• Sonuç bulunamadı

1.3 Kesme Çiçek Zincirini Ġlgilendiren Rekabet Üstünlüğü Modelleri

1.3.4 Rekabet Üstünlüğünde BütünleĢtirici ve Tamamlayıcı Modeller

1.3.4.1 Kaynak Temelli YaklaĢım

Bazı yazarlar (Lippman ve Rumelt, 1982; Jacobsen, 1988; Day ve Wensley, 1988; Grant, 1991; Barney, 1991; Rumelt, 1991; Amit and Schoemaker, 1993; Day, 1994; Finney, 2005; Gordon, 2005; Janney ve Dess, 2006; Runyan, 2006) “Kaynaklar ve yetenekleri rekabet üstünlüğü kazanmanın gereği ve sonuç performansı” olarak yorumlarlar. Kaynak temelli bakıĢ firmanın sahip olduğu eĢsiz kaynaklardan üretilen rekabet üstünlüğüne odaklanır. Firmaların rekabet üstünlüğü kaynaklarını anlamak stratejik yönetim alanının önemli bir çalıĢma alanı olmuĢtur.

Güçlü rekabet üstünlüğünün kaynakları üzerine çoğu araĢtırma ya bir firmanın fırsat ve tehditlerini, güçlü ve zayıf yönlerini tanımlayarak ayırt eder (Porter, 1980) veya stratejilerin seçiminde bunların nasıl uygun olacağını analiz eder (Penrose, 1959; Hofer and Schendel, 1978). Barney‟e göre (1991), kaynak temelli bakıĢta bir firmanın içsel güçlülükleri ve zayıflıkları iki temel kavramla ilgilidir. Ġlki Penrose‟a (1959) dayanır. Bu çalıĢma firmaların verimlilikte farklı kaynaklarla farklılaĢtığını kabul eder. Bu durum firma kaynaklarının homojen olmayıĢından kaynaklanır. Ġkincisi Selznick (1957) ve Ricardo (1966) tarafından önerildiği gibi kaynakların kopyalanmasının oldukça maliyetli veya tedariğinin esnek olmadığını varsayar. Bu kaynakların hareketsizliği kavramıdır. Kaynak temelli yaklaĢımın en dikkat çeken özelliği, firmanın içsel güçlerine odaklanmasıdır. Bu yaklaĢım Penrose (1959)‟un öncü çalıĢmasıyla oldukça bağlantılıdır. En son firma kaynaklarının firma stratejisinin oluĢumunda destekleyici rolü üzerinde durulmuĢtur (Grant, 1991; Miller and Shamsie, 1996).

Temelde kaynak temelli bakıĢ, firmayı bir araya getirdiği kaynaklar açısından tarif eder. Penrose (1959), bir firma varlığının sadece tek bir birimden ibaret olmadığını, bir kaynaklar demeti olduğunu vurgular. Çoğunlukla kaynak durumu, firmanın etkinliği ve yeterliliğini arttırmada sınırlıdır (Wernerfelt, 1984). Miller ve Shamsie (1996), kaynakların karları ortaya çıkaran veya zararları önleyen kapasitede olmaları gerektiğini belirtirler. “Genel kaynak ulaĢılabilirliği firma rekabet üstünlüğünü etkisizleĢtirecektir. Bir firmanın yüksek performans seviyesine ulaĢması ve rekabet üstünlüğü kazanması için ikamesi ve taklit edilmesi zor olanı yaratması gerekir.”

Kaynaklar maddi ve maddi olmayan yapıdadırlar. Maddi kaynaklar sermaye, sermayeye eriĢim ve fiziksel yerleĢimi kapsar. Maddi olmayan kaynaklar bilgi, beceri, giriĢimcilik yönelimi ve itibardan ibarettir (Runyan, 2006). Firmaların büyümesi ve baĢarısı sahip olduğu kaynaklar ile üstün yeteneklere bağlıdır. Bunlar sürdürülür rekabet üstünlüğü kazanılmasında temeli oluĢtururlar (Peteraf, 1993). Bazı yazarlara göre (Day, 1994; Barney, 1991; Grant, 1991; Chandler ve Hanks, 1994; Mahoney ve Pandian, 1992) kaynaklar tek baĢlarına rekabet üstünlüğü ve yüksek performans temininde yetersizdirler. Bu sadece kaynakları yeteneklere dönüĢtürmek ile mümkündür ve sonucu olumlu performanstır (Mahoney and Pandian, 1992). Penrose (1959) firmaların üstün bir performansa ulaĢmasının onların sadece daha fazla veya daha iyi kaynaklara sahip olmasıyla değil, ayrıca rakiplere göre daha iyisini gerçekleĢtiren özel becerilerle sağlandığını belirtir.

Bazı yazarlar yetenekleri sadece firma kaynağı değil aynı zamanda yeterlilikler (Penrose, 1959; Hitt ve Ireland, 1986; Prahalad ve Hamel, 1990; Leonard-Barton, 1992; Pavitt, 1991) ve görünmeyen varlıklar olarak kabul ederler (Itami, 1987). Yetenek kavramı sıklıkla tek baĢına niteliklerin, varlıkların ve bilgi birikiminin bir kümesi olarak tanımlanır ve örgütsel süreçlerle faaliyetlerin daha iyi koordinasyonu ve kaynakların daha iyi kullanımına izin verir. Kaynaklar ve yetenekler arasında temel bir ayırım vardır. Kaynaklar üretim sürecinin girdileri, analizlerin ana birimidirler. Firmanın kendisine ait olan kaynaklar sermaye yatırımlarını, entellektüel varlıkları, patentleri, marka isimleri vb‟ni kapsar.

Kaynaklar ve merkezi yeteneklerin tanımlanması ve rekabet üstünlüğü yaratan stratejik bir yolda uygulanmasındaki aĢamalar Barney (1991) tarafından VRIO modeli ile açıklanmıĢtır: 1-ĠĢletme kaynakları ve merkezi yeteneklerin değeri (Values), 2-Az bulunurluğu (Rarity), 3-Taklit edilebilirliği (Imitability), 4-Örgütlenme (Organisation).

Değerli, az bulunan, taklit edilemez kaynakların organizasyonu rekabet üstünlüğü sağlamaktadır. Eğer firmanın sahip olduğu kaynaklar rakip iĢletmeler tarafından taklit edilebiliyorsa, bu durumda firmanın rekabet üstünlüğü çok uzun sürmemektedir. ĠĢletmenin rekabet üstünlüğünün sürdürülebilirliği rakipler tarafından sahip olunan kaynakların kolayca taklit edilememesi, ya da rakipler tarafından kolayca sahip olunamamasına bağlıdır.

Kaynakların rekabetçi değeri teknolojideki değiĢimlerle, rakiplerin davranıĢlarındaki değiĢikliklerle ve alıcıların ihtiyaçlarındaki değiĢikliklerle artar veya sona erer. Chandler ve Hanks (1994)‟a göre kaynaklar ve yetenekler rekabetçi stratejilerin belirlenmesi için temel olurlar. Uzun dönemde rekabet üstünlüğünü sağlayan önemli bir faktör firmanın yeteneklerinin veya onun ana yeterliliklerinin sürdürülebilirliğidir (Chandler ve Hanks, 1994; Aliouat ve Masclef, 1999). Sürdürülür yetenekler kolay veya hızlı Ģekilde rakipleri tarafından elde edilemeyenler olup firma stratejisinin temelini biçimlendirmelidirler. Bu kaynaklar ve yetenekler rekabet üstünlüğü kazanmanın anahtarıdırlar ve himaye edilmelidirler. Böylece firmaların rekabet stratejisinde kritik bir role sahip olurlar. Kaynak temelli yaklaĢımda giriĢimcilik gücü önemlidir çünkü kaynak temelini Ģekillendirir. Miller ve Friesen (1982) giriĢimci firmaların cesur bir biçimde ve düzenli olarak yenilik yaptıklarını, bu arada ürün ve pazar stratejilerinde makul riskler üstlendiklerini iddia ederler. Miller (1983) yenilik, risk alma ve proaktifliği giriĢimci bir firmanın ölçütleri olarak tanımlamıĢtır. Miller (1983) için giriĢimci bir firma, kendiliğinden ürünün/pazarın yenileĢimini sağlayan, hafif risk içeren faaliyetleri taahhüt eden, rakiplerine darbe indiren etken (proaktif) yenileĢim ile baĢa çıkanların ilkidir. Miller (1983)‟e göre giriĢimciliğe yönelim kavramı üç ölçütün bir bileĢimi olarak kabul edilir. Bu ölçütler aĢağıda yer alan Tablo 1.19 ile gösterilmektedir.

Tablo 1.19 Miller’in GiriĢimciliğe Yönelim Ölçeği

____________________________________________________________________

Ölçüler Unsurlar

____________________________________________________________________ Yenilikçilik - AraĢtırma ve geliĢtirmeye verilen önem

Risk alma - Riskli projelere girmede firmanın eğilimi Proaktiflik - Firmanın rakipleri takip etme eğilimi

Firmanın yenilik ve büyüme politikalarına yönelimi

__________________________________________________________________________

Kaynak: Miller, 1983

1. Yenilikçilik: Yeni fikirlerin denenmesi ve yeni ürün hizmet veya süreçlerle sonuçlanabilecek yaratıcılığın teĢvik ve desteği ile ilgilidir.

2. Risk alma: Risk alma eğilimini ölçer

3. Etkenlik (Proaktiflik): Pazar payını korumayı ve güvence altına almayı hedefleyen ve geleceğin talebine yönelik faaliyeti yansıtan ileri dönük bakıĢ açısı ile ilk harekete geçenin faaliyetleri ile ilgilidir.

1960'dan 1980'e kadar, dıĢsal çevrenin firmanın stratejik baĢarılarında birinci derece öneme sahip faktör olduğu düĢünülürdü. Ortalama üstü kazancı açıklayan endüstriyel örgütlenme yaklaĢımı da, firmanın stratejik kararlarında çevrenin baskın etkisinin önemini açıklamıĢtır. Bu yaklaĢıma göre, firmaların stratejik kararlarında, firma dıĢı endüstriyel koĢulların, firma içi koĢullardan daha belirleyici olduğu vurgulanmıĢtır (Ireland vd., 2009). Diğer yandan 1980'lerle birlikte firma içi kaynak ve yeteneklerin rekabet gücü üzerindeki belirleyici etkilerine vurgu yapılmıĢtır. Bu çerçevede, her iĢletmenin sahip olduğu dinamik yapısı yani kaynaklar ve yetenekleriyle kendine özgü bir eĢsiz yapısı olduğu vurgulanmıĢtır. Firmanın kaynakları ve yetenekleriyle Ģekillenen firma stratejisinin ortalama üstü kazanç elde etmede anahtar faktör olduğu belirtilmiĢtir. Bir firmanın rekabet üstünlüğü Ģu kıstaslar olduğunda sürdürülebilecektir (Barney, 1991):

 Kaynaklar verimlilik farklarını ve rantı açıklayacak kadar heterojen ise

 Kaynaklar arzu edilen ekonomiklilikte ise (gelecekteki fiyatlarının Ģimdiki indirimli değeri Ģimdiki fiyatlarından daha yüksek değilse)

 Kaynaklar taklit edilemediğinde

 Kaynaklar firmadan firmaya tam taĢınabilir değilse.

Hoskisson vd (1999, s. 442) kaynak yaklaĢımını bilgi temelli bir bakıĢ açısı ile iĢlemiĢtir. Bu bakıĢ açısında, firmaların geçerli bilgi veya bilgiyi masetme potansiyelindeki Ģartlarda farklılaĢtığı kabul edilir. Kogut ve Zander (1992)‟e göre kiĢisel ve sosyal uzmanlığın ekonomik anlamda değerli ürünlere dönüĢümü, firma yeteneklerinin yansımasıdır. Cohen ve Levinthal (1990)‟da öğrenme ve yenileĢimi firmanın kazanç sağlamak üzere bilgiyi elde etme ve onu kullanmadaki potansiyeli olarak tanımlamıĢlardır. Bu potansiyel “masetme kapasitesi” olarak yorumlanır. Bu, bir firmanın, dıĢarıdan gelen yeni enformasyonun değerini tanıma, özümseme ve ticari amaçlar için uygulama yeteneğidir.