304 Kadınların seçme hakkına sahip olmadığını savunanlar, kadının hiçbir siyasi hakka sahip olmadığını söylemektedirler. Çünkü seçme hakkına sahip olmadığını kabul edenler, bundan sonra anlatacağımız seçilme hakkı ve cumhurbaşkanı olma hakkını hiç kabul etmemektedirler.

302 Topaloğlu, İslam’da Kadın, s. 271.

303 Uysal, Kadın Haklar ve Özgürlükler, s. 140. 304 Topaloğlu, İslam’da Kadın, s. 273.

Kadınların seçme hakkına sahip olmasını savunanlar ise Hz. Peygamberin erkeklerle olduğu gibi kadınlarla da bia’t etmesini delil göstermişlerdir.305 Kadınlarla bia’t etme ise hem Kur’an-ı Kerimde306 hem de sahih sünnette307 sabit olmuştur.

Diğer bir delil ise, Hz. Ömer’in vefatından sonra halife seçimi ile görevlendirilen Abdurrahman b. Avf’ın Medine halkının görüşlerini sorarken bazı kadınların da görüşlerini sorması rivayetidir.308

b. Seçilme Hakkı

Kadınların seçilme hakkına sahip olması seçme hakkından daha fazla muhalefetle karşı karşıya kalmıştır. Kadının seçilme hakkına sahip olmadığını iddia edenlerin öne sürdüğü delillerin bazıları şunlardır:

● Delillerin biri, Nisa suresinde, ءﺎﺴﻨﻟا ﻲﻠﻋ نﻮﻣاﻮﻗ لﺎﺟﺮﻟا“…erkekler kadınların yöneticisidir”309 ayetidir. Bu ayette Allah erkelerin kadınlar üzerinde hakim olmasını söylemektedir. Dolayısıyla kadınların yönetici olması caiz değildir.310

● Diğer delili Tirmizi’nin rivayet ettiği şu hadistir:

أ ﻦﻋ ﻢآرﻮﻣأو ﻢآءﺎﺤﻤﺳ ﻢآؤﺎﻴﻨﻏأو ﻢآرﺎﻴﺧ ﻢآؤاﺮﻣأ نﺎآ اذإ ﻢﻠﺳ و ﻪﻴﻠﻋ ﷲا ﻰﻠﺻ ﷲا لﻮﺳر لﺎﻗ لﺎﻗ ةﺮﻳﺮه ﻲﺑ ﻢﻜﺋﺎﺴﻧ ﻰﻟإ ﻢآرﻮﻣأو ﻢآءﻼﺨﺑ ﻢآؤﺎﻴﻨﻏأو ﻢآراﺮﺷ ﻢآؤاﺮﻣأ نﺎآ اذإو ﺎﻬﻨﻄﺑ ﻦﻣ ﻢﻜﻟ ﺮﻴﺧ ضرﻷا ﺮﻬﻈﻓ ﻢﻜﻨﻴﺑ ىرﻮﺷ

ﺎهﺮﻬﻇ ﻦﻣ ﻢﻜﻟ ﺮﻴﺧ ضرﻷا ﻦﻄﺒﻓ

Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurdu: “İdarecileriniz iyi kimselerden, zenginleriniz cömert kişilerden olduğu ve işleriniz aranızda istişare ile yürütüldüğü durumda yeryüzünde yaşamanız toprak altına gitmenizden daha hayırlıdır. Ama idarecileriniz kötülerinizden zenginleriniz cimrilerinizden işleriniz de kadınlara teslim edildiği zaman yerin altı (kabir) size

üstünden (yaşamaktan) daha hayırlıdır.”311

305 Hameney, Hukuku’l-İnsan Fi’l-İslam, 407-408. 306 Mümtehine, 60/12.

307 İbn Hanbel, Müsned, XXXIV, 618, no: 27062 308 Topaloğlu, İslam’da kadın, s. 277.

309 Nisa, 4/34.

310 Topaloğlu, İslam’da Kadın, s. 274. 311 Tirmizi, Fiten, 78.

● Diğer bir delil de şu hadisi göstermişlerdir:

... ﻗ سرﺎﻓ ﻞهأ نأ ﻢﻠﺳ و ﻪﻴﻠﻋ ﷲا ﻰﻠﺻ ﷲا لﻮﺳر ﻎﻠﺑ ﺎﻤﻟ لﺎﻗ ﺢﻠﻔﻳ ﻦﻟ لﺎﻗ ىﺮﺴآ ﺖﻨﺑ ﻢﻬﻴﻠﻋ اﻮﻜﻠﻣ ﺪ

ةأﺮﻣا ﻢهﺮﻣأ اﻮﻟو مﻮﻗ

(Ebû Bekre) dedi ki: Fars halkının Kisrâ Pervîz'in kızını kendilerine melik seçtikleri haberi Rasülullah'a ulaşınca: "Devlet başkanlığı işlerini bir kadının eline

veren millet felah bulmaz!" buyurdu.312

Başka bir delili de ﻦ ﻜ ﺗﻮ ﻴ ﺑ ﻰ ﻓ ن ﺮ ﻗ و “evlerinizde oturun”313 ayetidir. Devlet

başkanı başta olmak üzere her seçilen kişi halk ile ilgilenmek ve erkeklerle karışmak zorundadır. Halbuki kadınların evde oturmaları emredilmiştir. Evden çıkmasına izin olmayan da halkın sorumluğunu üstlenemez.

Kadınların seçilme hakkına sahip olduğu görüşünü savunanlar ise, Nisa suresinin 34 ayetinde geçen, “…erkekler kadınların yöneticisidir” derken aile reisi olmasının kast edildiğini savunmaktadırlar. Nitekim ayette de aileden ve aile içi infaktan bahsetmektedir. İmam Tirmizi’nin rivayet ettiği hadis ise zayıftır. Nitekim İmam Tirmizi bu hadisi rivayet ederken şöyle demektedir:

“Bu hadis garib olup sadece Salih b. Mürrî’nin rivâyetiyle bilmekteyiz. Salih’in rivâyetleri arasında kendisine uyulmayacak garib hadisleri vardır. Kendisi

salih bir insandır”.314

"Devlet başkanlığı işlerini bir kadının eline veren millet felah bulmaz” hadisine

gelince, “Hz. Peygamberin bu sözü söylemesini hazırlayan tarihî sebepler genel-geçer

bir kaideye değil, belli bir toplumun akibetini haber vermeye yönelik olduğuna

delildir”315 denmektedir. Çünkü Hz. Peygamber, Kisra’ya gönderdiği mektubun Kisra

tarafından parçalandığını duyunca önce “paramparça olsunlar” diye buyurmuştur, daha sonra da Kisra’nın vefat edip yerine kızının geçtiği haberi alınca da söz konusu kavmin

312 Buharî, Megazî, 77. 313 Ahzab, 33/33. 314 Tirmizi, Fiten, 78.

felah olamayacağını haber vermiştir. Yani Hz. Peygamber (s.a.) söz konusu kavmin işlerinin iyiye gidemeyeceğini haber vermektedir. Dolayısıyla bu hadisten kadınların kamu görevlerinde çalışmasının caiz olmadığı delili çıkartmak mümkün değildir.316

Kadınların seçilme hakkına sahip olduğunu savunanlar ise şu delilleri ileri sürmüşlerdir:

“Mümin erkeklerle mümin kadınlar da birbirlerinin velileridir. Onlar iyiliği emreder, kötülükten alıkorlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler, Allah ve Resûlüne itaat

ederler. İşte onlara Allah rahmet edecektir. Şüphesiz Allah azîzdir, hikmet sahibidir”.317

Bu ayetten açıkça müminlerin birbirinin velileri olduğu, dolayısıyla hem erkeklerin hem de kadınların velayet sahibi olduğu anlaşılmaktadır.

“Reşid Rıza gibi alimler bu ayetin, kadının dinî edebi, ictimaî ve siyasî işlerle

meşgul olabileceğini belirttiğini söylemektedir”.318

Muhammed Hamidullah da bu ayetten yola çıkarak, iyiliği emretme ve kötülükten vazgeçirmeye çalışmanın mümin erkekler gibi mümin kadınların da yapabileceğini dolayısıyla devlet başkanlığı da dahil, “millet adına bir işi yapmak”

anlamında olan siyasetin kadının da üstlenebileceğini söylemektedir.319

c. Kadının Devlet Başkanı olması

Bazılar ise daha önce de değindiğimiz gibi kadının bakanlık falan gibi makamlar için aday olabileceğini kabul etmelerine rağmen, devlet başkanı adayı olamayacağını savunmuşlardır. Nitekim Halil Uysal, Karadavî’nın da kadının millet vekili, bakan yargıç vb. yönetici olabileceğini ancak devlet başkanı olamayacağını savunduğunu nakletmektedir.320 Kadınların sadece devlet başkanı olamayacağını savunanlar da gerekçe olarak, devlet başkanlığının çok fazla sorumluk gerektiğini ve kadınların bu

316 Uysal, Kadın Haklar ve Özgürlükler, s. 142-143. 317 Tevbe, 9/71.

318 Uysal, Kadın Haklar ve Özgürlükler, s. 143.

319 Nejla, “İslam Hukukunda Kadının Siyasî Hakları” İslamî Araştırmalar, s. 243. 320 Uysal, Kadın Haklar ve Özgürlükler, s. 140.

sorumluğu yerine getiremeyeceğini söylemektedirler. Topal oğlu kendisi de aynı düşünceyi savunmaktadır.321

Kadının devlet başkanı olabileceğini öne süren alimler de seçilme hakkı başlığı altında ele aldığımız delillerle beraber Seba melikesi Belkıs’la ilgili ayeti de delil olarak göstermişlerdir. Bunlara göre Belkıs, Müslüman olduktan sonra melikeliğini devam ettiğine dair herhangi bir delilin olmadığı gibi, melikeliğini bıraktığına dair da herhangi bir delil bulunmamaktadır. 322Üstelik Kur’an-ı Kerim söz konusu hikayeyi anlatırken onun kadın olması ile ilgi herhangi bir eleştiride bulunmamaktadır.

Diğer bir delil olarak da, “açık bir nasla istisna edilmediği takdirde kadın ve erkeğin hak ve görevlerinde eşitliği prensibini” göstermişlerdir.323

Bütün görüşler ve görüşleri savunanların delillerine baktığımız zaman kadınların siyasi hakları ile ilgili açık bir yasağın olmadığını görmekteyiz. Kadınların siyasete girmesini yasaklayan bir delilin olmaması da, kadının erkekler gibi siyasete girebileceğine bir delildir. Çünkü İslam Hukuku usulüne göre de eşyada asıl olan ibahatdır. Bir şey şer’î bir nass tarafından yasaklanmadıkça onun caiz olmadığını iddia etmemiz doğru değildir. Öyle ise kadınların da siyasi haklara sahip olma bakımından erkeklerle hiçbir farkı olmamaktadır.

321 Topaloğlu, s. 274.

322 Nejla, “İslam Hukukunda Kadının Siyasî Hakları” İslamî Araştırmalar, C: 5, sy: 4 Ekim 1191, s. 43. 323 Nejla, “İslam Hukukunda Kadının Siyasî Hakları” İslamî Araştırmalar, C: 5, sy: 4 Ekim 1191, s.

B. KADINLARIN EĞİTİM VE ÖĞRETİM ALANINDA MARUZ KALDIĞI SORUNLAR

1. Afganistan’daki Uygulamalar

Bu konuyu; Afganistan’da kız okulunun kısaca tarihçesi, 2001’den bu yana gerçekleşen gelişmeler ve günümüzde hala devam eden kızların eğitim ve öğretim görmelerine engel teşkil eden sebepler ve sorunlar olmak üzere üç başlık altında ele alacağız.

a. Kız Eğitiminin Kısaca Tarihçesi ve Tarihi Süreci

Afganistan’da gayri resmi eğitim ve öğretimin özellikle din eğitimin çok eskiden beri olması ile birlikte, resmi eğitim tarihi ancak Amir Şir Ali Han dönemine (1863-1878) kadar geri gidebilmektedir. Amir Şir Ali Han ilk resmi eğitim sistemin temelini atan Afgan devlet başkanı olmuştur. Amir Şir Ali Han 1874 yılında, biri mülki diğeri askeri olmak üzere iki bölüme sahip olan Mekteb-i Harbiye adı altında bir okul açmıştır. Ancak 1880 yılında saltanata gelen, Amir Abdurrahman Han döneminde yeni okullar açılmadığı gibi Amir Şir Ali Han’ın açtığı Mekteb-i Harbiye adlı okul da kapatılmıştır.

1901 yılında Amir Abdurahman Han’ın yerine oğlu Amir Habibullah Han (1901-1919) geçince yine Mekteb-i Harbiye adlı bir okul açmış ki, bunun başkent Kabil’de altı farklı branşları vardı. Bunun yanı sıra altı ilkokul bir de öğretmen yetiştirmek amacı ile Darul-Muallimin kurulmuş ve Amir Şir Ali Han’ın açtığı ve daha sonra kapatılan Mekteb-i Harbiye da yeniden açılmıştır.324

Görüldüğü gibi resmi okulun temelinin 1874 yılında atılmasına rağmen 1919 yılına kadar ülke çapında sadece sayılı birkaç okul açılmıştır.

Kız okulu ise ancak Afgan kralı Gazi Amanullah Han (1919-1929) döneminde açılmıştır. Amanullah Han iktidara gelince birçok alanda olduğu gibi eğitim alanında da önemli değişiklik ve gelişmelere imza atmıştır. Bu dönemde başkent dışında ülkenin

324 Sa’di, Alican, Tarihçey-i Maarıfı Afganistan, http://alijan25.blogfa.com/post-15.aspx (06/07/2010) s. 1-3

dört bir yanında birçok okul açılmış üstelik ilk defa kız okulu açılmış ve yüksek öğretim görmek amacı ile kızlar, Türkiye başta olmak üzere bazı dış ülkelere gönderilmiştir.

Ancak kız okulu açması, ilkokulda kız ve erkek çocukların karma sınıflar şeklinde okumaları ve kız öğrencilerin okumak için yurt dışına gönderilmeleri vb gibi şeylere insanlar karşı çıkıp Amanullah Han’a baskı yaparak bunların bir kısmından vazgeçirmeyi başarmışlardır. Mesela kızların okula gitmeyip sadece evlerinde eğitim görebilmeleri ön görülmüştür. Daha sonra Amanullah Han uzun Asya ve Avrupa seferinden geri dönünce bu konuları yeniden ele almış ve kız okullarını tekrar açmıştır.

Nihayet 1929 yılında, hicap meselesi, kızlar için okul açması ve onların yurt dışına göndermesi vb gibi sebeplerden dolayı Amanullah Han bazılar tarafından tekfir edilmiş ve yine bu sebepten dolayı çıkarılan bir ayaklanma sonucunda ülkeyi terk etmek zorunda kalmıştır.325

1929 yılında ayaklanmanın başı olan Habibullah Kelekani Kralın yerince geçince kız okulların yanı sıra erkek okulları da kapatılmış, öğrenim görmeleri için yurt dışına gönderilen kızlar da Afganistan’a geri döndürülmüştür.326 Böylece bütün eğitim ve öğretim faaliyetleri durdurulmuştur. Ancak bu hükümet sadece 9 ay iktidarda kalabilmiş ve aynı senede Nadir Han (1929-1933) tarafından devrilmiştir. Nadir Han iktidara geldikten bir sene sonrasında erkek okulları açılmış ancak kız okulları bir sene daha kapalı kalmış ve sonunda iktidara gelişinden iki sene sonrasında kız okulu da açılmıştır.

1950’den sonra kız okulunda yine gelişmeler devam etmiştir. Bu dönemde Afganistan’ın toplam 29 ilin 8’inde kız okulu açılmıştır.

Bundan sonra 1996 yılına kadar en azından kız okulları artık kapanmaktan kurtulmuş ve kızlar da az çok eğitim ve öğretim görmeye devam etmiştir.

325 Hüseyn, Mahmud, Muhtasar-ı Ez Trih-i Zindegi-yi İctima’i-yi Zenan-ı Afganistan, s. 40-41.

326 Hanif, Aziz Ahmed, “Vaz’iyyeti Ta’lim ve Terbiye Der Vilayet-i Pencşîr (Guzaşta ve Hal)” http://www.khawaran.com (06/07/2010), s. 33.

1970’li yıllarda ise genel olarak ülke çapında öğrencilerin % 7’si Afganistan’ın başkenti Kabil’de ise % 35’i kız öğrencilerden oluşuyordu. Bu dönemde yine kızlar, yüksek öğretim görmek amacı ile yurt dışına gönderilmeye başlanmıştır.327

1978-1992 yılları arasında ise Afganistan’da Komünist rejimi hakimiyet sürdürmüştür. Kadınların bu dönemde bütün siyasal ve sosyal alanlarında olduğu gibi eğitim ve öğretim alanında da en fazla yer aldıklarını görmekteyiz. Ancak bu dönemde de merkezi hükümetin hâkimiyeti genellikle sadece büyük şehirlerle sınırlı olduğu için kırsal alanındaki kadınlar, yine de tamamen eğitim ve öğretimden mahrum kalmışlardır.

1992 yılında komünist rejimi yıkıldıktan sonra mücahit grupları İslami hükümet kurdular. 1996 ye kadar devam eden bu hükümette de her ne kadar hükümet tarafında bir yasaklama söz konusu değilse de, devam eden çetin iç savaştan dolayı insanların çok az bir kısmı eğitimine devam edebilmiş birçoğu, ise-özellikle kadınlar- yine eğitimden mahrum kalmışlardır.

1994’te ortaya çıkan ve 1996’da başkenti ele geçiren Taliban hareketi ise, ele geçirdikleri bölgelerdeki kız okullarını kapatmaya devam etmişlerdir. Böylece 2001 yılına kadar Afganistan’ın yaklaşık % 90’ını ele geçirince ülkedeki bütün kız okulları kapanmış oldu.328 Bu dönemde kızların sadece başkentteki tıp fakültesinde okumaya devam etmelerine izin verilmiş diğer bütün okullar kapatılmış ve ev dışında okumaları yasaklanmıştır.329

b. 2001 Yılından İtibaren Görülen Gelişmeler

2001 yılında Amerika 11 Eylül saldırısından Usame Bin Ladin’i sorumlu tuttu. Usame bu sırada Afganistan’da bulunuyordu. Amerika Taliban’ın Usame’yi kendisine teslim etmesini istedi. Ancak Taliban’ın bu talebi ret etmesi sonucunda Amerika Afganistan’a saldırdı ve Afganistan’daki Taliban karşıtı grupların da yardımı ile 2001 de Taliban hareketine son verdi. 2001’de ise yeni geçici hükümet kuruldu ve o dönemde kadınların başka alanlarda olduğu gibi eğitim ve öğretime de katılmaları sağlandı.

327 Hanif, Aziz Ahmed, ,Vaz’iyyeti Ta’lim ve Terbiye Der Vilayet-i Pencşîr (Güzeşte ve Hal), http://www.khawaran.com (06/07/2010), s. 33.

328 Coruna, Laurel, Afganistan, s. 62

329 Afganistan’da kadınların eğitim tarihi ile ilgili detaylı bilgi için bakınız, Yılmaz, Aliye, Afganistan’da Kadının Sosyal Statüsü ve Din Eğitimi s. 69-101.

Nitekim yeni hükümet kurulduktan sonraki ilk eğitim yılında-2002 yılında-üç milyon öğrenci yeniden okula dönmüş ki, bunların % 30’ü kız öğrencilerden oluşmakta idi. 2003 yılına kadar da bayan öğretmenlerin sayısı % 28’e yükselmiş oldu.

2002 yılında bin kız üniversite sınavına girmiş ve böylece 26000 yüksek öğretim öğrencilerin 5000’i kızlardan oluşuyordu.330 Daha sonra günümüze kadar her yıl kız öğrencilerin sayısı artarak gelmiştir. Nitekim 2005 yılında-1. sınıftan 12 sınıfa kadar-toplam yaklaşık 5.2 milyon çocuk okula kayıt edilmiştir. Bunların 1.82 veya 1.95 i kız öğrenciler idi.331

Afganistan Eğitim Bakanlığın raporuna göre, 2003 yılında ülke çapında 3000 okulda bir milyondan az öğrenci öğrenim görürken ve 20,000 öğretmen ders verirken, 2009 yılında okul sayısı 12,000’e öğrencilerin sayısı yaklaşık 7 milyona ve öğretmenlerin sayısı da 175,000’e yükselmiştir. Söz konusu öğrencilerin % 37’i kızlardan ve öğretmenlerin de % 30’ün bayanlardan oluştuğu görülmüştür. 2010 yılında öğrenci sayısında bir milyon artış olacağı da beklenmektedir.332

c. Kadınların Eğitim ve Öğretim Görmesine Engel Olan Bazı Sebepler

Kısaca kız okulun tarihçesi ve son gelişmeleri anlattıktan sonra asıl konumuz olan kadınların eğitim ve öğretim görmelerine engel olan bazı sebep ve sorunları anlatmaya çalışacağız.

Kız okulun tarihçesinde gördüğümüz gibi kızların okula gitmelerinin caiz görülmemesi meselesi yeni bir şey olmayıp daha eski tarihlere dayanmaktadır. Ve daha önce belirttiğimiz gibi önceki dönemlere nispeten günümüzde genel olarak kadınların bütün sosyal alanlarda olduğu gibi eğitim ve öğretim alanına katılmalarında olağan üstü bir gelişmeyi görmekteyiz. Ancak bunlarla birlikte hala Afganistan’ın üçte birinde kız okullarının hiç bulunmaması,333 bütün dünyanın bu konuda özel olarak her türlü yardım

330 Ruhani, Ali Rıza “Tevsia’-ı Hukuk-i Zenan der Afganistan; Çalışha ve Rah-kârha”, Hukuk-ı Beşer, 7. Yıl, Sy: 2. Mayıs/ 2009, s. 14.

331 WOMENKIND WORLDWIDE, Erzyâbî, ,Zenan ve Dohteran-ı Afgan der Tey-i Penc sal,, 2006, s. 21.

332 Aroyın, Eyyub,Penc Milliyon Kudek Der Afganistan ez Amuziş Mahrum and.

http://www.bbc.co.uk/persian/afghanistan/2010/03/100306_k02-afg-acadimic-year.shtml?s (16/03/2010), s. 11.

333 Pîş-reft-i Zenan der Hakikat Pîş-reft-ı Heme ast, UNIFEM-AFGHANİSTAN-Varak-ı İtlaat-ı Sal-ı 2008.

ve ilgilerine rağmen hala kadınların % 85 334 veya % 88’in335 eğitimsiz olması ve bazı illerde öğrencilerin sadece % 3’336lük kısmının kız öğrencilerden oluşması337 dikkat çekici bir durumdur.

Günümüzde bayanların eğitim ve öğretimden uzak kalmasına sebep olan öğelerin bazıları şunlardır:

ca. Kadınların Eğitim ve Öğretim Görmelerinin Caiz Olmadığı Anlayışı:

Kadınların eğitim ve öğretim görmelerine en büyük engel ve sorunların başında bu sebep gelmektedir. Bu anlayışa sahip oldukları için bazı aileler kız çocuklarını okula göndermemekte ve bu anlayıştan dolayı bazı din adamları da kızların okula gitmemeleri için çabalamaktadırlar.

Nitekim Taliban kendi döneminde de kızların okula gitmelerini yasaklarken bu anlayış ve düşünceden hareket ederdi ve şimdi de aynı gerekçeyi öne sürerek aileleri tehdit edip kızlarının okula gitmelerini engellemeye çalışmaktadırlar. Durum böyle olunca aileler de kızlarını okuldan alıkoymak zorunda kalmaktadırlar.338

Taliban hükümetinden sonra günümüze kadar birçok okul yakılmış,339 öğretmenler ve öğrencileri öldürülmüş; okullara birçok roket saldırısı ve kız öğrencilerine yönelik zehirli gazlı saldırılarda bulunulmuş ve bu durum hala devam etmektedir. Nitekim WOMENKİND WORLDWİDE’in raporuna göre, 2005 yılının başından 2006 yılı Haziran ayına kadar okullara 204 saldırı düzenlenmiş ki bunun neticesinde 17 öğretmen hayatını kaybetmiştir.340 Özellikle de Taliban’ın gizli hakimiyeti olan bölgelerde tehdit sonucu ve güvenlik sorunu sebebi ile birçok okul

334 Ber-resîy-i Vaz’iyyet-i Umumiy-i Zenan Der Afganistan, ABİHK, ABİHK, Rapor-ı Tahkikatî http://nawaaye-afghanistan.net/spip.php?article352 (06/07/2010), s. 1.

335 Vaz’iyeti Zindegiy-i Dohteran ve Zenan-ı Afgan der tay-ı Haft sal-ı Güzeşte, WOMENKIND WORLDWIDE, Erzyâbî, 2008, s.33.

336 Ancak sadece Zabul velayetinde öğrencilerin % 3’ü oluştuğu tespit edilmiştir.

337 Ber-resîy-i Vaz’iyyet-i Umumiy-i Zenan Der Afganistan, ABİHK, ABİHK, Rapor-ı Tahkikatî http://nawaaye-afghanistan.net/spip.php?article352 (06/07/2010), s.2.

338 Zenan ve Dohteran-ı Afgan der Tey-i Penc sal, WOMENKIND WORLDWIDE, Erzyâbî, 2006, s. 21.

339 Ber-resîy-i Vaz’iyyet-i Umumiy-i Zenan Der Afganistan, ABİHK, ABİHK, Rapor-ı Tahkikatî http://nawaaye-afghanistan.net/spip.php?article352 (06/07/2010), s. 2.

kapatılmıştır. Mesela 2004-2005 yıllarında Kandahar’da 49, Gazni’de 14, Zabul’de 86 ve Hilmand’da 165 okul kapatılmıştır.341

2008 yılında da ülke çapında 630 okul kapatılmış ve sadece bu sebepten dolayı 250,000 öğrenci eğitimden uzak kalmıştır.342 2010 yılında da ülke çapında 400 den fazla okulun tehdit ve güvelik sorunlarından dolayı kapalı olduğu Afganistan Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bildirilmiştir.

Aynı raporda 2010 yılında öğrenci ve öğretmen öldürmelerinin arttığı, geçen sene boyunca 250 öğretmen ve öğrenci öldürülürken bu sene daha eğitim yılından yaklaşık 3 ay geçmesine rağmen ülkenin değişik bölgelerinde 300 den fazla öğretmen ve öğrencinin öldürüldüğü tespit edilmiştir.343