• Sonuç bulunamadı

Köy Yaşamı ve Kırsal Hayat İçerisinde Kadının Toplumsal ve

3. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

3.1. Ekonomik ve Sosyal Alanda Kadınlara İlişkin Haklar

3.1.1. Köy Yaşamı ve Kırsal Hayat İçerisinde Kadının Toplumsal ve

Anadolu’da özellikle kırsal kesimlerde kadının sosyal yaşam içerisindeki yeri kentlerde yaşam süren kadınlardan oldukça farklı bir şekilde sürmektedir. İlk olarak kılık kıyafet konusunda toplumun ne diyeceği, ne düşüneceği Anadolu kadını için oldukça önemli bir konudur. Çarşaf giymeyen kadınların başında muhakkak bir başörtüsü bulunmaktadır.296 Tercih ettiği kıyafetlerde vücut hatlarını belli etmeyecek

şekilde bol şalvarlardır. Kadın toplumun dayatmış olduğu ya da ailesinden gördüğü, kültür olarak bildiği ne varsa onu kendi bedenine ve zihnine yapmakla yükümlü olduğu bir yük gibi bindirmektedir. Bunun yalnızca erkek baskısından kaynaklandığı

293 a.g.e.,s.660.

294 T.C Resmi Gazete, S.9534, 13 Şubat 1957,s.16403.

295 Nurettin Albayrak, “Türkiye Tarafından Onaylanan İLO Sözleşmeleri”, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, (editör. Fazıl Aydın) Yayın No:08., Ankara,2014,s.19.

107

gibi bir düşünce de tamamen doğru sayılmaz çünkü kadın da kendini kültüre, geleneklere, inanışlara o derece kaptırmıştır ki bunu yapmak onun için bir alışkanlık durumuna gelmiştir.

Toplumda kadın ve erkek birbirlerinden bağımsız bir şekilde hayat sürmektedir. Kadının hayatının büyük bir bölümünü evin içerisinde geçirmektedir. Anadolu kadınının toplum içerisinde bulunması, sokağa, çarşıya pazara gitmesinin dışında pek mümkün olmamaktadır. Sokağa çıktığı takdirde erkeklerle beraber yürümesi, dolaşması hatta iletişim kurması dahi onun için yanlıştır. Sokağa eşleriyle beraber çıkan kadınlar dahi eşlerinin arkasından yürümektedir. Kadın erkeğin hep arkasında yürüyen, onu geçmeyen, saygı da kusur etmeyen bir şekle bürünmüştür. Kadınlar zamanlarını genellikle köyün içerisinde geçirmektedir. Bayramlarda, özel günlerde köyünden çıkan kadınlar elbette ki bulunmaktadır. Anadolu kadınları tarlalarda çalışmakla yaşamlarını sürdürürken, bayramlarda, düğünlerde, şenliklerde, özel günlerde akraba ve komşularıyla beraber vakit geçirmektedirler.297

Genel olarak Anadolu kadınları, kentlerde yaşam süren kadınların kültürlerinden de farklı bir kültür ve yaşam tarzı sürdüğünden, onlar için dinin kuralları, dinin kendilerine emrettikleri şeyleri yapmakta da son derece kararlıdırlar. Özellikle bahsedilen giyim kuşam konusunda ve dini ibadetler konusunda durum bu şekildedir;

Kırsal kesimlerde aile içerisinde ki tutumda erkekler kardeşlerin kız kardeşleri üzerindeki tutumda etkilidir. Yaşadığı toplumunun etkisinde kalan erkek kardeşler, büyüklerinden gördükleri davranışları kız kardeşlerine aynen uygulamaktadır. Toplumun dışına çıkabilen, okuyarak kendini geliştiren ve dünyaya farklı bir çerçeveden bakmayı başarabilen erkek kardeşler, toplumun baskısının dışında daha rahat ve anlayışı bir tavır sergilemekte ancak konu kız kardeşlerine gelince daha çekingen davranmaktadırlar. Bu da toplum içerisinde kuşak çatışmalarını ve görüş ayrılıklarını doğurmaktadır. Bu durum yalnızca köylerde veya kırsal kesimlerde olan bir durum olmayıp, aynı zamanda kentlerde yaşayan gençler içinde geçerlidir. Bunun

108

yaşanılan toplumun geleneklerin inanışların, aile yapısına, aile içindeki kurallara son derece etkili olduğunun bir göstergesidir.298

Köylerde kadının konumu ve statüsü geleneksel toplumsal cinsiyete göre şekillenmiştir. Doğurganlık önemli bir statü aracı olmaktadır ve erkek çocuğa sahip olmak da özellikle aileler arasında konumunu yükseltmesine neden olucu önemli bir etkendir. Doğurganlığı ve erkek çocuk sahipliği yanında kadının statüsünü arttıran bir faktör de kadının yaşıdır. 299

Toplumsal yapıyı bir bütün olarak görmek aile sistemini de yapısı, işlevi, aile içi ve aileler arası ilişkileri de içeren bir bütünle uyumlu düşünmek gereklidir. Bir toplumda var olan toplumsal- ekonomik yapı ve onunla her yönüyle ters düşen bir aile sistemi olduğu düşünmek olanaksızdır. Aynı şekilde aile sisteminin içerisinde değişik yönleriyle ortaya çıkan değişmeleri de içinde bulunduğu toplumsal yapıda ayrı düşünmek olanaksızdır.300

Toplum içerisinde başlayan kentleşme ve sanayileşme süreciyle beraber, kırsal kesimlerde aile içindeki değişimler meydana gelmektedir. Toplumsal görüntüyü, coğrafik koşullar, gelenekler ve ekonomik durum etkilemektedir. Cumhuriyet’in ilanından sonra kırsal yaşamda yaşayan kadınlarında hayatlarında elbette ki değişimler meydana gelmiştir. Köy yaşamında aile bireyleri tarımsal alanda geçimini kazanmakta ve aile fertleri de bu işte çalışarak evin geçimini sağlamakta, bu sebeple de köyde yaşayan ailelerin çok sayıda çocuğu olmaktadır Kırsal kesimlerde hiç evlenmemiş kadınların sayısı oldukça azdır. 1950’lerden sonra ise boşanmaların artması, evliliklerin azalması gibi durumlar görülmeye başlamıştır. Sağlık açısından bakıldığında köylü erkeklerin, kadınlardan daha sağlıklı olduğu görülmekte, bunun nedeninin ise kadınların fazla çalıştırılması, hamilelik, doğum, lohusalık gibi dönemlerde kadının kendine fazla önem gösterememesinden kaynaklanmaktadır. Toplumda erkek egemenliği olduğundan kadının çalışmak istememesi bir şey ifade etmemekteydi. Kırsal yaşamda hayatını süren kadınların en önemli sorunlarından biri de Medeni kanunun kabul edilmesine rağmen hala resmi nikâhlarının bulunmamasıydı.

298,a.g.e.,s.668.

299Hasan Hüseyin Taylan, “Türkiye'de Köy Ailesinde Aile İçi İlişkiler”, Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, S:22,2009,s.130.

300Kasım Karataş, “Toplumsal Değişme ve Aile”, Toplum ve Sosyal Hizmet Dergisi, C:XII, S.2,2001,s.96.

109

1950 yılında Demokrat Parti 1960 ve 1970li yıllarda ise Adalet Partisi ve Milli Selamet Partisi tarafından bu konu teşvik konusu olsa da nüfusa geçmemiş yüksek sayıdaki fiili birleşmeler bu eğilimi doğrulamaktadır.301

Ekonomik olarak, kadın tarımla uğraşmakta, halı dokumakta ve ailesinin geçimine destek olmaktadır. Sonraki dönemlerde sanayide başlayan canlanma hareketleriyle kadının tarım dışında yer alması, evde gıda ve giyim ürünlerinin üretimine katılmaları gibi gelişmeler neticesinde de kasabalı kadınlara özenme ve onlar gibi davranmaya başlamaları söz konusudur. Kırsal hayat içerisinde yer alan bir diğer grup olan göçebelerde aile geçimine katkı sağlamak için uğraşan kadın, hayvancılıkla ilgilenmektedir. Fakat bu toplumda da kadına sağlanan ekstra bir hak veya ayrıcalık bulunmamaktadır.302

Cumhuriyet’in getirmiş olduğu kadın hakları, Medeni kanun, kılık kıyafetteki değişikliklere rağmen kırsal kesimde hala fark eden bir şey söz konusu değildir. Kadınlar dışarıdan bir haber ve etrafındaki gelişmelere oldukça kapalıdır. Ellerinden her iş gelen köy kadınları kendi haklarını aramaları ve seslerini duyurmaları konusunda bir çaba sarf etmemiş ve bu durumu olduğu gibi kabul etmişlerdir.