• Sonuç bulunamadı

Katılımcıların Çoklu temsiller ile Desteklenmiş Ders Planı Hazırlama ve

4.3 Fen Bilgisi Öğretmen Adaylarının Uygulamadan Sonra Fen Öğretiminde

4.3.4. Katılımcıların Çoklu temsiller ile Desteklenmiş Ders Planı Hazırlama ve

Görüşlerine İlişkin Bulgular

Uygulama ile ilgili görüşlerini almak amacıyla katılımcılara ‘Çoklu temsiller ile desteklenmiş ders planı hazırlama ve sunma etkinliklerinin mesleki açıdan size nasıl bir katkı sağladığını düşünüyorsunuz?’ sorusu sorulmuştur. Öğretmen adaylarının hepsi çoklu temsiller ile desteklenmiş ders planı hazırlama ve sunma etkinlilerinin mesleki açıdan kendilerini olumlu katkı sağladığından bahsetmişlerdir. Özellikle tecrübe, özgüven kazanma, kariyer açısından gelişimini sağlama, istekli ders anlatmayı sağlama ve zayıf yönlerini fark etme gibi nedenlerden dolayı mesleki açıdan gelişimlerini sağladıklarını ifade etmişlerdir. Katılımcıların görüşme sorularına verdikleri yanıtlardan yapılan alıntılar aşağıdaki gibidir:

Emel: Mesleki açıdan (eee), ilk kez düzgün bir ders planı yaptığımı düşünüyorum, bundan sonraki ders planlarımın da bu şekilde olacağını biliyorum. Çünkü çok uğraştım ve benim için öğrenmemi sağladı bu ders planları. Ayrıca bunun işe yaradığını da kendim gözlemlediğim için bu şekilde farklı etkinliklere yer vermek, hem benim için zevkli olacak, çünkü dinlenildiğimi bileceğim, hem anlattıklarımın işe yaradığını ve karşımdaki kişi tarafından algılandığını bildiğim için böyle temsil modlarını da kullanacağım. Ayrıca; yalnızca devlet okullarında belki denetleme yoktur ama bir özel okula gidip çalışmak istediğimde, oranın koşullarına da ayak uyduracak beni. Belki ben böyle ders planı hazırlamasaydım, böyle temsil modları olduğunu bilmeseydim, gelecekte kariyerimde belki çok zorlanacaktım. Şu an benim için bir artı oldu, benim için bir avantaj oldu bu ders planı. (2. görüşme, satır 3005-3014)

Emel, özellikle ders planı hazırlama açısından kendini geliştirdiğinden ve ileriki meslek hayatında da ders planlarını uygulamadakine benzer şekilde hazırlayacağından bahsetmektedir. Ayrıca, ders anlatımı sırasında çoklu temsillere yer vermenin olumlu etkilerini gözlemlediği için ileriki derslerinde bu temsillerden faydalanmanın, öğrencilerin kendisini dinlediğini ve konuyu anladığını bilmesini sağlayacağını ve daha istekli ders anlatacağını dile getirmektedir. Bunun yanı sıra böyle bir tecrübe edinmesinin kariyeri açısından avantaj sağladığını düşünmektedir.

Bahar: …mesela ne kadar çok temsili seçersem, o kadar iyi öğrenci için benim için de o kadar iyi. Sonuçta bir bilgiyi iyi öğrendikleri zaman, onun ardından anlatacaklarımı daha iyi kavrayacaklar. Ama iyi öğrenmedikleri zaman, ben diğerini anlatırken de, o geçmiş bilgisi sağlam olmadığı için, hep sorular gelecek bana ve ben hem konu olarak ilerleyemeyeceğim, hem de tam olarak onlara şey yapamayacaktım, ilgi gösteremeyecektim. Şimdi hem kendileri söz sahibi olacaklar benim anlattıklarımla ilgili veya şey sayesinde, çoklu temsil sayesinde, hem de onlar daha iyi bilgiyi kavrayacaklar. (2. görüşme, satır 3404-3412)

Bahar bir konunun çoklu temsillerine yer vermenin hem kendisi hem de ileride ders anlatacağı öğrenciler için olumlu etkileri olacağından bahsetmektedir. Farklı temsil modlarından yararlanmanın öğrencilerin konuyu daha iyi anlamasını, onların da ders içerisinde söz hakkı olmasını ve kendisinin de öğrencilerle daha fazla ilgilenmesini sağlayacağını düşünmektedir.

Canan: Ya mesleki açıdan çok ben de daha çok eğleniyorum. Öğrenciler eğlendikçe ben de daha o derse, o istekli olunca biz de istekli oluyoruz ve yani kendi anlatıp anlatamadığın yerleri de görmüş oluyorsun…(2. görüşme, satır 2234-2236)

Canan farklı temsil modlarından yararlanmanın hem kendisinin daha istekli ders anlatmasını hem de öğrencilerin daha istekli bir şekilde derse katılmasını sağladığını düşünmektedir. Ayrıca sadece sözel anlatımlardan yararlanmak yerine çoklu temsillerden yararlanmanın kendi eksiklerini görmesini sağladığını dile getirmektedir.

Katılımcı fen bilgisi öğretmen adaylarına ayrıca ‘Öğretmen olduğunda ders anlatımlarında çoklu temsillere yer vermeyi düşünür müsün? Bunun için kendini yeterli hissediyor musun?’ sorusu sorularak mesleğe atıldıkları zaman derslerinde çoklu temsillerden yararlanmayı düşünüp düşünmedikleri ve bunun için kendilerini yeterli gördükleri veya görmedikleri hususlar anlaşılmaya çalışılmıştır. Katılımcıların hepsi öğretmen olduklarında çoklu temsillerden faydalanacaklarından ve bunun için kendilerini yeterli gördüklerinden söz etmişlerdir. Öğretmen adaylarının bu konudaki söylemlerinden yapılan alıntılar şu şekildedir:

Araştırmacı:…öğretmen olduğunda, ileride öğretmenlik mesleğini yaparsan eğer, ders anlatımlarında farklı temsil modlarına yer vermeyi düşünür müsün?

Canan: Düşünüyorum, çünkü bende seviyorum böyle ders işlemeyi. Araştırmacı: Peki bunun için kendini yeterli hissediyor musun?

Canan: Hissediyorum, zaten benim yapım gereği de biraz kıpır kıpırımdır. Yerimde durmayı, durağan olmayı sevmediğim için yani ben de yani sonrasında öğretmen olduğumda her şeye yer vermeyi düşünüyorum elimden geldiğince, zamanım yettiği sürece. (2. görüşme, satır 2244-2250)

Canan, öğretmenlik mesleğine atıldığında farklı temsil modlarından yararlanacağını çünkü bu şekilde ders işlemek konusunda daha istekli olduğunu dile getirmektedir. Farklı temsil modlarına yer vermenin, durağan bir ders işlememeyi sağladığını, bu yüzden ders süresi yettiği sürece bu tür temsillere yer vermek için kendini yeterli hissettiğini ifade etmiştir.

Bahar: Kesinlikle, zaten çok yaptırmak istiyorum ileride böyle bir şey olursa, hatta kesinlikle yaptıracağım. Diğer türlü onlarla biz sadece bir ders saati anlattık ama biz sürekli beraber olacağımız için çok farklı şeylerde yaptırmayı düşünüyorum. Poster olsun, materyali sınıfa getirip orada o anda hazırlamak olsun veya farklı farklı kişilerle, farklı farklı gruplar oluşturup, onlar için farklı ders dışında aktivitelerde mesela şeyden bahsetmiştik derste; kahkaha aynalarından bahsetmiştik. Onu gören vardı göremeyen vardı mesela onları belki bir sınıf olarak bir gezi düzenleyip, onların kendi görmesini sağlayabiliriz. İleride bunu yaptırmayı düşünüyorum, yeterli de olacağım. (2. görüşme, satır 3424-3432)

Bahar da öğretmenlik mesleğine atıldığında farklı temsil modlarına yer vereceğini ve bunun için yeterli olacağını söylemektedir. İleride derslerinde kullanacağı temsil modlarını planlayan Bahar, uygulama derslerinde yalnızca bir saat ders anlatma imkânı olduğunu ancak öğretmen olduğunda öğrencilerle daha fazla zaman geçirebileceğini ve farklı temsil modlarını yer verme imkânına sahip olacağını dile getirmektedir.

Emel: Şu an kendimi yeterli hissediyorum. Eğitim derslerinden olsun gerekse, gerekse, uygulamada olmak üzere kendimi bu konuda donanımlı hissediyorum, Gazi’de olmak benim için avantajdı. Evet farklı temsil modlarına yer veririm çünkü ben fen bilgisini diğer dersler gibi oku geç bir ders olarak düşünmüyorum. Kesinlikle öğrencilerin hayatla ilişkilendirerek, onları olabildiğince ne kadar çok duyu organına hitap ederek, kalıcı öğrenmelerinin sağlanması gereken bir ders olduğunu düşünüyorum…Bir öğretmensek eğer gerçekten işimizi doğru düzgün yapmamız gerektiğini düşünüyorum. (2. görüşme, satır 3030-3037)

Emel eğitim bilimlerine yönelik aldığı dersler ve bu çalışmanın yapıldığı Öğretmenlik Uygulaması dersinden sonra ileriki derslerinde farklı temsil modlarını yer vermek için kendini yeterli hissettiğini ve bu tür temsillere yer vereceğini söylemektedir. Fen öğretiminde öğrencilerin mümkün olduğunca farklı duyu organlarına hitap edilmesinin, konuların günlük yaşamla ilişkilendirilmesinin ve bilgilerinin kalıcı olmasının gerekliliğinden dolayı farklı temsil modlarını derslerinde kullanacağını dile getirmektedir.

4.3.5. Katılımcıların Öğrencilerin Oluşturduğu Temsiller ile Destekledikleri Ders Planı Hazırlama ve Sunma Etkinliklerinin Olumlu ve Olumsuz Yönleri ile İlgili Görüşlerine İlişkin Bulgular

Çalışma süresince gözetilen bir diğer amaç ise, katılımcıların öğretim uygulamalarında ÖOTleri daha fazla kullanmalarını sağlamaktı. Uygulamanın ardından yapılan 2. görüşmede katılımcılara aynı zamanda ders planlarında ve ders anlatımlarında ÖOTlere yer vermeleriyle ilgili tecrübelerine ilişkin sorular sorularak görüşleri açığa çıkarılmaya çalışılmıştır.

Işık ve Ses konularına ilişkin gerçekleştirdikleri ders anlatımlarında ÖOTlere yer vermenin olumlu yanlarının neler olduğu 4 fen bilgisi öğretmen adayına sorularak ders anlatım performansları sırasında yaşadıkları olumlu deneyimler ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Bu soruya verdikleri cevaplar analiz edildikten sonra Tablo 4.17’de belirtilen ifadeler ortaya çıkmıştır.

Tablo 4.17.

Katılımcıların ÖOTler ile Zenginleştirdikleri Ders Planı Hazırlama ve Sunma Etkinlikleri ile İlgili Gözlemledikleri Olumlu Yönler

ÖOTlerin Gözlemlenen Olumlu Yönleri Öğretmen Adayı

Aktif Katılımı Sağlama Derse İlgiyi Artırma Bilginin Kalıcı Olması Öğrenmeyi Sağlama

Emel Canan, Anıl Bahar Anıl

Tablo 4.17’de görülebileceği gibi katılımcılar ders planı hazırlama ve sunma etkinliklerinde ÖOTlere yer vermenin öğrencilerin aktif katılımı sağlaması, derse ilgiyi arttırması, bilginin kalıcı olması ve öğrenmeyi sağlaması gibi olumlu etkilerini gözlemlediklerinden bahsetmişlerdir. Örneğin, Emel ÖOT ile desteklediği ders planının ve ders anlatım performansının öğrencilerin derse aktif katılımını sağladığını şu sözlerle ifade etmiştir:

Emel: Olumlu olarak öğrencilerin dediğim gibi hiç biri boş kalamadılar, hepsi derse aktif olarak katılmak zorunda kaldılar. Bir rekabet ortamı da yarattığım için öğrenciler birbiriyle tatlı bir rekabete girdiler. Bizim grubumuz daha iyi olacak gibisinden, hatta ben burada not alacaklarını da söyledim ki biraz daha teşvik etmek amacıyla not alacağız diye gruplarının iyi olması için elinden geleni yaptılar. Onlar için olumlu yan olarak,

hepsinin aktif olmasını düşünüyorum, hiç biri pasif kalmadı, kimse kendi arasında konuşmaya fırsat bulamadı. (2. görüşme, satır 2822-2828)

Emel öğrencilerin hepsinin derse aktif olarak katıldığını ve yapılan grup çalışmaları ve gruplar arasında yaratılan rekabet ortamının bu durumu sağladığını ifade etmektedir.

Canan: Yani mesela bir tane öğrencim, ne zaman drama yapacağız diye soruyordu, hani yapmak istiyorlar kendileri bir şey yapınca daha çok zevk alıyorlar ve aslında zevk aldığın şey, öğrendiğin şeydir aslında senin. Yani dersi sevmesini sağlayabilir…(2. görüşme, satır 2060-2062)

Canan, ÖOT formlarından biri olan drama aktivitesini örnek vererek öğrencilerin bu aktiviteyi yapmak için oldukça sabırsızlandıklarını ve zevk aldıklarını belirtmektedir. Öğrencilerin yaptıkları aktivitelerden zevk almasını, anlatılan konuyu öğrenmelerinde etkili olacağını düşünmektedir.

Anıl: Ya olumlu yanları şimdi bu yaş grubunda öğrenci grubu yazmak veya okumak yerine görselliye daha çok önem veriyorlar. Yani o drama temsilinde herkes direk olarak tahtada bizi izliyordu veya işte o lazerle mesela saydam maddeleri falan ayırt ederken yine öğrenciler hemen bakıyordu. Çünkü elimizde bir lazer vardı. Bu lazer öğrencinin dikkatini çekmişti ve onun oradan geçip geçmediğini çok dikkatli bir şekilde izliyorlardı. Bu da haliyle o çocuğun o derse motivasyonunu ve dersi anlamasını bir kat daha arttırıyor ya o yüzden olumlu diye düşünüyorum ben. (2. görüşme, satır 2386-2392)

Anıl, ders anlatım performansını gerçekleştirdiği 6. Sınıfların özellikle görselliğe önem verdiğini vurgulamaktadır. Ders sırasında yapmış oldukları drama aktivitesini ve deneyi örnek vererek bu temsillerin öğrencilerin dikkatini çektiğini ve öğrencilerin motivasyonunu ve öğrenmesini arttırdığını düşünmektedir.

Bahar: (eee) şimdi biz bir şeyi anlattığımız zaman öğretmen olarak, (eee) onlar çok yani, tabi ki kapıyorlar, bizden de bir şeyler öğreniyorlar ama bir insanın kendi yazarak öğrenmesi kadar etkili bir şey yok. Kendileri yazıyorlar, kendileri mesela ben rol oynamada hiç onlara dışarıdan bir şey yapmadım. Sadece siz çukur aynasınız, siz tümsek aynasınız, bana kullanım alanlarını ve özelliklerini dramatize edeceksiniz dedim. Onlar kendileri tamamen kendi cümleleriyle akıllarında ne kalmışsa, ona göre yaptılar ve öyle olunca daha kalıcı oldu. Yani ben söyleyip yazdırsaydım onlar sadece yazmış olacaktı. Ama böyle yaptılar ve onlar kendi cümlelerini kurabildiler. Arkadaşlarından yardım istediler falan filan derken bilgiler daha kalıcı oldu. (2. görüşme, satır 3161-3170)

Bahar ders anlatım performansı sırasında öğrencilerden anladıklarını yazmalarını ve drama aktivitesi ile göstermelerini istemiştir. Öğrencilerin oluşturduğu bu tür temsillerin, kendi cümleleriyle anladıklarını ifade etme fırsatı sunduğunu böylece onların bilgiyi daha kalıcı öğrenmesini sağladığını öne sürmektedir.

Katılımcılara, Işık ve Ses ünitesi konularına yönelik yaptıkları ders anlatımlarında ÖOTlerden yararlanmanın olumsuz sonuçlar doğurup doğurmadığı sorulmuştur. Bu soruya verdikleri cevaplar analiz edildikten sonra Tablo 4.18’de belirtilen ifadeler ortaya çıkmıştır.

Tablo 4.18.

Katılımcıların ÖOT ile Zenginleştirdikleri Ders Planı Hazırlama ve Sunma Etkinlikleri ile İlgili Gözlemledikleri Olumsuz Yönler

ÖOTlerin Gözlemlenen Olumsuzluklar Öğretmen Adayı

Sınıf Yönetimi Zaman Yönetimi

Her Öğrenciye Söz Hakkı Verememe

Emel, Bahar Canan Anıl

Tablo 4.18’de görüldüğü gibi katılımcılar ÖOT ile desteklenmiş ders planı hazırlama ve sunma etkinlikleri sırasında sınıf yönetimi, zaman yönetimi ve her öğrenciye söz hakkı verememe gibi olumsuzlar yaşadıklarını belirtmişlerdir. Örneğin Emel ve Bahar sınıf yönetimi açısından sorun yaşadıklarını şu ifadelerle dile getirmişlerdir:

Emel: Öğrenciler (eee) yapılan deneyleri, bir deney yapıyorlarsa arkasından onu oyuna çeviriyorlar, tekrar vuruyorlar masaya ya da tekrar kaşığı vuruyorlar bak benimki daha güzel ses çıkarıyor gibisinden. Yani bu problemleri aşmak çok zor oldu. Biraz sessiz kalın gibisinden sözlü uyarmak zorunda kaldım. Göz teması kurdum. Pek çok sınıf yönetimi stratejisini kullandım ama benim girdiğim sınıfta hiç biri işe yaramadı nedense (gülümseme). Uygulama hocamızda yardım etti ama yine de yani bilemiyorum, tecrübesizlikten kaynaklı herhalde. (2. görüşme, satır 2831-2836)

Emel özellikle deneyler sırasında öğrencilerin uyarılarını dinlemediklerinden ve deneyde yapmaları gereken kaşığı masaya vurma ve çıkan sesi dinleme aktivitesini bir oyuna çevirdiklerinden bahsetmektedir. Sözlü uyarıda bulunma ve göz teması kurma gibi bir takım sınıf yönetimi stratejilerini de kullandığını söyleyerek, tecrübesiz olmasından dolayı sınıf yönetimini sağlayamamış olabileceğini düşünmektedir.

Bahar: (eee) şey oldu, grupla yaptırdığım o aynaların kullanım alanlarını yazdırdığım zaman tahtaya çıkarttım. Şimdi hadi şey yapalım dedim, en iyi grubu belirleyelim falan. Orada biraz öğrenciler şey yaptı. Bir rekabet ortamı oluştu. Ben aslında o rekabet ortamı oluşmasını istiyordum hatta başta da o yüzden dedim. Daha güzel yazsınlar daha çok destek alsınlar arkadaşlarından diye. Ama daha sonra işte biraz gürültü oldu o sırada onun dışında pek bir problem olmadı. Sevdiler. Bir de rol oynama da biraz utandılar en başta. Çok fazla şey olmadıkları için acaba arkadaşlarım aman güler mi falan diye utana sıkıla böyle kalktılar falan ama sonra da iyi oynadılar. (2. görüşme, satır 3174-3182)

Bahar, öğrencileri gruplara ayırarak, aynaların kullanım alanlarını her grubun arkadaşlarıyla birlikte yazmasını ve ardından grup sözcüsünün yazdıklarını okumasını istemiştir. Ardından en iyi yazan grubun seçileceğini söylemiştir. Ancak en iyi grubun seçilmesi sırasında sınıfta biraz gürültü olduğundan ve sınıf yönetimi açısından sorun yaşadığından bahsetmektedir. Bunun yanı sıra drama aktivitesi sırasında bazı öğrencilerin utandığı için aktiviteye katılmakta zorluk yaşadığını ama daha sonra bu problemin giderildiğini belirtmektedir.

Canan: … ilk defa yapılmanın şeyiyle bazı aksilikler şeyler mesela, dramayı daha öncesinden öğrencilere ödev verip daha sonra gelip gerçekleştirilmesi olabilirdi. Hani biz kendi öğretmenleri olmadığımız için duyuru yapamadık. Yani böyle aslında zorlukları da vardı. Bir de öğrenci işte bazıları yapamayınca üzülebiliyor ya da yapamadığını düşünüyor. Onlara da gereken desteği verip, yardımcı olmak da gerekebiliyor.

Araştırmacı: (eee) aslında genel olarak yaşadığın problemlerden bahsettin. Her öğrenciye yer verememek..

Canan: mesela bir öğrencim, ışığın kırılması etkinliklerini tamamlayamadılar. (eee) ben onlara kitaptan bakmalarını söyledim. Ona rağmen işte biraz yardımcı olmaya çalıştım. Tamamlayamadılar ama hani süre yetiştirmek vardı. Arkadaşlarının yaptığı kartonları incelemelerini söyledim en son olarak. Sonra da kendileri üzüldüler tamamlayamadıkları için. (2. görüşme, satır 2062-2073)

Canan ders anlatımı sırasında yer verdiği drama aktivitesini örnek vererek, bu tür bir aktiviteyi öğrenciler ilk kez yaptıkları için bazı aksilikler yaşandığından bahsetmektedir. Eğer daha öncesinde öğrencilere bu aktiviteye hazırlanmaları için zaman verilseydi, etkinliğin daha iyi gerçekleştirileceğini düşünmektedir. Bunun yanı sıra kendi temsillerini geliştirmeleri gereken aktiviteler sırasında örneğin poster yapımı sırasında başarısız olan ya da zamanında tamamlayamayan öğrencilerin üzüldüklerini dile getirmektedir.

Anıl: ..mesela öğrencinin sınıf yaklaşık olarak 40 kişi, o 40 kişi içerisinde mesela ben bundan öncesinde de görüşmemizde size vurgulamıştım ben bunu. 40 kişilik sınıfta drama için kaldıracağın öğrenci sayısı maksimum altıdır. Ya 6 tane öğrenciyi kaldırdığın zaman geri kalan 34 kişi, yani sana kırılmasa bile içinde bir burukluk oluyor öğrencinin yani, ben niye kalkmıyorum diyor veya mesela orada kız erkek ayrımı sanki yapılıyor gibi, çalışkan tembel ayrımı yapılıyor gibi oluyor. Ya tek sıkıntısı bu. Diğer herhangi bir sıkıntısı yok yani. Her öğrenci oraya kalkmak istiyor, tahtaya kalkıp o olayla kendisinin ilgilenmesini istiyor. O da tabi ki şu anda bizim eğitim sistemimizde pek olanağı olmayan bir şey. Yarın öbür gün mesela 10 12 kişilik sınıf olur, orada bunu çok rahat bir şekilde yaparsın ama 40 kişilik bir sınıfta sen her öğrenciyi tahtaya alıp işte ne drama ne de normal bir deneyi yaptırabilirsin yani. (2. görüşme, satır 2395-2405)

Anıl da Canan ve Bahar gibi drama aktivitesini örnek vererek, 40 kişilik bir sınıfta her öğrenciye etkinlikte yer verme gibi bir şansı olmadığından ve bu durumun etkinliğe

katılamayan öğrencileri üzdüğünden bahsetmektedir. Bir başka deyişle sınıf olanaklarının her öğrenciye söz hakkı vermeye olanak tanımadığını söylemektedir.

4.3.6. Katılımcıların Öğrencilerin Oluşturduğu Temsillerin Öğrencilerin Konuyu