• Sonuç bulunamadı

LOJİSTİĞİN KÜRESELLEŞMESİ

2.1. KÜRESELLEŞME KAVRAMI VE KÜRESELLEŞMENİN NEDENLERİ

2.1.1. Küreselleşmeye İlişkin Tanımlar

Dünyadaki kutuplaşmaların ortadan kalkarak tek kutuplu bir dünya düzenine geçilmesi; malların, hizmetlerin, iş gücünün sınırlar arasında rahatça hareket edebilir bir duruma getirilme çabaları; iletişim teknolojisindeki gelişmelerin etkisiyle dünyanın farklı bölgelerinde yaşayan tüketicilerin taleplerinin gün geçtikçe birbirine benzemesi ve ulaşım teknolojisi sayesinde bu taleplerini istedikleri yer ve zamanda karşılayabilme imkanı bulmaları; küreselleşme kavramıyla açıklanmaya çalışılmaktadır. Küreselleşme yaygın olarak kullanılan bir kavram olmasına karşın, genel kabul görmüş bir tanımının olduğundan söz etmek mümkün değildir. Küreselleşmeyi açıklamada yararlanılan dünya görüşleri, bakış açıları ve ideolojiler değiştikçe, tanımın içeriği de değişmekte172; bu nedenle de küreselleşmeye ilişkin bir çok tanımla karşılaşılmaktadır.

170 “Yeni Dünya Düzeni Arayışları: Küreselleşme”, a.g.e., s. 70.

171 Kudret Bülbül, “Küreselleşme, Kültür ve Siyaset: Türk Düşünsel ve Siyasal Yaşamında

Küreselleşme Yaklaşımları”, (Yayınlanmamış Doktora Tezi), Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 2004, s. 40.

172 Oğul Zengingönül, “Nedir Bu Küreselleşme? Kaçabilir miyiz? Kullanabilir miyiz?”, Siyasa dergisi, Esiad, Yıl: 1, Sayı: 1, Bahar, 2005, s. 87.

En genel anlamıyla küreselleşme; endüstriyel genişlemeye ve kitle iletişim araçlarının yaygınlaşmasına paralel olarak siyasal, kültürel ve ekonomik düzeydeki çok yönlü toplumsal ilişkilerin dünya çapında yaygınlaşması şeklinde tanımlanmaktadır173.

Amerikan Ulusal Savunma Enstitüsü küreselleşmeyi; “malların, hizmetlerin,

paranın, teknolojinin, fikirlerin, enformasyonun, kültürün ve halkların hızlı ve sürekli bir biçimde sınır ötesine akışı” biçiminde tanımlamaktadır. Bu enstitünün yaptığı bir

çalışmaya göre küreselleşmeyle birlikte ülkelerin ekonomileri arasında daha önce örneği görülmemiş bir bütünleşme sağlanmakta, bir iletişim devrimi yaşanmakta ve pazarlar, şirketler, örgütler ve yönetim uluslararası bir hale gelmektedir174. Bu tanımda ağırlıklı olarak küreselleşmenin ülkelerin ekonomilerine, işletmelere ve pazara olan etkisinin vurgulandığı gözlemlenmektedir.

Ekonomik bir yöneliş olarak küreselleşme; ülkelerarası mal, hizmet ve sermaye akımlarının gerçekleşmesi; teknoloji kullanımının yaygınlaşması ve bu akımların ülkeler arasında giderek daha serbest bir şekilde gerçekleştirilmeye çalışılması sayesinde ekonomik gelişmeyi ifade etmektedir175.

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) de küreselleşme sürecini tanımlarken daha çok ekonomik boyutu üzerinde durmuştur. OECD’nin tanımında ekonominin küreselleşmesi, “farklı ülkelerin üretim ve pazarlarının her gün artan bir

hız ve derinlikle birbirine daha çok bağımlı hale gelmesini ifade eden bir süreçtir”176.

Bir başka tanıma göre küreselleşme; sanayinin, iktisadi anlamda gelişmiş ülkelerden Üçüncü Dünya Ülkeleri’ne doğru kayması, dünyanın bir çok ülkesinden sağlanan ham madde ve birçok ülkede gerçekleştirilen üretim süreçleri gibi sebeplerle dünya ürünlerinin ortaya çıkması, finans piyasalarının çeşitli ülkelere

173 “Yeni Dünya Düzeni Arayışları: Küreselleşme”, a.g.e., s. 69.

174 Onur Öymen, Geleceği Yakalamak, Remzi Kitapevi, İstanbul, 2000, s. 26.

175 Gülşen Sarı Gerşil, “Küreselleşme ve Çok Uluslu İşletmelerin Çalışma İlişkilerine Etkileri”, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü dergisi, Cilt: 6, Sayı: 1, 2004, s. 148. 176 www.oecd.org, Erişim, 17.01.2007.

yayılması, önemli sayıda insanın ülkeler arasında hareketi, dünya ölçeğinde demokrasi taleplerinin artması, aynı malların farklı ülkelerde talep edilmesi ve tüketilmesi olarak da tanımlanabilmektedir177.

Saraçoğlu’nun tanımına göre “Küreselleşme”; ekonomik, sosyal ve kültürel

alanlarda yerleşmiş yargıların ve kurumsal yapıların ülkelerin sınırlarını aşarak dünyaya yayılması ve böyle bir boyutta kabul görerek ilgili alanlarda tüm dünyaca benimsenen düzgülerin (normların) ortaya çıkma süreci” olarak

tanımlanabilmektedir178.

Milletler İnsan Hakları Komisyonu da, küreselleşmeyi “sadece ekonomik olmayan sosyal, siyasal, çevresel, kültürel ve hukuksal boyutları da olan bir süreç” olarak tanımlamaktadır179. Bu tanımda da görüldüğü gibi, küreselleşme pek çok kavramı içerisine alan bir olgudur. Tek başına ne siyasi, ne ekonomik, ne üretim ne de sermaye hareketleri olarak değerlendirilebilmektedir. Küreselleşme olgusu bütün bu ögeleri içerisine alan ve tümünü kuşatan bir süreci içermektedir180.

Devlet Planlama Teşkilatı’na göre ise, “küreselleşme, ülkeler arasındaki

iktisadi, siyasi, sosyal ilişkilerin yaygınlaşması ve gelişmesi, ideolojik ayrımlara dayalı kutuplaşmaların çözülmesi, farklı toplumsal kültürlerin, inanç ve beklentilerin daha iyi tanınması, ülkeler arasındaki ilişkilerin yoğunlaşması gibi farklı görünen ancak birbiriyle bağlantılı olguları içermektedir”181.

Görüldüğü gibi bazı literatürde; küreselleşmenin sadece ekonomik boyutuna ağırlık verilirken diğerlerinde ekonomik boyutunun yanında küreselleşmenin siyasi ve kültürel boyutunun da önemi vurgulanmaktadır. Uluslararası ticaretin yaygınlaşmasıyla birlikte emek ve sermaye hareketlerinin artığı, tüketici tercihlerinin

177 İsmail Gökal, “Küreselleşme”, www.foreigntrade.gov.tr, Erişim Tarihi:17.01.2007 178 B. Saraçoglu, “Küresel Krizler ve Türkiye İhracatının Geleceği”, İGEME dergisi, Nisan

Haziran,1999, s. 25.

179 Öymen, a.g.e., s. 27.

180 Hasan Tağraf, “Küreselleşme Süreci ve Çokuluslu İşletmelerin Küreselleşme Sürecine Etkisi”, C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler dergisi, Cilt: 3, Sayı: 2, 2002, s. 36.

181 T.C. Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, Dünyada Küreselleşme ve Bölgesel Bütünleşmeler Alt Komisyonu Raporu, Yayın No: DPT: 2375-ÖİK:440, Ocak 1995, s. 1.

birbirine benzemeye başladığı, ülkeler arasındaki ideolojik grupların ortadan kalktığı dikkate alınacak olunursa küreselleşme tanımında ekonomik boyutun yanı sıra siyasi ve kültürel boyutun da önemli bir yer tuttuğu söylenebilmektedir182 .