• Sonuç bulunamadı

1.4. ADIYAMAN İLE İLGİLİ GENEL BİLGİLER

2.1.7. Bebeklik ve Çocukluk Dönemi Sağaltma Uygulamaları

2.1.7.2. Kırk Çıkarma (Çelderxistin)

Kırk çıkarma, çoğu kişi tarafından varlığı kabul edilen Alkarısı’nın kötülüklerinden korunmak amacıyla yapılan halk hekimliği uygulamalarından biridir. Yapılan araştırmalarda Alkarısı, kadının doğum sonrası enfeksiyona bağlı olarak, ateşinin yükselmesi ve havale geçirme derecesine ulaştıktan sonra hayal görmesi olarak açıklanmaktadır.304 Alkarısı’nın hedefine ulaşması durumunda Albasması

oluşur. Öte yandan kırk çıkarma uygulamasının 40 sayısı ile ilişkisi vardır. Lohusa döneminin altı hafta yani yaklaşık kırk gün sürdüğü ve bu dönemin bebek ve anne sağlığı açısından hassas olduğu bilinmektedir. Bu dönemde annenin ve bebeğin vücut direnci düşüktür. Doğuma bağlı olarak kan kaybı oluşur, enfeksiyondan dolayı vücut ağrıları artar, ateş yükselir. Bir yandan bebeği emzirdiği için kandaki besin oranı azalır.

302 Kaynak Kişi: 6, 19, 27, 30, 54, 66, 67,105, 128, 129.

303Kızıl, Diyarbakır ve Çevresindeki Dini Anlayışta Mitolojik Unsurların Etkisi, s.180. 304 Değer, Deveci, Kadınların Doğum Sonrası Uyguladıkları Geleneksel Yöntemler, s.23.

90

Bu vb. nedenlerle “cinler, alkarası vb. kara iyeler” anne ve bebeği yalnız bırakmaz. Anne ve bebeğin hayatı bu süreçte tehlike altındadır.305

Çobanoğlu, 1993-2003 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı ve Türk Halk Bilimi bölümüne, Türkiye genelinden gelen öğrenciler yardımıyla yaptığı derleme çalışmasında Alkarası’nı çocukların, lohusa kadınların ve bebeklerinin ciğer ve böbrekleriyle besleyen bir yaratık olarak tarif etmiştir. Buna engel olmak için lohusa kadınlara meyan kökü içirildiğini, üzerlerine kırmızı yorgan örtüldüğünü ve anne ile bebeğinin yalnız bırakılmadığını ifade etmiştir.306

Beydilli, hazırladığı sözlükte Alkarası’nın Türkiye ve Ortadoğu’da sıkça karşılaşılan bir durum olduğunu ve farklı isimlerle ifade edildiğini belirtmiştir.307

Kalafat, yaptığı çalışmada, Alkarası ve kırklama inancının temellerinin Şamanizme dayandığını iddia etmiştir.308

Adıyaman’da da Alkarısı ile ilgili farklı görüş ve inanışlar vardır:

Hurafe, batıl inanç veya yalan309 olduğunu iddia eden kişilere karşılık onun

varlığı üzerine yemin eden kişiler vardır.310

Yere değecek kadar uzun memeleriyle ısırgan, kan emici, beyaz elbiseleriyle elinde kazma kürekle dolaşan, lohusa kadınları ve bebeklerini öldürmeye çalışan ve herkese görünmeyen bir varlıktır. Halk, onu tanımakta, ondan korkmakta ama zayıf yönlerinin de farkındadır. Kalabalıktan, erkeklerden, demirden ve ışıktan korkar. Bunların farkında olan halk Alkarısına karşı bazı tedbirler alır. 311

Adıyaman halk hekimliğinde lohusa kadınlar ve çevresindekiler yukarıda anılan tehlikelerin farkındadır. Bu nedenle doğumdan sonraki 40 gün boyunca ışıklar

305 Ayşe Başçetinçelik, Adana Halk Kültüründe Doğum, Evlenme, Ölüm, Adana Büyükşehir Belediyesi Yayınları, Adana 2009, s.80-115.

306 Özkul Çobanoğlu, Türk Halk Kültüründe Memoratlar ve Halk İnançları, Akçağ Yayınları, Ankara 2003, s. 124.

307 Celal Beydili, Türk Mitolojisi Mitolojik Sözlük, Yurt Kitap Yayın, Ankara, 2003

308 Yaşar Kalafat, “Doğu Anadolu’da Kara İyeler ve Onlara Dair Halk İnançları”, Türk Kültür Araştırma Enstitüsü Dergisi, 2012;s. 175-202

309 Kaynak Kişi: 10, 19, 40, 44, 50, 129. 310 Kaynak Kişi: 1, 9, 14, 42.

91

söndürülmez; kadın ve bebe yalnız bırakılmaz; yastığının altında ya da yanı başında demir bir alet bulundurulur. Bunlara ek olarak, annenin ve bebeğin zarar görmemesi için yirminci ve kırkıncı gün, kırk çıkarma törenleri yapılır.

Kırk çıkarma törenini yapan kadınlar ve ocaklar vardır. Yirminci gün, bebek ve annesi kırk çıkaran kadının evine gider veya kadın eve davet edilir. Kırk çıkarma için “kırk tası (tasa çil)” veya “hac tası” denilen özel bir tas ile bebek leğende yıkanır. Bu tasın üzerinde Kur’andan ayetler olduğu söylenir. Bebek leğene oturtulduktan sonra, hazırlanan su:

“A deh, a bîst, a sîh, a çel. Çelê mişk û maran, Ê cin û cinawiran… Ê giya çû, ê te jî çû.” 312

(On, yirmi, otuz, kırk Yılanların, farelerin Cinlerin, canavarların… Her şeyin kırkı çıktı. Senin de kırkın çıksın.)

Tekerlemesi eşliğinde bebek yıkanır. Daha sonra aynı uygulama anne için tekrarlanır. Bebeğin veya annenin yıkanmış olduğu su, evin içine, damına ve etrafına serpiştirilerek dökülür. Böylece kadın ve bebeğinin Alkarısı’ndan korunacağına inanılır. Kırk çıkaran kadına bahşiş verilerek tören sona erdirilir. Bu uygulama yirminci günde ve kırkıncı günde tekrarlanır.313

Kâhta’da kırk çıkarma törenleri, “çelê sisiyan” (üç günlük kırk); “çelê heftan”

(yedi günlük kırk”; çelê bîstan” (yirmi günlük kırk) ve “çelê çilinî” (kırk günlük kırk)

olmak üzere dört defa tekrarlanır. Üçüncü ve kırkıncı günde yapılan kırk çıkarma ritüelleri benzerdir. Ailenin kadınları bir araya gelir. İki farklı farklı kazanda su ısıtılır. Kırk çıkarma ocağından bir kadın önce lohusa kadına banyo yaptırır. Daha sonra bebeği annesinin kucağına vererek onu da yıkar. Daha sonra ikinci kazandaki su

312 Kaynak Kişi: 1, 12, 20, 82. 313 Kaynak Kişi: 5, 8, 12, 23, 32, 94.

92

getirilir. Üçüncü gün ise üç; kırkıncı gün ise kırk tane küçük taş sayılarak kazana atılır. Ocaklı kadın her iki elini açarak suya değdirir. Kırk oluncaya kadar onar onar sayar. Daha sonra yukarıdaki tekerlemeyi tekrarlar. Bir kalbur getirilerek bebek ve annesinin başının üzerinde tutulur. Kazandaki temiz su taşlarla beraber anne ve bebeğinin üzerine boca edilir.314 Kırkıncı gündeki törenden sonra anne ve bebeğin ölüm ve

hastalık tehlikesini atlattığına inanılır. Anne ve bebeği kırkıncı günden sonra yalnız yatabilir; tek başına evden uzaklaşabilir; doğum yapmış başka kadınlarla karşılaşabilir.315

Ağrı’da lohusa dönemindeki kadınların birbiriyle karşılaşmasına izin verilmez. Eğer tesadüf sonucu karşılaşırlarsa doğum yapan kadınların kırkının birbirine karışacağına, bebeklerin sütten kesileceğine ve hastalanacağına inanılır. Buna engel olmak için, lohusa kadınlar yanlarında taşıdıkları iğne veya çengelli iğneleri birbirleriyle değiştirirler.316