• Sonuç bulunamadı

1.3. EĞİTİM PAZARLAMASI

2.1.1. Kavramsal ve Tarihsel Gelişim

İletişim teknolojilerinde yaşanan yeniliklerin getirdiği gelişmelerin günümüzde sosyal, ekonomik, politik, kültürel kısacası hayatın her alanında hızlı değişmelere yol açması, bireylerin davranış, düşünce, fikir ve eylemlerini biçimlendiren eğitim sürecini de doğrudan etkilemiştir. Bireysel ve toplumsal bilinç düzeyinin artması sonuçta her tür ve düzeyde eğitime olan talebin de artmasına neden olmuştur. Ancak yükselen eğitim maliyetleri, eldeki kaynakların daha verimli ve etkin kullanımı

yolundaki arayışları da beraberinde getirmiştir. Geleneksel eğitim kalıplarında değişim yaşanması ve yeni yaklaşımların ön plana çıkması sonucu eğitimde fırsat eşitliğinin yeniden düzenlenebileceği, bireysel ve toplumsal refahı artırmada eğitimin öneminin vazgeçilmez olduğu düşünceleri kabul görmeye başlamıştır.

Eğitime yeni bakış açısı herhangi bir nedenle öğrenme sürecinin dışında kalmış, okul ortamına katılamamış ve katılamayacak her yaştan ve her coğrafyadan bireyin kendi ilgi, yetenek ve istekleri yönünde eğitim görebilmesi, bireyselleştirilmiş eğitim ortamları ile fırsat eşitliğini yakalayabilmelerinin önünün açılması, böylece toplumsal ve bireysel amaçları gerçekleştirme şansının elde edilebilmesi şeklinde biçimlenmiştir (Özdil, 1986: 1-3). Bu bakış açısı zamanla daha da geliştirilerek her alanda, dünyanın her yerinde, coğrafi sınırlara bağlı kalınmaksızın yaşam boyu eğitim düşüncesine dönüşmüştür. İşte bu amaçlar çerçevesinde uzaktan eğitim, açık öğretim gibi yeni eğitim modelleri oluşturulmaya başlanmıştır.

AUE; uzaktan öğretim, açık öğretim, açık üniversite, duvarsız eğitim gibi çeşitli adlarla da anılsa en genel anlamıyla; öğretmen ve öğrencinin fiziksel olarak aynı mekânda bulunmasına gerek olmaksızın öğretme-öğrenme etkinliklerinin düzenlenip yürütülmesidir (Gökdağ, 1986: 5-6). AUE, özel organizasyon ve uygulamalara olanak tanıyan, özel bir ders planı yapma ve özel öğretme tekniklerine imkân sağlayan, elektronik ya da elektronik olmayan sistemlerin kullanılabildiği, özel iletişim yöntemleri sayesinde öğrenme öğretme faaliyetlerinin farklı ortamlarda gerçekleşmesine olanak sunan planlı bir öğrenme olarak da tanımlanabilir (Moore ve Kearsley’den aktaran İşman, 1998: 18). Özdil ise AUE’i “geleneksel örgün öğretim uygulamalarında olduğu gibi öğretim yaşı, zamanı, yeri, yönetimi, amaçları ve benzeri sınırlılıklarına bağlı kalmaksızın özel olarak hazırlanmış yazılı gereçler, kitle iletişim araçları, belirli sürede yüz yüze öğretim ve diğer kaynaklarla öğretimin bir sistem bütünlüğü içinde kullanılması ile yürütülen eğitim etkinlikleri” (Özdil, 1985: 19) şeklinde tanımlamıştır. Kısacası AUE, eğitimci ve öğrencilerin farklı mekânlarda bulunmasına olanak tanıyan, öğretme ve öğrenme faaliyetlerinin, farklı sistemler ve iletişim araçlarının kullanılarak gerçekleştirildiği planlı bir eğitim sistemidir.

AUE kurumlarına giriş prosedürleri oldukça esnektir. Öğrencilerine merkezi eğitim vermeye eğilimlidirler. Genellikle geleneksel kurumların uygulamaya sokmakta zorluk yaşadığı birçok programı önerme yeteneğine de sahiptirler. Örneğin, özel gruplar için yoğunlaştırılmış kısa programlar, AUE kurumları tarafından kolaylıkla sunulabilir. Bu programlar belirli grupların özellikli acil gereksinimlerine uygun programlardır. Birçok AUE Kurumu, tek tip eğitimden ziyade talebe göre eğitim vermektedir. Bunun da ötesinde AUE kurumları, modern iletişim teknolojileri kullanmaktadır (Akeusola, 2011: 702). Söz konusu teknolojiler, AUE’in zengin bir içeriğe sahip olma olanağının yanı sıra, öğrenme sürecini interaktif hale getirerek gerçek zamanlı, mobil ve her yerde iletişim kurma ve hizmet sunma olanağı da sağlamaktadırlar (Belawati, 2012). Bilgi ve iletişim teknolojilerinin AUE’in gelişmesinde, yaygınlaşmasında ve eğitim ortamlarını çeşitlendirerek esnek ve cazip hale getirmesinde önemi tartışılmaz düzeydedir.

AUE’in öğretmen ve öğrencinin farklı zaman ve ayrı mekânlarda bulunmasına olanak tanıyan çoklu ortam desteği ile eğitim uygulamalarını gerçekleştirebilmesi, 1920’li yıllarda teknolojik gelişmelerle paralel, eğitim alanında devrim sayılabilecek ve adeta eğitimde çığır açan çağdaş bir eğitim modeli olmasını sağlamıştır. AUE bilgisayar tabanlı öğretim, çevrimiçi öğretim, elektronik öğretim gibi birçok yöntemi kapsayan geniş bir alana adını veren genel bir öğretim modelidir. Bilgisayar tabanlı öğretim CD-ROM’lar ile yürütülen, çevrimiçi öğretim internet aracılığı ile yürütülen, e- öğretim internet, intranet, uydu yayını, video, CD-ROM gibi tüm elektronik medyalar kullanılarak yapılan öğretim yöntemleri iken, AUE tüm bu yöntemleri kapsayan bir modeldir (Kamber, 2008: 9-10). Bu nedenle AUE, geniş bir kapsama alanına sahip, geleneksel yüz yüze eğitim dışında kalan tüm yöntemler için kullanılan genel bir addır denilebilir.

Uzaktan eğitim ile birlikte kullanılan kavramlardan birisi olan açık öğretim ise, bir uzaktan eğitim modeli olarak okulların kapalı mekânlarını kullanmaksızın ya da daha az kullanarak gerçekleştirilen bir eğitim modelidir ve temelinde bireyin kendi kendine öğrenmesini sağlayan teknolojileri bir araya getiren bir modeli kapsamaktadır (Kaya, 2002: 15). Uzaktan eğitim ve açık öğretim kavramları arasındaki fark her uzaktan eğitim uygulamasının açık olmamasıdır. Çünkü uzaktan

eğitim uygulamaları çok sıkı bir yapıya sahip ve öğretmenler tarafından kontrol edilebilir de olabilmektedir. Uzun yıllardır farklı adlarla uygulanmakta olan uzaktan eğitim, özellikle 1980’li yıllarda gelişme göstererek, geniş kitlelerin öğrenim olanağına kavuşmasına, farklı öğrenme gereksinim ve istemleri karşılamaya başlamasına ve çağdaş öğretim yaklaşımlarının işe koşulmasına olanak sağlanmıştır (Verduin ve Clark,1991: 15-19). İnternet sayesinde daha çok uzaktan eğitim kavramı ön plana geçmiştir. Ancak uygulamadaki küçük farklar dışında iki kavram yan yana kullanılmaktadır.

Geçmişi oldukça eskiye dayanan AUE, ilk olarak 1700’lü yıllarda mektupla başlayıp, 1930-50’li yıllarda basılı materyallerle, 1950-1980’li yıllarda radyo ve tv gibi iletişim araçları ile 1980-1995’li yıllarda bilgisayar destekli olarak, günümüzde ise internet ve bilgi teknolojilerindeki hızlı gelişmeler karşısında farklı bir boyut kazanarak web teknolojileri tabanlı eğitim (Ozan, 2010) şeklinde değişime uğrayarak, dünyanın herhangi bir bölgesinden bile eğitim almayı olanaklı kılan bir duruma gelmiştir. Özellikle 1955’lerde iletişim teknolojisindeki gelişmelerin eğitime yansıması sonucu uzaktan eğitim kavramı gelişmeye başlamıştır. Radyo, televizyon gibi araçlar geliştirildikten sonra uzaktan eğitim amacı ile de kullanılmaya başlamış, daha sonra uydu teknolojisiyle bağlantısı kurularak çok geniş ülkeler arası kullanılan birer eğitim aracı haline dönüşmüşlerdir (Daş ve Varol, 2001). Günümüzde halen gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin birçoğunda farklı uzaktan eğitim modelleri üzerinde çalışmalar sürdürülmekte, bu modeller içerisinde web tabanlı ve uydu ile eğitim gün geçtikçe yaygınlaşmaktadır.

AUE alanındaki ilk girişim ABD’nin Boston eyaletinde “Evde Gelişmeyi Teşvik Derneği”nin kurulması ile başlamıştır. 1728 yılında Boston gazetesinin mektup yolu ile Stenografi derslerine ilişkin reklamlar bulunmuştur (Üçkardeş vd., 2010). 1883 yılında Ithaca'da "Correspondence University"nin kurulması ise mektupla eğitimin önemli aşamalarından biri olarak görülmektedir. 1892'de Colombia Üniversitesi'nde kurulan özel bir bölüm, Pennsylvania'daki "International Correspondence School" ve Chicago'daki "American Correspondence School" gibi girişimler öncü olarak kabul edilmektedirler (Demiray, 1998). Açık ve uzaktan eğitim sisteminin kökeni 1720’lere dayansa da, uzaktan öğretim kavramı ilk olarak

1892 yılında Wisconsin Üniversitesi’nin hazırladığı katalogda yer almış, daha sonra 1906 yılında yine bu üniversitenin yöneticisi olan William Light tarafından bir yazıda kullanılmıştır (Verduin ve Clark, 1991: 8).

AUE yönteminin öncü uygulaması olarak kabul edilen bir diğer çalışma ise İngiltere'de Londra Üniversitesi'ni dışarıdan bitirmek isteyenlere yönelik düzenlenen "National Extension College (NEC)" olup, söz konusu kurum, 1974 yılında uzaktan eğitimin bugünkü anlamda ivme kazanmasında önemli kilometre taşı olan İngiliz Açık Üniversitesi'nin çekirdeğini oluşturmuştur. Aynı zamanda İngiliz Açık Üniversitesi kuruluş çalışmalarının yürütüldüğü, yönlendirildiği, oluşturulduğu kurum olarak önem taşımıştır (Demiray, 1998).

Almanya'da, 1856 yılında temelleri atılan uzaktan eğitim girişimleri, sonraları "Tele College", "Schulfernsehen", "Fern Universitat" ve "Deutsch Institut Fur Fernstudien" gibi günümüz uzaktan eğitim kurumlarına dönüşmüştür. Fransa'da 1907'de atılan adımlar ise 1939'da resmi Uzaktan Eğitim Merkezi’nin kuruluşunu sağlamıştır. Yine bu dönemlerde Rusya'da uzaktan eğitimin halk eğitimi boyutundaki uygulamalarına rastlanmaktadır. Japonya'da 1986'da kurulan "University of The Air"in temelleri ise 1948'e dayanmaktadır. Özellikle II. Dünya Savaşı sonrası uzaktan eğitim; 200-300 ülkede eğitime katkıda bulunmak üzere gündeme gelmiş ve uygulamaya girmiştir (Demiray, 1998).

Öncelikle gelişmiş ülkeler iletişim teknolojisindeki yeniliklerden yararlanmaya başlamışlardır. İngiliz Açık Üniversitesi’nin öncülüğünde başarılı sonuçlar alınması diğer ülkelere de esin kaynağı olmuş, Almanya’da Fern Universitat, Finlandiya’da FADE, Norveç’te Norskfjernundervisning, Kanada’da dört eyalet üniversitesi, Avustralya’da Deakin University, Amerika Birleşik Devletleri’nde Community Broadcast Services (tele dersler aracılığı ile yetişkinler için öğrenim hizmeti), Japonya’da University of the Air ve Hollanda’da Open Universiteit uzaktan eğitim alanında çalışmaya başlamışlardır (Demiray, 1995: 6-7).

Mektupla başlayıp dünyanın birçok yerine yayılan uzaktan eğitim çalışmalarının geçirdiği süreçleri Alkan sekiz aşamaya dayandırmaktadır (Alkan, 1996’dan aktaran Demiray, 1998):

1- Dışarıdan sınava alan,

2- Yazılı iletişimi ön plana alan,

3- Radyo ve televizyonu temel alan,

4- Kitle iletişimini esas alan,

5- Bilgisayar ve çoklu ortamları temel alan,

6- Bireysel ve kitlesel süreçleri bütünleştiren,

7- Küreselleştirmeyi temel alan

8- Uzaktan eğitimi temel alan aşamalardır.

Söz konusu aşamalar, o günün teknolojik gelişmelerinin elverdiği ölçüde kıtlaşan kaynaklar karşısında eğitimdeki sıkıntıların üstesinden gelebilmek amacıyla kullanılmış, teknolojik gelişmelere paralel olarak olanaklar arttıkça uzaktan eğitime olan yaklaşımlar ve kullanılan araçlar farklılaşmıştır (Demiray, 1998). Örneğin, mektup, radyo, televizyon gibi araçlarla ancak tek yönlü bir iletişimin kurulabildiği, öğrencilerin öğretmenlere geri bildirim sağlayamadığı yöntemlerden, günümüzde kullanılan çift yönlü iletişime izin veren tele- konferans yoluyla ya da bilgisayar ve internet aracılığı ile öğreten ve öğrenenin karşı karşıya gelebildiği, öğrenciden anında geri dönüş almaya yarayan yöntemlere gelinmiştir. Ayrıca uyduların işin içine dâhil olması, mobil telefonlar gibi teknolojiler mobil öğrenme ortamlarının gelişimine fırsat tanıyarak yöntem zenginliği sunmuştur (İşman, 1998: 18-23). Böylesine iletişim teknolojisinin geniş bir yelpazede olanaklar sağlaması, açık uzaktan eğitimin bu alanları kullanmasını ve yeni metotlar geliştirmesini kaçınılmaz kılmaktadır.

Eğitim teknolojisindeki gelişmelere paralel olarak tüm dünyada gittikçe yaygınlaşan uzaktan eğitim, okul öncesi öğretimden, yükseköğretime dek bütün düzeylerde; ilköğretim, ortaöğretim, lisans ve lisansüstü programların yanı sıra sertifika, yetişkinler eğitimi, işe giriş eğitimi, belirli bir programa hazırlık, yenileştirme ve geliştirme türlerinde birçok alanda yaygın bir biçimde kullanılmaktadır (Özer: 1990:591). Eğitim ve iletişim teknolojilerinde durmaksızın

devam eden gelişmeler, açık ve uzaktan eğitimin kullanımının artarak devam edeceğini göstermektedir.

Uzaktan eğitimin geleneksel örgün eğitime göre bazı avantaj ve dezavantajları bulunmaktadır (Üçkardeş vd., 2010). Avantajları; daha çok sayıda kişiye ulaşabilir, fiziksel uzaklık sorun olmaktan çıkar, okula gidemeyen fiziksel bir özrü olan insanlara eğitim olanağı sunar, mekân ve zaman sınırı ortadan kalkar ve öğrencilerin konuları anlamaları daha yüksek olur. Dezavantajları; ilk yatırım maliyeti yüksektir, teknolojik sistemden kaynaklanabilecek aksaklıklar olabilir, laboratuvar ve atölye gibi uygulama ağırlıklı konuların işlenme zorluğu vardır, ders müfredatının hazırlanmasında zorluklar ve kendi kendine çalışma yeteneğine sahip olmayan öğrencilerin motivasyon zorluğu olabilir.

Avantaj ve dezavantajlarına bakıldığında uzaktan eğitimin geldiği noktada dezavantajlarının da gün geçtikçe üstesinden gelindiği görülmektedir. İlk yatırım maliyetinin yüksek olması bir dezavantaj olsa da öğrenci sayısı arttıkça başlangıçta oldukça yüksek olan sabit maliyetler, daha fazla birime yayıldığından; öğrenci başına ortalama maliyet düşmekte, bu ise toplam maliyetlere yansımaktadır (Girginer’den aktaran: Ozan, 2010). Sonuçta ilk yatırımlar yüksek olsa da zaman içinde bu yatırımlarını karşılamakta, hem kurum hem de öğrenciler için kârlı bir sistem olmaktadır. İletişim teknolojisinin geldiği noktada olanak verdiği tüm imkânları kullanarak, tüm dezavantajları aşma yönünde gelişmeler göstermektedir. Bugün gelinen noktada tüm dünyada uzaktan eğitim son derece önemli bir eğitim sistemi olarak yerini almaktadır.

Küresel ölçekte açık ve uzaktan eğitimde gelinen nokta, Belawati (2012) tarafından yapılan araştırmada rakamlar ile çarpıcı bir biçimde ortaya konmaktadır. Araştırmaya göre;

-ABD’de 2010 yılında 6,1 milyondan fazla öğrenci en az bir çevrimiçi kurs almıştır. Bu öğrencilerden % 31’i yükseköğretim öğrencisidir. Yükseköğretim kurumlarının % 65’inin uzun dönemli stratejilerinde çevrimiçi öğrenme yer almaktadır. UMUC ve UOF Phoenix birlikte 800 binin üzerinde öğrenciye hizmet vermektedir.

-Kanada’da 40’ın üzerinde yükseköğretim kurumu (100 bin civarında öğrencisi bulunan sanal bir üniversite de dâhil) çevrimiçi kurslar ve lisans programları sunmaktadır.

-Brezilya’da hemen hemen 6 öğrenciden biri lisans eğitiminde uzaktan eğitime kayıtlıdır. Uzaktan eğitim öğrencilerinin örgün öğrencilere oranı 2002’de % 1,4 iken, 2008’de % 19,8, 2009’da % 16’ya ulaşmıştır.

-Avrupa 18 mega üniversitenin 3’üne sahiptir ve 450 bin civarında öğrenciye hizmet vermektedir.

-Afrika’da 17 Afrika ülkesini içeren, 31 ayrı yerde bulunan bir ağ kurularak, 300 bin civarında öğrenciye hizmet verilmektedir.

-Asya’da 14 mega üniversite ile, 13.5 milyondan fazla öğrenciye hizmet sunulmaktadır.