• Sonuç bulunamadı

Kişiliğin bilinmesi ve ölçülmesi konusu herdaim merak edilen bir olgu olmuştur. Kişilik özelliklerini ölçmek ve değerlendirmek için bir dizi araçlar geliştirilmiştir. Kişiliğin ölçülmesinde kullanılan temelde iki yaklaşım vardır. Bunlardan birisi doğrudan ölçüm (anketler gibi) diğeri dolaylı ölçüm (projektif testler gibi) yaklaşımlarıdır. Bunun dışında kişilik ölçümlerinde başka sınıflandırmalar da bulunmaktadır. Bu sınıflandırmalar kişilikle ilgili kuramların temeline göre yapılabilmektedir. Bireyin değişik davranış biçimlerini inceleme, çeşitli özelliklerini çözümleyip ölçme yoluna da gidilmektedir. Yakın geçmişte kişiliği değerlendiren birçok anket ve envanter geliştirilmiştir. Kişiliği ölçmek amacıyla gözlem, anket ve envanter, bireysel görüşme, toplu görüşme, otobiyografi, derecelendirme ölçekleri ve çeşitli projektif metotlar kullanılmaktadır. Bu “kişilik ölçme ve değerlendirme yöntemleri genel olarak üç başlık altında” toplanabilmektedir: “gözlem yöntemleri, kişilik envanterleri ve projektif tekniklerdir” (İkiz, 2016:44).

Bu çalışmada konu dışına çıkmamak adına yukarıda bahsedilen ölçme araçlarının psikoanalitik kuramcılara, kişiliğin sosyal etkisine önem veren kuramcılara ve davranışçı kuramcılara göre hangi ölçme araçlarını kullandıklarına değinilmektedir. Davranışçı kuramcılara göre kişilik özelliklerinin ölçülmesi kapsamında beş faktör kişilik özellikleri ölçeği bu çalışmanın ölçeği olarak kullanılmıştır.

2.1.5.1. Psikoanalitik Kuramcılara Göre Kişilik Özelliklerinin

Ölçülmesi

Psikoanalitik kuramcılar, kişiliği ölçmede çoğunlukla bireysel görüşme yöntemi, cümle ve hikâye tamamlama, insan resmi çizme testi, mürekkep lekesi

testi, tematik algı testi (resim yorumlama) gibi projektif (yansıtıcı) testleri kullanmaktadırlar. Bu testlerde, önceden belirlenmiş cevaplar yerine yarıda bırakılmış resimler, hikayeler, eksik bırakılmış cümleler ve soyut örnekler verilerek bireylerin bunları tamamlamaları istenir ve bu sayede bireylerin iç dünyasını dışa yansıtması amaçlanır. Projektif testlerden gerek kullanımının basit olması gerekse de yorumlamasının kolay olmasından dolayı en çok kullanılanı cümle ve hikaye tamamlama testleridir. Bu teknikte, danışan konumunda olan bir kişiye bir seri, eksik veya yarım kalmış cümlecikler verilerek ya da hikayeler söylenerek kendisinden bunları fazla düşünmeden aklına ilk gelen çağrışımlarla istediği gibi tamamlaması, anlamlandırması ya da bir düzen içine sokmaları istenerek tamamlanan çıktı yorumlanır. İnsan resmi çizme testi de 1920’li yıllarda ilk başta özellikle çocukların zekalarını ölçmek için geliştirilmiş ancak; sonraları önemli kişilik yapılarını ölçtüğü gözlenince yaygınlaşmaya başlamıştır. Genelde denekten boş bir kâğıda insan resmi çizmesi istenir (bazı durumlarda ağaç, ev gibi nesneler de psikologca istenebilir) ve deneğin çizdiği şeklin genellikle kendisini sembolize ettiği varsayımı üzerine kişilerin rahatça söyleyemediği hislerin ortaya çıkarıldığına inanılır ve bu şekillerin yorumu uzman tarafından yapılmaktadır. Mürekkep lekesi testi, 1921 yılında Hermann Rorschah tarafından deneklerin mürekkep lekelerine getirdikleri yorumlar üzerinden davranışların kestirilebileceği savını açıklamasına dayanmaktadır. Bir çağrışım tekniği olarak kullanılan bu teknik Rorschah kişilik testi olarak da bilinir. Mürekkep lekelerinden meydana getirilmiş beşi siyah-beyaz, beşi de renkli olan 10 adet kartın teker teker deneğe gösterilerek ne olduklarının sorulmasından ibarettir. Test yorumlanırken bireyin ilgi, istek, ihtiyaç, geçmiş yaşantıları ve sosyo-kültürel durumu gibi özelliklerinin ortaya çıkarılması amaçlanır. Kahve falında da bu mürekkep lekelerine benzer lekeler üzerinden yorumlayıcı kendi iç dünyasından izler yansıtır (İkiz, 2016:51,52; İrengün, 2014:64,65; Tatar, 2013:37-40).

Tematik algı testi (resim yorumlama), ilk olarak Morgan ve Murray (1935) tarafından geliştirilmiştir. Bu teknikte kişiye on tanesi cinsiyete özel, yirmi bir tanesi de her iki cinsiyet için kullanılan çeşitli sahnelerden alınmış toplam 31 adet resim gösterilir. Uygulayıcı, bu resimler üzerine deneğe sorular sorarak denekten bir hikâye anlatmasını ister. Bu soruların yanıtını teşkil edecek anlamlı bir hikaye meydana getirilirken bilinçli ve bilinçsiz bütün yaşantı sonuçlarından (deneğin davranışları, hikayesinin içeriği, tekrarlayan temalar (Atkinson vd., 1995:556; İkiz, 2016:51,52) faydalanarak deneğin hayata dair amaçları, tutum ve tercihleri,

“endişeleri, motivasyonları, kişilik özellikleri” (Gerrig ve Zimbardo, 2013:435, akt., İkiz, 2016:52), “iç uyuşmazlıkları, baskın becerileri ve gizli motivasyonları” (Burger, 2006:100-101; Gültekin, 2009:22; İrengün, 2014:65) ortaya çıkarılmaya çalışılır.

2.1.5.2. Kişiliğin Sosyal Etkisine Önem Veren Kuramcılara Göre

Kişilik Özelliklerinin Ölçülmesi

Kişiliğin sosyal etkisine önem veren kuramcılar, kişilik özelliklerini ölçmek amacıyla daha çok gözlem, görüşme ve derecelendirme ölçeklerini tercih etmişlerdir. Gözlem, bireyi doğal durumunda gözleyerek, farkettirmeden kişilik özelliklerine ilişkin bazı bilgiler elde etmektir. Görüşme, bireyin kişilik özellikleri hakkında bilgi edinmek amacıyla kendisiyle konuşarak bilgi edinme tekniğidir. Bireysel olabildiği gibi toplu görüşme şeklinde de olabilmektedir. Görüşme samimi bir havada, daha öncesinden dikkatlice hazırlanmış soru listelerine göre yapılmaktadır. Derecelendirme Ölçekleri, bireyi tanıyan bir başka kişinin onu çeşitli özellikleri açısından derecelendirmesidir. Genel olarak kişiliği nitelendiren özellikler iki kutuplu olarak sıralanmaktadır. İnsan kişiliğini, başkaları üzerinde bıraktığı etkilere göre değerlendirmeye önem verenlerin sıklıkla kullandıkları araçlardır.

2.1.5.3. Davranışçı Kuramcılara Göre Kişilik Özelliklerinin

Ölçülmesi

Davranışçılar kişilik özelliklerini daha çok test ve envanterler ile ölçme yoluna gitmişlerdir. Bu yaklaşıma objektif testler de denilmektedir. Objektif testler, “bir gözlemcinin yorumlarına veya görüşmecinin becerilerine bağlı olmayan ölçme araçları geliştirme çabalarıyla psikologlar tarafından geliştirilmiştir. Bunlar genellikle standart bir sürece uygulanan ve puanlanan yazılı testler olmaktadır” (Ergin, 2006:27, akt., Tatar, 2013:38). Bu kapsamdaki araçlar arasında Gordon Kişilik Profili, Thurston Mizaç Listesi, Kalifornia Psikolojik Envanteri (CPI), Edwards Kişisel Tercih Testi (EPPS), Sıfat Tarama Testi (ACL), Murray Kişilik Özellikleri Listesi, Minnesota Çok Yönlü Kişilik Envanteri (MMPI), Eysenck Kişilik Envanteri (EPI), Myers-Briggs Kişilik Tipi Belirleme Envanteri (MBTI), Cattell 16 Faktörlü Kişilik Envanteri (16 PF), Mesleki Kişilik Envanteri, Hogan Kişilik Ölçeği, Hacettepe Kişilik Ölçeği, Beş Faktör Kişilik Ölçeği sayılabilir.

Günümüzde işletmeler, yöneticiler, girişimciler ve çeşitli ilgililer özellikle işe alma kararlarında, adayların işe uygunlukla alakalı eğitim, tecrübe ve diğer özelliklerin dışında, kişilerin o iş için önemli olan kişilik özelliklerini de değerlendirmek istemektedirler. Yine bazı yöneticiler çalışanlara en uygun liderlik modelini kullanabilmek, çalışanlarını doğru şekilde motive edebilmek ve böylelikle işletmenin insan kaynağından en verimli şekilde faydalanabilmek için de kullanırlar. Bu tip ölçümlerde genellikle, kişilerin kendi kendilerini değerlendirdikleri öz- değerlendirme anketleri kullanılmaktadır. Bu konudaki çalışmalar göstermiştir ki; adaylar ve iş görenler eğer yapılan anketin kararları etkileyeceğini düşünüyor veya biliyorlar ise, kendilerini objektif değerlendirmekten çok istenen cevapları vermektedirler. Bu durum kişilik ölçüm anketlerinin özellikle iş görenler hakkında verilecek kararlarda sağlıklı birer ölçüm aracı olarak değerlendirilmemesini söz konusu etmiştir (Robbins, Judge, 2012:135, akt. İrengün, 2014:63). Ancak; yapılan gözlemler bu öz-değerlendirme anketlerinin de çok sağlıklı bir şekilde yapılmadığı ya da nasıl yorumlanacağı bilinmeden yeterli olarak görüldüğü üzerinedir. Dolaylı testlerin de uygulama ve yorumlanması uzmanlık gerektirdiği için neredeyse işletmecilik alanında hiç kullanılmamaktadır.