• Sonuç bulunamadı

2.2. AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİMDE PAZARLAMA

2.3.2. Fiyat-Maliyet

Fiyat, müşterilerin mal ve hizmetle ilgili algılarını etkileyen değişkenlerden biri olup, bir işletmenin maliyetleri, harcamaları, kapasitesi, hedeflediği satış hacmi, beklediği kâr oranları doğrultusunda şekillenen bir faktördür. Fiyat faktörü mal ya da hizmet özelliğinin bir parçası olmakla birlikte, kolaylıkla değiştirilebilen, esnek ve kişiye göre farklı algılanabilen bir bileşendir (Courtis; 1993: 51). Örneğin bir mal ya da hizmet bazıları tarafından pahalı olarak kabul edilirken, bazıları tarafından ucuz olarak nitelendirilebilir. Kimileri de fiyat faktörünü hiç önemsemeyebilir.

Maliyet ise, bir ünite malın elde edilmesi için harcanan üretim faktörleri (emek, sermaye, toprak) toplamıdır (http://www.msxlabs.org/forum/ekonomi/189916-

maliyet-nedir.html). İşletme ya da kurumlar, ürün ya da hizmetlerinde, kaliteyi düşürmeden, maliyetleri düşürerek maliyet avantajı ile daha büyük pazar payları elde edebilmekte, müşteri paylarının avantajlı hale getirilmesini sağlayarak müşteri memnuniyetini, pazar payı elde etmekte kullanmaktadırlar (Yamamoto, 2003: 121). Doğru bir pazarlama stratejisinin müşteriye en uygun maliyete sahip ürün ya da hizmeti sunması gerekmektedir. Rekabetin giderek arttığı küresel ekonomide, maliyeti minimuma çekmek ve gereksiz maliyet meydana getiren bütün unsurları kaldırmak gerekmektedir. Müşteri odaklı yaklaşımda en az maliyetli müşterinin en sadık müşteri olduğu düşüncesi hâkimdir (Alabay, 2010: 222). Bu düşünce çerçevesinde, müşterilerin satın almak istedikleri aynı kalitede ürün ya da hizmetin kendisine pahalıya mal olmaması beklentisi yerine getirilmekte, bu alışverişten memnun olması sağlanmaktadır. Diğer bir deyişle, müşteri maliyeti artık fiyat unsuruna karşılık gelmektedir.

Açık ve uzaktan eğitim, fiyat açısından geleneksel eğitime oranla çok daha ucuz ve eğitim kurumlarına maliyeti düşük olduğu için, bu alanda rekabet tüm dünyayı kapsamaktadır. Sadece özel kurum ve kuruluşlar kendi aralarında bir rekabet içinde olmayıp, devlet üniversiteleri de bu alanda kıyasıya bir rekabet içindedir. Rekabet artarken, yeni pazarlar ve yeni fırsatlar da ortaya çıkmaktadır.

Öncelikle uzaktan eğitim pazarlama çalışanlarının maliyet konusunda üzerinde durması gerekenler; öğrencilere ve devlete maliyeti, yatırımların geri dönüşü, ürün ve sahip olunan tüm niteliklerin satış değeri, harcamalarda isteklilik ve risk faktörüdür. Geleneksel eğitime göre açık ve uzaktan eğitimde, öğrenciler, hükümetler ve kurumlar açısından açıkça bir maliyet avantajı bulunmaktadır. Öğrenciler açısından; öğrenim ücretlerinin düşük olması ve hem çalışıp hem eğitimine devam edebilme olanağı sayesinde olası kazanç kaybını önlemesi gibi maliyet avantajları sunmaktadır. Örneğin İngiliz Açık Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre, örgün üniversite eğitimi almak için 49 bin Euro’ya ihtiyaç duyan bir öğrenci, bu eğitimi açık ve uzaktan eğitim yoluyla aldığında 2.500 Euro’luk bir maliyet ortaya çıkmaktadır (Simpson, 2011: 35). Söz konusu araştırma, uzaktan eğitimin öğrenciler açısından maliyet avantajını çarpıcı bir biçimde vurgulamaktadır.

Hükümetler açısından da uzaktan eğitim oldukça ekonomik bir eğitim biçimidir. Yine Simpson’un İngiliz Açık Üniversitesi’nde yaptığı araştırmaya göre, hükümetin geleneksel örgün eğitim için yaptığı yatırım ortalama 46 bin Euro’ya karşılık gelirken, açık ve uzaktan eğitim için yapılan yatırım 13 bin Euro’ya mal olmakta, bu durum önemli bir maliyet avantajını beraberinde getirmektedir. Ancak önemli olan sadece maliyet avantajı değil, aynı zamanda yatırımların geri dönüşüdür. Yine Simpson’un 2005’te yaptığı bir araştırmaya göre, öğrenciler açısından bakıldığında, uzaktan eğitim alan öğrencilerin, çalışma hayatları boyunca eğitime yatırdıkları paranın yatırım getirisi % 3200 oranındadır. Diğer bir deyişle yatırdıkları paranın 32 katını kazanmaktadırlar. Örgün eğitim alan öğrenciler için ise bu oran % 600’de kalmaktadır. (Simpson, 2011: 35). Yapılan yatırımlar ve geri dönüşlerdeki kârlılık açısından açık ve uzaktan eğitim oldukça cazip görünmektedir.

Açık ve uzaktan eğitimin kurumlar açısından ucuz olduğu yolunda genel bir kabul olmasına rağmen, Rumble (2004) ve Hulsmann (2002), söz konusu rekabetten dolayı geleneksel uzaktan eğitimi sağlamanın kurumlar için pahalıya mal olduğu konusunda hemfikirdirler. Çünkü rekabet dünya çapındadır, en iyi okullar arasında olabilmek ve kalabilmek için çok çaba sarf etmek gerekmektedir ve bu konuda Batılı ülkeler liderliği kaybetmek üzeredirler. Örneğin Singapur 2015 yılına kadar 150 bin uluslararası öğrenciyi kayıt etmeyi planladığını açıklamıştır. Çin de öğrenci ithal eden bir ülke olma amacı taşımaktadır. Malezya, Asya’da eğitim merkezi haline gelmeyi ve Londra’da bir yerleşke kurmayı planlamaktadır. UNESCO ‘da öğrencilerin çoğunun özel kurumları tercih ettiğini açıklamıştır (Simpson, 2011: 32). Tüm bu çalışmalar ve çabalar uluslararası alanda yaşanan rekabette varlıklarını sürdürebilmeleri için açık ve uzaktan eğitim sağlamanın pahalıya mal olduğu düşüncesini yaratmaktadır.

Öğrenciler açısından ise durum farklıdır. Genel olarak açık ve uzaktan eğitim, öğrencilerin okula gidip gelme zorunluluğunun olmayışı, kendilerini geçindirmeye yarayan işlerine devam edebilmeleri, hem para kazanıyor olmayı sürdürebilmeleri açısından, hem de gidiş, geliş, farklı bir şehir veya ülkede yaşamak için gerekli ekstra maliyetleri düşürmesi açısından öğrenciler için oldukça hesaplı bir sistemdir. Uzaktan eğitim kurumları açısından da ilk yatırımları yüksek ancak öğrenci sayısı

arttıkça ve sürdürülebilirlik sağlandıkça oldukça ekonomik bir sistem olarak kabul edilmektedir.