• Sonuç bulunamadı

II Mes’ud’un İktidara Gelişi

C. II MES’UD’UN İKTİDARA YÜRÜYÜŞÜ

3. II Mes’ud’un İktidara Gelişi

a. İlhanlılardaki Taht Kavgaları ve III. Gıyaseddin’in Faaliyetleri

II. Mes’ud’un iktidara yürümeye başladığı yıllarda İlhanlı tahtında da bir takım mücadeleler yaşanmaktadır. Samimi bir Müslüman olarak barış ortamı tesis etmeye çalışan Ahmed Teküdar, bir taraftan içinde Kutbeddin-i Şirazî’nin de yer aldığı bir elçilik heyetini Memlûklere gönderirken diğer taraftan da kardeşi Kongurtay’ı, Cimri hâdisesini müteakip Karamanoğulları ve Eşrefoğulları’nın gerçekleştirdikleri muhalif faaliyetleri önlemek amacıyla, kalabalık bir ordu ile Anadolu’ya yollamıştır. III. Gıyaseddin ile birlikte harekete geçerek Ermenek ve Mut yörelerinde Mısır da bile derin teessür uyandıran katil ve tahriplerde bulunan Moğol şehzadesi çok geçmeden ağabeyi tarafından geri çağrılacaktır. Zira Memlûk Sultanı Melik Seyfeddin Kalavun’un (1279–1290) Teküdar’a gönderdiği cevabî mektupta, Kongurtay’ın Anadolu’da yaptığı dehşet verici yağma ve kıyımlarla kadın ve çocukları tutsak alıp sattırmasının Müslümanlık ile kesinlikle bağdaştırılamayacağını yazmasının Teküdar üzerinde müessir olduğu muhakkaktır. Bu sebeple İlhanlı hükümdarının kardeşini Anadolu’da yaptığı kötü işlerden dolayı şiddetle muaheze etmiş olduğuna ihtimal verilebilir. Kongurtay da muhtemelen bundan dolayı müstakbel İlhanlı hükümdarı Argun Han’a temayül etmiş olacaktır.

İlhanlılarda bu hâdiseler meydana gelirken III. Gıyaseddin, İlhanlılara istinaden ayakta tuttuğu iktidarının sarsılmasını engellemek amacıyla bir takım çalışmalar içerisine girmiştir ki, bütün bunlar onun ikili müşterek saltanatı beraberinde getirdiği için vergi mükellefiyetleri karşılığında ülkenin taksim edilmesine razı olmadığını göstermektedir. Onun bu çerçevede İlhanlı merkezine çağrılan Kongurtay’ın refakatinde yanında vezir Fahreddin Ali de olduğu hâlde Teküdar’ın katına doğru yola çıktığını görüyoruz. Ancak

51

Teküdar’a karşı Horasan valisi Argun’un safında yer alan ve hana suikast hazırlığı yapan Kongurtay, ağabeyi tarafından 1283 yılında Karabağ’da öldürülmüştür 89. Bu sebeple seyahatini tamamlayamayarak Erzurum’da bir müddet beklemek zorunda kalan III. Gıyaseddin, İlhanlı başkentine Kongurtay olmaksızın gidecektir. Ama İlhanlılarda sular bir türlü durulmamaktadır. Zira kardeşinin kendi hayatını tehdit eden teşebbüsünü ortadan kaldıran Teküdar, saltanatı için tehlike arz eden Argun’a karşı önceleri başarılı olsa da gevşek tutumu nedeniyle 1284 hem tahtını hem de hayatını kaybetmiştir 90.

b. Türkiye Selçuklu Devleti’ni Yeni Hükümdarı: II. Gıyaseddin Mes’ud

Ahmed Teküdar’ın ölümü üzerine toplanan kurultayda han seçilen Argun, başta İlhanlıların Anadolu’daki malî işlerinde istihdam edilen Mücîreddin Emîr Şah olmak üzere pek çok Selçuklu devlet adamının desteğini alan II. Mes’ud’u, muhtemelen Teküdar ile iş birliği yaptığı düşüncesiyle iyi gözle bakmadığı III. Gıyaseddin’e tercih ederek onun Türkiye Selçuklu Devleti tahtına müstakil olarak çıkmasına izin verecektir (Şubat 1284) 91.

89 Aksarayî, s. 98, 104, 107; Anonim, s. 42; Abû’l-Farac, Tarih, II, s. 610-11, 613. Teküdar ile

Kalavun arasında teati edilen mektupların metinleri için bkz. aynı yazar, Muhtasar, s. 53-59. Ayrıca bkz. Spuler, s. 91; Turan, Türkiye, s. 584-85; Sümer, “Anadolu’da Moğollar”, s. 57-58; Hamid Algar, “Ahmed Teküder”, DİA, II, s. 139. Kalavun hakkında ise bkz. Kopraman, s. 470- 72.

90 Aksarayî, s. 112-113; Spuler, s. 92; Turan, Türkiye, s. 583; Algar, a.g.m., s. 139; Faruk Sümer,

“Argun”, DİA, III, s. 355.

91 Anonim (s. 42), tahta cülus tarihi olarak bizim de kabul ettiğimiz Zilkâde 682/Şubat 1284

tarihini verirken Aksarayî (s. 108), hâdiseyi sadece 1282 yılı vak’aları arasında zikretmekle yetinmiştir. Abû’l-Farac (Tarih, II, s. 617), doğru olarak 1284 tarihini verirken Niğdeli Kadı Ahmed, 2 Rebiü’l-evvel 682/31 Mayıs 1283 tarihini vermektedir. Bkz. el-Veledü’ş’şefîk, Fatih Ktp., nr. 4518, vr. 298’den naklen Turan, Türkiye, s. 583, dipnot 51. Sultan Veled (Divan, s. 224), II. Mes’ud’un tahta cülusu münasebetiyle kaleme aldığı 43 beyitlik bir kasidede 25 Rebi’ü’l-âhir 680/13 Ağustos 1281 yılını vermekte ve mütercim Uzluk mezkur eserin inceleme kısmında (s. 49), bunu kritik etmeden kabul etmektedir. Ayrıca o, nâşir ve mütercimliğini yaptığı Anonim’deki (s. 42) doğru kayda rağmen aynı ısrarlı tavrını sürdürmektedir. Hâlbuki bu tarih, II. Mes’ud’un henüz Anadolu’ya geldiği tarihtir. Nitekim bastırdığı paralarda

52

Sabık sultan ise özellikle Mücîreddin Emîr Şah’ın İlhanlılar nezdindeki teşebbüsleri sonucu hakkında çıkartılan bir yarlığ hükmüyle 1284 yılında Erzincan’da öldürülecektir 92.

genellikle “es-Sultanu’l-Azam Gıyâse’d-dünya ve’d-dîn Ebu’l-feth Mes’ûd bin Keykâvus” lakabını kullanan II. Mes’ud adına 679/1280, 680/1281; 681/1282 yıllarına ait muhtelif şehirlerde basılan sikkeler mevcuttur. Ancak bunlar tek başına iktidara gelmesiyle değil de Abaka Han’ın III. Gıyaseddin’e rağmen II. Mes’ud’a ülkenin bazı şehirlerini tahsis ve taksim etmesiyle alakalıdır. Bkz. Erkiletlioğlu-Güler, s. 239-41. Zaten aynı yıllarda III. Gıyaseddin adına bastırılan sikkeler de mevcuttur ve en geç tarihli sikke 682/1283 yılını taşımaktadır. Bkz.

aynı yazarlar, s. 226-28. II. Mes’ud’un tek başına iktidara geldiği tarih olarak muahhar

kaynaklardan Müneccimbaşı (II, s. 123-24), 1283; modern araştırmacılardan Spuler (s. 95) 1282-83 yılını verirken Turan ise (Türkiye, s. 583) doğru olarak 1284 yılını vermektedir. Cenabî, el-Aylem, vr. 298b: 1282-83 yılını; Ebu’l-Fidâ, el-Muhtasar, VII, s. 22-23 ve Gaffarî,

Cihân-ârâ, s. 116: 1283-84 yılını vermektedirler. Onlardan naklen Müneccimbaşı, II, s. 124,

dipnot 227.

92 Aksarayî (s. 109), Erzincan’da bulunan ve hastalığı ilerleyen III. Gıyaseddin’in hile ve komplo

ile öldürüldüğünü belirterek olayı tasvip etmemekte ve bu sebeple şiir formatında uzun bir nasihat çekmektedir. Abû’l-Farac (Tarih, II, s. 617), III. Gıyaseddin’in 1284 yılında yeğeni (aslında amcazâdesidir) Sultan Mes’ud ile buluşmak üzere İlhanlı payitahtına doğru yola çıktığını, Erzincan’a vardığı zaman da şehrin eşrafı tarafından fena bir adam ve idaresi çürük bir kimse olduğu için zehirlendiğini rivayet etmektedir. Bu, mekan farklılığıyla Anonim’in (s. 44), III. Gıyaseddin’in vazifesini kötüye kullandığı gerekçesiyle Erzurum’da Ahmed Teküdar’ın 26 Cemâziye’l-evvel 683/10 Ağustos 1284 tarihindeki vefatından bir hafta önce öldürüldüğü şeklindeki haberiyle örtüşmektedir. Müneccimbaşı, taksimden memnun olmayan III. Gıyaseddin’in İlhanlı hükümdarından izin almadan Erzincan’a döndüğünü, hastalık ve pişmanlıklar içinde kıvrandığı bu şehirde kendisine güvenmeyen Selçuklu sultanı ve yandaşı emîrlerin hileleriyle 1283 yılında öldürüldüğünü ifade etmektedir. Bkz. II, s. 123-24 (Aynî,

Ikdu’l-cumân, nr. 2391, vr. 691: 1281-82 yılını; Cenabî, el-Aylem, vr. 298b: 1282-83; Ebu’l-

Fidâ, el-Muhtasar, VII, s. 22-23 ve Gaffarî, Cihân-ârâ, s. 116: 1283-84 yılını kabul ederler. Onlardan naklen bkz. dipnot 226). Turan (Türkiye, s. 583-84), mezkur hükümdarın Erzurum’da öldürüldüğü şeklindeki rivâyeti nakletmekle beraber Erzincan’da da öldürülmüş olabileceğini belirtmektedir. Sümer ise bu hâdise için herhangi bir yer belirtmeden sadece 1283 yılını verir. Bkz. “Anadolu’da Moğollar”, s. 58.

53 III. BÖLÜM

II. GIYASEDDİN MES’UD SALTANATI A. II. MES’UD’UN İLK SALTANATI VE SİYASETİ