• Sonuç bulunamadı

KETOJENİK DİYET VE KANSER

POSTER SUNUMLAR

KETOJENİK DİYET VE KANSER

Hatice Pınar KURAL ENÇ

Pınar Kural Enç Beslenme ve Diyet Danışmanlığı

Giriş - Amaç: Ketojenik diyet, artan obezite oranları ve medyanın ilgisi göz önünde alındığında son birkaç yılda popülerlik kazanmış çok düşük karbonhidratlı, yüksek yağlı bir diyettir. Ketojenik diyetin kökeni, ketonaemi olarak bilinen, anormal derecede yüksek keton cisimciklerinin epilepsi sırasında nöbet başlangıcını iyileştirdiğini yüksek yağlı, düşük proteinli ve düşük karbonhidratlı bir diyetin farmakolojik olmayan bir tedavi olarak gelişmeye başlamıştır. Ketojenik diyetin zayıflama üzerindeki etkilerini araştıran en az 30 çalışma vardır. Ancak ketojenik diyet sadece obezite değil, aynı zamanda tip1, tip2 diyabet, hipertansiyon, dislipidemi, insülin direnci, kanser, kardiyovasküler hastalıklar ve epilepsi gibi birçok hastalıkta terapötik potansiyele sahiptir. Dünya çapında kanser, önemli bir halk sağlığı sorunudur. Kanser hücrelerinde, oksijen mevcut olsa bile enerjinin çoğu gli-kozdan gelir. Oksidatif fosforilasyondan glikolize olan bu kayma Warburg etkisi olarak adlandırılır.

Yakın zamanda yapılan araştırmalar, ketojenik diyetin potansiyel olarak tümör büyümesini sınırla-yan bir etkiye sahip olduğunu, sağlıklı hücreleri kemoterapi veya radyasyonun neden olduğu hasar-dan koruduğunu, kanser hücrelerine yönelik kemoterapötik toksisiteyi hızlandırdığını ve inflamas-yonu azalttığını göstermektedir.

Bulgular: Amerika Birleşik Devletleri’inde obezite prevelansı hızla artmaktadır. Obezite ile mücade-le için olası bir araç olarak ketojenik diyet, tıp çevremücade-lerinde ve bilimsel literatürde de ilgi görmekte-dir. Çok düşük enerjili diyetlerin ve ketojenik diyetin etkinliğinde anahtar faktör olduğu düşünülen ketozisin yeme dürtüsünü bastırdığı söylenmektedir. Ketojenik diyetin kısa ve orta vadede obezite ile savaşmak için, glisemik kontrolü iyileştirmek ve bazı kardiyovasküler risk faktörlerini azaltmak için etkili bir araç olduğu şüphesiz kanıtlanmıştır. Ayrıca yapılan çalışmalarda ketonların kilo alımı ve obezitenin neden olduğu bilişsel bozulmaya karşı koruyabileceği öne sürülmüştür. Birçok çalışma, ketojenik diyetin diğer çeşitli diyetlere kıyasla daha üstün kilo kaybına neden olduğunu bulmuştur.

2013 yılında yapılmış randomize kontrollü çalışamaların incelendiği bir meta-analizde ketojenik di-yeti uygulayan kişilerin düşük yağlı diyete göre daha fazla kilo verdiği ve daha uzun süre bu didi-yeti uyguladığı sonucuna varılmıştır.

T2DM’de, bozulmuş insülin duyarlılığı, hücrelerin enerji için dolaşımdaki glikozu almasını zorlaştırır ve diyetle alınan karbonhidratların büyük bir kısmı, yağa dönüştürüldükleri karaciğer tarafından alı-nır. Bu nedenle, insülin direnci etkili bir şekilde karbonhidratlara karşı bir toleranssızlıktır ve obezite ile daha da kötüleşir, bu da düşük karbonhidratlı diyetin T2DM tedavisinde neden etkili olabilece-ğini açıklar. T2DM hastaları için ketojenik diyetle beslenmenin metabolik, biyometrik kilo kaybı ve ilaç kullanımına etkisi hakkında bir çalışma yapılmıştır. 349 T2DM’li hastaların büyük çoğunluğu obez ve T2DM için ilaç kullanmaktalardır. Ketojenik diyet T2DM hastalarına göre ayarlanarak gün-de 30gr’dan az karbonhidrat tüketilmesi önerilmiştir. Sonuç olarak ketojenik diyetle 70 gün içingün-de HbA1c’yi, ilaç kullanımını ve ağırlığın önemli ölçüde azaltabileceğini ve bu sonuçların 1 yıl boyunca korunabileceği veya iyileştirebileceği ortaya çıkmıştır. Ek olarak ise lipid-lipoprotein profili, iltihap-lanma ve karaciğer fonksiyonlarını iyileştirmiştir.

Ketojenik diyet, tümör hücrelerindeki bu metabolik değişiklikleri hedeflemek için umut verici bir fırsattır. Yakın zamanda yapılan araştırmalar, ketojenik diyetin potansiyel olarak tümör büyümesini sınırlayan bir etkiye sahip olduğunu, sağlıklı hücreleri kemoterapi veya radyasyonun neden olduğu hasardan koruduğunu, kanser hücrelerine yönelik kemoterapötik toksisiteyi hızlandırdığını ve infla-masyonu azalttığını göstermektedir. Dahası, antikanser ilaçlar ve standart tedavilerle karşılaştırıl-dığında, ketojenik diyet ucuzdur, uygulaması oldukça kolaydır (kitaplarda ve internette çok sayıda iyi tarif mevcuttur) ve iyi tolere edilir. Çalışmalara dayanarak, ketojenik diyet kanser hastalarında kullanılacak güvenli ve uygun bir diyet modelidir. Ancak, insan çalışmalarında, ketojenik diyetin tü-mör hücreleri üzerindeki etkisi hakkında yeterli çalışma yoktur. Kanser hastaları için yaşam kalitesi çalışmalarında, ketojenik diyetin aslında hiçbir yan etkisi olmadığını, bazı çalışmalarda ketojenik diyetin duygusal işlevselliği iyileştirdiğini ve uykusuzluğu azalttığını göstermektedir. Ayrıca keto-jenik diyetin kemoterapi ve radyoterapi sırasında ciddi bir yan etkisi olmaksızın da uygulanabileceği gözlenmiştir. Sonuç olarak, ketojenik diyet kanser tedavisinde adjuvant tedavi olarak kullanılabilir, ancak bu konuda daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır. Ve en önemlisi uzun vadede ki etkilerini anla-yabilmek için ketojenik diyetin daha uzun süreli etkileri araştırılmalıdır.

Sonuç: Sonuç olarak, ketojenik diyetlerin obezite, T2DM ve dislipidemi, özellikle hipertrigliseridemi ve hipoalfaloproteneima ve epilepsi gibi sağlık koşullarında etkili olabileceğine dair kesin kanıtlar vardır. Ancak bu hastalıklarda ketojenik diyet diğer diyetlerden her zaman üstün olduğu kanıtlan-mamıştır. Ketojenik diyetleri metabolik hastalıklarda başarılı kılan temel mekanizmalar arasında iş-tah azalması ve gıda alımının azalması, insülin duyarlılığının artması sayılabilir. Epilepside ketojenik diyetlerin etkinliğinin altında yatan patofizyoloji tam olarak anlaşılamamıştır, ancak önerilen bazı mekanizmalar arasında doğrudan antiepileptik etki ve azalmış nöronal uyarılabilirlik bulunmaktadır.

Genel olarak ketojenik diyetler iyi tolere edilir. Belgelenen en yaygın yan etkilerinden bazıları baş ağrısı, kabızlız ve yorgunluktur.

Anahtar Kelime: Ketojenik diyet; beslenme; kanser; T2DM; obezite