• Sonuç bulunamadı

1.3. EĞİTİM PAZARLAMASI

1.3.3. Eğitimde Küreselleşme ve Açık ve Uzaktan Eğitim

Eğitimde küreselleşme, bilgi ve teknolojiye erişimde artış yaşanması, bilgi ve teknolojinin ulusal sınırların ötesine hızla geçebilir hale gelmesidir. Bu bağlamda hem gelişmiş, hem de gelişmekte olan ülkeler arasında özellikle yüksek eğitimde bilgi üretilmesi ve yayılması, bilgi ekonomileri ulusal kalkınmada itici güç olarak kabul edilmektedir. Eğitim evrensel ve ulusal boyutta, küreselleşmenin hem aktörü hem de reaktörü olarak görülmekte ve giderek önemi artmaktadır (Stoltenkamp ve Mapuva, 2011: 2-3). Eğitimde küreselleşme teknolojik gelişmelerin yardımı ile her türlü bilgiye kolaylıkla ulaşılabilmesi olduğu kadar, eğitimde coğrafi sınırların kalkması ve dünyanın diğer tarafındaki bir kurumdan eğitim alınabilmesi anlamına da gelmektedir.

Eğitim sisteminde ve özellikle üniversitelerde küresel ölçekte yepyeni bir dönüşüm söz konusudur. Bu dönüşüm, sadece daha iyi işleyen bir yükseköğretim sistemi arayışı çabalarının sonucu değil, aynı zamanda küreselleşmenin, teknolojik sürecin ve rekabet dinamiklerinin hayatın bütün alanlarını etkileyerek, dönüştürecek düzeye gelmesi ile açıklanmaktadır. Küreselleşme, teknolojik yenilikler ve rekabet dinamikleri yükseköğretimin var olan zeminini değiştirmiştir (ACE, 2002’den aktaran Günay, 2007: 78). Üniversiteler bu dönüşümde dikkatlerini dış dünyaya çevirmiş, birçok ülkede öğrenci sayısında çok büyük ölçüde artış yaşanmış, bu artışa paralel yükseköğretim kurumları aşırı ölçüde esneklik kazanmış, buna karşın hükümetlerin eğitime ayırdıkları bütçe aynı ölçüde artmamıştır. Yükseköğretim giderek kitlesel bir hal alırken, öğrenci ve kaynak sağlanması bakımından yükseköğretim kurumları büyük bir rekabet içine girmişlerdir (Günay, 2007: 77–78). Küresel ölçekte yaşamın ve eğitimin dinamikleri değişirken, eğitime ayrılan bütçelerde bu dinamikleri besleyecek kadar kaynak artırımına gidilememiştir.

Son yirmi yıl içinde eğitim alanında güçlü bir büyüme yaşandığı rakamlarla da ortaya konmaktadır. OECD’nin 2006 verilerine göre, 2,7 milyon yükseköğretim

öğrencisi ülkelerinin dışındaki okullarda kayıtlıdır. Bu rakam, 1985’den bu yana %200 (0,9 milyon), 2000 yılından (1,9 milyon) bu yana ise % 41 artmıştır. Uluslararası öğrenciler yükseköğretim sektörü ve kurumlar için önemli bir gelir kaynağı olarak görüldüğü gibi, öğrencilere de başka bir kültür tanıma, dil ve bilgi geliştirme deneyim ve fırsatı yaratması açısından önem taşımaktadır (Xu, 2010: 3). Söz konusu uluslararası öğrenci artışı teknolojinin olanaklarının yükseköğretimi yaşanılan ülkeyle sınırlı olmaktan çıkarması ve küresel bir boyuta taşıması sonucu gerçekleşmiştir. Üniversiteler de uluslararası öğrencileri hedeflemeye ve kurumsal yapılarını, eğitim sistemlerini yeniden düzenlemeye ihtiyaç duymuşlardır.

Günümüzde artık evrensel üniversiteden söz edilmektedir. Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Organizasyonu (UNESCO) Genel Direktörü F. Mayor (Mayor, 1998:249) evrensel üniversitenin niteliklerini sıralayarak bir çerçeve çizmiştir. Yükseköğretime evrensel erişilebilirlik hakkında; İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 26. Maddesi’ne göre yükseköğretimin liyakat sahibi herkes için eşit olarak erişilebilir olması gereğine dikkat çekmiştir. Ömür boyu evrensel yükseköğretim olanağını ise; yükseköğretimde herkes için hayatının kendisi için en uygun olan zamanında yükseköğretim yapabilme olanağının teminat altında olması, ömür boyu öğrenmenin önündeki her türlü engel ve sınırın ortadan kaldırılmaya çalışılması olarak vurgulamıştır. Evrensel yükseköğretim olanağı ilkesine göre yükseköğretimde yaygınlık; toplumun yaşadığı bütün şartları göz önüne alarak part- time, uzaktan öğretim, kısa kurslar ve hatta ihtiyaç olduğunda otonom öğrenme olanağı sunmalıdır. Yeni bilişim teknolojisi, yaygınlığı artırma ve çeşitlendirmede büyük bir rol oynayabilir. Üniversite yöneticileri riskleri göze almalı ve farklı formüller denemelidir.

Mayor’a göre (Mayor, 1998:249) evrensel üniversite sadece eğitim değil, meslek için evrensel eğitim-öğretim de vermelidir. Eğitim fonksiyonu güçlendirilerek, akademik, uzmanlık ve meslek derslerinde “hayat için eğitim” sağlanmalıdır. Bu yolla, öğrenciler sadece iş beklemenin ötesinde girişimciliği öğrenecek ve kendi olanaklarını oluşturacaklardır. Üniversitelerin evrensel fonksiyonu; geleceğin şekillenmesinde yükseköğretimin önemli bir rol üstlenmesi, üniversitenin gözlemleme rolünü yerine getirmesinde bilimsel araştırmanın son

derece önemli olduğudur. Üniversitenin etik rolü ise, değer krizlerinde kılavuzluk eden evrensel bir roldür. Dünya-ölçeğinde, “ben”in, evrensel “biz” den ağır basmaması, bilimsel ve teknolojik gelişmelerin dünya görüşlerini ve hayat anlayışlarını olumsuz etkilememesi, bir barış kültürünün inşa edilmesi ve barışa götürecek insan hakkı kavramının geliştirilmesi amacıyla toplumun tutumunda ve bakış açısında büyük değişiklikler yaratabilmesidir. Üniversitelerin kardeş kurumlar ve toplum ile evrensel dayanışma içinde, dayanışmaya dayalı bağlantı ve ağların, iyi ilişkilerin inşa edilmesinde rol oynaması önemlidir. Bir diğer önemli ilke ise, hesap verilebilirlik ile birlikte evrensel özerklik ilkesidir. İçinde akademik hesap verilebilirliğin yer aldığı akademik özgürlüğün anlamı yeniden tanımlanarak, daha çok kurumsal özerkliğe doğru bir eğilim gelişmektedir. Kalite/nitelik ve yerindeliğin evrensel standardı, kalite ve yerindeliğin korunması ve geliştirilmesi, tekdüzelik anlamına gelmeyen evrensel standartların oluşturulmasıdır.

Günümüzde evrensel üniversite düşüncesine kadar uzanan süreçte, uzaktan eğitim alanındaki ilk girişimler 1728 yılına ve postayla eğitime dayanmakla birlikte (İşman, 1998: 15-16), örgütlü olarak ilk girişimler 1856 yıllarına kadar gitmektedir. Küresel eğitim potansiyeline sahip AUE, 100 yıldır Avrupa’da, özellikle İngiltere ve Fransa’da hükümet ve iş çevrelerinin deniz aşırı gönderdikleri çalışanlarını ve onların çocuklarını eğitmek amaçlı kullanılmıştır.

AUE tüm dünyada kısa sürede kabul edilebilir bir eğitim sistemi olarak uygulanmakla beraber, ülkelerin gelişmişlik düzeyleri açısından farklı konumlardadır. Gelişmiş pek çok ülke tarafından başarıyla ve yaygın olarak ülkenin kendi koşullarına ve gereksinimlerine göre uygulama alanı bulan AUE, gelişmekte olan ülkeler için de etkin bir sistem olarak görülmektedir (Manjulika ve Reddy, 2000:3). Gelişmekte olan ülkeler için sınırlı kaynak ve kalabalık nüfusları eğitmenin en ekonomik ve verimli yollarından birisidir. Gelişmiş ülkeler, kontrolleri dışında, hızla değişen teknolojileri yakalama peşinde koşan ve kullanan enformasyon toplumuna sahip olmayı yeterli görmemekte, bilgi ve teknolojiyi üreten ve yöneten bilgi-tabanlı toplum aşamasından söz etmektedirler (Günay, 2007: 2). İnternet bilimsel araştırmaların paylaşılmasını, küresel ticareti ve küresel AUE’i olanaklı

kılarak bilgi tabanlı toplum olma yolunda önemli adımlar atılmasını da olanaklı kılmıştır.

Dünyanın bir ucunda yaşayan insanların, başka bir ucundan çevrimiçi olarak eğitim görebilecekleri, her ihtiyaca göre, birçok çevrimiçi üniversite bulunmaktadır. AUE kurumları ile öğrenciler arasında e-posta, ilan panoları, telekonferans, World Wide Web temelli kurslar gibi imkânlar sayesinde kolayca iletişim kurulabilmektedir. Eğitim kurumları, geleneksel kampüs temelli programların çevrimiçi sürümlerini ya da ortak lisans ve kurs programlarını işbirliği içinde sunmaktadırlar (Demiray ve Sever, 2009: 3-4). Örneğin; Phoenix Üniversitesi, Penn State Üniversitesi, Illinois Sanal Kampüsü, Jones Eğitim Şirketi, Hong Kong Üniversitesi, Cornell Hotel Okulu, Avusturalya Üniversiteleri ve Britanya Açık Üniversitesi gibi üniversiteler birçok lisans ve lisansüstü alanda diploma ve mesleki alanlardaki kursları ortak bir biçimde sunmaktadırlar. Giderek artan sayıda eğitim kurumu açık ve uzaktan eğitim alanına yönelmektedir. Bu da beraberinde rekabeti getirmektedir (Demiray ve Sever, 2009: 11). Bu rekabet nedeni ile günümüzde dünya çapında birçok üniversite, eğitim alanında öğrenci ihtiyaç ve tercihlerini karşılamaya yönelik yaratıcı yollar bulmaya çalışmaktadır. AUE giderek artan bir tercih olarak, iş çevreleri, eğitim kurumları, hükümet, diğer kamu ve özel şirketlere eğitim sağlamakta stratejik rol oynar hale gelmiştir.

AUE’in zaman ve mekân engelini aşarak, öğrencilerine istedikleri yerde istedikleri zamanda, diğer öğrencilerden ve öğreten kişiden uzakta ve hayatlarının istedikleri bir döneminde, istedikleri alanda eğitim fırsatı yaratması, büyük bir esneklik sağlamıştır. Nerede, ne zaman eğitim yapacağını seçme özgürlüğüne sahip öğrenciler, dilediklerinde iş ve eğitimlerini bir arada sürdürebilmekte, ailelerinden ayrı kalma, işi bırakma gibi maddi külfetlerle uğraşmak zorunda kalmadan, dünyanın her yerinden istedikleri eğitim kurumunu seçebilmektedirler. Ders programlarına, dokümanlarına ve eğitimcilere internet üzerinden ulaşabilmektedirler. Bu nedenle AUE alanı ulusal üniversitelerle sınırlı kalmayıp, küresel çapta rekabet, fırsat ve öğrenci anlamına gelmektedir.

İKİNCİ BÖLÜM

AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM KURUMLARINDA PAZARLAMA İLETİŞİMİ

2.1. DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM

Açık ve Uzaktan Eğitim (AUE) dünyada yüzyılı aşkın zamandır kullanılmaktadır. Gelişmişlik düzeyleri açısından farklı konumlarda olan birçok ülkede açık ve uzaktan eğitim, farklı düzeylerde ve farklı amaçlarla hayata geçirilmiş durumdadır. Kalkınmakta olan ülkeler için etkin bir sistem olarak görülen uzaktan eğitim, gelişmiş pek çok ülke tarafından da başarıyla ve yaygın olarak yıllardır uygulanmaktadır. AUE’in tüm dünyada gelişip yaygınlaşmasına neden olan; bireysel özgürlük, sosyal adalet, demokrasi ve eşitlik kavramlarının önem kazanması, yenileşme gereksinimi, öğrenci kitlesindeki farklılaşma, kalkınmanın ve ilerlemenin temeli olarak görülen eğitime olan inanç, verilen önem, iletişim teknolojilerinde yaşanan hızlı gelişmeler ve bu gelişmelerden eğitim alanında yararlanma gibi ortak inanış ve düşünceler tüm dünya ülkeleri için geçerlidir.

Sözü edilen ortak düşünceler doğrultusunda, yaşam boyu eğitim anlayışı, eğitim talebinde görülen farklılaşma, bireyin eğitimini belirli bir yer ve zamanla sınırlayan örgün eğitim anlayışının yerine yaşam boyu eğitim anlayışı, AUE’in bir çözüm yolu olarak tüm dünya tarafından etkin bir biçimde kullanılışına yol açmıştır.

Bu bölümde AUE’deki kavramsal ve tarihsel gelişim sürecini ulusal ve küresel düzeylerde açıklamak, AUE’de kullanılan ortamları değerlendirmek ve AUE’in Türkiye’deki ve dünyadaki uygulamalarının ne şekilde gerçekleştiğini ortaya koymak amaçlanmıştır.