• Sonuç bulunamadı

1.2. Vergi Ceza Kavramı Hakkında Genel İlkeler

1.2.1. Kanunilik İlkesi

Vergilerin kanuniliği ilkesi, biryandan vergilerin genel objektif düzenleyici işlemlerle konulmasını öte yandan da bireysel nitelikteki tarh ve tahsil işlemlerin vergi kanunlarına uygun ve doğru yapılmasını içermektedir40. Vergi kanunlarında verginin mükellefi, konusu, matrahı, oranı, ödeme zamanı ve vergiyi doğuran olay belirtilir. Vergi kanunları dolayısıyla devletle kişiler arasında meydana gelen kamu hukuku ilişkisi, yalnız bir alacak-borç ilişkisi değildir; bundan öteye, bir ödev ilişkisini de içerir. Vergi ödevi ilişkisi, vergi alacaklısı devletin vergi borçlusu olmayan kişilerle (vergi sorumluları) olan ilişkisini de kapsar. Dolayısıyla vergilerin kanuniliği ilkesi yalnız vergi alacağının öğelerinin kanunla konulmasını değil, vergiden doğan ödev ve usul ilişkilerinin de kanunla düzenlenmesini gerektirir. Vergi İdaresinin vergi usulüne ilişkin faaliyetlerinin kanuni usule bağlanması bir yandan vergi

38 Billur YALTI, “İlkesel Düzeyde Vergi Ceza Sistemi Tasarımı: Orantılılık İlkesi Uygulaması”, Vergi

Sorunları, Özel Sayı: Vergi Ceza Sistemi, Sayı 233, Şubat 2008, s.105.

39 Ali Rıza AYDIN, “Vergi Suç Ve Ceza Sisteminin Anayasal Çerçevesi”, Vergi Sorunları, Sayı 233,

Şubat 2008, Özel Sayı:Vergi Ceza Sistemi, s.21.

40 Serkan UÇAR, “Verginin Kanuniliği İlkesi ve Vergi Hukukunda Yorum”, Vergi Dünyası, Sayı 318,

yükümlülerine özel güvence ve eşitlik sağlar, öte yandan da idarenin kamu hizmetlerini kararlılık içinde sürdürmesi için alacaklarını ayrıcalıklı, daha hızlı ve etkili usulde tahsil ve takip edebilmesine olanak verir41.

Felsefi anlamda cezalandırma yetkisinin temelleri tartışmalı olsa da, bu yetki günümüzde hem ceza kuralını koyma (ihdas etme) hem de uygulama yönünden devlet tekelindedir. Cezalandırma yetkisi, ceza kuralının, yani suç ve cezanın ortaya konulması anlamında, anayasal bir ilke olarak yasal düzenlemelerle, ancak yasama organı tarafından kullanılabilmektedir. Diğer yandan, ceza kurallarının tatbiki yönünden de suç ve kabahatlerin tespit ve tayini ile bu eylemlere ceza uygulanması yargı ve yürütme organlarının görev alanındadır. Bu ayrım çerçevesinde, cezalar, uygulama mercilerine göre adli ve idari cezalar olarak tasnif edilmektedir. Cezalandırma yetkisi, bireysel özgürlüklere yönelik barındırdığı önemli etkileri nedeniyle belirli temel kural ve ilkelere dayandırılmaktadır. Bu kural ve ilkeler, sosyal hukuk devleti ilkesini benimsemiş olan çağdaş toplumlarda en önemli dayanak noktası olarak Anayasa’da ifade edilmektedir42.

Türk Ceza Kanunu’nun 2’nci maddesinde düzenlenmiş olan suçta ve cezalarda kanunilik ilkesine göre, kanunun amacına ilişkin maddesinde ifade edilen kişi hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınabilmesi için, hangi fiillerin suç teşkil ettiğinin kanunda açık bir şekilde belirlenmesi gerekir. Aynı şekilde suç işlenmesi dolayısıyla verilecek ceza ve tedbirlerle, cezaya mahkûmiyetin hukuki sonuçları ve bu yaptırımların süre ve miktarlarının da kanunla düzenlenmesi zorunludur. 1982 Anayasası’nın “suç ve cezalara ilişkin esaslar” başlıklı 38’inci maddesinde, suçta ve cezada kanunilik ilkesi ile ceza hukuku kurallarının zaman bakımından uygulanması konusundaki ilkeler birlikte düzenlenmiştir. Buna göre, “Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez(f.1). Suç ve ceza zamanaşımı ile ceza mahkûmiyetinin sonuçları konusunda da yukarıdaki fıkra uygulanır(f.2). Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur(f.3).Yeni TCK’nun “Suçta ve Cezada Kanunilik İlkesi” başlıklı 2’nci maddesinde, bu ilke suç, ceza ve güvenlik tedbirleri bakımından

41 Yalçın GÜL, “Uzlaşma İçin Aranan Koşullar Ve Müessesenin Hakkaniyetsizliği”, Mali Pusula, Sayı

33, Eylül 2007, s.46.

vurgulandığı gibi, belirlilik ilkesi ve kıyas yasağı açık bir şekilde ifade edilmiştir. Suçta ve cezada kanunilik ilkesi ile ceza hukuku uygulamasında devletin bireye karşı keyfi muamelede bulunmasının önlenmesi amaçlanmıştır. Suçta kanunilik ilkesi gereğince, kanunun açıkça suç saymadığı bir fiilden dolayı kimseye ceza verilemez. Keza, kanunun açıkça cezayı arttırıcı bir neden olarak öngörmediği bir husustan dolayı da kimsenin cezası arttırılamaz. Cezada kanunilik ilkesi gereğince, hiç kimse belli bir suçla ilgili olarak kanunda öngörülmeyen bir ceza ile ya da kanunda öngörülen cezadan daha ağır bir ceza ile cezalandırılamaz43. Kanunilik ilkesinin gereği olarak, suç, ceza kanununun ihlalidir. Suç işleyen kimse, yargılanmakta ve cezalandırılmaktadır44.

Suç toplumsal düzenin devamı açısından korunması gereken hukuki değerlerin bilinçli bir ihlali veya en azından bu değerleri korumaya matuf kurallara özensizlik niteliği taşıyan insan davranışlarıdır. Böylece, ancak esasen haksızlık teşkil eden insan davranışları, kanunlarda suç olarak tanımlanabilir. Esas itibariyle hukuka aykırılık vasfı taşımayan insan davranışları, kanunlarda suç olarak tanımlanamazlar. Ceza hukukunun güvence fonksiyonu kapsamında söz konusu edilen kanun ile ülkedeki anayasal düzen açısından teknik olarak kanun niteliği taşıyan yasama tasarrufları kastedilmektedir. Keza, cezada kanunilik ilkesi gereğince, kanunda suç olarak tanımlanan bir fiil dolayısıyla nasıl bir cezai yaptırım uygulanabileceği ve bunun miktarının ne kadar olabileceği hususları yine ancak kanunla belirlenebilir. İşaret etmek gerekir ki, Anayasa, bu prensibin bir ceza hukuku yaptırımı olan güvenlik tedbirleri açısından da geçerli olduğunu açık bir şekilde belirtmiştir(m.38/3). Yeni TCK’nın 2’nci maddesinde de Anayasanın bu hükmüne paralel bir düzenleme yapılmıştır45.

Keyfi ve sınırsız ölçülere dayalı bir uygulamanın önlenmesi ereğini güden verginin yasallığı ilkesi, anlamını bütünleyen bazı boyutlara ya da alt ilkelere sahiptir. Şöyle ki; verginin yasallığı ilkesinin söz konusu edilebilmesi için öncelikle bir vergi yasasının varlığına gereksinim olacaktır. Bireyin korunması için bu yasanın liberal ve demokratik bir devletin parlamentosunun ürünü olması gerektiği gibi (temsilsiz vergi olmaz ilkesi), yalnızca yasanın vergiyi düzenlemesi (yasasız vergi olmaz ilkesi) ve

43 İzzet ÖZGENÇ, Türk Ceza Kanunu Gazi Şerhi, Ankara 2005, s. 67 vd.

44 Zeki HAFIZOĞULLARI, “Ceza Hukuku Düzeninde Cezalandırma Hukuki İlişkisi”,

http://www.zekihafizogullari.com/Makaleler/cezalandirma%20hakki.doc, Erişim:02.04.2008.

bu yasanın vergi ile ilgili tüm özellikleri yani verginin ana öğelerini dikkate alan tam bir vergi yasası (verginin belirgin olması ilkesi) olması gerekecektir. İkinci ve üçüncü özellikler birlikte değerlendirildiğinde; yalnızca vergi yasası fakat tam vergi yasasının46 gerekliliği ortaya konulmuş olmaktadır. Öte yandan devlet, yasalarda belirlenmiş olan vergiyi kesinlikle, mutlaka almak zorundadır. Çünkü yasalarla kendisine emir verilerek vergi toplama görevi yüklenmektedir (verginin alınması zorunluluğu ilkesi). Ayrıca devletin vergiyi mutlaka alması gerektiği yolundaki ilkeyi destekleyen bir yön de devletin vergiyi zorla yürütüm yoluyla cebri icra yoluyla alabilmesi yetkisiyle donatılmış olmasıdır (verginin zorla yürütüm yoluyla alınması ilkesi)47.

Kanunilik ilkesi, kişilerin haklarının bir güvencesidir. İlke, aynı zamanda, kanunla suç sayılan ve cezalandırılan eylemin ancak kanunla suç olmaktan çıkarılabileceğini ve cezanın kaldırılabileceğini de ifade etmektedir. Vergi ceza hukukunda kanunilik ilkesi, vergi kanunlarına aykırılık oluşturan bir davranışın vergi suçu sayılabilmesinin, kanunda tipleri gösterilen ve vergi suçu sayılan eylemlere uygun olmasına; cezalandırılabilmesinin de cezasının kanunda gösterilmiş bulunmasına bağlı olduğunu ifade etmektedir. Kanunilik ilkesine göre, vergi kanunlarında tipi ve cezası gösterilmeyen bir eylemin, tıpkı ceza hukukunda olduğu gibi, hukukun genel ilkelerine ve örf adet kurallarına dayanılarak veya kıyaslama yoluyla suç sayılması olanaklı değildir. Ayrıca kanunilik ilkesi, vergi idaresinin düzenleme yapma yetkisine dayanarak yürürlüğe koymuş bulunduğu idari metinlerle bir davranışın suç sayılmasına ve cezalandırılmasına da engeldir. Bununla birlikte, kanunilik ilkesi, vergi ceza hukukunda vergi cezaları bakımından, kanunla idareye kimi yetkiler verilmesine engel kabul edilmemektedir48.

İdari nitelikli vergi suçları devletin vergileme yetkisine bağlı olarak ihdas etmiş olduğu kurallara uymama, gereğini yerine getirmeme veya aykırı davranma şeklinde ortaya çıkmaktadır. Kabahatler Kanunu karşılığında idari yaptırım uygulanması öngörülen eylemler Ceza Kanunu’ndan çıkartılmıştır. Yine Kabahatler Kanunu’nun 4’üncü maddesinde de kanunilik ilkesi yerini almış ve idari yaptırımların da açıkça kanunla düzenlenmesi gerektiği belirtilmiştir. İdari nitelikteki vergi

46 Lucien MEHL-Pierre BELTRAME, Le Systéme Fiscal Français, 4 édition, Paris,1989, s.109,

(Gülsen GÜNEŞ, Verginin Yasallığı İlkesi, Alfa, Temmuz 1998,s.14).

47 GÜNEŞ, a.g.e., s.14. 48 CANDAN, a.g.e., s.7-8.

cezaların uygulanabilmesi için maddi yönden vergi kanunlarına aykırılık unsurunun suçta bulunması gerekir. O halde Anayasamızın 73’üncü maddesindeki vergi ve benzeri yükümlülüklerin de kanunla konulacak olması vergi ceza hukukunda her yönden kanunilik ilkesini vazgeçilmez bir ilke olarak ortaya koymaktadır.