• Sonuç bulunamadı

Fen Bilgisi Öğretmen Adaylarının Uygulamadan Önce Işık ve Ses

5.1 Sonuç ve Tartışma

5.1.1 Fen Bilgisi Öğretmen Adaylarının Uygulamadan Önce Işık ve Ses

Tercihlerine ve Nedenlerine Yönelik Sonuç ve Tartışma

11 fen bilgisi öğretmen adayının ‘Öğretmenlik Uygulaması’ dersi kapsamında gerçekleştirecekleri ders anlatım performanslarına yönelik hazırladıkları ders planları çoklu temsil sınıflandırılması içerisinde bulunan temsil modlarına göre analiz edilmiştir. Ders planı analizinde, öğretmen adaylarının, öğrencilerin oluşturduğu çoklu temsillere yer verip vermedikleri de araştırılmıştır. Analiz sonucunda fen bilgisi öğretmen adaylarının birçoğunun ele aldıkları kazanımlara yönelik sözel-metinsel temsil modu kapsamında bulunan sözel anlatımlar, sözel ve yazılı sorulara ağırlık verdikleri görülmüştür. Bu temsillerin dışında fen bilgisi öğretmen adaylarının eylemsel-işlemsel temsil modu kapsamında bulunan deney temsilinden yararlandıkları görülmüştür. Ayrıca öğretmen adaylarının yalnızca üçünün öğrencilerin geliştirdiği temsillerden yararlanmayı planladığı, bu öğretmen adaylarının ise yalnızca öğrencilerin yazma aktivitelerine, diyagram oluşturmalarına ve sözlü anlatımlarına yer verdiği saptanmıştır. Bunların yanı sıra, fen bilgisi öğretmen adaylarının ele almayı planladıkları bazı kazanımlara yönelik herhangi bir temsile yer vermedikleri görülmüştür. Öğretmen adayları ile yapılan görüşmelerde bir takım sorular sorularak, temsil tercihlerinin sebepleri ortaya çıkarılmıştır. 11 fen bilgisi öğretmen adayı ile yapılan görüşmelerin ardından temsil seçimlerinde öğrencilerin gelişim düzeylerine uygun olması, konunun anlaşılmasını sağlaması, somut olması, konuya uygun olması, akılda kalıcı olması, pratik olması, daha çok kişiye hitap edebilmesi, basit ve anlaşılır olması, günlük hayatla bağdaştırabilmesi, öğrencilerin vizyonunu geliştirmesi, öğrenci merkezli olması, sınıf yönetimini kolaylaştırması, hazırbulunuşluğu belirleyici olması, aktif katılımı sağlaması, sınıf olanaklarına uygun olması ve zaman almaması hususlarına dikkat ettikleri ortaya çıkmıştır. Ancak, öğretmen adaylarının temsil seçimlerinin nedenleri incelendiğinde temsil modları açısından çeşitliliğin sağlanması hususuna dikkat etmedikleri söylenebilir. Davis (2006) yaptığı çalışmada, öğretmen adaylarının öğretim materyallerini; öğrenci merkezli olma, günlük hayatla bağlantılı olma, sorgulamayı sağlama gibi bir takım kriterler ile değerlendirdiklerini belirterek; bu çalışmaya katılan öğretmen adayları ile benzer şekilde temsil çeşitliliğine odaklanmadıklarından bahsetmiştir.

Öğretmen adaylarının öğretim uygulamalarında kavramların ve bilimsel süreçlerin çoklu temsillerine yer verip, vermeme durumlarının onların avantajlarına ve dezavantajlarına yönelik düşüncelerinden etkilenebileceği düşünülmüştür. Bu nedenle, yapılan görüşmelerde öğretmen adaylarına çoklu temsillerin avantajları ve dezavantajlarının neler olabileceği sorulmuştur. Yapılan görüşmelerin ardından fen bilgisi öğretmen adaylarının; derse karşı ilgiyi sağlama, bilginin kalıcı olması, bilgiyi somutlaştırması, aktif katılımı sağlaması, günlük yaşamla bağlantıyı sağlaması, bilgiyi kavramayı sağlaması, farklı duyu organlarına hitap etmesi, konunun daha iyi öğrenilmesini sağlaması, öğrencinin kendisine uygun temsili seçebilmesi ve konunun pekiştirilmesini sağlaması bakımından çoklu temsillerin avantajlı olduğunu düşündükleri ortaya çıkmıştır. Yapılan bazı araştırmalar da bilimsel kavramların çoklu temsillerinden yararlanmanın benzer avantajları olduğundan bahsetmişlerdir. Örneğin, Nuthall (1999), aynı konuya farklı açılardan yaklaşmanın öğrenmeyi arttırdığı düşüncesini destekleyerek, öğrenilen bilginin kalıcı olması için, öğrencilerin aynı kavramla ilgili üç veya dört kez tecrübe edinmesi gerektiğini ortaya koymuştur. Öte yandan, katılımcılar, fen öğretiminde çoklu temsillerin kullanılmasının zaman yönetimi, öğrencinin ilgisini kaybetmesi ve sınıf yönetimini zorlaştırması bakımından dezavantajlı olabileceğini söylemişlerdir. Bunların yanı sıra fen bilgisi öğretmen adayları, ÖOTlere, zaman yönetiminin zorluğu, sınıf mevcudunun fazla olması, sınıf yönetiminin zorluğu, öğrenciyi tanımama ve bu temsiller yoluyla elde edinilen bilginin güvenilir olmaması gibi nedenlerle ders planlarında yeterince yer vermediklerini belirtmişlerdir. Öğretim uygulamalarında ÖOTlere yer verip vermeme durumlarının da bu tür temsillerin ne açıdan avantajlı ya da dezavantajlı olduğuna yönelik düşüncelerinden etkilenebileceği düşünülerek, bu düşüncelerini ortaya çıkarmaya yönelik sorular sorulmuştur. Görüşme analizleri sonucunda fen bilgisi öğretmen adaylarının; öğrencilerin aktif katılımını sağlama, kalıcı öğrenmeyi sağlama, derse karşı ilgiyi arttırma, kavram yanılgısını ortaya çıkarma, yaratıcı düşünme, konuyu öğrenme, özgüveni arttırma, konuyu derinlemesine araştırmayı sağlama, öğrencilerin doğru ve yanlış bilgilerini fark edebilme, önbilgi edinmeyi sağlama, hazırbulunuşluk düzeyini arttırma, pekiştirme, bilişsel kazanımların seviyesini arttırma, sözlü ve yazılı ifadeyi geliştirme ve farklı bakış açıları sağlama bakımından ÖOTlerden yararlanmanın avantajlı olduğunu düşündükleri ortaya çıkmıştır. Öte yandan katılımcılar, zaman yönetiminin zorluğu, velilerin temsilleri geliştirme olasılığı, öğrencilerin yanlış bilgiye ulaşması, belirli öğrencilerin derse

katılımı, sınıf yönetiminin zorluğu, anında dönüt vermeme ve ekonomik olmaması gibi nedenlerden dolayı, ÖOTlere yer vermenin dezavantajlı olduğunu düşünmektedirler.

Literatürde, öğretmen adaylarının öğretim tecrübelerinin bazı özelliklerinin, konuyla ilgili yer verdikleri temsilleri etkilediğini gösteren çalışmalar bulunmaktadır. Yapılan çalışmalarda bu faktörlerin öğretim ile ilgili sorumluluklar ve zaman yönetimi olabileceği söylenmiştir. Bu yüzden, öğretmen adayları bir konudan diğerine geçmeye zorlanarak, üzerinde düşünülmüş planlama ve kritik etme için gerekli zaman ve enerjiyi azaltmaktadırlar (Einsenhart, Behm ve Romagnano, 1991; Gess-Newsome ve Lederman, 1992’den akt. Zembal,1996). Bu çalışmada da benzer şekilde öğretmen adayları farklı temsil modlarından ve ÖOTlerden faydalanmanın zaman yönetimi açısından problemli olabileceğinden bahsetmişlerdir. Öğretmen adaylarının tecrübesiz oluşu, bir ders süresince ne kadar kazanımı ele alabileceklerini tam olarak belirleyemeyişleri, sınıf ortamının kompleks yapısından çekinerek, hazır olan bir takım öğretim faaliyetlerini uygulamaya yönelmelerine ve ders kitabındaki temsillere bağlı kalmalarına neden oluyor olabilir. Zembal (1996) da çalışmasında, sınıf ortamının kompleks yapısının öğretmen adaylarının tecrübelerini etkileyen problemli bir özellik olduğundan bahsetmiştir. Öğretmen adaylarının, sınıf içerisinde aynı anda gelişen olayların hepsine odaklanamadıkları için, sınıfın en sessiz durumda olduğu sınıf yönetimine odaklandıklarından bahsetmiştir. Bu yüzden, anlamlı öğrenmeyi sağlayacak aktiviteler yerine, onların öğrenciler üzerinde daha fazla kontrol sağlayabileceği aktiviteler planlamaya yatkın olacaklarını söyleyerek, bu durumun onları konuyla ilgili etkili temsiller tasarlamaktan alı koyacağını belirtmiştir.

Yapılan çalışmalar, öğretmen adaylarının yetersiz alan bilgisine sahip olmasının (Ball, 1990); öğrenciler ile ilgili yetersiz tecrübelere sahip olmasının (Grossman, 1989’dan akt. Zembal, 1996) ve sınıf ile ilgili pratik bilgisinin az olmasının (Kagan, 1992), konuyla ilgili temsillerinde zorluk yaşamalarına neden olduğunu göstermiştir. Bu çalışmada öğretmen adaylarının alan bilgileri ile seçtikleri temsiller arasındaki ilişki incelenmemiştir. Ancak, öğretmen adayları ile yapılan görüşmelerde onlar da öğrencileri yeterince tanımadıkları ve yeterince tecrübeye sahip olmadıkları için özellikle öğrencilerin oluşturduğu temsillerden faydalanmadıklarını dile getirmişlerdir.

Bu çalışmada bazı öğretmen adaylarının bir ders süresince etkili bir şekilde ele alınamayacak kadar çok kazanıma yer vererek, ders süresini verimli bir şekilde

planlayamadıkları ortaya çıkmıştır. Bu durum onlarda zaman kaygısı yaratarak, kazanımları yüzeysel bir şekilde ele almalarına ve çoklu temsillerinden yararlanmalarına engel olmuş olabilir. Zembal (1996), öğretmen adaylarının sınıf ortamı ile ilgili yeterli tecrübeye sahip olmamasının, onların konu, organizasyon ve zaman açısından gerçekçi olmayan beklentiler edinmelerine neden olduğundan bahsetmiştir. Bu yüzden, çok fazla şey başarmayı hedefleyen planlar yaptıklarını söyleyerek, çok kompleks olduğu için kullanışlı olmayan bir takım aktivitelere yer verdiklerinden bahsetmiştir.

Prain ve Waldrip (2006), ilkokul düzeyinde öğretmenlerin ve öğrencilerin fen derslerinde yer verilen çoklu temsillere yönelik görüşlerini ortaya çıkardıkları çalışmalarında, öğretmenlerin genellikle temsil kaynaklarına ve öğrencilerin öğrenme stillerine odaklanmaya yatkın olduklarını ve bu çalışmadaki öğretmen adayları ile benzer şekilde temsil modlarında çeşitliliği sağlamayı göz ardı ettiklerini ortaya koymuşlardır. Öğretmenlerin, bazı temsil modlarının öğrencilerin öğrenme stillerine daha uygun olduğu, bu temsil modu kullanıldığı takdirde öğrencilerin kavramı öğrenmesi için yeterli olacağı kanısında oldukları ortaya çıkmıştır. Aynı zamanda, öğretmenlerin değerlendirmede yaşadıkları zorluklar sebebiyle öğrencilerin oluşturduğu çoklu temsillere yer vermediklerini dile getirmişlerdir. Bu çalışmada da öğretmen adayları, bir ders süresince tüm öğrencilerin oluşturduğu temsillerin değerlendirilmesinin zor olduğu düşüncesiyle, bu tür temsillere yer vermediklerini dile getirmişlerdir.

5.1.2 Fen Bilgisi Öğretmen Adaylarının Uygulama Süresince Işık ve Ses