• Sonuç bulunamadı

C. ULUSLARARASI CEZA MAHKEMESİ

3. Kişi Bakımından Yargı Yetkisi

Geride bıraktığımız yüzyılda yaşanan ağır insan hakları ihlallerinin ve bu ihlallerden sorumlu kimselerin rahatça dolaşabilmelerinin; uluslararası suçlarda, gerçek kişilerin ceza sorumluluğuna gidilebilecek bir düzenlemenin öngörülmemiş olmasından kaynaklandığı değerlendirilmektedir. 276 Uluslararası ceza hukuku,

274 TURHAN, s. 126.

275 BAŞAK, s. 179, 180.

276 Ümit KOCASAKAL, “Uluslararası Daimi Ceza Mahkemesi Süreci”, Güncel Hukuk Dergisi, S. 20, Ağustos 2005, s. 17.

uluslararası toplumu en ağır ihlallere karşı korumakla görevli olduğundan, failleri, bireysel olarak cezalandırmayı amaçlar.277

Uluslararası ceza hukukuyla ilgili kapsamlı çalışmaları olan Schwarzenberger278, uluslararası ceza hukukunun 6 farklı anlamda kullanıldığını tespit etmiştir. Ancak yazar bu tespitlerinin hiçbirinde, uluslararası ceza hukukunu, bireylere cezai sorumluluk yükleyen bir alan olarak nitelendirmemiştir. Yazarın çalışmasını yaptığı yıl olan 1950’de, uluslararası hukukta bireylerin cezai sorumluluğu fikrinin henüz çok yeni olması nedeniyle, böyle bir tespitte bulunmamış olması doğal karşılanabilir.

Ancak günümüzde uluslararası ceza hukuku, uluslararası toplum tarafından oluşturulan ve bireylerin cezai sorumluluğunu doğuran bir hukuk dalı olarak görülmektedir.279

277 TEZCAN – ERDEM – ÖNOK, Uluslararası, s. 56.

278 Schwarzenberger, uluslararası ceza hukukunun: (1) ulusal ceza hukuklarının yargı alanlarının sınırlarını belirleme görevini gerçekleştiren, (2) ulusal ceza hukuklarına, uluslararası yükümlülükler getiren, (3)uluslararası ceza hukukunca belirlenen, ancak muhakeme ve cezalandırma işleminin ulusal hukuk tarafından yapılan fiillerden oluşan bir hukuk dalını; ayrıca (4) tüm uygar uluslarca cezalandırılan, hayata, özgürlüğe, malvarlığına karşı suçlar gibi ortak suçları (5) uluslararası geri verme ve uluslararası adli yardımlaşma gibi ulusal ceza adaletinin sağlanmasına yardımcı olan kurumları (6) uluslararası toplumun hak ve menfaatlerini ihlal ettiği gerekçesiyle, uluslararası toplum tarafından suç olarak nitelendirilen fiilleri ifade ettiğini belirtmektedir. Bkz.

DEĞİRMENCİ, “Uluslararası Suç Kavramı”, s. 233, 234.

279 DEĞİRMENCİ, “Uluslararası Suç Kavramı”, s. 233-235.

Uluslararası suçlar söz konusu olduğunda devletler, kendi vatandaşlarının ulusal veya uluslararası mahkemelerde yargılanmasına sıcak bakmamaktadır. Mağdurun, devletin kendisi veya vatandaşlarından biri olmadığı durumlarda, etkin bir yargılama gerçekleştirilmediğinden, uluslararası toplumca korunan hukuki menfaatlerin ihlalinin cezasız kalması söz konusu olmaktadır. 280 Uluslararası suçlarda bireyin ceza sorumluluğuna başvurulmasının gerekliliği de devletlerin bu suçları işleyen kendi vatandaşlarını yargılamakta isteksiz davranmalarından doğmuştur.281

Uluslararası ceza hukukunda bireyin ceza sorumluluğu, tarihsel açıdan, pratikten teoriğe doğru bir gelişme göstermiştir. Savaşlar son bulduğunda, galiplerin mağlupları yargılama hırsları sonucunda, sorumlular uluslararası hukuka göre yargılanmaya çabalanmış, bu çabalardan oluşan pratik, uluslararası hukuk belgelerine yansımış ve bireylerin ceza sorumluluğu bazı belgelerde kabul edilmiştir.282

Bireyin ceza sorumluluğuna yönelik ilk örneklerden biri, Alman İmparatoru II.

Kaiser William’ın, 28 Haziran 1919 tarihli Versay Barış Antlaşması’nın 227.

maddesinin 1. fıkrasında yer alan “antlaşmaların kutsallığı” ve “uluslararası ahlâka

280 DEĞİRMENCİ, “Uluslararası Suç Kavramı”, s. 236.

281. Yusuf AKSAR, “Uluslararası Ceza Mahkemesi ve Uygulamalarına Genel Bir Bakış”, Uluslararası Hukuk ve Politika, C. I, S. 3, 2005, s. 1, 2.

282 DEĞİRMENCİ, “Uluslararası Suç Kavramı”, s. 236.

karşı suçlar”283 kapsamında yargılanmasını düzenleyen metindir.284 Ancak, söz konusu antlaşma maddesi kâğıt üzerinde kalmış; bir mahkeme kurulmadığı gibi yargılama da yapılamamıştır.285

Yargılamanın gerçekleştirilememesinin başlıca nedeni Amerika’nın muhalif tutumudur. Devlet egemenliği, devlet başkanının yargılama bağışıklığı, uluslararası nitelikte emsal bir mahkemenin örneğinin bulunmaması, yargılamanın ancak ulusal makamlarca yapılabileceği gibi gerekçeler286 öne süren ABD, uluslararası ceza yargılaması konusunda oluşmuş olan politik iradeyi zayıflatmıştır.287 Hollanda Kralı’nın kuzeni olan, II. William’ın iade edilmesine yönelik talebin, Hollanda tarafından reddedilmesiyle, savaşın sorumlusu olarak görülen kişinin yargılanması mümkün olmamıştır.288 İtilaf Devletleri, savaşta işlenen suçlardan sorumlu olarak gördüğü 900 kişinin iadesini talep ettiyse de, Almanya’nın vatandaşını kendi

283 Uluslararası suç terimi Antlaşma’da yer almasa da bu iki suç, uluslararası suç kapsamında değerlendirilmektedir. Bkz. DEĞİRMENCİ, “Uluslararası Suç Kavramı”, s. 246.

284 WERLE - JESSBURGER, s. 2, 3.

Buradaki durum gerçek bir cezai kovuşturma değil, ahlâki kusurlardan biriydi; ancak yargılama gerçekleşseydi, cezalandırmanın gerçekleşeceğine dair bkz. CRYER, s. 115.

285 KITTICHAISAREE, s. 15; TEZCAN – ERDEM – ÖNOK, Uluslararası, s. 285.

286 KITTICHAISAREE, s. 15.

287 TEZCAN – ERDEM – ÖNOK, Uluslararası, s. 285.

288 ALİBABA, s. 184; KARAKEHYA, 137.

yargılamak istemesi sebebiyle teslim etmede direnmesi üzerine yargılamanın, tatmin edici bir sonuca varılamadığı takdirde Antlaşma’dan doğan yetkilerin kullanılacağı çekincesiyle, Alman Devletine bırakılmasına karar verilmiştir. Leipzig’te açılan 13 davada yalnızca 6 kişi hakkında mahkûmiyet kararı verilmiş lakin bu kararlar da yerine getirilmemiştir.289 Tüm bu olumsuz gelişmeler karşısında dahi Antlaşma, uluslararası hukukta bireyin cezai sorumluluğu düşüncesinin, ilk kez açıkça bir uluslararası metinde yer alması nedeniyle önem arz etmektedir.290

30 Ekim 1943 tarihli Moskova Bildirisini yayımlayan Müttefik Devletler, tüm savaş suçlularının yargılanacağını ilan etmişler; yargılama hakkında iki farklı yöntem izlemişlerdir. Olağan savaş suçluları olarak adlandırdıkları; işkence, katliam gibi suçları işleyen kişilerin, suçu işledikleri ülkelerin, ulusal mahkemeleri önünde yargılanmasını hedeflemişlerdir.291

Sorumlu tutuldukları suçların belirli bir coğrafyayla kısıtlanamayacağını değerlendirdikleri ve büyük savaş suçluları olarak adlandırdıkları ikinci grubunsa,

289 GÜLLER – ZAFER, s. 2, 3; SCHABAS, s.18.

290 WERLE – JESSBURGER, s. 4; GÜLLER – ZAFER, s. 3.

291 M. Yasin ASLAN, Teoride ve Uygulamada Savaş Suçları, Bilge Yay., Ankara 2014, s. 41.

kurulacak uluslararası bir mahkeme önünde yargılanması öngörülmüştür.292 Benzer bir hüküm Londra Antlaşmasının ilk maddesinde de yer almıştır. 293

Uluslararası Ceza Mahkemesi Statüsü’nün giriş kısmında belirtildiği üzere Mahkeme, “uluslararası toplumu bir bütün olarak rahatsız eden en ağır suçlardan”

sorumlu kişileri yargılama yükümlülüğüne bir nevi davettir.294

Mahkemenin kişi bakımından yargı yetkisi, Statünün 26. maddesiyle düzenlenmiş olup, fiili işlediği esnada 18 yaşını doldurmamış kişiler bakımından yargı yetkisinin olmadığı belirtilmiştir.