• Sonuç bulunamadı

Katılımcı Planlama ve Paydaş Analizi Konusunda Yapılan

1.2. KAYNAK ÖZETLERİ

1.2.1. Kuramsal Temellere İlişkin Çalışmalar

1.2.1.4. Katılımcı Planlama ve Paydaş Analizi Konusunda Yapılan

Tress ve Tress (2003) tarafından hazırlanan “Katılımcı Peyzaj Planlaması için Görselleştirme Senaryoları, Danimarka Örneği (Scenario Visualisation for Participatory Landscape Planning—A Study From Denmark)” başlıklı çalışma disiplinlerarası pek çok yöntemin kombine edilmesi ile oluşturulmuştur. Gelecekte ülke içerisindeki paydaşların çıkarlarını tanımlamak için; Senaryo teknikleri, gerçekçi foto görselleştirmeleri ve paydaşların katılımı tekniklerinden yararlanılmıştır. Danimarka planlama ve yönetim birimlerinden temsilciler ile toplantılar gerçekleştirilmiştir. Gerçekçi fotoğraf görselleştirmeleri katılımcılar ile geleceğe yönelik peyzaj senaryolarını paydaşlar ile değerlendirme kısmında kullanılmıştır. Tek fonksiyonlu arazi kullanımı üzerinde durulmuş bu konuda 4 kullanım tipi belirlenmiştir;Endüstriyel tarım, turizm ve rekreasyon, doğa koruma alanları, yerleşim alanları. Bu kullanım tipleri ile ilgili senaryolar oluşturulmuş, görselleştirilerek paydaşlara sunulmuştur. Çalışmanın sonuçları göstermektedir ki; başarılı bir kırsal planlama paydaşlar ile iletişim sürecini içermektedir. Senaryo teknikleri paydaş katılımı ile kombine kullanıldığında yararlı bir araç olabilmektedir. Kırsal peyzajların geliştirilmesi büyük ölçüde karar vericilerin sorumluluğundadır. Ancak başarılı bir planlama paydaşların ve kamu çıkarlarından bağımsız yapılamaz.

Yılmaz ve diğ. (2004) “Ekoturizm Planlamasında Katılımcı Yaklaşımla Etkinlik Seçimi: Cehennemdere Vadisi Örneği” başlıklı araştırma, Tarsus-Doğu Akdeniz Ormancılık Araştırma Müdürlüğü ve İ.Ü. Orman Fakültesi, Ormancılık Ekonomisi Anabilim Dalı tarafından ortaklaşa gerçekleştirilmiştir.

Çalışmada mevcut kaynaklar, karar vericiler, kamu, çıkarbaskı grupları, sektör uzmanları ve katılımcılığa imkan veren bir yöneylem araştırma tekniği bir araya getirilmek suretiyle alternatif ekoturizm etkinlikleri arasından en uygun olanının seçilmesi problemi, Cehennemdere vadisinde örnek bir uygulama çalışmasıyla çözümlenmiştir. Araştırmadaki karmaşık ve çok ölçütlü karar verme probleminin çözümünde kullanılmak üzere, Analitik Hiyerarşi Süreci (AHS) isimli yöneylem araştırma tekniği seçilmiş ve kullanılmıştır.

Açıksöz ve diğ. (2006) “Bartın-Arıt beldesi trekking potansiyelinin belirlenmesi” isimli makalede Arıt Beldesi ve yakın çevresinde yer alan doğa yürüyüş güzergahları Hızlı Kırsal Değerlendirme Tekniği’nden (HKD) yararlanılarak belirlenmiştir.

HKD’ye ek olarak Bulgular Güçlü Yönler, Zayıf Yönler, Fırsatlar ve Kısıtlamalar (Strength, Weaknees, Opportunities, Threatment-SWOT) Analizi yöntemi ile yorumlanmış ve öneriler geliştirilmiştir. Sonuç olarak 26 adet farklı zorluk derecelerine sahip doğa yürüyüş güzergahları saptanmıştır. Yapılan bu araştırma, belirlenen yolların alternatif turizm kapsamında değerlendirilmesi durumunda, yöre halkının sosyo-ekonomik yapısına sağlayacağı olumlu katkılara değinilmiştir. Alanda trekking etkinliğinin yapılabilmesi için gerekli doğal ve kültürel veriler: HKD Tekniği, literatür verileri, harita vb. fiziksel veriler ve alan analizi sonuçlarından elde edilmiştir. HKD toplantısı kapsamında Arıt Belediye Başkanı, Muhtarlar, Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Öğretim Elemanları, Kokartlı Gezi Rehberleri ve Orman İşletme Şefi olmak üzere 20 kişi ile görüşülmüştür. Bu toplantıda, doğa yürüyüş güzergahı özelliğine sahip olabilecek alanlar saptanmıştır. Sonuç olarak yapılan bu çalışmada Yürütülen araştırmada HKD Tekniğinden yararlanılarak, alanın trekking etkinliği açısından potansiyeli belirlenmiş ve uygun bölgelerin seçilmesi gerektiği özeline inilerek, sonuçlar ve öneriler ortaya konulmuştur. Bu süreçte, trekking etkinliğine uygun alanların belirlenebilmesi için; alanda yapılan gözlemler, bölgede görev yapan uzmanlar ve yerel halkın görüş ve bilgileri değerlendirmede dikkate alınmıştır. Tez

Karadağ (2007) “Katılımcı Havza Yönetim Modelinin Oluşturulması: Kovada Gölü Örneği” isimli doktora tez çalışmasında öncelikle havza yönetiminin temelini oluşturan “havza sınırları, veri tabanı, katılımcılık” kavramlarını irdelemiştir. Bu çerçevede çalışma alanına ilişkin alt havza sınırlarını belirlemiş, doğal ve kültürel özellikleri inceleyerek, çiftçiler, idari kurumlar ve zirai ilaç bayileri ile anket çalışmaları ve görüşmeler yapmıştır. Elde edilen verileri değerlendirerek, Kovada gölü alt havzasının temel özellikleri, karakteri, su kaynakları kalitesi ve yönetimine ilişkin sorunları ortaya koymuştur. Daha sonra elde edilen veriler ve değerlendirmelerden yararlanarak “katılımcı havza yönetim modeli” oluşturmuş ve alana ilişkin öneriler getirmiştir.

“Türkiye’deki Korunan Alanlar ve Çevresinde Sürdürülebilir Turizm Gelişim Stratejisi Rehberi” isimli 2007 tarihli çalışmada Sürdürülebilir Turizm Gelişim Stratejisinin hazırlanması ile ilgili temel adımlar verilmektedir. Korunan Alan ve çevresindeki turizmin ancak ekositem ile bir bütün oluşturduğu takdirde sürdürülebilir olacağı çalışmanın temel unsurunu oluşturmaktadır. Bu bütünün en önemli parçasının da yöre halkına sağlanan iş olanağı ve doğa korumacı bir ziyarteçi profili olcağına değilmektedir.Ayrıca diğer turizm alanlarınada örnek olabilecek nitelikte yönetim modellerinin geliştirilmesi üzerinde durulmaktadır. Bu kapsamda yönetim planlarının bir parçası olarak hazırlanan Sürdürülebilir Gelişim Stratejileri ve Ziyaretçi Yönetim Planları çalışmada yer almaktadır. Tez çalışması kapsamında paydaşların görev ve sorumluluklarının tanımlanması ve paydaş analizi çalışmaları kapsamında belirtilen kaynaktan yaralanılmıştır.

Hunziker et al. (2008) “Peyzaj Değişiminin Farklı Sosyal Gruplar Tarafından Değerlendirilmesinin Sonuçları İsviçre'de İki Deneysel Çalışma (Evaluation of Landscape Change by Different Social Groups Results of Two Empirical Studies in Switzerland)” başlıklı çalışmada dağ alanlarındaki peyzaj değişimlerini Alplerin içinde ve dışında yaşayan iki farklı grup ile değerlendirmişlerdir. 2 farklı sosyal grup için 2 çalışma belirlenmiştir.Birincisi peyzaj değişimlerini derinlemesine analiz etmek, ikincisi sosyal gruplara uygulanan anketlerdeki algı farklılıklarını değerlendirmektir. Katılımcılara Alplere ilişkin 4 fotoğraf gösterilmiş, değişimler hakkındaki görüşlerine ilişkin sorular yöneltilmiş, Anova testi uygulanarak görüşleri arasındaki istatistiki farklılık değerlendirilmiştir.

Araştırmanın en önemli bulgusu her iki grubunda peyzajda oluşan değişikliklerden rahatsız olmaması,dinamik peyzajları tercih etmesidir.

Topay ve Koçhan (2009) “Kamping / Çadırlı Kamp İçin Alan Seçim Kriterlerinin Belirlenmesi ve Bartın-Uluyayla’da Örnek Bir Uygulama” başlıklı makale çalışmasında kamp etkinliğinin gerçekleştirilebileceği kamping / çadırlı kamp alanları için alan seçim kriterleri, sürdürülebilirlik ilkeleri doğrultusunda belirlemiştir.

Daha sonra, belirledikleri ölçütlere göre Bartın-Uluyayla havzasında kamp etkinliğinin yapılabileceği alanları ortaya koymuşlardır.. Alana ilişkin bazı verilerin toplanmasında “Hızlı Kırsal Değerlendirme (HKD)” tekniğinden yararlanmışlardır. Çalışmanın sonucunda, 4700 hektarlık Bartın-Uluyayla havzasının 7,1 hektarlık bölümü kamp etkinliği açısından “en uygun”, 4692,9 hektarlık bölümü ise “koşullu uygun” alanlar olarak bulunmuştur. Çalışmada izlenen yöntem verilerin toplanması ve sayısal ortama aktarılması, verilerin analizi ve değerlendirmeler olmak üzere üç bölümden oluşmaktadır. Verilerin toplanması bölümünde, konuyla ilgili daha önceden yapılmış çalışmalar incelenmiş alana ilişkin doğal ve kültürel veriler elde edilmiştir. Alana ait bazı bilgiler ise “Hızlı Kırsal Değerlendirme” (HKD) tekniği kullanılarak toplanmış ve sayısal ortama aktarılmıştır. Sandoval et al. (2010) “Katılımcı Peyzaj Planlama ve Sürdürülebilir Toplumsal Kalkınma; Meksika Kırsalı Üzerine Metadolojik Bir Gözlem (Participatory landscape planning and sustainable community development: Methodological observations from a case study in rural Mexico)” isimli makale çalışmasında Meksika'da yerel kırsal toplulukların sürdürülebilir kalkınma düzeyine ulaşmalarına yardımcı olmak amacıyla toplumun katılımını içeren bir peyzaj planlama süreci,peyzaj analizleri, sınıflandırma, haritalama gibi çeşitli niteliksel araştırma yöntemleri, tarif ve analiz etmişleridir. Peyzaj planlama çalışmalarına dahil edilen farklı disiplinlerden topluluk üyeleri ile birlikte, katılımcı bir atölye çalışması yapılmış, yerel ve kurumsal paydaşlarla görüşmeler yapılmış ve peyzaj analizi sırasında çıkan sorunlar tartışılmıştır. Son adımda ise sürdürülebilir kalkınma önerileri ve görsel peyzaj analizi sonuçlarını gösteren mevzuat ve uygulama çalışmaları birlikte değerlendirilmiştir. Bu çalışma ile Meksika kırsalında yaşayan toplumun katılımı ile elde edilen sonuçlar şunlardır;

Katılımcı peyzaj planlama ve yerel politikalar hakkında halkın bilgilendirilmesinin Meksika'nın sürdürülebilir toplumsal kalkınmasını etkileyen etkili bir araç olduğu kanıtlanmıştır. Ayrıca, nüfusun büyük çoğunluğunun yer aldığı merkezler dışında yapılan peyzaj planlama ve izlenen mevcut politikaların uygun ölçekte olmadığı ve kırsal alanlarda uygulanabilirliğinin olmadığı görülmüştür.

Güneş (2011) “Korunan Alanların Yönetiminde Yeni Bir Yaklaşım: Katılımcı Yönetim Planları” başlıklı çalışmada korunan alanların katılımcı yönetimlerinin önemi ve katılımcı yönetim planlaması sürecinin nasıl ele alınması gerektiğini vurgulamaktadır. Bu konuda ülkemiz ve yurtdışında yapılan örnek çalışmalara yer vermek ve ülkemiz özelinde öneriler ortaya koymaktadır.

Dibra et al. (2012) “Sürdürülebilir Turizm Gelişimi için Yerel Karakterin Korunması Theth Milli Parkı Örneği (Preserving Local Character for Sustainable Tourism Development: National Park of Theth as a Case study)” isimli çalışmada Theth Milli Parkında Sürdürülebilir Turizm Gelişimi konusunda yerel özelliklerin, yerel karakterlerin korunmasını amaçlamaktadır.

Yerel halkı turizmde ilgi çekici bir unsur olarak değerlendirmektedir. Konu ile ilgili literatür taraması yapılmıştır, özellikle sürdürülebilir turizm,yerel halk,yerel mimari ülke yapısı,ekonomik, sosyal, çevresel etkenler ile ilgili olarak. Ayrıca yerel halkı gözlemleme ve bilgi edinme yöntemleri kullanılmıştır.Yerel mimari karakteri odaklı olarak çalışmışlardır. Theth Milli parkına fiziksel ve mimari karakter analizi yapmışlarıdır, alanın peyzaj karakteri, yöre halkının yaşam biçimi ve yöre mimarisi analiz edilmiştir. Yerel karakterin korunmasına ilişkin Uluslar arası deneyimler bu alana uygulanmıştır. Arnavutluk köylerinde yaşam kalitesini arttırmak ve bu alanları turistler için ilgi çekici kılmak için Arnavutlukta yerel karakter ve köy kimlikleri dikkate alınmalıdır.