• Sonuç bulunamadı

Kavram ve Türleri

Belgede AMME ALACAĞININ TAHSİLİNE (sayfa 142-145)

AMME ALACAĞININ TAHSİLİNE ENGEL OLMA SUÇUNUN UNSURLARI ve ÖZEL GÖRÜNÜŞ BİÇİMLERİ

3. AMME ALACAĞININ TAHSİLİNE ENGEL OLMA SUÇUNUN UNSURLARI UNSURLARI UNSURLARI

3.1. SUÇUN MADDİ UNSURU

3.1.1.1. Kavram ve Türleri

Kanunlarda tanımlanan her suç bir insan davranışı içerir. Bunun içindir ki, bir insan son derece kötü tasarımda bulunsa bile, bu tasarımı harekete dönüşmedikçe

462 Centel, Zafer, Çakmut, Türk Ceza Hukukuna Giriş, s. 205.

463 Özgenç, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, s. 178.

464 Hakeri, Ceza Genel Hükümler, s. 124.

465 Fiil kavramının, hareket yerine kullanıldığı görülebildiği gibi, aralarında anlam farklılığı bulunduğu da ileri sürülmektedir. ÖZGENÇ’e göre fiil, ancak insana izafe edilen bir davranış olmakla birlikte, hareketle insan arasında zorunlu bir bağ yoktur. Bu nedenle rüzgârın esmesi sonucu yaprağın kımıldaması veya yukarıdan bırakılan bir cismin yere düşmesi gibi durumlarda da hareket mevcuttur.

Özgenç, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, s. 182. EREM’ e göre de fiilin, sadece dış dünyada değişikliğe sebebiyet veren bir vücut hareketi şeklinde, ihmali davranışı hariç bırakan tariflerine rastlanılmaktadır. Erem, a.g.e., s. 265.; Bir kısım yazar ise Fiili, hareket, netice ve nedensellik bağını içinde barındıran bir üst kavram olarak kullanmaktadır. HAFIZOĞULLARI ve ÖZEN’e göre fiil, hareket netice ve bu ikisi arasında neden-sonuç ilişkisini ifade eden nedensellik bağından ibaret bulunmaktadır. Hafızoğulları, Özen, a.g.e., s. 168.

125

kendisini sorumlu tutmak mümkün değildir. Bu durum “hareket olmadan suç olmaz- nullum crimen sine actione” ilkesini vücuda getirmiştir466.

İnsan dışındaki varlıkların ceza hukuku anlamında hareket yeteneği yoktur.

İnsanın dışında, canlı veya cansız âleme ait fiiller, bir insana izafe edilebildikleri takdirde suç olarak ortaya çıkmaktadır467. Ancak insandan kaynaklanan her davranış da hareket özelliği taşımamaktadır. İnsan davranışına hareket niteliğini kazandıran en önemli özelliği, bunun bir irade ürünü olmasıdır. Bu nedenle, refleks veya tam bir şuur yokluğunda gerçekleştirilen insan davranışları ile mutlak bir kuvvete maruz kalan kişinin iradesi tamamen devre dışı kaldığı için hareket olarak değerlendirilmezler468. Keza hipnotik telkin, derin uyku, epileptik nöbet sırasında bulunulan davranışlar, hareket niteliğinde değildirler.

Hukuken önemli görülen ve neticenin nedeni olan iradi hareket, çeşitli nedensel süreçler vasıtasıyla dış dünyada belirmektedir. Bu nedensel süreçler; sürecin harekete geçirilmesi suretiyle (icrai) ya da bu sürecin akışına bırakılması suretiyle (ihmali) ortaya çıkarlar.

3.1.1.1.1. İcrai hareket

Bir şeyi yapmak şeklindeki hareketlerdir. Başka bir deyişle, yapılması yasaklandığı halde bir hareket gerçekleştirilmişse ortada icrai bir hareket olduğundan bahsedilir469. Ceza hukukunu oluşturan kuralların büyük bir kısmı, bir şeyin yapılmasının yasaklanmasından ibarettir. Dolayısıyla bir yasak emreden kuralların ihlali için yapılan olumlu hareketler, icrai hareket olarak değerlendirilirler. Özetle, yapılmadığı takdirde netice meydana gelmeyecekti denilebilen hareketlere icrai hareket470, icrai hareketle işlenen suçlara da icrai suç denir. Bir kimseyi bıçak darbesi veya ateşli silahla öldüren failin işlediği adam öldürme suçu; çift defter tutmak suretiyle vergi ziyaına sebep olan mükellefin işlemiş olduğu vergi kaçakçılığı suçu; gerçeğe aykırı mal bildiriminde bulunarak işlenen AATUHK m. 111’deki gerçeğe aykırı bildirimde bulunma suçu, icrai suçlara verilebilecek örneklerden sadece birkaçıdır.

466 Alacakaptan, a.g.e., s. 39.

467 Hafızoğulları, Özen, a.g.e., s. 167.

468 Özgenç, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, s. 181.; Hakeri, Ceza Genel Hükümler, s. 130.

469 Centel, Zafer, Çakmut, Türk Ceza Hukukuna Giriş, s. 245.

470 Centel, Zafer, Çakmut, Türk Ceza Hukukuna Giriş, s. 246.

126 3.1.1.1.2. İhmali hareket

Ceza hukukuna ilişkin kurallar, belli davranışların yapılmasını yasaklarken, bazılarının ise yapılmasını emreder. İhmali hareket, yapılması beklenen bir hareketin yapılmamasıdır471. İhmalden anlaşılması gereken, bir kimsenin kendi yeteneğine ve mevcut koşullara göre somut ve bireysel olarak yapması mümkün olan belli bir iradi hareketi yapmamasıdır472.

İcrai harekette olduğu gibi, her ihmali hareket de hukukla ilgili değildir. Hukuku ilgilendiren ihmal hareketi, bir hukuk kuralıyla çatışan, hukuk düzenince emredilen davranışların yapılmamasından ibaret olan ihmal hareketleridir473. İhmali hareketle işlenen suçlar, bir başka deyişle ihmal suçları, kasıtlı veya taksirli olabilir.

İhmali suçlar kendi içinde sırf ihmali suçlar ve görünüşte ihmali suçlar olmak üzere ikiye ayrılır.

3.1.1.1.3. Sırf ihmali suçlar

Sırf ihmali suçlar (gerçek ihmali suçlar), sadece ihmali hareketle işlenebilen suçlardır. Kişi, kanunun kendisinden beklediği icrai hareketi yapmamak suretiyle suçu işlemektedir. En tipik örneği, TCK m. 98’de düzenlenen yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi suçudur. Kanun bu hükümle, yaşı, hastalığı veya yaralanması dolayısıyla ya da başka herhangi bir nedenle kendini idare edemeyecek durumda olan kimseye hal ve koşulların elverdiği ölçüde yardım etmeyi ya da durumu derhal ilgili makamlara bildirmeyi emretmektedir. Maddede yer alan “yap” emrine riayet edilmemesi, sırf ihmali bir suça sebebiyet vermektedir. İhmal kesintisiz bir nitelik taşıdığından, diğer yandan sonuca ulaşmamış bir ihmali hareketi değerlendirebilmek ve hangi sonuca yöneldiğini anlayabilmek imkânı bulunmadığından, bu suçlara teşebbüs mümkün değildir. Örneğin, AATUHK’da m. 112’de yer verilen ve bir kamu icra suçu olan “mal edinme ve artmalarını bildirmeme suçu” sırf ihmal suçudur. Bu suça teşebbüs cezalandırılmaz.

3.1.1.1.4. Görünüşte ihmali suçlar

471 Centel, Zafer, Çakmut, Türk Ceza Hukukuna Giriş, s. 246.

472 Hakeri, Ceza Genel Hükümler, s. 137.

473 Hafızoğulları, Özen, a.g.e., s. 173.

127

Görünüşte ihmali suçlar, ceza kanunlarında düzenlenmiş bulunan ve ilke olarak icrai bir hareketle işlenebilen bir suç tipinin, ihmali bir hareketle işlenmesidir. Bu nedenle bu tür suçlara, ihmal suretiyle icra suçları da denilmektedir. Görünüşte ihmali suçların farkı, neticeyi önleme yükümlüğü noktasında ortaya çıkmaktadır. Bu tür suçlarda ancak neticeye engel olma yükümlülüğü varsa failin sorumluluğundan söz edilebilir474. Neticeye engel olma yükümlülüğü, kanunlardan, doğal bağlılık ilişkisinden, yakın toplumsal ilişkilerden, sözleşmeden veya daha önce yapılan bir hareketten kaynaklanabilir475. Örneğin anne-babanın, çocuklarının vücut ve yaşamlarını tehlikelere karşı koruma yükümlülüğü söz konusudur. Anne, bebeğini emzirmez ve bunun sonucunda çocuk aç kalarak ölürse, ihmali hareketle insan öldürme suçundan sorumluluğu doğacaktır. Keza hasta tedavisini üstlenen doktor, dağcılık turu rehberi, cankurtaran veya hastanın bakımını üstlenen hemşire de sözleşmeden kaynaklanan ve korkulan neticeyi önleme yükümlülüğünü üstlenen kimseler olarak kabul edilirler.

Belgede AMME ALACAĞININ TAHSİLİNE (sayfa 142-145)