• Sonuç bulunamadı

Bozok ve Yılmaz (2008) tarafından belirtildiği üzere ekoturizm, ilk defa Alp Dağlarına giden turistlere yöredeki çiftçilerin evlerinin bir bölümünü açmasıyla başlamış olup, “doğadan zevk alma ve doğanın kıymetini bilme” şeklinde tanımlanmaktadır (Akay ve Zengin, 2012). 1983 yılında Ceballos Lascuarin tarafından ilk kez sözü edilen “ekoturizm” en çok kabul gören turizm türü olarak ortaya çıkmıştır (Lascurain 1991).

Ekoturizm olgusu insanların doğaya karşı olan meraklarının sonucunda oluşan potansiyel faydanın, fark edilmesi ile ortaya çıkmıştır (Kılıç 2006). Türker (2009)’ a göre; Ekoturizm kavramı, sürdürülebilirlik kavramı ile birlikte gündeme gelen bir kavramdır. Ekolojik dengeyi korumanın temel olduğu ekoturizm, sürdürülebilir kalkınmanın bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır (Gültekin, 2010). Ekoturizm doğaseverler ve çevre duyarlılığı olan turistlerin faaliyetlerinden daha geniş kapsamlı bir konudur, çevresel, ekonomik ve sosyal ilişkiler bütünüdür (Ahipaşaoğlu ve Çeltek 2006).

Beeton (1998)’e göre; ekoturizm; çevresel ve kültürel değerlere koruyucu ve duyarlı bir anlayışla yaklaşan ekolojik sürdürülebilirlik temeline dayanmaktadır.

Ross ve Wall (1999)’a göre; Ekoturizm, yalnızca doğal alanlarda yapılan turizm faaliyetlerinden daha fazlasını ifade etmektedir. Fakat ekoturizmin yaygın bir şekilde kabul edilmiş olan bir tanımının olmaması ve ekoturizmi diğer turizm türlerinden ayıran karakteristik özelliklerinin ve boyutlarının ortak bir tanımının da bulunmaması bu konudaki en büyük eksikliktir. (Gültekin 2010). Farklı çevrelerin farklı biçimlerde ele alınmasından dolayı farklı tanımları yapılmış bir turizm çeşididir (Steele 1995).

Ziffer (1989) ’e göre ekoturizm, özelliğini yerel kültürleri de içeren doğal tarihten alan bir turizm türüdür. Ekoturistler doğal alanları doğal kaynakları tüketmeden ziyaret eder ve bu alanın korunması için çaba sarf ederler (Gültekin 2010). Wight (1993)’a göre ekoturizm, ekosistemin korunmasına katkıda bulunan ve yerel halkın varlığına saygılı, öğretici bir doğaya seyahat deneyimidir (Gültekin 2010). Hvenegaad (1994) ise ekoturizmi doğal kaynakların tüketimine neden olmayan, kuş gözlemi, yaban hayatı gözlemi, balina gözlemi, doğa fotoğrafçılığı, bitki inceleme gibi bir alanın doğal tarihiyle ya da doğal hayatıyla ilgili

Eagles (1992)’e göre ekoturizm boş zaman seyahati ve doğa deneyimi etrafında toplanmaktadır (Gültekin 2010).

Dünya Turizm Örgütü ve Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Komisyonu 2002 yılını “Uluslararası Ekoturizm Yılı” ilan etmiş ve bu konuyla ilgili olarak Dünya Turizm Örgütü’nü görevlendirmiştir. Kanada'nın Quebec kentinde, 2002 yılının Mayıs ayında, 133 ülkeden gelen 1100 delegenin katılımıyla yapılan Dünya Ekoturizm Zirvesi’nde, tüm ülkelerin benimsediği ortak bir tanım belirlenmeye çalışılmıştır. Buna göre ekoturizm, "yeryüzünün doğal kaynaklarının sürdürülebilirliğini güvence altına alan, yerel halkların ekonomik kalkınmasına destek olurken, sosyal ve kültürel bütünlüklerini koruyup gözeten bir yaklaşım ya da tavır" olarak benimsenmiştir (Koçan 2011).

Ekoturizmi doğaya dayalı olarak yapılan diğer aktivitelerden ayıran en önemli özellik, ekolojik olarak sürdürülebilirlik ile eğitim ve öğrenmeye dayalı deneyimlerin kazanılması amacını taşımasıdır (Rodger et al. 2007).

Ekoturizm kavramı gerçekte yapılan seyahatin, ziyaret edilen alanların korunması ve geliştirilmesine yardımcı olup olmadığı ile ilgilidir. Ekoturizmin çok çeşitli unsurları içinde barındırması öncelikle onun yapısının iyi anlaşılmasını gerektirmektedir (Demir ve Çevirgen 2006). Ekoturizmin uzun dönemde sürdürülebilirliğinin sağlanması açısından bu turizm türünün yapısını oluşturan temel unsurların göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Şekil 1. 4’te Ekoturizmin yapısını oluşturan unsurlar yer almaktadır.

Bu unsurlar Şekil 1.7’de belirtildiği üzere ekoturizm endüstrisi, ulusal ve yerel yönetimler, yerel toplum, sivil toplum örgütleri ve uluslararası kuruluşlar olmak üzere 5 grupta toplanabilir (Demir ve Çevirgen 2006) (Çizelge 1.5).

Şekil 1.4. Ekoturizmin yapısı (Demir ve Çevirgen, 2006

Ekoturizm Endüstrisi

Ekoturizm Endüstrisi içinde; uluslararası turizm pazarında ekoturizm ürünlerini pazarlayan ve pazarın önemli bir bölümünü olu

acentaları, özellikle gösteren küçük

rehberlik hizmetleri, araç kiralama hizmetleri, ata binme, bisiklete binme, vb. rekreasyon hizmetleri ekoturizm ürünlerini tamamlayan di

Çevirgen 2006). Tur Düzenleyicileri- Seyahat Acentaları Tur düzenleyici

Uluslararası pazarlarda ekoturizm ürününü hazırlayan ve satı ekoturizme yönelik seyahatleri yönlendirmektedirler. Bu düzenleyici

işletmeler potansiyel mü kataloglar, bro

CD’ler ve web siteleri vasıtasıyla geni Tur düzenleyici

ürünün kalitesi açısından bir güvence de olu

Eko-Konaklama Tesisleri

Eko konaklama tesisleri daha çok küçük ölçekli ve aile i

tesisler oldukları görülmektedir. Özellikle hassas ekosistemlerde kurulduklarından, bulundukları yerin do

Bulundukları yerin bitki örtüsüne zarar vermemeli aksine bu kaynakları koruyup, iyileştirmesine katkı sa

basılı materyaller ve do

Ekoturizmin yapısı (Demir ve Çevirgen, 2006’dan değiştirilerek

Çizelge 1.5. Ekoturizm Unsurları

Ekoturizm Endüstrisi içinde; uluslararası turizm pazarında ekoturizm ürünlerini pazarlayan ve pazarın önemli bir bölümünü oluşturan tur düzenleyici

acentaları, özellikle şehir merkezlerinden uzakta ve duyarlı

gösteren küçük ve orta konaklama tesisleri yer almaktadır. Yöredeki restoranlar, rehberlik hizmetleri, araç kiralama hizmetleri, ata binme, bisiklete binme, vb. rekreasyon hizmetleri ekoturizm ürünlerini tamamlayan diğer unsurlardır (Demir ve Çevirgen 2006).

düzenleyicileri ekoturizm endüstrisinin en önemli işletmelerinden birisidir. Uluslararası pazarlarda ekoturizm ürününü hazırlayan ve satışını yapan bu i

ekoturizme yönelik seyahatleri yönlendirmektedirler. Bugün pek çok ülkede tur düzenleyici olarak faaliyet gösteren pek çok işletme bulunmaktadır (Wood

şletmeler potansiyel müşterilerini seyahat öncesi ekoturizm alanları ile ilgili kataloglar, broşürler, vahşi yaşam ve ekosistemler konusundaki tanıtı

CD’ler ve web siteleri vasıtasıyla geniş ölçüde bilgilendirme olanaklarına sahiptirler. düzenleyicileri müşterilerine seyahat sigortaları sağlamakta ve satın aldıkları ürünün kalitesi açısından bir güvence de oluşturabilmektedir (Wood 2002)

Eko konaklama tesisleri daha çok küçük ölçekli ve aile işletmeleri ş

tesisler oldukları görülmektedir. Özellikle hassas ekosistemlerde kurulduklarından, bulundukları yerin doğası ve kültürel yapısı ile uyumlu olarak dizayn edilmelidirler. Bulundukları yerin bitki örtüsüne zarar vermemeli aksine bu kaynakları koruyup,

ştirmesine katkı sağlamalıdırlar. Bu işletmelerin çoğu halkla ili

basılı materyaller ve doğrudan pazarlama tekniklerini kullanmaktadırlar (Wood 2002). ğiştirilerek).

Ekoturizm Endüstrisi içinde; uluslararası turizm pazarında ekoturizm ürünlerini düzenleyicileri, seyahat merkezlerinden uzakta ve duyarlı çevrelerde faaliyet ve orta konaklama tesisleri yer almaktadır. Yöredeki restoranlar, rehberlik hizmetleri, araç kiralama hizmetleri, ata binme, bisiklete binme, vb. ğer unsurlardır (Demir ve şletmelerinden birisidir. şını yapan bu işletmeler gün pek çok ülkede tur letme bulunmaktadır (Wood 2002). Bu terilerini seyahat öncesi ekoturizm alanları ile ilgili am ve ekosistemler konusundaki tanıtım filmleri, ölçüde bilgilendirme olanaklarına sahiptirler. ğlamakta ve satın aldıkları turabilmektedir (Wood 2002).

şletmeleri şeklinde işletilen tesisler oldukları görülmektedir. Özellikle hassas ekosistemlerde kurulduklarından, arak dizayn edilmelidirler. Bulundukları yerin bitki örtüsüne zarar vermemeli aksine bu kaynakları koruyup, ğu halkla ilişkiler, internet, maktadırlar (Wood 2002).

Çizelge 1.5. Devamı

Yerel Toplumlar

Ekoturizmin gelişmesinde yerel toplumların rolü çok büyüktür. Ekoturizm doğal ve kültürel alanlara yapılan seyahatlerden oluştuğu için buralarda yaşayan yerel toplulukların ekoturizmin gelişmesindeki rolü büyüktür. Ekoturizmin birçok tanımında vurgulanan temel unsurlardan birisi; yerel topluma ekonomik, sosyo-kültürel ve çevresel fayda sağlamasıdır. Yerel toplumun benimsemediği, desteklemediği ve katılımının sağlanmadığı hiçbir ekoturizm projesinin başarılı olması mümkün değildir (Demir ve Çevirgen 2006).

Ekoturizm bir taraftan yerel topluma fayda sağlamayı diğer taraftan da kaynakların korunmasını hedefler. Toplumlar sadece yaşam kalitelerini iyileştirme ve geliştirme olanakları sağlandığında doğayı korumak için isteklidirler.

Ulusal ve Yerel Yönetimler

Ekoturizmin gelişmesinde ulusal ve yerel yönetimlere büyük sorumluluklar düşmektedir. Gerekli politikalar ve planlar devlet tarafından üretilmeli ve gerekli destek sağlanmalıdır (Demir ve Çevirgen, 2006).

Ekoturizmin gelişmesinde özel sektör, yerel halk, sivil toplum örgütleri, uluslararası organizasyonlar gibi ekoturizmin yapısı içerisinde bulunan bu olgular arasında bir eşgüdüm sağlanması gerekmektedir (Demir ve Çevirgen 2006). Bu koordinasyonu devlet sağlamalı ve liderlik görevini üstlenmelidir. Ekoturizm destinasyonlarında ulusal ve yerel yönetimlerden öncelikle beklenen yol, su, atıksu, enerji sistemleri, genel sağlık ve güvenlik gibi altyapı hizmetleridir. Ekoturizm bölgelerinde bu altyapı hizmetlerinin çevreye zarar vermeyecek şekilde planlanması gerekmektedir (Demir ve Çevirgen 2006).

Sivil Toplum Kuruluşları

Sivil toplum kuruluşları (STK), özel ve kamu sektörü ile yaptıkları işbirliği sonucunda yerel rehberlerin eğitimi, bölgesel planlama, toplumsal gelişme, koruma alanlarının yönetimi ve çevre koruma konularına destek sağlamaktadırlar (Demir ve Çevirgen, 2006).

Uluslar arası kuruluşlar

Uluslararası kuruluşların ekoturizm gelişimine katkıları; bilgi, fonlar ve teknik yardımlar gibi konularda olmaktadır. Ekoturizmle ilgili ulusal, yerel politika ve planlama ilkelerinin uygulanması ve onunla ilişkili biyolojik çeşitliliğin korunmasına destek sağlamak, sosyo- ekonomik gelişme, insan haklarına saygı, yoksulluğun azaltılması, doğanın korunması, Bölgesel, ulusal ve yerel organizasyonların uluslarası ilkeleri dikkate alarak ekoturizm politikaları ve planlarını oluşturma ve uygulama kapasitelerini geliştirmek, Dünya çapındaki ekoturizm girişimlerinin başarılı veya başarısız olmasında etkili etkenleri belirlemek için çaba göstermek,Küçük ve orta işletmelerin devamlılığını sağlamak için gereksinimlerine uygun finansal desteği sağlamak, Ekoturizmi desteklemek için yerel insan kapasitesini geliştirmek, Yerel toplumun ekoturizm gelişmesine eşit olarak katılımını sağlayabilmek için gerekli kaynakları ve zamanı dikkate alarak belirli bir kapasitenin oluşturulması için eğitim programları ve finansal mekanizmaları geliştirmektir.

Ekoturizmin tanımına bakıldığında; “bozulmamış doğal çevrelerde, doğa yönlü deneyimler yaşamayı seçen kişilerden oluşan spesifik bir seyahat türü olarak” tanımlanmıştır (Juric et al.

2002). Ekoturistler ekoturizmin özelliklerinin gerektirdiği şekilde seyahat eden, eğitim düzeyi yüksek, çevre bilincine sahip, risk almayı seven ve birazda maceraperest yönü ağır basan kişilerdir (Bozok 2004). Bolton (1997) ise ekoturisti; “kıymet bilirlik, katılımcılık ve duyarlılık ruhu içinde, nispeten doğal özellikleri korunan alanları ziyaret eden kişi” olarak

tanımlamıştır.

Orhan (2008)’göre ekoturist, ziyaret ettikleri bölgenin kültürünü, geleneklerini ve doğal özelliklerini öğrenmek ve deneyim kazanmak amacıyla yedi gün veya daha fazla bulunmak üzere seyahat yapan kişilere denir (Çakır 2011).

Sara ve Friedric, (2006), tarafından belirtildiği üzere; eko turistler çevreye çok daha fazla duyarlı, doğal kaynakların zarar görmesine daha az neden olan turist tipidir. Ayrıca, bu turistler çevresel sorumluluk taşıyan, çevreyi korumaya özen gösteren tüketiciler olarak çevreye daha küçük bir “ekolojik ayak izi” bırakmaya çalışan kişilerdir (Akay ve Zengin 2012). Yapılan çalısmalar göstermistir ki, diğer turist tipleriyle karşılaştırıldığında ekoturistler gelir düzeyi daha yüksek, daha eğitimli, daha olgun ve çevreye daha fazla odaklanan kişilerden oluşmaktadır (Herbig and O’Hara 1997). Ekoturistlerin demografik özelliklerini belirlemeye yönelik yapılan çalışmalar bu turist profilinin; yüksek eğitimli, ortalama gelirleri yüksek, orta yaş grubunda, gastronomi ve kültüre ilgi duyan, deneyimli turistler, kanaat önderleri, gezi hakkında araştırmalar yapan bir yapıda olduğunu göstermektedir (TIES 2006), (Björk 2008), (Akay ve Zengin 2012).

Ekoturistler genellikle çocuklarını yetiştirmiş, emekliye ayrılmış insanlardır. 2 ve 3 yıldızlı konaklamayı tercih etmektedirler. Bu nedenle butik otelleri ve pansiyonları tercih etmektedirler. Çevre koruma anlamında oldukça bilinçlidirler. Gezilerini planlarken genellikle gezecekleri yöre ile ilgili önceden geniş kapsamlı araştırma yaparlar. Ekoturistler, tarihten jeolojiye kadar hemen her konuda o yöreye ilişkin net ve doğru bilgi almak isterler. Eğitim düzeyleri diğer turizm türlerinde yer alan turistlerden yüksek olduğu için bilginin doğruluğunu yargılayabilirler (Kılıç 2006).

Bozok ve Yılmaz (2008)’e göre; Ekoturizm turlarına katılan kişiler genellikle küçük gruplardan oluşmaktadır. Gruplardaki kişi sayısı genellikle 20 kişiyi aşmamaktadır, 6 ile 12 kişi arası ise ideal kişi sayısıdır. Bu merkezlerde yer alan konaklama üniteleri de çoğunlukla 100 yatak kapasitesini geçmemektedir. Bu alanda çalışan seyahat acenteleri / tur düzenleyicileri de ağırlıklı olarak küçük ve orta ölçekli işletmelerdir (Akay ve Zengin 2012).

Simmoms (1994)’e göre; 1980’lerde gelişme gösteren turizm endüstrisinin kaynakları arasında destinasyonda yaşayan yerel halkın, turizm ürününün özünü oluşturduğu ve turizmin hem olumlu hem de olumsuz olarak yerel halkı açık bir şekilde etkilediği kabul edilmektedir (Akova 2006). Yerel halk, belirli bir bölgede yaşayan insanlardan oluşmuş ve ortak bir yaşayış tarzını benimsemiş büyük insan topluluklarıdır (Karaman ve Avcıkurt

Yerel halkın turizm kaynakları arasında önemli bir yere sahip olduğunun anlaşılmasından bu yana konuyla ilgili birçok yazar önemli sayıda araştırma gerçekleştirmiştir (Ap 1990, Jurowski et al. 1997, Lindberg and Johnson 1997, Perdue et al. 1990, Yoon et al. 1999, Allen et al. 1994, Ap 1992, Getz 1994, Jurowski et.al. 1997, Madrigal 1993, Tosun 2002, Akova 2006, Karaman ve Avcıkurt 2011). Yapılan araştırmalar turizmin etkisinin halk tarafından nasıl algılandığının tespitine yöneliktir.

Ekoturizm kavramı ele alınırken ya da bir etkinlik olarak organize edilirken bölgedeki halkın varlığı unutulmamalıdır. Ekoturizm etkinliğinin gerçekleştirileceği alandaki koruma çalışmalarının, bu etkinliklerden kaynaklanan gelirin bölge ekonomisine yaptığı katkının yüksek olmasının, sürdürülebilirliliğin ve diğer birçok ölçütün başarısında yerel halkın önemi büyüktür. Her şeyden önce başarılı ve amacına uygun bir ekoturizm etkinliği ancak yerel toplum isterse gerçekleştirilebilir. Ekoturizmle ilgili yapılmış birçok tanımda özellikle değinilmiş yerel halk varlığı, temel olarak katılımcılığın sağlanması, sürdürülebilir kullanımla doğal kaynakların kullanımına bir sınırlama getirilmesi, dolayısıyla koruma çalışmalarına katkıları ve bizzat ekoturizme kaynak değer oluşturmaları gibi nedenlerle dikkate alınır (Bekiroğlu 2008).

Brunt ve Courtney (1999) yerel halkın turistlerle ilişki durumunun onların turizm ve turistleri algılama ve değerlendirme biçiminde önemli rol oynayacağını ifade etmektedir (Akova 2006).Turist ve yerel halk arasındaki ilişkilerin türü onların etkileşimini ve birbirlerine olan davranışlarını etkilemektedir. Bu durum, turizmin sosyo-kültürel etkilerinin belirlenmesinde büyük bir öneme sahiptir. Turist, bir bölge için farklı inanç, kültür, tutum, alışkanlık ve davranışlara sahip bir yabancıdır.

Yerel halk ile turistler arasındaki etkileşimin yansımaları özellikle yerel halk açısından gözlemlenebilen ve ölçülebilen sonuçlar ortaya çıkarmaktadır (Tayfun ve Kılıçlar 2004, Karaman ve Avcıkurt 2011). Dünyanın değişik bölgelerinde yaşayan insanların turizm konusundaki yaklaşımları ve etkileşimleri birbirinden farklıdır. Bu nedenle, yerel halkın turizm konusundaki yaklaşımlarının, turizm faaliyetlerinin bulunduğu ya da planlandığı her alan için ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekmektedir (Mansuroğlu 2006, Karaman ve Avcıkurt 2011).