• Sonuç bulunamadı

2. HAVZA PLANLAMASI VE YÖNETĠMĠ YAKLAġIMLARI

2.9. Katılımcı Havza Planlaması ve Yönetimi

YaĢanan güncel değiĢimler, etkilenmeler ve yeni belirlemelerle, yerel önceliklerin ve seçmelerin öne çıktığı, ancak bölgeyi (alt bölgeyi) bir bütün olarak ele alan, yönlendirici olmaktan çok, katılımcı bir stratejik planlama anlayıĢı giderek daha çok önemli olmaktadır. Havzalardaki kaynak yönetimindeki ihtilafları çözmenin anahtar noktası da paydaş temelli planlama ve yönetimdir. Havza planlaması ve yönetiminde baĢarı elde etmek ancak bütünleĢik, geniĢ kapsamlı bir stratejik planlama yaklaĢımı; dinamik, etkileĢimli, bütün planlama sürecine kamu, özel sektör, sivil toplum örgütleri ve halk katılımını öngören bir yönetişim anlayışı ile mümkündür. Çok sayıdaki aktörün kararları ve karĢılıklı etkileĢimiyle gerçekleĢen yönetiĢimde, yönetimde olduğu gibi, toplumu bir noktadan kalkarak daha önce belirlenmiĢ bir baĢka noktaya götürme amaçlanmamaktadır. Tersine, yönetiĢimde varacağı noktaya göre hesaplanmayan bir yönlendirme söz konusudur. Yönetimden yönetiĢime geçilmesiyle havzada söz sahibi olan tüm aktörler yatay iliĢkilerle, içinde yaĢadıkları havzanın geleceğini birlikte yönlendirmekte, birlikte düzenleme söz konusu olmaktadır. Bu durumda araçsal rasyonalite yol gösterici olmaktan çıkmakta, yerini iletiĢimsel rasyonaliteye bırakmaktadır. KHY, kalkınma ve çevre iliĢkisinin uyumluluğa dönüĢebileceği en uygun yönetim biçimidir (Tekkökoğlu, 1997; Tekeli, 2002).

Katılımcı havza planlaması/yönetimi literatürde ―havza paydaĢlarının planlama sürecine katılımına imkân veren karar verme yaklaĢımı‖ Ģeklinde yer almaktadır. Daeghouth ve ark. (2008) ise katılımcı yönetimi ―bir projede yer alan yasal fayda sahiplerinin, hem onları etkileyecek kararlara etki edebilecekleri hem de birikebilecek her hangi bir faydadan paylarını almalarını içeren bir süreç‖ olarak tanımlamaktadır.

PaydaĢ katılımı ve havza düzeyinde yönetim aracılığı ile, insanların karar alma süreçlerinin çekirdeğine getirilmesi çok önemlidir. Bu süreçte, kaynak sorunlarını tanımlama, nedenler ve sonuçlar arasındaki ilgiyi kurma ve sorunlara çözüm yolları arama sureti ile çevre kalitesini ana hatları ile artırmak için farklı düzeydeki plancı ve politikacılar, paydaĢlar bir araya getirilmelidir (Wang, 2001).

Havza yönetim planının ve sorumlulukların açıkça tanımlanması sürecindeki en önemli bileĢenlerden biri halk katılımıdır. Deneyimler havza yönetim projelerinin sürdürülebilirliğinin geçimlerini doğal kaynaklardan sağlayan toplulukların etkin katılımları ile yakından ilgili olduğunu göstermektedir. Bu da kırsal toplumu eğitecek,

haberdar edecek, onlara havza geliĢmesinin faydalarını gösterecek çabaların sürdürülmesini gerektirmektedir (Sharma ve Scott, 2008).

Katılım, insanların kendi düĢüncelerine göre öncelik aldıkları ve üzerinde denetimi bulunan araçları, kurumları ve mekanizmaları kullandıkları aktif bir süreçtir. BeĢen‘e (2006) göre katılım sürecinde;

 UyuĢmazlık konularının tanımlanması,

 Tarafların ve temsilcilerinin baĢarılı bir Ģekilde belirlenmesi,

 Sorunların tartıĢılması ve çözümü doğrultusunda açık bir istek ve kararlılık olması,

 Sorunlara ait yeterli bir bilgilendirme hazırlığı yapılması ve

 Bir kuruluĢun veya kiĢinin çözümlerde tek baĢına bir role sahip olmaması gerekir.

Katılımcılık ise bir süreç olup; (1) bilgilendirme, (2) inceleme, (3) karĢılıklı tartıĢma ve (4) bilinçlendirme aĢamalarından oluĢur. Katılımcılık sürecinde; yeteri kadar kapsamlı, yüz yüze diyaloga açık, ilgiye ve çıkarlara odaklanan, uzlaĢtırıcı çözümleri arayan, rol ve iliĢkilerde açık olan bir iletiĢim ve tartıĢma çerçevesi ortaya konulmalıdır. BeĢen‘e (2006) göre bir planlama sürecinde katılımları bilgi ve düĢüncelerini sergilemeleri istenebilecek önemli kesimler; (1) asıl olarak, geçmiĢte veya halen planlama süreci ve sonuçlarıyla ilgisi olanlar, (2) arazi ile ve kaynaklarla ilgisi olanlar ve (3) mülkiyeti bulunanlar ve plandan olumlu ve olumsuz olarak etkilenenlerdir.

Katılımın yalnızca sayısal olarak ya da serbest iĢgücü olarak değil, yerel çevrenin yönetiminde halkın yönetim konularını daha geniĢ kapsamlı olarak anlaması yolu ile daha etkili ve yapıcı katkıda bulunmasının sağlanması olarak değerlendirilmesi büyük önem taĢımaktadır (Baycan Levent, 1999). PaydaĢların sürece dahil olmaları havzanın öncelikli sorunları ve ihtiyaçlarına odaklanmayı, ortaklıkları, yerel uygulamaları ve gönüllülüğü teĢvik ederek kalıcı çözümler sağlamaktadır (Lubell, 2004).

Katılımcı değerlendirmeyi sosyal bir öğrenme süreci olarak gören Fereyra ve Beard‘e (2007) göre katılımcı bütünleĢik su yönetiminin rolü, biçimi ve çıktıları değiĢken ekolojik, sosyal, ekonomik, kurumsal ve politik deneyimlerle havzadan havzaya farklılık göstermektedir.

Sabatier ve ark.‘na (2005) göre karmaĢık iliĢkili sorunlar setinin etkin yönetimini geliĢtirmeyi hedefleyen KHY süreci üç farklı Ģekil alabilmektedir: (1) katılımcı sözleĢme süreçleri, (2) katılımcı havza ortaklıkları ve (3) katılımcı denetmen ajanslar

(superagencies). KHY yaklaĢımı ayrıca çeĢitli paydaĢlar arasındaki anlaĢmazlıkları

çözücü, çevresel arabulucu teknikleri (katılımcı öğrenme, analiz ve tartıĢma vb.) içermektedir (Lysak, 2006).

Bu yaklaĢıma göre katılımcı havza ortaklıkları havza restorasyon projesini geliĢtirme ve uygulama ile su kalitesi yönetmeliklerini iyileĢtirmeye çalıĢan çeĢitli resmi ve resmi olmayan paydaĢlardan oluĢan resmi olmayan organizasyonlardır. Katılımcı denetmen ajanslar ise yönetim planlarını tartıĢan ve uygulayan resmi ortaklıklardır (Sabatier ve ark., 2005). Katılımcı havza ortaklıkları birincil amacı ortak endiĢelerin çoklu ve iliĢkili sonuçları ile ilgili fikir birliğini gerçekleĢtirmek olan, çoğunluğu özel avukatlık ortaklıkları, yerel yönetim, devlet ve federal ajansları, kabine ilgili yönetimler ve yerel arazi sahiplerinin temsilcilerinden oluĢan paydaĢları içermektedir. Katılımcı havza ortaklıklarının problemler ve çözümler tanımlanmadan bütün paydaĢlar için iletiĢim fırsatı oluĢturdukları varsayılır. Katılımcı havza ortaklıklarına ABD, British Kolombiya (Kanada), Avustralya, Doğu Avrupa veya herhangi bir yerde rastlanabilir (Lysak, 2006).

Katılımcı düzenlemelerde başarıyı etkileyici faktörler

Havzadaki toprak, su ve bitki örtüsü gibi doğal kaynakları doğrudan etkileyen insan, havza yönetimi içerisinde üzerinde durulması gereken en önemli faktördür. Günümüzde su yönetimi konusundaki zorlu mücadele hidroloji, mühendislik, ekonomi ve ekoloji eğitimi alan kiĢilerden daha çok insanı içermektedir. Yakın disiplinlerin hiçbirinde uzman olmayan ama bilgili, ilgili ve endiĢeli olan bütün ilgili paydaĢların sorunun çözümüne nasıl dâhil edileceği asıl sorundur (Loucks, 2006).

Ġnsanların havza yönetim programlarına katıldığı durumları anlamak önemlidir. Joshi ve ark.‘na (2004) göre katılımı sağlamada; (1) doğal kaynakları koruma ve yönetmede toplu hareket etmenin faydaları konusunda insanları bilinçlendirmek, (2) talep edilen eylemleri havza programlarına almak, (3) insanları havza planlaması, uygulaması ve yönetiminde yetkilendirmek ve (4) yüksek özel ekonomik faydalar beklemek vb. faktörler etkili olmaktadır (Sharma ve Scott, 2008).

KiĢilerin ve grupların yönetim çalıĢmalarına katılımının sağlanmasında iletiĢim ve tartıĢma ortamının doğru oluĢturulması önemlidir. Konu veya amaç her katılımcının anlayacağı bir Ģekilde ortaya konmalı, soru iĢaretinin oluĢmamasına özen gösterilmelidir. Katılımcıların her türlü endiĢesini rahatlıkla ortaya koyabileceği bir ortam yaratılmalı, katılımcıların çalıĢmanın en önemli faktörü olduğu açıkça

belirtilmelidir. ÇatıĢmaların ne Ģekilde çözülebileceği açıkça ortaya konmalı, rol ve iliĢkilerde açık olunmalıdır (BeĢen, 2006).

Plancılar ve farklı düzeydeki politikacılar, havza paydaĢlarını su-toprak iliĢkisini (oluĢundan sürdürülebilir bir gelecek için planlamaya kadar) ve önemini kavrayacak biçimde bir araya getirmelidir (Wang, 2001).

Dedekorkut‘a (2004) göre iĢbirliğinin sağlanmasında; (1) birey faktörleri (etkilenen paydaĢları kapsaması, paydaĢ teĢviklerinin önemi-çapı, taahhütler, etkili liderlik vb.), (2) süreç faktörleri (sonucun olgunluğu, karar verme yapısı, karar vermedeki kritik noktalarda arabulucuların bulunması, katılımın organizasyonu ve merkezileĢmesi, kurumlar arası ilgi vb.) ve (3) kKaynak faktörleri (politik destek ve finans vb.) etkili olmaktadır.

Lysak (2006), güven, kapsamlılık ve açık resmi kuralların havzadaki iĢbirliğine katkıda bulunduğunu; uygun kolaylaĢtırma, güven, iĢbirlikçi ortaklar tarafından güvenilir taahhütler vb. anahtar faktörlerin eksikliğinin ise iĢbirlikçi süreçleri kısıtladığını belirtmiĢtir.

ABD‘de federal destekli 126 havza planlama giriĢiminde halk katılımını etkileyen faktörleri inceleyen Duram ve Brown‘a (1999) göre katılımcı havza planlaması giriĢimleri etkileyen beĢ faktörü; 1) yönetim yaklaĢımı (bürokratik, düzenleyici, iĢbirlikçi vb.), 2) planlama aĢaması (seçici, sürece katılımcı), 3) katılım talep yöntemleri (bültenler broĢür, video, bilgilendirme programları vb.), 4) katılım düzeyi (doğrudan: karar verme, düzenleme; dolaylı: danıĢmanlık, temsilcilik) ve 5) katılımın havzalar üzerinde potansiyel olumlu etkileri (havza konularda vatandaĢı bilinçlendirme; kurumlar arası koordinasyon, veri dağıtımı) olarak tanımlamıĢlardır (Aktaran, Hao, J., 2007).

Lubell (2004) baĢarılı iĢbirlikçi yönetimi için yerel paydaĢlar arası iĢbirliğini gerekli bir koĢul olarak görmektedir. Politikacılar veya uzmanların aksine yerel paydaĢlar (balıkçı, çiftçi, su kullanıcıları vb.) havzanın doğal kaynaklarının gerçek tüketicileridir. Çevresel sorunların çoğu, yerel paydaĢların çevreden ne kadar alacakları, hangi teknolojiyi kullanacakları, çevreye geri verecekleri maddelerin niteliği ve miktarını içeren doğal kaynak kullanım kararlarına bağlıdır. Objektif olarak bakıldığında katılımcı yönetimin baĢarısı yerel paydaĢların kaynak kullanımlarını daha sürdürülebilir olmaya doğru değiĢtirmelerine bağlıdır. Politika bilimi açısından bakıldığında, yerel paydaĢların görüĢ ve davranıĢlarının önemsenmemesi, yönetim

kurumları ve politika sonuçları arasındaki iliĢki hakkında ciddi yanlıĢ anlaĢılma riski taĢımaktadır (Aktaran, Hao, J., 2007).

Daeghouth ve ark.‘na (2008) göre katılım, basit bir süreç değildir. Ġnsanların gerçekten katılımcı projelerde yer alması için bazı koĢulların yerine gelmesi gerekir: Öncelikle havza programı taleple yürütülen etkinlikler içermelidir. Daha sonra insanların doğal kaynakları koruma ve yönetmede beraber hareket etmelerinin avantajları konusunda haberdar olmaları ve programları planlama, uygulama ve yönetmeleri için yetkilendirilmeleri gerekmektedir. Teorik olarak katılımcı yaklaĢım, tüm paydaĢların hakların ve sorumluluklarını dağıtılmasında ve doğal kaynakların sürdürülebilir biçimde kullanımı konularında anlaĢmalarını sağlar. Katılım tarafsız bir kavram değildir. Devlet ve yerel topluluklar ve hatta yerel toplumun farklı katmanları arasında karar verme gücünün değiĢmesini içerir. Bu nedenle katılımcı süreçler eĢitlikçi kurallar gerektirir. Katılımcı ve ortaklık yaklaĢımı farklı düzeylerde araĢtırma kurumlarını koordine etmek ve çiftçiler ve özel sektörle beraber diğer paydaĢları da dahil etmek için dikkatli bir kurumsal organizasyon gerektirir.

Katılımın baĢarısı katılım sürecinin tasarım ve yönetimine de bağlıdır. Katılımcı yaklaĢımların baĢarı ile uygulanmasında anahtar gereksinimler; dikkatli sıralama, eĢitlikçi kurallar, hem paydaĢlar hem de kamu temsilcileri için tüm seviyelerde sürdürülebilir kapasite oluĢumu, katılımın gerekçesini ve sürecini anlayan kamu kurumları, paydaĢların tümünün sürece dahil edilmesi, siyasi taahhüt ve sürecin olgunlaĢması için zamandır (Daeghouth ve ark., 2008).

Daeghouth ve ark. (2008) Çin, Endonezya, Filipinler, Brezilya, Hindistan, Türkiye, Tacikistan, Afrika, Tunus ve Fas‘ta Dünya Bankası tarafından finanse edilen 24 adet havza yönetim projesini ele aldıkları çalıĢmalarında; (1) paydaĢların bilginin yayılması dahil araĢtırma süreci boyunca bir araya getirildiği, (2) teknolojilerin talimatlar olarak değil adapte edilecek bir dizi seçenek olarak önerildiği, (3) nüfusun hepsine ya da çoğuna fayda sağlayabilecek ortak amaçların olduğu, (4) katılımcı süreç ve kurumların esnek olup, kapasite oluĢumu ve gerçekçi yetkilendirme için yeterli zaman ve kaynağın sağlandığı, (5) gelir ve geçim teĢviklerinin bulunduğu katılımcı süreçlerin baĢarılı olurken; yerel sosyal dinamikleri dikkate almayan ya da yerel toplulukları gerçekten yetkilendirmeyen katılımcı süreçlerin baĢarısız olduklarını tespit etmiĢlerdir.