• Sonuç bulunamadı

Kahram an çoğu kez iki kadın tarafından sevilir; bu kadınlardan biri kah

YIK ILA N DUYARLAR

F. Kahram an çoğu kez iki kadın tarafından sevilir; bu kadınlardan biri kah

ramanın evlenm ek istediği bir genç kız, öbürü orta yaşlı bir kadındır. K ah ­ raman bazı nedenler yüzünden orta yaşlı kadına bağlıdır. Bu kadın onun sevdiği genç kızla evlenm esine karşıdır.

Kısaca gördüğüm üz bu oyun tekniğinde, kahraman, “aksiyon” başlar baş­

lamaz karşıtçısını yenik düşürür. Sonra kendisi yenilir ve oyun bu düzende bir kahramanın, bir karşıtçısının üstün gelm esiyle sona değin gelişir. Kahram anın kesin üstünlüğü Zorunlu Sahne’de olur. Y ap ıt ciddî bir oyunsa kahramanın alın- yazısı kötü ye, k om edyaysa iyiye doğru gider.

Zorunlu sahne, çoğu kez, oyunun doruğunu kurar. A ristoteles’in dediği gibi, gelişim in bitip çözüm ün başladığı noktadır bu. İy i Kurulu Oyun yön tem in i kul­

lanan yazarlar, önce Zorunlu Sahne’y i oturtup sonra geriye doğru çakşırlardı.

Bu yalnızca teknik bir eylem olduğundan bu yöntem le bir oyun kişisinin insan yönünden ele alınm ası zorlaşırdı. Bu yöntem kişilerin durumlarının çeşitlemeleri ile kurulu olduğundan ruhsal gelişim diye bir şey olm azdı oyunlarda. B u yüzden değil mi ki, Strindberg ile Chehov bu yöntem e pek kulak asmamışlardır.

Olaylar dizisinin dokusunda, genel olarak, şöyle bir düzen izlenir Scribe’in oyunlarında:

A --- B ’y i sever.

C --- B ’ye karşıdır.

A --- C’ye bu yüzden karşı durur.

C --- A ’nın çoğu kez arkadaşıdır. ■

Bu düzenin başka türlüleri de yok değil. Ancak Scribe’in en çok kullandığı çatışm a düzeni bu olduğundan burada kısaca değinm ek istedim buna.

V ictorien Sardou bu düzeni yeğ tutanların başında gelir. Scribe’in öğrencisi sayabileceğim iz Sardou, ustasından otuz y ıl kadar sonra 1831 de doğm uş, 1908 yılında ölm üştür. O da, Scribe gibi, çok oyun yazm ıştır. Toplum komedyalarından tarih yapıtlara değin birçok türleri denemiştir. Sarah Bernhardt için yazm ış ol­

duğu La Tosça, bugün Puccini’nin operası yolu yla hâlâ yaşam aktadır. Birçok yap ıt­

ları onu ondokuzuncu yü zyılın en tanınan yazarlarından biri yapm ıştır.

Sardou, Scribe’e öykünm üştür, dedim. B u yazara göre, o yalnızca Scribe’in bir oyununun birinci perdesini okur, sonra kitabı kapayıp bu perdenin tekniğine u ygun olarak kendi de bir birinci perde yazarm ış. Bundan sonraki perdeleri de Scribe’in oyununa bakm adan yazar ve bu perdelerin tüm bir Scribe m antığıyla geliştiğini görürmüş. Bunları La H aine adlı oyununun öndeyişinde belirtiyor Sar­

dou. Ancak bu sözlerden Sardou’nun bütün oyunlarım Scribe’e uyarak yazdığı anlaşdm asın. Yazar bunu bir çalışm a olarak yapar, yoksa sahnede oyn attığı oyu n ­ ları kendi çabasıyla ortaya çıkmış olan yapıtlardır.

“î y i Kurulu O yun” düzenini Sardou’dan başka yeğliyenler de var. Bunlar arasında en tanınanları D um as Fils ile Em ile Augier’dir. Bu yazarlar birtakım

küçük noktalarda birbirlerinden ayrılırlar, ama esasta birleşirler. Özellikle, Scribe ile Sardou, seksen yd hk hayatlarında yalnızca Fransa’da değil, A vrupa ve R u sya’da da en etkin yazarlar olmuşlardır.

Onların yön tem in e, klasik Y unan oyunlarının yöntem inden daha çok öykünül- düğünü söylem ek aşırdık olur. Ancak bugün Scribe’in ölüm ünün yüzüncü ydında bile, birçok film ler ve sahne yapıtları onların yön tem i ile yazdm aktadır. D ört beş yd öncesine değin, kalem inden en çok para kazanan Amerikak oyun ya za n John van D ruten, Oyun Y azarı İşbaşında adb kitabında şöyle diyor: “İy i Kurulu Oyun tekniğini bilm enin bu yöntem i bozabilm ek için hâlâ en iy i çare olduğuna inanıyor­

um .” S tanton, İy i Kurulu Oyun yön tem i üzerine yap tığı incelem eyi şöyle sonuç- luyor: “Genç D um as’dan başlam ak üzere, Scribe’in yöntem ini kabul etm eyen, y a da eden o çağın bütün genç oyun yazarları Scribe tiyatrosu de uğraşıyorlardı.

(...) Gerçekten, ondokuzuncu yü zyılın sonlarında ve yirm inci yü zyd ın başlarında Fransa’da, Ingdtere’de ve Am erika’da yazdm ış olan en önem li yapıtlar Scribe tekniği ile yazdm ış sahne oyunlarıdır.” (1).

Birçok eleştiriciler İy i Kurulu Oyun tekniğini kullanan yazarları yererlerken aym zam anda onlann ustalıklarım belirtm ekten kendderini alamamışlardır. H aya­

tının büyük bir bölüm ünü dışarda geçiren ve Sardou’nun yapıtlarım yakından tanıyan Amerikah rom ancı H enry Jam es onun için şöyle diyor: “O hünerli bir çare bulucu ve düzenleyici idi. (...) Işığı herkesten çok, sıcakkğı ve zekâsı herkes­

ten az olan bir yazardı.” (2)

Sardou’nun çağdaşı ve İy i Kurulu Oyun yöntem ini kabul eden Dum as Fds bir noktada bu oyun düzenine karşı çıkmıştır. Karşı çıktığı nokta da H enry Jam es’in anlatm ak istediği eksikliktir. T iyatroyu halkın bir ortam ı yapm ak için türlü güçlüklere göğüs germiş olan D um as Fds, bu yöntem den kendi de yararlanmış, ancak bu “m arangozluğa” karşı çıkm ıştır. Scribe de Sardou’nun yapıtlarım tanım ­ larken, yazar on lann yazd ık lan oyunlara yüreklerini koym adıklarım v e oyunları- nın kuru bir kabuktan, yaldızb bir kabuktan başka bir şey olm adığını savunm uş­

tur (3). Dum as Fils’in çıkardığı sonuç şu: Balzac gibi inşam çok tam yan bir yazarla Scribe gibi sahne tekniğini bilen oyun yazarı dünyam n en büyük oyu n ya za n ola­

bilir.

O vak tin tanınm ış Fransız tiyatro eleştiricisi Rene D oum ic’e göre bu tür, düşünce yönünden bir kuruluğa yol açm ıştır. 1893 yılında Scribe de Ibsen üzerine yazan eleştirici, Scribe için şöyle der: “O dram sanatım boş bir biçim e soktu. Scribe’den sonra yapdan şeyler hep onun attığı şeyleri tiyatroya yeniden getirm ek oldu.”

(4) Aklı başm da bir eleştirici olduğu anlaşdan D oum ic’in bu düşüncesi bugün için bde doğrudur. Başka bir deyim le, tiyatro içinde görülen bugüne dek olan gelişm ede, hâlâ Scribe’in çıkarıp attığı şeylerin tekrar yerine konulm asıyla uğraşdıyor.

(1) S tephen S. S tan to n - Camille and Other Plays, (H ill, W an g in c i., 1957) s. xi (2) H e n ry Ja m es - The Scenic Art, (R u p e rt H a rt-D av is) s. 40

(3) Bk. ö z d e m ir N u tk u - Tiyatro ve Yazar, (G im y ay ım ları, 1960), ss. 5 -6 (4) R ené D oum ic - De Scribe a Ibsen, (Paris, 1893)

Biz bu söylenenleri eleştiricilik yolunda incelem eliyiz. Scribe’den Ibsen’e olan bir değişim , Ibsen’den yan a olanlar için gelişim çizgisidir. Peki ya Scribe’den yana olanlar için nedir? Onlar için bu değişim , herhalde bir gelişim olam az. Francisque Sarcey gibi, o vak tin ünlü tiyatro eleştiricileri Scribe’den Ibsen’e olan değişim i bir gelişim olarak kabul etm ediler. Therese R aquin'i gören Sarcey, “Şu Zola da içimi bulandırıyor,” dem iştir. Aristoteles de, Sophocles’ten Euripides’e olan değişim i

bir gelişim olarak kabul etm em işti.

D eğişim in iyiye doğru gittiğine inandığım ız andan bu yan a bir gelişim var demektir. Ancak bu değişim in iyi olup olmadığım bilm em ek diye bir şey olam az.

T iyatroyu çok iyi bilen bir yazar değişimin iy i olup olm adığım anlar. Oysa bir düşün­

ce akımından yana olanlar her şeyi kendi anlayışlarının ölçeğine vururlar. N etekim N aturalist’ler, Darwin’ciler, yân i h ayatın esasını bir yan şm a v e çatışm a olduğuna inananlar, sanat alanındaki düşünceleri ve yapıtları onların düşünüşüne uygun olduğu sürece “iy i” olarak kabul etmişlerdir. Bu bir yana, Scribe’den Ibsen’e olan değişimin olumlu bir gelişim olduğu bugün artık kesin bir gerçektir.

B iz gene dönelim İy i Kurulu oyun yöntem ine. İncelem em em izde biraz daha ileri gitm ek için bu konuda uzm anlaşan Stephen S tanton’a baş vuralım . Stanton,

“Scribe, sahne ’trick’lerinin hepsini kullanm ıştır,” der incelemesinde.

Zorunlu Sahne’den sözetm iştik. Bu bir “trick” değildir, ancak oyun yapısının bir özelliğidir. Bu sahne ise Scribe’in B ir B ardak Su oyununda, Bolinbroke’un başarısının ardmdan, Kraliçe’nin odasındayken Düşesin perde arkasında saklanan Masham’ı ortaya çıkararak zafer kazandığı hissini veren noktadadır. Sardou’nun B ir Parça K â ğ ıt oyununda, Zorunlu Sahne, oyunun sonlarında, Prosper m ektubu V anhove ile Thirion’dan alarak v e böylece Suzanne ile Clarissa’y ı egem enliği al­

tına aldığından ortaya çıkar.

İy i Kurulu Oyun düzeninde bir de önem li olan giz sorunu var. Oyunun ilk başlarında seyirci bir giz öğrenir. B u giz ya bir, y a da birkaç baş oyun kişisini ilgi­

lendirir. B u gizin oyunun sonunda ışığa çıkm ası da taraflardan birini üstün çıkarır.

B ir B ardak Su’da birkaç giz, birkaç gizli tutulan olay var (1). Bunlar oyunun dengesini sağlam ak için yapıtın çeşitli yerlerinde kullanılır. Birkaçını anım sıya- lım: Masham’ı Kraliçenin hassa alayına kim tay in e tti? Bolinbroke’un yeğenini kim öldürdü? Düşes ile Abigail arasında ortaya çıkm ış olan ilişki nc gibi sonuçlar doğuracak? Düşes neden elmas yaka düğmeleri satın alm aktadır? Ancak önce­

den açıklanan v e Bolinbroke’un kesin zaferini sağhyan şey Kraliçenin de M asham’a aşık olmasıdır.

İy i Kurulu Oyunun başka bir ortam ı da anlaşm azlıktır. Örneğin, bir sahnede karakterlerin her biri başka şeyden sözeder, oysa aym şeyden sözettiklerini sanır­

lar. B öyle bir durum için kullanılan terim , önceden de belirttiğim , “quid pro quo” , y a da “quiproquo” dur. B ir B ardak S u 1 y u tekrar örnek olarak alırsak, böyle bir duruma birkaç kez rastlarız. Bunların tüm ü de Kraliçe’nin Masham’a olan aşkı ko­

(1) Ib sen ’in Hortlaklar’da kullandığı yöntem i hatırlayın.

nusunda izlenir. Masham aşktan sözedecek olsa Kraliçe bu aşkın kendisi için olduğu­

nu sanır.

Bu ortamların baş ereği seyircide m erak duygusunu uyandırm aktır. Merak öğesinin önem li olm adığı bir İy i Kurulu O yun düzeni düşünülem ez. B u ortamlar çeşitli yolda kullandır Scribe ile Sardou tarafından. Örneğin, Scribe çeşitli gizleri bir çok sahnelerin doruğu olarak kullandır. B u yolda son giz, Kraliçe’nin Masham’ın gerçek sevgilisinin AbigaU olduğunu öğrendiğinde izlenir. Sardou ise yalm z bir tek giz kullanır, am a çeşitli sahnelerde doruklar sağlam ak için bir tek giz üzerinde çeşit­

lemeler yapar.

B u tür oyun düzeninde, konuşm alar olaylar dizisi yolu yla kurulur. Scribe’in

“üslub” u sıkıcı Olmakla beraber, çok ekonomiktir. Onun bu özelliği de bugünün oyun yazarlığı için de olumlu bir tutum dur. Scribe’in dialog düzeni seyirciyi hem en aksiyon’a çeker ve seyircinin dikkatini oyunun sonuna dek gevşetm eden tutar.

İy i Kurulu Oyun düzenini candan destekliyen o vaktin ünlü Fransız tiyatro eleştiricisi Francisque Sarcey, orta sım f seyircinin ortam ım tem sü etm ekten gurur duym uştur; tiyatro için “para veren halk” onun gözünde tiyatronun şaşm az ölçü­

südür. Sarcey, H enry Jam es’in de dediği gibi, uzun yıllar sahne yapıtlarının abn yazılarım avucunun içinde tutm uştur; bunun için de, onun yıllar yılı iyi Kurulu Oyun düzenini savunm ası, bu tekniğin,' uzun bir süre, A vrupa tiyatrolarında tu ­ tunm asını sağlam ıştır. Ünlü eleştirici, Scribe’e olan bayranhğıyle Em ile Zola’ya karşı çıkmış v e Therese R aquin'in içini bulandırdığım söylem iştir. K ısacası, Sar­

cey Lope de V ega’m n anlayışını izliyordu; tiyatronun halk için olduğuna inam yor, tiyatro ölçüsünün halkta bulunduğunu savunuyordu.

İy i Kurulu Oyun düzenini “halk tiyatrosu ” açışından yabana atm am ak gerek­

ir. Ancak, genel olarak, oyun yazarlığı ele alındığından bu düzenin yahnç, kuru, tatsız bir düzen olduğu çabucak anlaşılır.