• Sonuç bulunamadı

2.1. Kavram Terimi

2.1.6. Kavram Yanılgıları ve Genel Özellikleri

Bireyler çocukluklarından itibaren çevresiyle girmiş olduğu etkileşimle birlikte yapmış olduğu gözlemler sonucunda birçok bilgileri öğrenirler ve anlamlandırırlar. Her yeni öğrendiği bilgi ve kavramları önceki öğrendikleri üzerine inşa ederler. Bu süreç yaşam boyu devam eder. Fakat önceki öğrendikleri kavramlarda yanlışlık ve hata varsa sonraki öğrendiklerinde de yanlışlık ve hatanın olması kaçınılmazdır. Bu durum kavram yanılgılarına neden olmaktadır.

Çocuklar değişmeye karşı dayanıklıdırlar. Dolayısıyla ilk öğrendikleri bilgiler yanlış bile olsa değiştirmek istemezler. Yanlış bilgiyi düzeltmek, yeni bilgiyi baştan öğretmekten daha zordur. Bu yüzden ilköğretimde verilen kavramların doğru ve ezberden uzak olarak kavratılması oldukça önemlidir (Şahin ve Oktay, 1996).

Yapılan çalışmalarda kavram yanılgısı ile ilgili birçok tanımlar mevcuttur. Aşağıda bunlardan bir kısmına değinilecektir.

Öğrenciler küçük yaşlarda fiziksel ve sosyal dünyayı kendi tecrübeleri ile tanıyarak zihinlerinde gerçek bilimsel düşüncelerden farklı bir düşünce süreci oluştururlar. Bu şekilde zihinlerinde nesnelere ve olaylara ait oluşturdukları kavramların, bilimsel olarak kabul görmüş kavramlardan farklılık göstermesi durumunda bu kavramlara kavram yanılgıları denilebilir. Başka bir deyişle kavram yanılgılarının bilim tarafından gerçekliği kanıtlanmış kavramların öğrenilmesine ve öğretilmesine engel olan bilgiler olduğu ve bilimsel gerçeklere aykırı inanışlar olduğu belirtilmektedir. Böylelikle öğrencilerin sahip olduğu yerleşik kavram yanılgıları bilimin doğasını anlamalarına engel olmaktadır. (Alkış, 2014; Brown, 2014; Clement, Brown ve Zietsman, 1989; Monteiro ve diğerleri, 2012; Holding ve diğerleri., 2014; Schmidt, 1997; Peterson, Treagust ve Garnett, 1986). Kavram yanılgısı, kişilerin bir kavramı kendilerine özgü biçimde anlamlandırdıkları fakat bilimsel olarak tamamen doğru olmayan fikir ve anlayışlardır. Kavram yanılgısı kişilerin bilgi eksikliği içeren düşüncelerinin aksine doğruluğuna inanarak savundukları fikirlerdir. Öğrencilerin sahip oldukları kavram yanılgıları, daha çok kişisel tecrübelere dayalı oluşan, bilimsel

gerçeklere ve düşüncelere dayanmayan ve anlamlı öğrenmeyi engelleyen bilgiler olarak tanımlanmaktadır (Özkan, Tekkaya ve Geban, 2004).

Çocuklar, okul öncesinde çevrelerinde gerçekleşen olayları kendi düşündükleri şekilde kabul etme gibi farklı duygu ve sezgilere sahip olarak, zihinlerinde oluşturdukları düşünceler, yani onların yanlış kavramlara sahip olması durumu alan yazında kavram yanılgıları, ilk kavramlar, sezgisel kavramlar, genel duyu kavramları, ön-kavrama, ön kavramlar, alternatif yapılar, doğal bilgi, çocukların bilimi, çocukların bilimsel içgüdüleri, toplum bilgisi, ortak algı kavramaları, kendiliğinden oluşan bilgiler veya yetersiz kavrama gibi terimlerle adlandırılmaktadır (Koray ve Bal, 2002; Monteiro ve diğerleri, 2012; Demirci ve Efe, 2007). Yukarıdaki açıklamalara bakıldığında kavram yanılgısı için “hata veya bilgi eksikliğinden dolayı verilen yanlış cevap” diye bir şey geçmemektedir Bütün kavram yanılgıları birer hatadır ama bütün hatalar birer kavram yanılgıları değildir. Kavram yanılgısı, zihinde bir kavramın yerine oturan fakat bilimsel olarak o kavramın tanımından farklı olması anlamına gelmektedir. Öğrenciler hatalarının doğru olduklarını sebepleri ile birlikte kendilerinden emin bir şekilde açıklayabiliyorlarsa o zaman kavram yanılgıları var denilebilir (Eryılmaz ve Sürmeli, 2002).

Piaget’e göre kavram yanılgıları, bir yapıdır ve bu yapının bir inşa süreci vardır. Böylece, tüm açıklayıcı bilgi gibi, kavram yanılgılarının inşası bilgi eksikliğinden oluşan bir boşluk gibi başlar. Bu potansiyel boşluk, öğretmen tarafından verilen kalitesiz öğretim, öğrencilerin var olan bilgileri ve karşı karşıya kalınan deneyimlerle rastgele bir şekilde inşa edilmeye devam eder. Öğrenciler tarafından bu şekilde elde edilen bilgiler bir yere kadar başarılıdır ama bir noktadan sonra bu bilgiler kavram yanılgısı olarak karşımıza çıkmaktadır (Rowell, Dawson ve Lyndon, 1990).

Wessel, literatürde yer alan kavram yanılgılarının özelliklerini şu şekilde özetlemiştir(1999); i. öğrenenler formal bilim öğretimine, en doğal olgular hakkında

farklı bir dizi kavram yanılgılarına sahip olarak gelirler. Bu kavramlar, öğrenciler tarafından yetişkin veya bilimsel açıklamalardan çok daha farklı olarak, olayları değişik yollarla açıklamak için kullanılırlar. Öğrenciler doğal olgular için birden fazla

görüşe ve açıklamalara sahip olabilirler, ii. kavram yanılgıları yaş, yetenek, cinsiyet ve kültürel birikimden bağımsız olarak görünebilir. Bu yanılgılar inatla öğrenenler tarafından benimsenir ve genellikle geleneksel öğretim yoluyla değiştirilemez. Kavram yanılgıları, eski bilim adamlarının veya filozofların kavramları ile sıkça paralellik gösterirler, iii. özellikle kavramsal değişimi sağlamak için tasarlanan öğretimsel stratejiler, bilimsel ortaklığa uygun düşen kavramların öğretilmesini kolaylaştırmada bazı başarıların elde edilebileceğini göstermiştir. Ancak, öğretim süresince yapılan tutarsız etkinlikler, her zaman beklenen bilişsel değişiklikleri sağlamazlar. Öğrenenler testlerdeki soruları doğru cevaplasalar bile kavram yanılgıları kendilerini sürdürebilirler, iv. bilimsel kavramlar, öğrenenlerin bu kavramları hemen anladıkları varsayılarak sunulur, ancak öğrenenlerin kavram yanılgıları ile öğretim sürecinde sunulan kavramlar birbirlerini etkileyerek tahmin edilemeyen şekillerde istenmeyen öğrenme çıktıları üretebilirler, v. öğrenenler aynı zamanda çelişkili kavramları tutabilirler. Bu kavramların bir kısmını bilim sınıflarında etkinlikler yaparken, bilimsel sorulara cevaplar verirken, diğer bir kısmını ise sınıf dışında kendi deneyimsel dünyalarındaki olayları açıklamak için kullanabilirler, vi. bilim öğretiminde yıllar geçse bile, birçok yetişkin ve bilim öğretmenleri de öğrenciler gibi aynı kavram yanılgılarına sahiptir, vii. kavram yanılgıları, her bir öğrencinin kendi karmaşık deneyimsel geçmişine sahiptir. Ayrıca öğrencilerin dünyayı doğrudan gözlemleri, akran kültürü ve dilin yanı sıra televizyon ve formal sınıf öğretimi de dâhildir. Her bireyin özgün bir geçmişi vardır ve bu nedenle her bir öğrencinin sahip olduğu kavram yanılgısı, diğer öğrencilerinkinden farklılık gösterir.

Bazı alternatif kavramlar, öğrencilerin yanlış anlamalarına ya da yanlış fikirlere sahip olmasına neden olabilir. Kavram yanılgılarının karakteristik özelliklerine aşağıda değinilmiştir (Fisher, 1985); i. kavram yanılgıları, alan uzmanları tarafından düzenlenen kavramlarla uyumsuz olabilirler, ii. tek veya az sayıda kavram yanılgısı, farklı bireyler tarafından paylaşılmaya yaygın olma eğilimindedir, iii. birçok kavram yanılgısı, en azından geleneksel öğretim yöntemleri ile giderilemeyecek kadar büyük ölçüde değişime ya da değişikliğe karşı dirençlidirler, iv. kavram yanılgıları bazen, sistematik şekilde öğrenciler tarafından kullanılan önerme setleriyle mantıklı olarak oluşan alternatif inanç sistemlerini kapsar, v. bazı kavram yanılgıları tarihsel önceliğe

sahiptir, yani bugün öğrenciler tarafından ortaya konan bazı yanlış fikirler, alandaki eski liderler tarafından benimsenen fikirlerdir, vi. kavram yanılgıları şunlar sonucu ortaya çıkabilir; i. nörolojik donanım ya da genetik programlamadan dolayı, ii. yaygın olarak birçok kişi tarafından paylaşılan bazı deneyimler aracılığıyla, iii. okul ya da diğer ortamlarda öğretim yoluyla.