• Sonuç bulunamadı

nci Kafkas Tümeni, s 116; Kafkas Cephesi, 3 ncü Ordu Harekâtı Cilt II, s 572 573; Nasır

ve XX. Yüzyıllarda Türkiye ve Kafkaslar, 24 26 Ekim 2001 İstanbul, Genelkurmey Basımevi, Ankara,

Yollarında 5 nci Kafkas Tümeni, s 116; Kafkas Cephesi, 3 ncü Ordu Harekâtı Cilt II, s 572 573; Nasır

Yüceer, Azerbaycan ve Dağıstan Harekâtı, s. 99.

doğrudan Kafkas İslam Ordusu Komutanlığına bağlandı422. Böylece 5. Kafkas Tümeni, geri hizmetlerden kurtularak, Bakü istikametindeki taarruzlarına daha öncelik verme imkânı buldu. Sonuç olarak, Nuri Paşa’nın Gence’ye geldiği 25 Mayıs 1918’den, 5. Kafkas Tümeninin büyük fedakârlıklarla Bakü önlerine geldiği 28 Temmuz 1918 tarihine kadar geçen teşkilatlanma ve yapılan muharebelerde dikkati çeken önemli konular özetle şu şekildedir: - Başlangıçta milislerinden ordu kurarak Azerbaycan’ın kurtarılması düşünülmüş, sonradan bu uygulamadan vazgeçilmiştir. Zira müracaat eden gönüllü miktarı beklenenden az olmuştur. Yerli halkın Çarlık Rusya’sında askerlikten muaf olmaları bunların eğitilmelerini de güçleştirmiştir. Bu nedenle Azerbaycan’ın kurtarılması için acil olarak düzenli birliğe ihtiyaç duyulmuştur. Almanların baskıları nedeniyle sadece 5. Kafkas Tümeni’nin gönderilmesi, geniş bir bölgede fazla tehdide karşı yeterli olmamıştır. Bolşevik ve Ermeniler bu fırsatı başlangıçta iyi değerlendirmiş, Osmanlı takviye kuvvetleri gelmeden Gence’yi de ele geçirerek Azerbaycan Cumhuriyetini kurulur kurulmaz ortadan kaldırmayı düşünmüşlerdir. 5. Kafkas Tümeninin gelişi ve Bolşevik ve Ermeni taarruzlarını durdurması, Azerbaycan’ın bağımsızlığını kazanması ve devlet olarak devam etmesinde çok büyük katkısı vardır.

- 5. Kafkas Tümeni geldikten sonra değişik bölgelere birliklerinin parça parça kullanılması, cephedeki kuvvetini azaltmış, bazı başarısızlıklara da sebep olmuştur. Tümen Komutanı Mürsel Paşa birliklerinin toplu bir şekilde emrinde ve cephede kullanılmasını Kafkas İslam Ordusu Komutanı’na belirtmiştir.

- Gökçay muharebesinde 10. Kafkas Alayı, hazırlık ve düşman hakkında keşif yapmadan taarruz ettiğinden dolayı başarısız olmuştur. Ayrıca bölgede emir komuta bakımından karışıklık da olmuştur. Birliklerin komutanı 5. Kafkas Tümen Komutanı 14 Haziran tarihinde Gence’ye geldiğinde, Kafkas İslam Ordusu Kurmay Başkanı Nazım Bey, Nuri Paşa tarafından Müsüslü’ye gönderilerek buradaki birliklerin emir ve komutasını alması emredilmiştir. Karargâh subaylarının bu şekilde kullanılması uygun değildir. Tümen ve daha üst birliklerdeki karargâhlarda bulunan kurmay başkanları, komutanların en yakın danışmanı ve yardımcısıdır. Bunların karargâhlardan ayrılması, yazışmaları, karargâhtaki hizmetleri ve o esnada Kafkas İslam Ordusu’nun teşkilatlanmasını aksatabilirdi. Yarbay Nazım’ın yerine Tümen Komutanının başlangıçta cepheye gitmesi ve emir komutayı alması uygun olurdu. Böyle kararlar vermesi, Nuri Paşa’nın genç yaşta büyük birlikler yönetmesi nedenlerine bağlanabilir. Daha sonra bu hatasını anlayarak Gökçay teftişinden sonra 5. Kafkas Tümen

422 Kafkas Cephesi, 3 ncü Ordu Harekâtı Cilt II, s. 573; Rüştü Türker, Birinci Dünya Harbi’nde Bakü

Komutanını ve Karargâhını Gökçay’a göndermiştir. Tümen Komutanı bölgeye geldikten sonra başarılı muharebeler verilmeye başlanmıştır. Nuri Paşa, Kurmay Başkanı Yarbay Nazım Bey’i daha sonra yapılan muharebelerde de birlik komutanı olarak kullanmıştır. Değerli bir Türk subayı olan Nazım Bey’e çok güvendiği anlaşılmaktadır. Yarbay Nazım Bey bu çalışkanlığını ve kahramanlığını Türk İstiklâl Harbinde’de göstermiştir. İstiklâl Harbin’de 4. Piyade Tümen Komutanı olan Nazım Bey, 15 Temmuz 1921 tarihinde Eskişehir Muharebesi’nde Yumruçal’da şehit olmuştur.

- Hava sıcaklığının aşırı olması ve susuzluk birliklerin başarısını önemli ölçüde olumsuz etkilemiştir. Halkın teşkilâtsız ve ne yapacağını bilmemesi nedeniyle bu konuda başlangıçta gerekli yardım alınamamıştır. Cephane ikmalindeki aksaklıklarda eklenince 5. Kafkas Tümeni çok sıkıntı çekmiştir.

- Düşmanla muharebe ederken lojistik ve geri hizmetlerin de 5. Kafkas Tümeni tarafından yürütülmeye çalışılması, Tümenin başarısını olumsuz yönde etkilemiştir. Mürsel Paşa’nın teklifi ile bu hizmetlerin Nuri Paşa tarafından Kafkas İslam Ordusu emrinde kurulan Menzil Müfettişliği’nin kurulması ve bütün Azerbaycan’ı kapsaması doğru bir karar ve uygulama olmuştur. Böylece 5. Kafkas Tümeni bütün dikkatini cepheye vermiştir.

- Zaman içinde Azerbaycan milislerinden de faydalanılmıştır. Bölgelerden teşkil edilen milis süvari birlikleri 5. Kafkas Tümenine yardım ettikleri gibi, bir kısmı geri bölgenin emniyetinde ve isyan eden Ermeni köylerinin itaat altına alınmasında faydalı görevler yapmışlardır.

- Nuri Paşa 5. Kafkas Tümenine ilave olarak, Başkomutanlık Vekaletin’den ve Şark Orduları Grup Komutanlığı’ndan devamlı takviye kuvvet isteğinde bulunmuştur. Fakat Almanların Enver Paşa’ya baskıları ve Bakü harekâtını engellemeleri nedeniyle bu istekler geri çevrilmiştir. Gelen kuvvetler de Batum- Tiflis- Bakü demiryolu Almanlar ve Gürcüler tarafından engellendiğinden Gence’ye gelişlerde zaman kaybedilmiştir.

5- Birinci Bakü Taarruzu ve 5. Kafkas Tümeni’nin Geri Çekilmesi Türk Ordusu’nun ilerleyişi karşısında Bakü’deki Bolşevikler ile Kuzey İran’daki

İngilizler kendilerini ortak bir tehdit altında buldular. Eğer Türkler Bakü’yü ele geçirirlerse, Bolşeviklerin ve İngilizlerin göz koyduğu petrol alanlarının sahibi olacaklardı. Bundan sonra Türkler’e İran ve Türkistan kapıları da açılmış oluyordu. O sırada bölgede Türk Ordusunu durduracak Bolşevik ve İngiliz kuvveti yoktu. İran’daki İngiliz kuvvetlerinin komutanı General Dunsterville, Bağdat’taki Mezopotamya seferi kuvveti Başkomutanı General

Marshall’dan, Bakü’nün savunulması için izin istedi. General Marshall durumu hükümete sordu. Hükümet izin vermedi. Dunsterville, petrolden vazgeçmemek için izin isteğini tekrarladı. Fakat yine red cevabı aldı423. Moskova’daki Bolşevik Hükümeti de Türklerin Bakü’ye karşı yaptıkları taarruzda İngilizlerden yardım alınmasına karşıydı. Her iki tarafın düşüncelerindeki benzerlik, Bakü’nün kuvvetli bir devletin eline geçmemesi isteğiydi. Hem Londra hem de Moskova, Bakü’deki Türk hâkimiyetinin sürekli olacağına inanmıyorlardı. Moskova’daki Hükümet, Bakü’deki Bolşevikleri şehrin savunulması için İngilizleri çağırmama yönünde zorluyordu424.

Türk taarruzları karşısında Bakü’de olaylar başka türlü gelişti. Bakü Kızıl Ordusu’nda çoğunluğu oluşturan Ermeni Taşnaklar, İngiliz Generali Dunsterville’ye bir heyet göndererek yardım istediler. Dunsterville önce içinde İngiliz subay ve erlerininde bulunduğu 1800 Kazaktan oluşan kuvvetiyle Anti- Bolşevik Rus Albayı Biçerahov’u Bakü’ye gönderdi. Biçerahov 05 Temmuz 1918’de Alyat’a çıktı425. Bu bölgedeki muharebelere katıldıktan sonra Kürtemir bölgesine geçti. Kürtemir, Şamahı muharebelerinde Türk taarruzları karşısında varlık gösteremeyerek çekildi ve Balacari bölgesinde kuvvetlerini topladı.

Türk Ordusu 25 Temmuz günü Alyat’a ulaştığında, aynı gün yapılan Bakü Sovyeti toplantısında, Şaumyan’ın muhalefetine rağmen İngilizlerden askeri yardım isteme yönünde bi önerge onaylandı. 236’ya karşı 259 gibi az bir farkla önerge kabul edildi. Kararı utanç verici olarak kabul eden Şaumyan görevinden istifa etti. 31 Temmuz’da Bolşevik Hükümeti görevinden çekildi. 1 Ağustos 1918’de Ruslar, Ermeniler ve Sosyalistlerin kontrolundaki “ Orta Hazar Yönetimi” ( Orta Hazar Diktatoryası veya Sentrokaspi Diktaturası da denmektedir. ) koalisyonu görevi devraldı. Bu yönetimin ilk icraatı Dunsterville’i Bakü’yü korumak üzere resmen çağırmak oldu426.

Dunsterville, Bakü’den gelen bu yardım çağrısına dayanarak, İngiliz Hükümetini Bakü’nün küçük bir İngiliz kuvvetiyle Türklere karşı başarıyla savunulacağına dair ikna etti. Dunsterville’ye, ağır silahlar ve zırhlı otomobillerle takviye edilmiş iki tabur gönderme izni verildi. 04 Ağustos 1918’de ilk İngiliz taburu Bakü’ye vardı427.“Dunsterforce” adı verilen 39.

423 Bülent Gökay, a.g.e., s. 33- 34. 424 A.g.e., s. 35.

425 A.g.e., s. 36- 37. ( Allen- Muratoff, eserlerinde, Biçerahov’un kuvvetini 1200 Kazak askeri ve altı top olarak

belirtmektedir. Bkz. Allen- Muratoff, a.g.e., s. 453. )

426 Bülent Gökay, a.g.e., s. 38- 39; Allen- Muratoff, a.g.e., s. 454; Nesrin Sarıahmetoğlu, a.g.e., s. 354; Mehmet

Emin Resulzade, Azerbaycan Cumhuriyeti, s. 51.

427 Bülent Gökay, a.g.e., s. 39- 40.

( Ermeniler, gelen İngiliz birlikleriyle moral bulmuşlardı. Halk arasında 20.000- 30.000 askerin daha geleceğini söylüyorlardı. Fakat gelen İngiliz kuvvetinin mevcudu 1500’ü geçmemiştir. Bkz. Nasır Yüceer,

Tugay’a ait 1000 kişiden oluşan kuvvetin tamamının ve General Dunsterville’nin kendisinin ve karargâhının intikali de 17 Ağustos 1918’de tamamlandı428. Dunsterville’nin görevi; bölge ile ilgili bilgi toplamak, Hindistan ve Afganistan için tehlikeli olan Alman propagandasını engellemek, mahalli güçlerin de yardımıyla bölgede bir savunma sistemi oluşturmak, Bakü petrollerine hâkim olmak, Bakü’yü Türk taarruzlarına karşı korumaktı429.

Dunsterville Bakü’ye geldikten sonra, ertesi gün, İngiliz askerlerinin yerleştiği kışlaları, yemekhaneleri, hastahaneyi ve cephedeki askerlerin mevzilerini ve genel durumu kontrol etti. Enzeli’den Bakü’ye gelirken kullandığı “ President Krüger” gemisine geçerek Orta Hazar Diktatörlüğü’nün üyeleriyle toplantı yaptı. Toplantıda şunları söyledi:

- Cephelerde vaziyet ümitsizdir. Askerlerimize lazım olan her malzeme ve teçhizatı vermelisiniz.

- Sizin kuvvetleriniz çok zayıf, başıbozuk ve disiplinsizdir. Kuvvetleriniz bu durumuyla Türklerle savaşamazlar.

- Türk Ordusu’nun disiplinli, muharebe yeteneği yüksek, ölümden korkmayan bir ordu olduğundan hiç haberiniz yoktur. Sadece İngiliz Ordusu’na ümit bağlarsanız yanlışlık edersiniz. Ben bunları İran’a gönderdiğiniz temsilcinize de söylemiştim. Bakü’ye sizin istediğiniz kadar kuvvet getiremeyeceğiz. Siz kendi kuvvetinizle savaşmalısınız430.

Dunsterville toplantıdan sonra Avrupa Oteli’ne yerleşti. Karargâhı ve İngiltere Konsolosluğu da yakındaki Hacı Muhammed Hüseyin’in “ Zincirli Mülkü” adı ile meşhur olan binada yerleşti431.

Bu arada Biçerahov, 02 Ağustos 1918 tarihinde yapılan muharebelere iştirak ettikten sonra 1000 kişilik birliğini Balacari istasyonunda toplamış ve Dunsterville kuvvetinin geldiği 04 Ağustos 1918 tarihinde, haber vermeden trenle Kuzey Kafkasya’daki Derbent’e hareket etmiştir. Bakü’deki Ermeniler Biçerahov’un habersiz ayrılışına üzülmüşler ise de aynı zamanda gelen İngiliz kuvveti kendilerini teselli etmiştir432.

Almanya, Türk Ordusu’nun harekâtı ile ilgili Tiflis’te bulunan von Kres’ten bilgi almasına rağmen faaliyetlerin hangi aşamaya geldiğini öğrenmek için Osmanlı Harbiye Nezareti’ndeki subaylardan Harekât Şubesi Müdürü Feldman’ı bölgeye göndermiştir. Bunun

428 Stefanos Yerasimos, Milliyetler ve Sınırlar- Balkanlar, Kafkasya ve Ortadoğu ( Çeviren: Şirin Tekeli ),

İletişim Yayınları, İstanbul, 1994, s. 311- 312; L.C. Dunsterville, The Adventures of Dunsterforce, Illustrated, Printed by Lowe & Brydone ( Printers ) Ltd., London, N.W.I., ( First Published, 1920 ), ( First issued in the Kingfisher Library, 1932 ), s. 226.

429 Nesrin Sarıahmetoğlu, a.g.e., s. 354.

430 Menaf Süleymanov, İşittiklerim, Okuduklarım, Gördüklerim, Azerbaycan Devlet Neşriyatı, Bakû, 1989, s.

250.

431 L. C. Dunsterville, a.g.e., s. 228; Menaf Süleymanov, İşittiklerim, Okuduklarım, Gördüklerim, s. 251. 432 Allen- Muratoff, a.g.e., s. 455.

üzerine Enver Paşa, Şark Orduları Grubu Vekili Esat Paşa’ya gönderdiği telgrafta harekâtın boyutunun Feldman’dan gizlenmesini, Nuri Paşa’ya istediği kadar asker, silah, cephane ve para göndererek onun zorluklarının giderilmesini, bu işlerin Feldman gelmeden halledilmesini, zira onun gelmesiyle işlerin zorlaşabileceğini, Bakü’nün de bir an önce ele geçirilmesini istemektedir. Bakü’nün alınmasındaki gecikme Enver Paşa’yı iki yönde rahatsız etmektedir. Birincisi, burayı savunacak Bolşevik ve Ermeni kuvvetlerinin artması; ikincisi, Almanların Bakü’ye bizzat sahip olmak istediklerinden, bunların baskılarına boyun eğmek zorunda kalacağı korkusudur. Zira daha sonra Almanlar Bakü harekâtına katılmak için bir tabur göndermek isteyeceklerdir. Ağustos ayı geldiğinde ise Alman baskısı daha çok artacak ve Almanlar Bakü’yü sadece Alman birlikleriyle ele geçirmek için baskı uygulayacaklardır433. 29 Temmuz 1918’de saat 04.00’ten itibaren 5. Kafkas Tümeni taarruzlarına devam etti. Kuzey Grubu, Atbatan bölgesine geldiğinde karşındaki düşmanı geri atarak, saat 12.30’da düşman mevzilerini ele geçirdi. Güney Grubu demiryolunun bozukluğu yüzünden ileri harekâtını yapamadı. 30 Temmuz günü de devam eden muharebeler sonucu, Kuzey Grubu, Kobi köyünün kuzeyindeki sırtları ele geçirdi. Düşman, Bakü ve Sumgayt’a çekildi. Bakü – Şimal Kafkas demiryolunda Sumgayt istasyonunda 71 vagonlu bir trene el konuldu ve demiryolu hattı iki noktadan tahrip edildi434.Şark Cephesi ihtiyatı olan 38. Piyade Alayı 1. Tabur; emrine 19. Süvari Bölüğünü ve bir topçu takımını alarak Sumgayt istasyonunu ele geçirmek üzere muharebeye girdi. Havanın sıcak olması ve susuzluğa rağmen düşmanı takip ettiler. Hırdalan batısında Kuba’dan Bakü’ye gelen su hattının yatağını ele geçirdiler. Susuzluk çekilen bölgede ele geçirilen bu kaynak askerlerimiz için moral kaynağı oldu. Çekilen düşman, Bakü, Sumgayt ve Hırdalan bölgelerinde toplanıyordu435.

31 Temmuz 1918 günü saat 03.30’da Eybat İstasyonu’nun 2 km. kuzeybatısındaki 905 rakımlı tepe, saat 08.00’de Hırdalan direniş noktası, saat 16.00’da ise Sumgayt istasyonu, Kuzey Grubu birlikleri tarafından ele geçirildi. 905 rakımlı tepe düşmanın yaptığı karşı taarruzla kaybedilediyse de, birliklerimiz tarafından tekrar ele geçirildi. Güney Grubu birlikleri tarafından Navagi ve Akbulak istasyonları ele geçirildi. Güney Grubu birlikleri susuzluktan zorluk çekmeye devam etmektedir. Su olmadığından lokomotifler bile çalıştırılamamaktadır.

433 Osmanlı Devleti Azerbaycanı kurtarma harekâtına başladığından beri Sovyet Rusya’yı, Ermenistan’ı,

Gürcistan’ı, Azerbaycan Ermenilerini, İngiltere’yi ve müttefiki Almanya’yı müşterek bir cephe gibi karşısında bulmuştur. Bakü harekâtında Osmanlı Devleti’ni, diğer düşman unsurlardan daha çok müttefiki Almanya zor durumda bırakmıştır. Bkz. Nasır Yüceer, Azerbaycan ve Dağıstan Harekâtı, s. 96- 97.

434 ATASE Arşivi, BDH Kol. K. 3820, D. 40, F. 6- 044- 02; Rüştü Türker, Birinci Dünya Harbi’nde Bakü