• Sonuç bulunamadı

KÜÇÜK RUMİNANTLARIN VEBASI Peste des Petits Ruminants (PPR)

Belgede viroloji ders notu (sayfa 133-138)

KUZULARIN ENZOOTİK HEPATİTİSİ (Rift Valley Fever, Rift vadisi humması)

KÜÇÜK RUMİNANTLARIN VEBASI Peste des Petits Ruminants (PPR)

Koyun ve keçi vebası (Peste des pestits ruminants; PPR), ateş, nekrotik stomatitis, gastroenteritis, konjuktivitis ve pneumoni ile karakterize akut ve subakut bir infeksiyondur. İlk defa 1940 yılında Afrika’da rapor edilmiştir.

Etiyoloji

Hastalık etkeni, sığır vebası virusu, köpeklerin distemper virusu ve measles virusu ile yakın antijenik ilişki içinde olup Paramyxoviridae familyasında yer alan morbilli virustur. Etken PPR virusudur, paramyxovirus özelliklerini taşır. Isı, yağ asitleri ve düşük pH’ya karşı duyarlıdır. Virus pH 4.0 ile 10 arasında stabildir. Hücre kültürlerinde üreyebilir. Sığır vebası virusu ile antijenik yakınlığı vardır. Virionun çapı sığır vebası virusunun çapından büyüktür.

Epizootiyoloji

Günümüzde PPR hastalığı Afrika, Africa, (ekvator ile sahara çölü arasındaki bölge), Orta Asya, Orta doğu, Arap yarımadası ( Israil, Suriye, Irak, Ürdün) ve Hindistan da ve ülkemizde yaygın şekilde görülmektedir.

Hasta hayvanlar ekskret ve sekretleriyle (burun akıntısı, gözyaşı ve idrar) virusu saçarlar.

PPR çoğrafik dağılımı Burunda nekrotik alanlar, konjuktivitis, stomatitis ve gingivitis

Patogenezis

Virus, oral ve solunumla alınır, sonra bronşiyal lenf yumruları ve tonsilerin mononükleer hücrelerine girer ve kana geçer. Viremi başlar ve kemik iliği, dalak, timus, servikal ve mezenteriyal lenf nodüllerine, karaciğer kupfer hücrelerine, mide ve ince barsağın lamina propriyasındaki makrofajlara yayılır. İnfeksiyonun 9. gününden sonra beyinde

meningeal makrofajlarda, glia hücreleri ve nöronlarda görülür. Nöronlarda infeksiyon olursa hayvanlarda spazmlar, paraliz ve ölüm görülür. Virus epitel hücrelere afinite duyduğundan deri, sindirim, solunum ve ürogenital sistem organlarında bozukluklar şekillenir

Klinik Bulgular

Hastalığın inkubasyon periyodu ortalama 4-6 gündür. Fakat bu süre 3-10 gün arasında değişebilir. Klinik belirtiler 41°C’ ye çıkan ateş ile başlar ve ateş 3-5 gün sürer. Hayvanlarda iştahsızlık, solunum güçlüğü görülür. Seröz burun ve gözyaşı akıntısı oluşur. Ateş yükselmesinin başlangıcından itibaren 4 gün içinde hayvanlarda ağız boşluğunda damaklarda hiperemi, eroziv lezyonlar ve salya akıntısı görülür. Hastalığın ileri devrelerinde kanlı ishal ortaya çıkar, solunum güçlüğü, pnuemonia, öksürük ve abdominal solunum tipik belirtilerdir. Morbitidy %100, şiddetli salgınlarda mortality %100 e çıkar. Orta şiddetle salgınlarda mortality %50 yi geçmez. Keçiler daha duyarlıdır.

Tanı

Ağız lezyonu, kazıntı, konjuktival ve burun svabı, dışkı ve ölü hayvanlardan lenforetiküler dokular (dalak, mezenterik ve bronşiyal nodlar) ve akciğerden örnekler alınmalıdır. Örnekler soğuk zincirde gönderilmelidir.

Serolojik testler (HI, serum nötralizasyon, ELISA, CF) kullanılır.

Direk yöntemler (immunelektromikroskop, RT-PCR, immunoperoxidase,, immunofloresan, ELISA) ile antijen saptanabilir.

Hücre kültürlerinde (Vero, BHK-21, MDBK, MS, primer kuzu böbrek) virus izolasyonu ile tanı yapılmaktadır.

Korunma ve kontrol

Bakanlığa bildirilmeli ve karantina uygulaması yapılmalıdır. Geçmişte Sığır vebası aşıları ile aşılamalar yapılıyordu ve koruma sağlıyordu. Ancak serolojik çalışmalarda (retrospektif= geriye dönük) yanılmalara sebep olacağı için bu uygulama aşamalı olarak azaltıldı. Günümüzde PPR’ın homolog aşısı geliştirilmiştir ve iyi bir bağışıklık

oluşturmaktadır. Ayrıca rekombinant aşı çalışmaları vardır ve saha denemeleri aşamasındadır.

Eradikasyon için;-Karantina uygulaması, İnfekte hayvan karkaslarının yakılması yada

2’lik Sodyum hidroksit 24 saat uygulanmalı. Eter ve deterjanlara etkenin duyarlılığı var. Etken soğukta ve donmuş dokularda uzun süre yaşayabilir. İthalat yasaklanır.

BORDER DISEASE (Sınır hastalığı)

(Hairy Shaker Disease veya Fuzzy Lambs Syndrome )

İlk kez 1959 yılında İngiltere ile Galler arasındaki sınır bölgelerinde bulunan koyunlarda tespit edilmiştir. Günümüzde tüm dünyada yaygındır. Prevalans %5 -50 arasındadır. Ülkemizde de serolojik ve virolojik olarak bildirilmiş bir hastalıktır.

Koyun ve keçi populasyonlarında özellikle üreme sistemine yönelik bulgularla karakterizedir ve postnatal enfeksiyonda genellikle subklinik seyreden bir virus enfeksiyonudur. Ayrıca dikleşmiş ve karışmış tüyler ve kafatası iskeletinde değişikliklerle görülebilir.

Etiyoloji

Flaviviridae ailesinin Pestivirus genusuna aittir. Zarlı, helikal simetri yapıda, pozitif polariteli, tek iplikçikli, 40-60 nm büyüklükte, bir genoma sahip, RNA’lı bir virusdur. Etken hem sığırların Sığır Viral Diyare Virusu (Bovine Virusdiarrhoea Virus - BVDV) genotip 1 ve 2 hem de Avrupa Domuz Vebası Virusu ile yakın antijenik ilişki içindedir

Sığırlarda Sığır Viral Diyare Virusu (Bovine Virus diarrhoea Virus - BVDV) Koyun ve keçilerde Sınır Hastalığı Virusu (Border Disease Virusu - BDV) alır. Keçilerde de Sınır Hastalığı infeksiyonunu ilk kez Senegal’de saptanmıştır. Yaban hayatında geyiklerde) bildirilmiştir. Bunlar “ruminant pestivirusları” olarak adlandırılırlar.

Border hastalığı virusunun 4 alt grubu vardır. BVD1 (a ve b); koyun ve keçilerde

BVD2 (a ve b);koyun ve ren geyiği BDV-3 ; domuzda

BVD4; İspanya’da bir geyik türünde

Sitopatojen olan ve olmayan (doğada %95 oranında ) olarak 2 ye ayrılır

NCP olan biyotipler persiste ve konjenital infeksiyonlardan, sitopatojen olan biyotipler ise mukozal belirti gösteren ve ölmek üzere olan koyunlardan izole edilmiştir. BDV konak dışında dış ortamda uzun süre canlı kalmaz. Isıyla güneş ışığı ve ezenfektanlarla kolayca inaktive olur. Eğer gebelik sırasında oluşan bir pestivirus enfeksiyonu immun sistemi henüz gelişmemiş (immature) olan yavruya transplasental olarak aktarılırsa (koyunlarda gebeliğin 60-80. gününe kadar, keçilerde 80-100. gününe kadar), yavruda immuntolerans gelişir. Persiste enfekte (Pİ) olarak doğan bu yavrular, ömürleri boyu virus rezervuarı olarak enfeksiyonun devamlılığından sorumludurlar. Yaşamlarının bir döneminde sitopatojen biyotiple karşılaşan Pİ hayvanlarda, ölümle sonuçlanan Mukozal Hastalık (Mucosal Disease - MD) tablosu gelişir. Mukozal Hastalık koyunlarda doğal enfeksiyonu takiben bildirilmiştir ancak keçilerde bildirilmemiştir.

Pİ hayvanlar viremiktir; antikor negatiftir ve infeksiyonun en önemli kaynaklarıdır sürekli virus saçarlar. Bu şekilde koyundan koyuna bulaşma olur. Keçilerde abort daha az görülür. Viremik Pİ hayvanları saptamak için serolojik testler yetersizdir. Aslında serolojik olarak (antikor)pozitif olması ve nonviremik olması güvenli olarak düşünülebilir. Hayvan iyileşmiş olabilir.

Koyunlarda klinik tablo; akut, fötal infeksiyon vepersistent viremi şeklinde oluşabilir.

Akut infeksiyon; Sağlıklı yeni doğanlarda ve yetişkin koyunlarda orta bşiddetli yada belirtisiz infeksiyon oluşabilir. Bu hayvanlarda kısa süreli viremi (4-11 gün) dönemiyle ilgili olarak hafif ateş ve leukopeni gözlenir. Bu aşamadan sonra serumda nötralizan antikorlar saptanır. Akut infeksiyon en iyi şekilde çift serum örneklemesiyle serolojik olarak saptanabilir. Bu

hayvanlarda bazen yüksek ateş uzun süreli leukopeni, iştahsızlık, konjuktivitis, burun akıntısı, solunum güçlüğü ve ishal görülebilir ve ölüm oranı gençlerde %50 olabilir.

Klinik Bulgular

Koyunlarda klinik tablo; akut, fötal infeksiyon, ve persistent infeksiyonlar şeklinde oluşabilir.

Akut infeksiyon; Sağlıklı yeni doğanlarda ve yetişkin koyunlarda orta şiddetli yada belirtisiz infeksiyon oluşabilir. Bu hayvanlarda kısa süreli viremi (4-11 gün) dönemiyle ilgili olarak hafif ateş ve leukopeni gözlenir. Bu aşamadan sonra serumda nötralizan antikorlar saptanır. Bu hayvanlarda bazen yüksek ateş uzun süreli leukopeni, iştahsızlık, konjuktivitis, burun akıntısı, solunum güçlüğü ve ishal görülebilir ve ölüm oranı gençlerde %50 olabilir.

Fötusun ölümü gebeliğin her hangi bir döneminde olabilir. Genellikle erken dönemde olur ve fötus resorbe olabildiği için infeksiyon fark edilmeyebilir. Kuzulama zamanı fötus abortları, ölü doğum ve zayıf prematüre kuzu doğumları oluşabilir. yapağı kalitesinde bozukluk gösteren yavru doğumları (Tiroid hipofonksiyonu sonucu, kıl folliküllerinde anormallik sonucu köpek kılı görünümü ya da yağlı yapağı sendromu, yapağıda anormal pigmentasyon sonucu kahve veya siyah renkli tüyler) karakteristik bulgulardandır Enfekte yavrularda sıklıkla karşılaşılan merkezi sinir sistemi bulguları olarak; ataksi/tremor (kuzularda), devamlı diş gıcırdatma, inkoordinasyon görülebilir.

Bulaşma

Direk ve indirek yolla olur; Göz yaşı, burun akıntısı, amniyotik sıvı, plasenta ve sperma ile

saçılır.

İndirek; kontamine alet ve materyaller, yem ve su ile olur.

Enfeksiyonun epidemiyolojisinde vertikal nakil oldukça önemli bir rol oynamaktadır. Özellikle koyunlarda fötal enfeksiyon sonucunda, virusla persiste enfekte kuzu doğumları oluşabilmektedir. Keçilerde persiste enfekte yavru doğumuna ilişkin bildirim bulunmamaktadır.

Horizontal bulaşmada, BDV ile geçici viremik olan ya da PI hayvanların sekret ve ekskretleri ile etkenin nakli söz konusudur. Koyunlarla yakın temasta bulunan sığırlar da bulaşmada rol oynayabilmektedir. Sığır ve koyunlarda türler arasında karşılıklı etken nakli gözlenmesine rağmen, genellikle akut enfekte keçilerden diğer hayvan türlerine enfeksiyonun aktarımı söz konusu olmamaktadır. Bununla birlikte keçiler, Pİ hayvanlarla aynı ortamı paylaşırlarsa, kolaylıkla enfekte olabilmektedirler

Bulaşmada klinik belirti göstermeyen Pİ hayvanlar önemli rol oynarlar. Bunlar sekret ve ekskretleriyle sürekli virus saçarlar. İnfekte erkek kuzularda infertilite oluşur ve spermaları ile sürekli saçıcıdırlar.

Patogenez

Koyun ve keçilerde oro-nazal enfeksiyonu takiben gelişen akut enfeksiyonda erişkin hayvanlarda hafif ateş dışında bir klinik semptom görülmez. Buna karşın plasenta bariyerini aşan etken fötal enfeksiyona neden olur ve gebeliğin dönemine göre fötusta farklı sonuçlara yol açar.

İmmunkompetens öncesi oluşabilecek transplasental enfeksiyon, embriyonun resorbsiyonu sonucu erken ölümler, corpus luteumun gerilemesi nedeniyle gebelikte östrus başlangıcı, fötusun mumifikasyonu veya ikizlerden birinin rezorbsiyonu, kongenital anomalili yavru doğumları ve normal görünümlü yavru doğumları ile sonuçlanabilmektedir. Transplasental enfeksiyon, kuzu fötuslarında tiroid hipofonksiyonuna neden olabilmekte ve bu etki sebebiyle çeşitli organlarda fonksiyon bozuklukları ortaya çıkabilmektedir (33). Keçilerde bu tür klinik bulgular bildirilmemiştir.

İmmun sistemin gelişimini tamamlaması sonrasında oluşan fötal enfeksiyonlar ise, immun yanıt oluşumu ile sonuçlanır. Bu durumda doğan kuzuların prekolostral kan örneklerinde BDV spesifik antikor varlığı saptanır (Şekil).

Persiste enfekte kuzuların sitopatojen suşlar ile enfeksiyonunun, sığırların Mukozal Hastalık enfeksiyonu-na benzer bulgulara neden olduğu bildirilmiştir

Tanı

Klinik bulgular önemlidir. Özellikle üreme performansının azalması (abort,

kongenital anomalili yavru doğumu, ölümler, döl tutmama ), canlı doğan yavrularda gelişme geriliği ve merkezi sinir sistemi bulguları, yaşama gücü zayıf yavrular ve Mukozal Hastalık benzeri semptomların görülmesi pestivirus enfeksiyonundan (BDV ya da BVDV nedenli) şüphe edilmesine yol açabilir.

Kesin tanı için lab muayeneleri gerekir

Direk tanı; için immunohistokimyasal testlerle dokularda viral antijen saptanması yada virus

izolasyonu yoluna gidilebilir. Ayrıca RT-PCR kullanılır.

Akut infeksiyon en iyi şekilde çift serum örneklemesiyle serolojik olarak saptanabilir. Ancak ticari antijen ELISA kitleri BVDV’de olduğu gibi kullanılmamaktadır.

İndirekt olarak Kan serumunda BDV spesifik antikorların tespiti için virus nötralizasyon

testi ve ticari ELISA kitleri kullanılmaktadır (%10 örnekleme önerilir)

Klinik bulgular önemlidir. Özellikle üreme performansının azalması (abort, kongenital anomalili yavru doğumu, ölümler, döl tutmama ), canlı doğan yavrularda gelişme geriliği ve merkezi sinir sistemi bulguları, yaşama gücü zayıf yavrular ve Mukozal Hastalık benzeri semptomların görülmesi pestivirus enfeksiyonundan (BDV ya da BVDV nedenli) şüphe edilmesine yol açabilir.

Kesin tanı için lab muayeneleri gerekir

Direk tanı; için immunohistokimyasal testlerle dokularda viral antijen saptanması yada virus izolasyonu yoluna gidilebilir.

Ayrıca RT-PCR kullanılır

Akut infeksiyon en iyi şekilde çift serum örneklemesiyle serolojik olarak saptanabilir. Ancak ticari antijen ELISA kitleri BVDV’de olduğu gibi kullanılmamaktadır.

İndirekt olarak Kan serumunda BDV spesifik antikorların tespiti için virus nötralizasyon testi ve ticari ELISA kitleri kullanılmaktadır

Bazı Pİ hayvanlar kolostrum ile antikor aldıkları için ilk 3 aylık yaşta antikor pozitif bulunabilirler bu sonucu yanıltabilir.

Koruma kontrol

Persiste infekte hayvanların saptanıp sürüden çıkartılması ve gebelik öncesi damızlık hayvanların aşılanması benimsenmiştir.

Bu nedenle doğal aşım için kullanılacak olan ya da sperma donörü olan koçlar, BDV yönünden kontrol edilmelidirler. Bu amaçla, kan ve/veya sperma örnekleri kullanılarak virus izolasyonu ya da RT-PCR tekniği uygulanabilir.

Avrupada lisanslı bir aşısı kullanılmaktadır. Bazı ülkelerde BVDV aşısı kullanılmaktadır.

ÇİÇEK VİRUSLARI FAMİLYASI

Belgede viroloji ders notu (sayfa 133-138)