• Sonuç bulunamadı

Kentsel Dönüşüm Uygulamaları

İngilizce “urban regeneration” kavramının Türkçe karşılığı “yeniden hayat verme, canlandırma” günümüzde kentsel dönüşüm olarak anlam kazanmıştır. Kentsel dönüşüm ise; bir kentin ya da kent parçasının mekânsal, ekonomik ve sosyal açılardan

81 iyileştirilmesi ve korunarak sürdürülebilir bir kent ortamının sağlamasını hedefleyen bir planlama yaklaşımıdır.

Ülkemizde son yıllarda yürütülen kentsel dönüşüm projelerinin bir kısmı da kentlerimizin yaşadığı depremler sonrası oluşan can ve mal güvenliğini tehdit eden kentsel görümün düzeltilmesine yönelik çalışmalardan oluşmaktadır.

Kentlerin, gecekondulaşma olgusu ve çarpık kentleşme sunucunda fiziksel ve çevresel bozulmaların başlaması ile eski kent merkezleri olmak üzere kentin çeşitli bölgeleri kentleşme sürecinden olumsuz yönde etkilenmişlerdir. Tarihi kent merkezlerinde eskiden yapılan binalar yıkılmaya yüz tutmuş, hatta eski evlerde uyuşturucu ve bağımlılar için kullanılan mekan yeri olmuştur. Bir zamanlar inşa edilip sonradan terkedilmiş sanayi ve depolama alanları tehlikeli olma aşamasına gelmiştir. Bu olumsuz gelişmeler sonucunda kentsel dönüşüm, bir çözüm yolu olarak ortaya atılmıştır(Acar,2008:14)

Fiziksel ve sosyal açılardan çöküntü sürecine girmiş kentsel alanları yeniden yaşanabilir, sağlıklı, canlı alanlar haline getirmeyi ve kente yeniden kazandırmayı hedefleyen kapsamlı ve entegre bir vizyon ve eylemler bütünü olan kentsel dönüşüm, sadece kent mekânının yapısal dönüşmesi olarak algılanmaması gerekir. Kentli yakları arasında yer alana yaşanabilir bir konur, yaşanabilir bir çevre anlayışı ile bütünleşmiş bir kentleşne oluşturulması gerekir. Genel uygulamalarda kentsel dönüşüm, sadece depreme dayanıklı olan bir fiziksel müdahale biçimi olarak algılanmıştır. Günümüz kentsel dönüşüm projeleri de benzer bir yaklaşımla konut yapısını değiştirerek mekânın biçimlendirmeyi temel amaç olarak ele alınmaktadır. (Kızılçelik,2000:114)

Konut alanlarının yenilenmesi konusunda 1970'lerin başına kadarolan birinci dönemde, eski yapıların yıkılması ve yenilerinin inşasını içeren eski sağlıksız yapıların temizleme süreçleri, birçok Avrupa ülkesinin gündemini oluşturmuştur. Bunu mevcut yapıların ve kentsel alanların korunmasına yönelen kentsel yenileme programları izlemiştir. Aynı çevrede yaşatan nüfusun eski konutları yenileme sonrasında da aynı yerde kalabilmeleri sağlanmaya çalışılmıştır. Önceki zamanlarda yerel idareye bırakılan kentsel bölgeyi yeniden canlandırma ve yeniden yapılandırmaya ilişkin programlar Toki idaresi tarafından desteklenerek kentsel dönüşüm sürecinde hızlanmalar görülmektedir.

82 Bu amaçla başlatılan projelere ülkemizden verilebilecek en önemli örnek ise hiç kuşkusuz büyükşehirlerimiz ve bunlar arasında ise Ankara’dır. Yasal olarak yeni uygulamalarla projelendirilen birçok kentsel dönüşüm programı günümüzde Ankara’da uygulanmaya başlamıştır. Bu projelerin oluşturulmasında yerel yönetimlerin politikalarının da önemini de vurgulamak gerekir.

Couch, kentsel problemlerin çözümlerine yönelik yaklaşımlar içinde yer alan kentsel dönüşümü, kentsel gelişme ve kentsel korumanın hedeflerinin sentezini oluşturan bir planlama yaklaşımı olarak tarif etmektedir: “Kentsel dönüşüm, kentsel yenilemenin en temel misyonu olan kentsel gelişme amaçlarını içerir ve aynı zamanda kentsel rehabilitasyon ya da canlandırmanın (revitalization) sürekliliğini savunan korumacı yaklaşıma yönelik yeni yöntemler geliştirir(Gökbulut,1996:34)

Kentsel dönüşümde rant, çıkar sağlamak vb. şeylerin önüne geçmek için yerel yönetimlerin projenin uygulandığı bölgeye has konut projelerin geliştirmesi şarttır. Bazı bölgelerde kentsel dönüşüm bağlamında kat kat binalar yerine sağlıklı ve yaşanabilir bir çevre ortamına uygun optimal konutların yapılması önem taşımaktadır.

Kentsel dönüşüm sürecinde 1950'li yıllar kentlerin eski alanlarının hazırlanan mastır planlarla yeniden inşaa edilmesini öngörürken, 1960'li yıllar daha çok merkezin değil çevresinin ve banliyölerin büyümesini hedeflemiş, merkez kentte seçilmiş alanlarda iyileştirme süreci olarak özetlenmektedir. 1970'li ve 1980'li yıllarda yerinde yenileme, yerine geçme projeleri ve daha yerel ölçekli değişim planları öne çıkmaktadır. 1990'lı yıllar ise değişim ve dönüşüm projelerinde yerel ya da bölgesel olmaktan öte bütünleşik iyileştirme yaklaşımlarının benimsendiği ve farklı olarak dönüşümde toplumun rolünü önemseyen bir yaklaşım sergilendiği bir dönem olarak ayırt edilmiştir. Türkiye'deki kentsel dönüşüm çalışmalarının da takvimi tam uymamakla beraber, benzer bir süreçte gerçekleştiği söylenebilir (Karadağ ve Mirioğlu, 2011:43).

Kentsel dönüşüm, çok farklı amaçlara hizmet etmek üzere ortaya çıkmıştır. Bu amaçlar beş ana maddede şu şekildedir (Roberts, 2000:10);

1. Kentin fiziki koşulları ile toplumsal sorunları arasında doğrudan bir ilişki kurulması.

2. Kentin dokusunu oluşturan birden fazla öğenin fiziksel olarak sürekli değişim gereksinimine yanıt verme.

83 3. Kentsel refah ve yaşam kalitesini arttırıcı başarılı bir ekonomik ilerleme yaklaşımı geliştirme.

4. Kentsel alanların etkin biçimde kullanımının ve gereksiz kentsel yayılmadan uzak durulmasını sağlama.

5. Toplumsal uzlaşma yoluyla kentsel politikanın şekillenmesi.

Kentlerin göç ve kentleşme süreçleri ve bu süreçteki sosyo-mekansal ilişkilerlerle dıştan bir müdahale olmaksızın dönüşümü, kriz sonrası patlak veren ekonomik ve sosyal sorunlar sonucunda sermayenin üretime dayanmadan elde ettiği parayı harcayacak yer bulamaması nedeniyle bazı bölgelerde tıkanabilmektedir.

84

SONUÇ ve DEĞERLENDİRME

Kentleşmenin sosyo-ekonomik ve sosyo- ekolojik boyutları incelenirken sanayileşme ilr beraber bir bütün olarak ele alınması gereklidir. Üretim öncesi ve sonrasında karşılaşılan muhtemel sorunlar için gerekli tedbirler alınmadığı zaman bir toplum kanseri halinde yeni çevre bunalımları ortaya çıkacaktır. Kitle üretiminin ortaya çıkardığı büyük şehirler sonuçta düzensiz kentleşme sonucunda insan hayatı için lüzumlu olan tabi doğal değerler bozularak insan ve çevre sağlığını olumsuz yönde etkileyen olumsuzluklar ortaya çıkmıştır.

Büyük sanayi tesislerinin bazı ülkelerde yaşanmış unutulmaz sonuçlarını dikkate almak gerekir.1950’lı yıllarda Londra’da hava kirliliği ile 3 Aralık 1984’te Bhopal’daki 2500 kişinin ölümüne sebep olan methlisolyonat adlı zehirli maddenin facia ve Çernobil gerçeği unutulmamalıdır. Kentleşme ve sanayileşme planları bütün olarak ele alınmalıdır. Şehir nüfusunun hızla artması sonucu meydana gelen sosyal gelişmeler büyük şehirlerimizde biyolojik ve kimyasal kirlenmeyi karşımıza çıkarmaktadır. Çevre insan arasındaki etkileşim her açıdan olduğu gibi sağlık açısındandı iki yönlüdür. Bir yandan da çevre koşulları kişinin sağlığını olumlu yada olumsuz yönde etkiler diğer yandan insanlar çevrelerini daha sağlıklı yaşanacak veya kendileri için tehlikeler yaratacak hale getirirler. Bir toplum kanseri halinde yaşanan çevre bunalımı özellikle teknolojinin yanlış kullanılmasında ortaya çıkan sorunlara gereken önem verilerek tedbir alınmalıdır.

Tüm dünya üzerindeki insanların gün geçtikçe artan bir hızla sanayileşme çabaları ve kırsal yaşamdan kentleşme sürecine geçiş, önceleri pek önem verilmemesine rağmen son yıllarda insanlığı tehdit edecek ciddi boyutlarda çevre kirlenmesine yol açmıştır ve kirlenme hızla artmaktadır.

Çevre kirliliği, kentleşmeye bağlı olarak üretim ve tüketim faaliyetleri sonucunda doğal dengenin bozulması sonucu çevrenin yaşanabilir olmaktan çıkarılarak her türlü kirliliğin oluşması hadisesidir. Doğal yaşamın kaynağı olan ve dört ana unsur arasında önemli olan üçlü yapı olan “toprak, su, hava”dır. Bun unsurlar arasında çok yakın etkileşim bulunmaktadır. Bunlar olmadan da insan yaşamının varolması mümkün olamamaktadır.

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de çevresel sorunların nedenleri plansız olarak oluşturulan kentleşme ve sanayileşmeyle yapısıyla yakından ilişkilidir. Aslında

85 çevre üzerinde olumsuz etkileri olan olgu kentleşmenin kendisi olmayıp, plansız kentleşme yapılanmasından kaynaklanmaktadır. İnsanların daha iyi hayat tarzlarına sahip olabilmek amacıyla kentlere göç etmeleriyle artan nüfus, çevresel yapının bozulma nedenleri arasında ön sırada gelmektedir. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde görülen plansız kentleşme sonrasında çevre kirliliği yaygın olarak görülmektedir. Türkiye’de de kentleşmeyle birlikte gelişen sanayileşme sonrasında üretim ve tüketim faaliyetleri sonucunda hem tedbir alınmaması hem de insanlarda çevreyi koruma algısının yerleşmemesi çevre kirliliğine artmasına da neden olmaktadır. Verimli tarım arazilerinin fizibilite çalışması yapılmadan kentsel yerleşim birimlerine dönüştürülmesi tarım sektöründe verim rekoltesinin düşüklüğüne ve tarım arazilerinin betonlaşmaya bırakılarak gelecek yıllarda tarımın öncelikli sektör olma kaynağının israfına yol açılmaktadır.Aynı şekilde doğal alanların da yerleşim alanlarına dahil edilmesi ve bu alanlarda yaşayan hayvan soylarının tükenme tehlikesi ile karşı karşıya kalmasına neden olmuştur. Kentleşme sonrasında kentlerde karşılaşılan en büyük sorun da kuşkusuz hava kirliliği olmaktadır

Hızlı nüfus artışı dünyamızı olumsuz yönde etkilemektedir. İçinde yaşadığımız yüzyılın sonunda dünya ,daha kalabalık daha kirli bir hal alacaktır. Hızlı nüfus artışının getireceği bu olumsuz durum, geri kalmış ülkelerde gelişmiş ülkelere göre daha da çarpıcı bir şekilde ortaya çıkacaktır. Nüfusları kontrolsüz artan bu ülkelerin imkanları yetersiz olduğundan kentleşme olayı düzgün olmamakta, insanlar sağlıksız barınma ve çevre koşulları içinde yaşama durumuna itilmektedir.

Kentler, insanoğlunun farklı faaliyet kolları biraraya geldiği, ortak yaşam alanları olan, hayat tarzı bakımından özgül yapıya sahip, ilişkiler sisteminin göreceli olduğu bir yerleşim sistemidir. Kentsel mekanlarda ortak yaşam alanları içerisinde ortak su ve hava paydaşları olmalarından dolayı kentleşmenin çevreye verdiği olumsuz etkiler doğal çevreyi ve insan sağlığını da dolaylı veya dolaysız olarak etkilemektedir.

Gelişmekte olan ülkelerde ve Türkiye’de ekonomik gelişme sanayi ekonomisine girmeden kentleşmeye geçiş ve kent merkezlerinde hizmet sektörü aşamasına atlanmasının nedeni tarım kesimindeki işgücü fazlasının sanayi sektörüne kaydırılamaması sonucu kentlerde hizmet sektöründe istihdam edilmesinden kaynaklanmaktadır. Köyün itici ve kentin çekici boyutları sonucu vasıfsız işgücünün

86 eğitilememesi sonucu tarımdışı alanında ve düşük ücretle istihdam edilmişlerdir. Diğer taraftan Kırsal alanın ya da köyün homojen yapısından kopup gelen nüfusun, kentin yaşam tarzına , farklılaşmış çevreye uyum sağlama konusununda bocalamaya girmesi, kent ile bütünleşme çabalarını belirli bir süreç içerisinde imkansız kılmıştır. Bu geçiş döneminde kente gelen nüfusta kentleşmeye bağlı çevre sorunların farkındalığı ve bilinci bile olamamaktadır. Düşük ücretle istihdam edilmeleri ve gecekondu mahallelerinde yaşamak zorunda kalmaları insan –çevre ilişkisi bağlamında çevre kirliliğinin pek dikkate alınmamasını berberinde getirmektedir.Nüfusun kentlerde yoğunlaşması çevre kirliliğini de beraberinde getirmiştir. Çevre kirliliğinin bir sorun olarak ortaya çıkmaya çıkması ile merkezi ve yerel idarelerin bu sorunlara çeşitli politikalarla çözümler üretme çalışmalarını zorunlu kılmıştır.

Çevresel kirlenme yüzyılımızın en önemli küresel sorunlarından biri olarak ulusal ve uluslararası alanlarda Birleşmiş Milletler ve diğer ilgili kuruluşlar tarafından gündeme getirilmeye başlanmıştır. Bunlardan birisi de Yerel Gündem Türkiye 21 Programıdır ki, genel olarak sivil toplumun karar alma mekanizmalarına katılımını sağlanması amacıyla eşit ortaklar arasında işbirliği ve etkileşime dayanan yaklaşımı yansıtır.

Son yıllarda etkisi hissedilmeye başlanan iklim değişikliği de , çevre kirliliği doğal çevrenin bozulmasına yol açmıştır. Kentleşmeye bağlı olarak tehlikeli atıkların çoğalması, ozon tabakasının incelmesi gibi çevresel sorunlar önümüzdeki yıllarda da çözülmesi gereken sorunların başında yer almaktadır.

Kentte yaşayanların da bir takım hakları vardır. Özellikle yerel yönetim kuruluşları bu çerçevede mahallinde yaşayanlarına sağlık, konut ve yeşil çevrede yaşama haklarına ilişkin uygulamaları yapmaları önem arzetmektedir.

Kent planlarının yeniden gözden geçirilmesi ve kentsel yerleşim alanlarında var olan ve ortaya çıkan yerleşim sorunlarının giderilmesine yönelik bazı çalışmalar ve projeler yapılmaktadır. Son zamanlarda kentlerde sağlıksız yerleşim yerlerinin ıslah edilerek yaşanabilir bir çevre ve kent anlayışı çerçevesinde yürütülen kentsel dönüşüm projeleri Toki öncülünde ve ilgili yerel idare birimleri tarafından yapılan faaliyetler kentleşmeye bağlı çevre sorunları azaltabilecektir.

Canlıların yaşayabilmesi için gerekli olan su ve hava gibi doğal unsurlar üzerinde olumsuz bir etkisi olduğu için kentleşmeye bağlı çevre sorunları ve kirlilikleri ciddiye

87 alınmalıdır. Özellikle kentlerde İnsan – çevre boyutunda ekonomik büyüme ve çevre kirliliği arasındaki ilişki analiz edilerek gereken önlemlerin alınması gerekmektedir.

Kentleşmenin çevreye ilişkin en önemli sorunlarına birisi de altyapı tesislerinin yetersizliğidir. Günümüz koşullarında sağlıklı bir çevrenin temel şartlarından olan temiz su, varlığını yitirmekte ve sonunda insan ve diğer canlı varlıklara zarar vermektedir. Sanayi ve kentsel atıkların arıtılmadan deşarj edilmesi, tarımsal ilaçların etkisiyle sulara geçmesi, su kaynaklarına doğal özelliklerini kaybettirmektedir. Bu noktada altyapı sorunu ortaya çıkmaktadır. İçme suyu temini ve kullanılan suların kanalizasyon tesislerinde toplanması ve arıtılması kentsel altyapının en önemli unsurlarıdır. Ülkemizde kentlerin içme suyu tesislerinin yıllardan beri yapılmasına rağmen, modern anlamda kanalizasyon ve az sayıda arıtma tesisi yapımına son yıllarda başlanmıştır

Çevre sorunlarının artmasıyla birlikte bireyler, işletmeler, sivil toplum örgütleri önlem alma ya da çözüm bulma arayışına girmişlerdir. Sivil toplum kuruluşları yaptıkları eylemlerle çevre sorunlara ilişkin kamuoyu oluşturulması, çevre hakkında bilinçli davranmaları konusunda farkındalık oluşturulmaktadır. Bu konuda birey ve devlet bazında bazı önlemler alınmaya başlanılmıştır. Çevre sorunlarının çözümünde etkin olmak isteyen bireyler hayat tarzlarını ve yaşam tarzlarını değiştirmeye başlamışlardır. Çevre sorunlarına daha bilinçli yaklaşan tüketiciler, çevre dostu doğal ürünleri satın alma eğilimine yönelmeye başlamışlardır. Kentlerde yaşayan insanlar çevre dostu ürün olan yeşil ürünleri tercih ederek hem çevre kirlenmesinin önlenmesine katkıda bulunmaktalar hem de çevre bilinci sorumluluklarını yerine getirmektedirler.

Dünya’nın karşı karşıya olduğu en büyük çevre problemlerinden biri olan küresel ısınma bir diğer ifadeyle küresel iklim değişimi son on beş yıldır kitlelerin dikkatini çeken bir konu olsa da araştırmacılar açısından bu konunun tarihsel geçmişi oldukça eskiye dayandırılmaktadır

Özellikle yükselen denizler, hava kalitesinin düşmesi ve daralan hayvan popülasyonları ile ilgili haber makaleler ve belgeseller çevre kirliliğinin boyutlarını göler önüne sermektedir.

Gerçekte çevre kirliliği kentleşme ve endüstrileşme sonucunda üretim faaliyetlerinin sonucunda ortaya çıkan bir olaydır. Çözüm nedir? Çevre kirlenmesinin sebebi olan bazı sektörlerdeki sanayi atıklarının toplu,düzenli,ve ekonomik bir şekilde

88 yürütülmesi için etkili bir mekan aracı olan organize sanayi bölgelerinin yatırımlarının gerçekleştirilmesi gerekli olmaktadır. Son yıllarda büyük kentlerde çevre kirlenmesinden doğan haliç ve İzmir körfezinin temizlenmesi gibi büyük finans kaynağı gerektiren projeler ile hızlı kentleşme sonucu ortaya çıkan kanalizasyon v.b. kirliliğin azaltılması için arıtma tesisleri gibi ileri teknoloji gerektiren yatırımların yapılması önem kazanmaktadır

Çevreyi kirleten nedenler arasında en önemlisi, insanların çevreyi düşünmeden bilinçsizce ve hırsla yapılan tüketim faaliyetleridir. Kentleşme ile birlikte sanayileşmenin hızla arttığı yüzyıllar boyunca insanoğlu bu isteği uğruna doğayı hızla tüketmiş ve kirletmiştir. Çevreyi korumak ve sürdürebilmek için önemli olan, doğal dengenin devam ettirebilme potansiyellerini yok etmeye başlamıştır. Bu nedenle küresel bir sorun haline gelen hava, su ve toprak kirlenme miktarının artması ile oluşan iklim değişikliğinin çözümü, ülkelerin doğal çevre dengesini koruma çalışmaları yapmalarından geçmektedir.

Çevre kirliliğinin geliştiği toplumlarda doğal çevrenin tahrip edilmesi, kirletilmesi ,bozulması ve doğal güzelliklerin yok edilmesine tepki gösterilmektedir. Türkiye’de ise endüstriyel teknik özelliği ve ulaşım kolaylığı sağlamak açısından genellikle köy yada derin kıyılara kurulması sanayi tesislerinin atık sularını, baca gazları ve kimyasal madde üreten firmaların gaz kaçakları, şehirleşme sonucu kirlenme ve çöp atıkları ve bunların sonucu meydana gelen facialar, nihayet bilinçlenen toplumumuzda hala uygulamada yeterli ve etkili politikalar üretilmemesi ve uygulanmaması sosyal gelişme ve aksaklıklar görülmektedir

Güçlü bir Türkiye’nin çevre dengesini ve değerlerini, tabii varlıklarını koruyan politikalara sahip olması ve bu politikaların uygulanması bir zorunluluk olarak ortaya çıkmaktadır. Çevreyi ve çevre değerlerini korumanın her vatandaşın yaşam şartları çerçevesinde bir görevi olduğu bilincinin oluşturularak doğal ürünlerin üretilmesi ve tüketilmesine ilişkin çalışmalar yapılmalıdır.

Sürdürülebilir kalkınma beraberinde sürdürülebilir kentleşmeyi de getirmektedir. Kentleşme planlı ve düzenli yapıldığı takdirde çok sayıda fayda sağlayabilmektedir Kentleşmede sürdürülebilirliği sağlamak için çevreye minumum zarar verici gelişmelere ilişkin idari ve yerel bazda önlemler alınmalıdır.

89 Belediyelerin katı atık veya geri dönüşüm uygulamaları bu yönde olumlu çalışmaları etkilemektedir.

90

KAYNAKLAR

ACAR, Ali (2008) “Kentsel Dönüşüm Projeleri”Yerel Siyaset Der.Sayı:31 ACAR, Ali (2017) Yerel Yönetimler Maliyesi, Konya Billur Yay.2017

ACAR,A. Acar,Asiye “Green Consumer And Green Consumptıon” Mediterranean International Conference on Social Sciences MECAS IV Unversity of Donja Gorica Podgorica, September 2018

AKBAl, İsmail,(2017 Sivil Toplum (Sivil Toplum Düşüncesi,Sivil Toplum Kuruluşları ve Kamu Yönetiminde Karar Alma Üzerine),Çizgi Ktb,Konya

AKDUR, Recep (2005). Avrupa Birliği ve Türkiye’de Çevre Koruma Politikaları “ Türkiye’ nin Avrupa Birliğine Uyumu” (Araştırma Dizisi: 23).

ALTUĞ,Fevzi,(1990) Çevre Sorunları, Uludağ Üni.Yay.Bursa

ASLAN,R.,(1978)Kent Toprakları ve Çevre Sorunu Üzerine, Sosyoloji Konf.16. Kitap,s.27-39

BAŞARAN, Sermet, “Kentleşmenin Tarihsel ve Sosyo-Ekonomik Temelleri”, Mahalli İdareler Dergisi, Haziran 1996, Ankara

BAYKAL Hülya Prof. Dr., Dr. Tan BAYKAL “Küreselleşen Dünya’da Çevre Sorunları” Mustafa Kemal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Yıl/Year: 2008 ♦ Cilt/Volume: 5 ♦ Sayı/Issue: 9,

Bodur, S., Kucur, R., (1994), Görüntü Kirliligi Üzerine, Çevre Dergisi, Sayı 12, s.50-51

BOOKCHİN, Murray, Kentsiz Kentleşme, Ayrıntı yayınları, İstanbul 1999 COŞKUN,Recai, (2007) “Sürdürülebilir Şehirler”Yerel Siyaset Der.Sayı:18 ÇEPEL,Necmettin,(2003)Ekolojik Sorunlar ve Çözümleri, Aydoğdu YAY.Ank. ÇEVRE DURUM RAPORU 2008, TMMOB Çevre Mühendisleri Odası, Haziran 2008.

DENİZ,H.Müjgan,”Sanayileşme Perspektifinde Kentleşme ve Çevre İlişkisi”İst Üni edebiyat Fak.Coğrafya Dergisi,Sayı:19,95-10

91 DÖNMEZER,S.(1985) “Hızlı Şehirleşme ile Suç ve ceza,Adalet İlişkileri”SİSAVİst.

EMGİN, Övgü ve TÜRK, Zehra (Haziran 2004). “Yeşil Pazarlama. Mevzuat Dergisi”, 7 (78), Issn:1306-0767.

EREN, Selvi, (2018) Ekosistem Tahribatının En Ağır Bedeli, Su Krizleri, Makale, 2018

ES,M., (2008)“Kent Yönetimi, “Kentlileşmeve Göç,Sorunlar ve Çözüm Önerileri” 1,Yerel Siyaset Dergisi,Sayı:30,26-39

FIRATLI,Erkan (1999)Türkiye’de Kentleşme:Ankara Örneği,Nüfus HareketleriAçısından bir İnceleme,Ankara

GÖKBULUT Ö., (1996) “Kentsel Yenilemenin Anlam ve Boyutları”, Planlama Dergisi 1-4, TMMOB Şehir Plancıları Odası Yayını, İstanbul,

GÜNDÜZ, Turgut, (1994), Cevre Sorunları, Ankara: Bilge Yayıncılık

GÜNER Çiğdem 82000)Gürültünün Sağlık Üzerine Etkileri,Sürekli Tıp Eğitimi Dergisi ,Temmuz Sayısı

GÜNEYDOĞU ANADOLU PROJESİ,(1986)Ankara Üniversitesi,Ziraat Fakültesi TÜBİTAK, T.C. Ziraat Bankası, Tarımsal Kalkınma Sempozyumu 18-21 1986

GÜRPINAR,Ergun,(1993)Kent ve Çevre Sorunlarına Bir Bakış,Der Yay,İst. HOORNWEG,Danial,BHADA,TATA,Perinaz (2012)A Global Review of Solid Waste Management What aWaste ,Urban Development SeriesKnowledge pap.No:15 World Bank,Washington

ILDIRAR, Mustafa (2004), Bölgesel Kalkınma ve Gelişme Stratejileri (1. Baskı), Nobel Yayıncılık, Ankara

İSBİR, E. G. (1991) Şehirleşme ve Meseleleri, Gazi Büro, Ankara İSBİR,E. 1982 Kentleşme,Metropolitan Alan ve Yönetimi,AİTİA Yay.,Ank. İSBİR,E. 1991,Şehirleşme Meseleleri,Gazi Büro yay.,Ankara

KARACA, Ayten ve TURGAY, Oğuz Can (2012). “Toprak Kirliliği. Toprak Bilimi ve Bitki” Besleme Dergisi 1 (1), 1-46.

92 KARAMAN,Kasım,”Şehirleşme Sürecinde Bireysel ve Sosyal İlişkiler”Doğu Anadolu Araştırmaları,4/118-128

KARPAT,H.K.,(2003)Türkiye’de Toplumsal Dönüşüm :Kırsal Göç, Gecekondu