• Sonuç bulunamadı

2. HAKSIZ REKABET

1.2. Sınai Mülkiyet Haklarının Haksız Rekabet Hükümleri Çerçevesinde

1.2.2. Kümülatif Koruma İlkesi

Doktrindeki genel kabule göre; haksız rekabet hükümleri sınai mülkiyet haklarını kümülatif olarak korumaktadır329. Haksız rekabet düzenlemelerinin sınai mülkiyet hakları ile birlikte ikincil değil; koşulları oluşmuşsa ve gerekli ise sınai mülkiyet haklarının yanında birincil ve doğrudan uygulanmasına kümülatif olarak koruma

328 “Aynı sektörde faaliyet gösteren firmaların ticari hayatta dürüstlük ilkesine uygun bir şekilde ve iltibastan kaçınmak suretiyle piyasaya mal veya hizmet ürettikleri takdirde, piyasada ilk kez üretim yapan, ürünün tanınmasını sağlayan kişinin üstün hakkı bulunduğundan söz edilerek, sonradan faaliyete başlayan kişilerin eylemleri haksız rekabet olarak nitelendirilemeyeceği, aksinin kabulünün rekabet hukuku ilkelerine aykırı olarak piyasada tekel yaratılması ve serbest rekabetin ortadan kaldırılmasına sebebiyet vereceği gerekçesiyle kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.” Yargıtay 11. HD, T. 25.02.2019, E. 2017/4648, K. 2019/1511 (Uyap Yüksek Yargı Kararı Arama, Erişim Tarihi: 01.08.2019); Ayrıca benzer karar için bkz. Yargıtay 11. HD, T. 04.06.2015, E. 2014/10921, K. 2015/7758 (Uyap Yüksek Yargı Kararı Arama, Erişim Tarihi: 12.05.2020).

329 Karaman Odabaşı, s. 61; Tekinalp, Fikri Mülkiyet Hukuku, s.37; Şehirali Çelik, Haksız Rekabet, s. 133; Zeynep Demirçivi Mineliler, “Ticaret Ünvanı ve Haksız Rekabete İlişkin Bir Yargıtay Kararının TTK ve TTK Tasarısı Hükümleri Çerçevesinde MarKHK Hükümleri de Dikkate Alınarak İncelenmesi”, Prof. Dr. Hüseyin Ülgen’e Armağan (İstanbul: Vedat Kitapçılık, 2007), s. 24; Güneş, Haksız Rekabet Davaları, s. 36; Poroy/Yasaman, s. 320; Suluk, Tescilsiz Sınai Ürünler, s. 171; Karşıt görüş için bkz. Ülgen/Helvacı/Kendigelen/Kaya/Nomer Ertan, s. 544-545.

70

denilmektedir330. Yargıtay kararlarına göre, sınai mülkiyet hakkı sahibi şartları varsa, aynı zamanda kümülatif korumadan yararlanabileceğinden haksız rekabet hükümlerine dayanabileceği kabul edilmektedir331.

Kümülatif koruma meselesi bütün sınai mülkiyet hakları bakımından tartışmalı bir meseledir. Ancak tescilsiz tasarımlar ile koruma süresi dolan tasarımların kümülatif korunup korunamayacağı meselesi ve genel olarak tasarımların diğer sınai haklar mevzuatı ile korunup korunamayacağı meselesi tasarım hukuku bakımından önemli anlaşmazlık alanlarından birini oluşturmaktadır332. Ayrıca SMK’nın 10 Ocak 2017’de yürürlüğe girmesi ile birlikte tescilsiz tasarımların haksız rekabet hükümleri ile kümülatif olarak korunup korunamayacağı meselesi farklı bir boyuta taşınmıştır. Burada sınai mülkiyet haklarının haksız rekabet hükümleri ile birlikte kümülatif olarak korunmasının kabul edilmesi bütün sınai mülkiyet hakları bakımından tescilli korumanın varlığını sürdürdüğü süre boyunca tescilli hakkın ihlali eylemlerinin aynı zamanda -şartları varsa- haksız rekabet oluşturacağı anlamına gelmektedir333.Ancak sınai mülkiyet haklarının haksız rekabet hükümleri ile korunmasının ne ölçüde mümkün olduğunu tespit etmek hem doktrin hem de uygulama bakımından oldukça zor bir sorun oluşturmaktadır. Yine de kümülatif koruma ilkesine göre; sınai mülkiyet haklarını birden çok sınai mülkiyet düzenlemesiyle korumak kural olarak mümkün kabul edilmelidir 334. Buna ek olarak, sınai mülkiyet haklarının birbirleriyle ilgili düzenlemelerle korunabileceklerine dair düzenlemeler de mevcuttur335.

Doktrinde; sınai mülkiyet haklarının haksız rekabet hükümleri ile kümülatif olarak korunup korunamayacağı, kümülatif korumanın ne anlama geldiği, kümülatif koruma kabul edildiği takdirde kümülatif korumanın uygulanmasının sınırlarının ne olacağı, tescilsiz veya tescil süresi dolmuş sınai ürünler bakımından kümülatif korumanın uygulanıp uygulanamayacağı ve kümülatif korumanın uygulanmasına dair diğer hususlarda birbirinden farklı görüşler bulunmaktadır.

330 Tekinalp, Fikri Mülkiyet Hukuku, s. 37.

331 “…eser olarak korunmakta olan bir ürünün, aynı zamanda Ticaret Kanununun haksız rekabet hükümlerine göre de korunamayacağı gerekçesiyle davacının haksız rekabete dayalı taleplerinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.” Yargıtay 11. HD, T. 11.02.2016, E. 2015/3115, K. 2016/1333 (Uyap Yüksek Yargı Kararı Arama, Erişim Tarihi: 11.04.2019) (Güneş, Haksız Rekabet Davaları, s. 36).

332 Suluk, Tasarımların Kümülatif Korunması, s. 46. 333 Güneş, Haksız Rekabet Davaları, s. 37.

334 Odman Boztosun, s. 226.

71

Tekinalp, haksız rekabet hükümlerinin tatbik edilebilmesi için sınai mülkiyete ilişkin özel kanunların sağladığı korumanın sürüyor olması gerektiğini savunmaktadır336. Yazar, koruma süre sona ermiş haklar için haksız rekabet hükümlerine başvurulamayacağını belirtmektedir337.

Boztosun’a göre; kümülatif uygulamanın içerisine haksız rekabet koruması dahil edilmemeli, karıştırılma tehlikesi söz konusuysa sınai mülkiyet unsurlarının sınai mülkiyet korumasından yararlanıp yararlanamadığına bakılmaksızın haksız rekabet hükümlerine dayanılması mümkün olmalıdır338. Yazara göre, ürün için sınai mülkiyet korumasından yararlanılamıyorsa zaten kümülatif korumanın söz konusu olmaması gerekmektedir339.

Suluk, özel olarak tasarımlar bakımından kümülatif koruma ilkesini irdelediği eserinde kümülatif uygulama bağlamında haksız rekabet hükümlerinin sınai mülkiyet haklarıyla ve sınai mülkiyet haklarının birbirleriyle kümülatif koruma çerçevesindeki ilişkisi hakkında görüşlerini belirtmiştir. Yazara göre; tescilli hak sahibi dilerse özel sınai mülkiyet hakkı korumasından yararlanabilmeli, dilerse haksız rekabet korumasından yararlanabilmelidir340. Suluk’a göre, haksız rekabet hükümleri özel korumanın yanında ikincil olarak uygulanmamalı, sınai mülkiyet haklarının korunması için gerektiğinde ve koşulları oluşuyorsa birincil olarak haksız rekabet hükümlerine dayanılması mümkün olmalıdır341. Ayrıca yazarın karıştırılma tehlikesi dışında genel anlamda sınai ürünlerin haksız rekabet hükümleri çerçevesinde korunmasını pek mümkün görmediğini de vurgulamak gerekmektedir342.

Şehirali Çelik, sınai mülkiyet haklarının farklı koruma modelleriyle korunabileceğine dair hukukumuzda doğrudan veya dolaylı yasal dayanakların bulunduğunu belirtmektedir343. Yazar; kümülatif koruma ilkesine verilecek geniş anlama göre, sınai mülkiyet korumasının bulunduğu süre boyunca ve sınai mülkiyet korumasının yanı sıra kümülatif koruma ilkesinin sınırlı değerlendirilmemesi gerektiğine

336 Tekinalp, Fikri Mülkiyet Hukuku, s. 37. 337 A.g.e., s. 37.

338 Odman Boztosun, s. 226. 339 A.g.e., s. 226

340 Suluk, Tasarımların Kümülatif Korunması, s. 60-61. 341 A.g.e., s. 60-61.

342 Suluk, Tescilsiz Sınai Ürünler, s. 174.

72

değinerek, kümülatif uygulamaya verilecek dar veya geniş anlama göre olasılıkları tartışmaktadır344.

Güneş, haksız rekabet hükümlerinin sınai mülkiyet haklarına kümülatif biçimde uygulanacağını, tescilli hakkın kendi özel düzenlemelerindeki hak devam ettiği sürece hakkın ihlalinin haksız rekabet oluşturacağını, süresi dolmuş veya yenilenmeyen sınai ürünlerin kümülatif koruma çerçevesinde haksız rekabet hükümlerinden yararlanamayacağını ifade etmektedir345.

Nomer Ertan, haksız rekabet hükümlerinin özel hükümler ile kümülatif olarak korunmasında öncelikle dikkat edilmesi gereken meselenin sınai mülkiyet hakkının var olup olmadığı olduğunu, sınai mülkiyet hakkı sona ermişse kümülatif koruma ile haksız rekabet hükümlerinin uygulama alanı bulamayacağını söylemektedir346. Poroy/Yasaman, tescilli hakka yönelik bir ihlalin hem haksız rekabet hem de özel hükümler marifetiyle kümülatif koruma ilkesi çerçevesinde önlenebileceğini, her iki koruma modelinin özel hüküm-genel hüküm ilişkisi çerçevesinde değerlendirilemeyeceğini, aynı eylemin hem sınai mülkiyet hakkına tecavüz hem de haksız rekabet hükümlerine aykırılık teşkil etmesinin mümkün olduğunu ifade etmektedir347.

Karaman Odabaşı, sınai mülkiyet sisteminin öngördüğü özel hükümler ile haksız rekabet hükümlerinin benimsediği koruma sisteminin amaçlarının ve korudukları menfaatlerin birbirinden farklı olduğunu belirtmektedir348. Yazar; kümülatif koruma ilkesi kabul edildiği takdirde her iki korumadan da aynı anda birincil olarak yararlanmanın mümkün olduğunu, kümülatif uygulama ile özel hüküm-genel hüküm ilişkisinin tamamen ortadan kalktığı şeklinde bir kabulün mümkün olmadığını, somut olayın özelliklerine göre her iki korumadan yararlanılabileceğini ifade etmektedir349. Yargıtay’ın sınai mülkiyet haklarının haksız rekabet hükümleri ile kümülatif koruma ilkesine göre korunup korunamayacağı ve koruma kabul edilirse korumanın sınırlarının ne olacağına dair birçok kararı mevcuttur. Bu kararlar

344 Şehirali Çelik, Haksız Rekabet, s. 134 vd. 345 Güneş, Haksız Rekabet Davaları, s. 37. 346 Nomer Ertan, s. 174.

347 Poroy/Yasaman, s. 320. 348 Karaman Odabaşı, s. 63. 349 A.g.e., s. 63.

73

değerlendirildiğinde; tescilli bir sınai mülkiyet hakkının haksız rekabet hükümleri ile birlikte tescilli sınai mülkiyetin özel hükümlerinin kümülatif koruma ilkesi çerçevesinde birlikte uygulanabileceğinin ve ihlale konu fiilin hem haksız rekabet hem de özel hükümlerin ihlali teşkil ettiğinin kabul edildiği görülmektedir350. Örneğin Yargıtay bir kararında; davalı tarafından davacıya ait tescil edilmiş marka ile karıştırılma tehlikesine yol açabilecek bir kelimenin marka olarak tescil edilmesinin hem marka mevzuatına aykırılık oluşturduğu hem de haksız rekabet teşkil ettiği gerekçesiyle davalı tarafından yapılan tecavüzün tespitine ve men’ine ve davalının markasının hükümsüz sayılmasına yönelik karar vermiştir351. Yargıtay bu kararıyla markalar özelinde sınai mülkiyet haklarının hem özel mevzuat (SMK) hem de haksız rekabet hükümleri ile korunacağını göstermiştir.

Kanaatimizce sınai mülkiyet haklarının SMK’nın yanı sıra haksız rekabet hükümleri ile korunmasında haksız rekabet hükümlerinin, rekabet hukukunun ve sınai mülkiyet haklarının amaçları, iktisadi fonksiyonları, koruduğu menfaatler ve hukuki işlevleri dikkate alınmalıdır. Zira ekonomik aktivite içerisinde bu üç hukuki alanın da birbiriyle kesişen ve ayrışan yanları olduğu, bazı noktalarda söz konusu hukuki alanların birbirlerini tamamladığı göz önünde bulundurulmalıdır352. Çalışmamızın konusu her ne kadar sınai mülkiyet ve haksız rekabet sistemi üzerine kurulmuş ise de, her iki sistem arasındaki ilişkinin belirlenmesinde rekabet hukukunun amacı ve koruduğu menfaatler de göz ardı edilmemelidir. Bu çerçevede serbest rekabet ortamının korunması, sınai mülkiyet hak sahiplerinin menfaatlerinin gözetilmesi ve tüm piyasa katılımcılarının dürüst rekabet ortamında kalmaları temin edilmelidir. Kümülatif korumanın uygulanıp uygulanmamasında ve kümülatif koruma sağlandığı takdirde kapsamının ne olacağında özel hüküm-genel hüküm, tescilli-tescilsiz ayrımından ziyade söz konusu hukuki kurumların iktisadi fonksiyonları dikkate alınmalıdır. Gai yorum çerçevesinde kanun koyucunun bilinçli boşluk bıraktığı alanlarda kümülatif koruma ilkesiyle hukuki sistemlerin iktisadi kompozisyonu

350 Nomer Ertan, s. 177; Yargıtay 11. HD, T. 22.05.2019, E. 2017/4388, K. 2019/4011; Yargıtay 11.

HD, T. 22.05.2019, E. 2018/2531, K. 2019/4045 (Uyap Yüksek Yargı Kararı Arama, Erişim Tarihi: 04.08.2019).

351 Güneş, Haksız Rekabet Davaları, s. 39’den naklen Yargıtay 11. HD, T. 28.02.2000, E. 2000/553,

K. 2000/1512.

352 Sınai mülkiyet haklarının ve haksız rekabet hükümlerinin birbirleriyle ayrışan, kesişen yönleri olduğuna ve birbirlerini tamamladıklarına yönelik görüş için bkz. Şehirali Çelik, Haksız Rekabet, s. 116.

74

bozulmamalıdır. Ancak bilinçsiz boşluk bırakılan veya somut olaylarda hakkaniyetin gözetilmesi gereken hususlarda kümülatif koruma ilkesi hukuk uygulayıcılarının serbest hareket alanını oluşturmalıdır. Tüm bu nedenlerle sınai mülkiyet haklarının SMK hükümlerindeki koruması devam ettiği sürece haksız rekabet hükümleri ile kümülatif olarak korunması mümkün kabul edilmelidir. Kümülatif koruma ilkesinin uygulanmasında sınai mülkiyet haklarında sınai mülkiyet hakkı sahibine tanınan tekel hakkı kanun koyucunun iktisadi amacının dışında genişletilmemelidir. Sadece iktisadi veya hukuki hakkaniyetin gerektirdiği olaylarda kümülatif koruma ilkesinin kapsamı tartışılmalıdır. Bu nedenle SMK kapsamında korunmayan sınai ürünlerin haksız rekabet hükümleri ile kümülatif olarak korunmasında karıştırılma tehlikesi dışındaki diğer haksız rekabet hallerine tereddütle yaklaşmak gerekmektedir.