• Sonuç bulunamadı

2. SINAİ MÜLKİYET HAKLARININ HAKSIZ REKABET HÜKÜMLERİ

2.2. Davanın Türü ve Niteliği

407 Tekinalp, Fikri Mülkiyet Hukuku, s. 518; Karaman Odabaşı, s. 98. 408 Güneş, Haksız Rekabet Davaları, s. 419.

409 Markalar bakımından özel yetki kurallarının SMK’ya paralel olduğuna yönelik bkz.

Poroy/Yasaman, s. 369.

410 Güneş, Haksız Rekabet Davaları, s. 419; “Dava, 5846 sayılı FSEK'nun 68 nci maddesine dayalı

tazminat istemine ilişkindir… Somut olayda, davalının yayınladığı dergi kapağındaki bilgilerden deginin İstanbul'da da dağıtıldığı anlaşılmakta olup, haksız eylemin işlendiği yer itibariyle de mahkeme esasen yetkili olup, davacının ikametgâhı da İstanbul'dadır.” Yargıtay 11. HD, T. 03.11.2008, E. 2007/9264, K. 2008/12091 (Uyap Yüksek Yargı Kararı Arama, Erişim Tarihi: 05.08.2019) (Güneş, Haksız Rekabet Davaları, s. 419).

88

Sınai mülkiyet haklarının haksız rekabet hükümleri çerçevesinde korunması için açılabilecek davalar; TTK m.56’da belirtilen haksız rekabet nedeniyle açılabilecek davalarla paralellik arz etmektedir. Bu nedenle sınai mülkiyet haklarının ihlal edildiğini düşünen kimsenin haksız rekabet hükümlerinin ihlali nedeniyle kanunda öngörülen tespit davası, men (önleme) davası, düzeltme davası, maddi tazminat davası ve manevi tazminat davası411 açması mümkündür. Burada asıl irdelenen sorunun sınai mülkiyet hakları ile haksız rekabet hükümlerinin doğrudan doğruya korunması meselesi olduğu gözden kaçırılmamalıdır412.

SMK koruması kapsamında olan sınai mülkiyet haklarının doğrudan doğruya bir sınai mülkiyet hakkı olarak kümülatif koruma çerçevesinde haksız rekabet hükümleri ile korunması kural olarak mümkündür. Bu bakımdan söz konusu sınai mülkiyet hakkı sahiplerinin bu durumla ilişkili olarak TTK m.56’da sayılan dava türlerinin tamamını gerekliyse ve şartları varsa açma imkânı bulunmaktadır.

2.2.2. Davanın Niteliği

Sınai mülkiyet haklarının korunmasının birden çok hukuk kuralı ile düzenlenmesi nedeniyle davanın niteliği itibariyle üç seçenek ortaya çıkmaktadır413. Buna göre sınai mülkiyet haklarının korunmasını düzenleyen hükümler birbirleriyle yarışabilir, birbirleriyle yığılabilir veya sınai mülkiyet haklarının korunmasını düzenleyen hükümlerin bazıları diğerini dışlayabilir414.

Kanunların yarışmasının415 mevcut olduğu durumlarda, yarışan haklara dayalı (mütelahik) bir dava mevcuttur. Bu davalardaki talep veya talepler tek bir hukuki

411 Haksız rekabet nedeniyle açılabilecek davalar (dava türleri) hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Suluk/Karasu/Nal, s. 448 vd.; Nomer Ertan, s.398 vd.; Çetiner/Bozkurt Yüksel, s. 165 vd.; Arkan, Ticari İşletme Hukuku, s. 324 vd.

412 Tasarımların haksız rekabete konu olması hususunda asıl irdelenen sorunun haksız rekabet hükümleri ile doğrudan tasarımların korunması meselesi olduğu, TTK m.55’de sayılan bir kısım özel haksız rekabet hallerinin doğrudan doğruya tasarımların korunmasına yönelik olduğu hususunda bkz. Şehirali Çelik, Haksız Rekabet, s. 164 vd.

413 Kuru, davaların yığılmasını ve yarışmasını “talep sonucunun niceliğine göre dava çeşitleri” başlığı altında tasnif etmiştir. “talep sonucunun niceliğine göre dava çeşitleri” hakkında detaylı bilgi için bkz. Baki Kuru, Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı (İstanbul: Legal Yayınevi, 2015), s. 139 vd.

414 Suluk, Tasarımların Kümülatif Korunması, s. 44-45.

415 “Kanun hükümlerinin yarışması” tabiri ile daha önceleri aynı olay bakımından birden fazla kanun maddesinin kapsamına girmek anlaşılmaktaydı. Fakat bugün doktrindeki hâkim görüşe göre; “kanun hükümlerinin yarışması” kavramı ile aynı olaya uygulanma ihtimali bulunan maddelerden sadece birinin uygulanması ve diğerinin uygulama dışı kalması anlaşılmaktadır [Vedat Buz, “ Aynı Şahsın Farklı Hukuki Sebeplerle Sorumluluğu: TBK m. 60 Üzerine Düşünceler”, Batider, C. 29, S. 2 (Ankara 2013), s. 23].

89

sebebe değil, birden fazla hukuki sebebe dayanmaktadır416. Örneğin bir konuya ilişkin olarak sözleşmeden kaynaklanan alacak ile haksız fiile dayalı alacak birbiriyle yarışmaktadır417. Somutlaştırmak gerekirse, satıcısından ayıplı mal alan alıcı hem haksız fiile hem de sözleşmeye aykırılığa dayanarak satıcıya karşı hak iddia edebilir, dava açabilir418.

Kanunların yığılması (kümülasyon) durumunda ise, birden çok hukuksal talep birbirleriyle yarışmayıp veya birbirlerini dışlamayıp (itmeyip) birbirleri ile üst üste yığılmaktadır419. Usul hukukunda davaların yığılmasına aynı zamanda objektif dava birleşmesi de denilmektedir. Bu anlamda kanunların yığılması müessesini dar olarak yorumlamak gerekmektedir. Dar anlamda kanunların yığılması, davacının davalıya karşı tek bir davada birden fazla talebini ileri sürmesi anlamına gelmektedir420. Örneğin boşanma davasında yoksulluk nafakasının yanı sıra maddi ve/veya manevi tazminat talebinde bulunulabilmesi meselesinde benzer durum söz konusudur421. Son olarak kanunların birbirini dışlamasında ise, bir konuyla ilgili olarak özel bir hükmün genel bir hükmü dışlaması söz konusudur422. Mesela süre ile sınırlandırmanın mevcut olduğu bir durum varsa özel hüküm genel hükmü dışlayabilir423. Bu duruma sınai mülkiyet haklarının bir kısmının süre ile sınırlı olması örnek olarak verilebilir.

Şehirali Çelik, aynı sınai ürüne ilişkin korunan unsurlar bakımından bir veya birden fazla eylemin olup olmadığının somut olaya göre değerlendirilmesi gerektiğini, ihlale konu fiilin tek olmasından otomatik olarak tek bir eylemin olduğu sonucuna

416 Hakan Pekcanıtez/Oğuz Atalay/Muhammet Özekes, Medeni Usul Ders Kitabı (Ankara: Yetkin Yayınları, 2019), s. 164-165.

417 Suluk, Tasarımların Kümülatif Korunması, s. 45. 418 Serozan, s. 174.

419A.g.e., s. 172-173.

420 Pekcanıtez/Atalay/Özekes, s. 164; Geniş anlamda davaların yığılması ise; terditli, seçimlik ve kümülatif davaları içerecek şekilde, farklı biçimlerde olsa da netice-i talepte birden fazla talebin yer alması anlamına gelmektedir (A.g.e., s. 164).

421 Serozan, s. 172-173; Ancak maddi ve manevi tazminat taleplerinin birbiriyle yığıştırılması mümkün olmakla birlikte, söz konusu tazminat taleplerinin TBK m.53’te öngörülen menfaat devri ile yığıştırılması söz konusu değildir. Aynı şekilde TTK m.56/1.d ve TTK m.56/1.e bentlerinde öngörülen haksız rekabete ilişkin maddi ve manevi tazminat talepleri ile FSEK m.70’te öngörülen talebin yığıştırılması mümkün değildir (A.g.e., s. 173).

422 Suluk, Tasarımların Kümülatif Korunması, s. 45. 423 A.ge., s. 45.

90

ulaşılamayacağını, korunan unsurların birbirinden ayrılabildiği hallerde iki ayrı eylemin mevcut olduğunu belirtmektedir424.

Suluk, kümülatif koruma ilkesinin ne yarışma ne de yığılma anlamına gelmediğini, özel hüküm-genel hüküm ilişkisi söz konusu olmadığında hukuki sebeplerin arasında bir çeşit hukuki sebepler yığılması olduğunu ifade etmektedir425. Yazar; davacının şartları varsa tüm sınai mülkiyet mevzuatına dayanabilmekle birlikte genel hüküm olarak haksız rekabet hükümlerine de dayanabileceğini, özel düzenlemeler karşı tarafı korumakta olduğunda davacının haksız rekabet hükümlerine dayanamayacağını belirtmektedir426.

Uzunallı ise, markalar bakımından haksız rekabet ile sınai mülkiyet haklarının ilişkisini incelerken özel düzenlemeler olan KHK’lar (SMK) ile haksız rekabet hallerinin birlikte olması durumunda netice-i talebin haklılığını ifade eden birden fazla hukuki sebep olması nedeniyle hakların yarışacağını (talep dayanaklarının yarışacağını) ifade etmektedir427.

3. SINAİ MÜLKİYET HAKLARININ TÜRK TİCARET KANUNU M.54