• Sonuç bulunamadı

İTALYAN İŞGALLERİ

İtalya Paris Barış Konferansında Müttefiklere kabul ettiremediği isteklerine karşı konferansı terk ederek, Anadolu’da işgal hareketine başlamıştı420. İtalya İzmir’i kaybettiğini kesin olarak anlayınca, Mondros Mütarekesi döneminde yoğun faaliyetlerde bulunduğu, yeraltı ve yerüstü kaynakları açısından zengin bir bölge olan Menteşe sahillerini işgale başladı. Bu işgallerin amacı, İzmir’in işgalinden önce hem İtalya işgal sahasını genişletmek, hem de Yunanlılar İzmir’i işgal ettikten sonra daha güneye inmelerini engellemekti421. Konferansta İzmir’in Yunanlılar tarafından işgaline izin verildikten bir gün sonra 7 Mayıs 1919’da İtalyan Dışişleri Bakanı Sonnino, Fethiye ve Bodrum’un işgaline izin verdi. İtalyan işgalleri ilk etapta Kuşadası-Selçuk karayolu, Selçuk-Aydın-Burdur demiryolu, Burdur-Antalya karayolunun gerisinde kalan bölgeler olarak tespit edilmişti422.

İtalya Başbakanı Orlando’nun Paris Barış Konferansını terk etmesinden sonra Yunanistan İzmir konusunda şanslı duruma gelirken, İtalya’nın Anadolu’daki faaliyetleri de artmıştı. İtalya Anadolu topraklarına Yunanistan’dan önce çıkmak için çaba sarf ederken, dolaylı olarak da İzmir’in Yunanlılar tarafından işgalini hızlandırmıştı.

Nisan başında bir torpido ile Fethiye’ye gelen Rodos’un İtalyan Belediye Başkanı, Fethiye Mutasarrıfı ile yaptığı görüşmede Fethiyelilerin kendilerine başka bir idare seçmelerini ve bu idarenin de adil ve medeni bir devlet olan İtalya’nın olmasını tavsiye ederek geri dönmüştür. 10 Mayıs 1919’da Dahiliye Nazırı M. Ali Bey’in Hariciye Nezaretine gönderdiği bir yazıda; “3-4 gün önce Leryos adasına gidip orada

beklemekte olan 4 İtalyan nakliye gemisinde 3 bin asker, bin yük hayvanı ve 200 otomobil bulunduğunu ve Çatıköy’deki Kumandanın, ‘Leryos’daki kuvvetin 10 bine

420Jeaschke, a.g.e., s.217.

421 Çelebi, “Milli Mücadele Döneminde Türk İtalyan İlişkileri”, Belleten, C. LXII, S. 233, Ankara, Nisan

1998, s.164.

ulaşmasıyla, Anadolu’ya sevk edileceğini’ mahal müftüsüne söylendiğinin, Bodrum Kaymakamlığının haberi üzerine Menteşe Mutasarrıflığına bildirildiği” haber verildi423. 57. Tümen Komutanı Albay M. Şefik, Antalya’nın işgalinin aslını öğrenmek için bölgeye yaptığı seyahat sonrasında, halkın mutlak surette aydınlatılması gerektiği düşüncesi ile Muğla, Fethiye, Marmaris ve Milas civarına gitmek için 9 Nisan 1919’da 17. Kolordudan izin istedi. 13 Nisan 1919’da 175. Alay Komutanlığından gönderilen rapora göre, bir Yunan vapuruyla üzerinde Kızılhaç işareti taşıyan bir doktor ve altı asker Fethiye’ye çıkmıştır. Bunlar tekrar vapura bindirilmişse de bu sırada iskelede bulunanlar arasında çıkan tartışma bahane edilerek, idareye yardımcı olmak maksadıyla İtalyan torpidosundan otuz denizci asker, bir makineli tüfek tekrar karaya çıkarılmıştır. İdarenin teşebbüsleri sonucu bu kuvvet tekrar torpidoya bindirilmiştir424. Fakat çok sürmeden “Regine Elena Kruvazörünün, bu olayın ertesi günü Fethiye’ye geldiği” haber verilmiştir425.

18 Nisan günü Fethiye’ye ulaşan Albay M. Şefik yaptığı araştırma sonucu, İtalyanların Menteşe sahillerini işgal etmek amacıyla ne gibi hilelere başvurduklarını ayrıntılı şekilde anlatan raporu 17. Kolordu Komutanlığına gönderdi. Raporda şunlardan bahsedilmekte idi; 3 Nisan’da Yunan Kızılhaç Heyeti’nin Fethiye’ye geleceği söylentileri yayılmış, 4 Nisan günü İtalyan Torpidosu Fethiye’ye gelmişti. Torpidodan Teodar isimli İtalyan memur halktan bazı kişilerle ilişki kurdu. 10 Nisan’da İtalyan askerleri çeşitli bahanelerle izinli dışarı çıkmak için hazırlık yapmış, Aynı gün Yunan Kızılhaç Heyeti’ni taşıyan gemi Fethiye’ye gelmesi ile Hristiyanlar iskelede toplanmışlardır. Toplananlar arasında Rodoslu Cemal Bey ve birkaç arkadaşı da bulunmakta olup, Nazmi adında ki bir çocuğun yanan bir sigarayı, Rum okulu müdürünün ceketinin cebine atması üzerine ceket yanmaya başlamıştır. Müdürün böyle bir davranışı hiç yakıştıramadığını söylemesi üzerine Cemal Bey, bastonu ile Müdür Bey’e vurmuş, bu olay üzerine zaten hazır bekleyen 20 piyade ve bir makineli tüfekten oluşan İtalyan kuvveti asayişin bozuk olduğu bahanesiyle karaya çıkmıştır. Fethi’ye Kaymakam Vekilinin böyle sıradan bir olayın, ilçede asayişin bozuk olduğunu göstermeyeceği yönünde baskı yapması üzerine, İtalyan askeri Torpidoya dönmek

423 Çelebi, a.g.e., s.90.

424ATASE Arş.,K:436, G:70, B:70-35. 425 Aker, a.g.e., s.38.

zorunda kalmıştır. İtalyanlar propaganda için bir doktor ile dört muhafızı ilçede bırakmışlardır426.

Olayın gelişiminden de anlaşılacağı gibi, İtalyanlar ilçeyi işgal etmek için bir bahane bulamayınca, kendileri bahane yaratma yoluna gitmişlerdir. Oynanan oyun kısa bir süre için engellenmiş ise de, ilerleyen zamanda benzer sebeplerle İtalyanların ilçeyi işgalinin önüne geçilememiştir.

İtalya bu tarz girişimler sonucunda, 11 Mayıs’ta Ege İşgal Kuvveti Komutanı General Elia yönetiminde Menteşe sahillerinde ilk Fethiye’yi işgal etti427. Fethiye Kaymakam Vekili Hasan Fehmi, 11 Mayıs’ta Mutasarrıflığa verdiği bilgiden İtalyanların Ligarya Kruvazörünün mahalli emniyeti sağlamak bahanesiyle, elli kadar silahlı askeri ilçeye çıkarttıkları öğrenilmektedir. Gemi komutanı ayrıca yerleşebilecekleri bir yerin gösterilmesini istemişler ve asayişin sağlanması için Osmanlı idaresiyle mesai yapmaya hazır olduklarını söylemişlerdir. Buna karşı Fehmi Bey asayişin mükemmel olduğunu, bu konuda her türlü teminatı vermeye hazır bulunduğunu ve işgalin mütarekeye muhalif olarak yapıldığını bildirmişse de hükümetten emir aldığını bildiren gemi komutanı, askerlerin geri almasının mümkün olmadığını Fehmi Bey’e bildirmiştir428.

Menteşe Mutasarrıfının Dahiliye Nezaretine gönderdiği telgrafta, asker ihracına hiçbir sebep bulunmazken, kasabaya asker ihracının mütarekeye uymadığından askeri komutan ile müştereken protesto edildiği bildirilmiştir. Mutasarrıf Hilmi Bey bu haksız işgalin bir an evvel kaldırılması için gerekli siyasi teşebbüslerin yapılmasını da hükümetten istemiştir429.

15 Mayıs 1919’da Aydın’dan Harbiye Nezareti Celilesine gönderilen bir şifrede; Hükümeti Milliye’nin protestosuna binaen, İtalyan İşgal Kuvvetleri Komutanı Alexsandra’nın, İtalyan işgalinin amacına yönelik bir beyanat vererek, asker çıkarmakla İtalyan Kuvvetlerinin fena bir maksadının olmadığını, işgalin amacının işgal bölgelerindeki asayişi korumaya yönelik olduğunu söylediği bildirildi430.

426 Aker, a.g.e., s.38, ATASE Arş., K:436, G:70, B:70-46, Fethiye’nin işgali hakkında ayrıntılı bilgi için

bkz. TİTE Arş., K:111, G:2, B: 38001, 39001, 40001 vd.

427 Çelebi, a.g.e., s.91. 428 Türkeş, a.g.e., ss.183-184. 429 Çelebi, a.g.e., ss.91-92.

430 Bayram Akça, “Milli Mücadele Döneminde Fethiye”, Muğla Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Dergisi, S.9, 2002, s.125.

İşgalden sonra Rum mektebini karargâh yapan İtalyanlar, kasabadaki gümrük ve pasaport binasını işgal ederek İtalyan bayrağı çektiler. 13 Mayıs’ta 60 asker daha getirilirken, 14 Mayıs’ta bu sayı 350’e ulaştı. 17 Mayıs itibarıyla Fethiye’de işgal kuvveti, 300 piyade asker, 40 makineli tüfek, 1 Yüzbaşı, 1 Üsteğmen, 2 Teğmen, 4 Yüzbaşı Doktor, 3 sivil memurdan oluşmaktaydı431.

Yunanlarla kıyaslandığında İtalyanların işgal hadisesinde ne kadar dikkatli oldukları daha iyi anlaşılır. İtalyanlar işgali halka hissettirmemeye çalışarak, işgali Türk memleketinin inkişafı için karaya asker çıkartmak olarak göstermeye çalışıyorlardı. Bu tavır askerlerin karaya çıkmasından sonrada devam etmiştir. İtalyan işgal Kuvvetlerinin Komutanı yerel ve askeri idareye kesinlikle müdahale olmayacağı teminatını vermiş, askerlerinin Türk askerleri ile işbirliğine hazır olduğunu söyleyerek kendilerine yerleşmeleri için yer gösterilmesini istemişlerdir. İtalyanların doktor ve temsilcilerini korumak ve asayişi sağlamak amacıyla geldiklerini söylemelerine muhtemelen kendileri bile inanmamıştır. Kaymakam, Fethiye’de böyle bir sorunun olmadığını belirterek, söylenenlerin hiçbirini kabul etmesinin mümkün olmadığını belirterek işgali protesto etmiştir. Halk ise bu durum karşısında şaşkın olmasına karşı, bu yeni misafirlerini dikkat kesilerek tanımaya çalışmaktadır.

Regine Elena gemisi 2 Nisan akşamı Marmaris’e gelmişti. Kaymakama

“Marmaris’te bir kömür deposu inşa edeceğini” bildirilerek, cevabını beklemeden

Komutan Alexsandra Ciano karaya kereste çıkardı. Albay M. Şefik Bey’in tavsiyesi üzerine Nizamiye Bölük Komutanı ve Jandarma Komutanı Yüzbaşısı yanlarına ikişer asker alarak, inşaat alanına gittiler ve gerekli uyarıda bulundular. Bunun üzerine İtalyan üst subayı “Bize hükümetin izninin olduğunu söylediler, mademki istemiyorlar inşaatı

durdurunuz” diyerek gemiye döndü. Kaymakam adına “İstanbul’dan emir gelmediği sürece, böyle kendi başlarına inşaat yapamayacakları” gemi komutanına tebliğ edildi.

Akşam Mutasarrıf tarafından Kaymakama, “İtalyan askeri bulunmaması ve korunması

idareye ait olmak kaydıyla iskele için şehir dışında bir yer gösterilmesi” söylenmesi

üzerine, durum İtalyan gemi komutanına tebliğ edildi432. Sonraki günlerde de kömür deposu inşası için, Alexsandra Ciano’nun baskısı devam etmiştir. 26 Nisan günü Ciano İstanbul’dan hala cevabın gelmediğini, kömürü getiren vapurun gelmesinin yakın olduğu gerekçesi ile 60 kadar İtalyan askeri ile karaya çıkmış ve deponun inşası için

431 Çelebi, a.g.e., ss.92-93. 432 Aker, a.g.e., ss.41-42.

inşaata başlamıştır. İtalyanlara daha fazla direnemeyen idare ise protesto ile yetinmiştir433. Bu suretle denizcilik bakımından şartları Kuşadası-Antalya kıyı kesimindeki en iyi liman olarak kabul edilen Marmaris 11 Mayıs 1919’da işgal edildi.

57. Tümen Komutanı Albay M. Şefik Bey’in, Muğla’daki 2.Taburundan aldığı rapora göre; “Marmaris’e 190 İtalyan askeri çıkmıştır. Bunlardan 10 sıhhiye, 20’si de

Jandarmadır. Ordugâhlarını Değirmen Çayına kurmuşlardır.”434 İtalyanlar 11 Mayıs 1919 sabahı Bodrum’a gelen Fuvayit torpidolarından 60 askeri karaya çıkararak, Bodrum’u işgal etmiş ve Kaymakamlığa “bu işgalin İtilaf Devletleri bilgisi dahilinde

olduğunu” bildirmişlerdi435. Bodrum’a çıkan İtalyan askerleri, savunmasız Bodrum Kalesine yerleşerek kaleye İtalyan bayrağı çektiler436.

Söke’deki 135. Alay Komutanlığının 7 Mayıs 1919 tarihli raporunda; “Alexsandra Ciano Komutasındaki Regina Elena Kruvazörünün, Kuşadası’na geldiği ve

geminin limanda kalacağı bir hafta boyunca, mürettebatının her gün karaya çıkacağı”

haber verildi. Sonraki raporlarda “Ciano’nun 8 Mayıs günü karaya çıkarak Kuşadası-

Selçuk yolunun 5. km’sine kadar gittiği, İtalyanların bozuk olan Gümrük iskelesini tamir ettikleri, su alma bahanesiyle Selçuk’a 5 km uzaklıktaki sahilde bulunan Bahçecik’e gidip, iskele inşası için 948 liralık kereste satın aldıklarını...” bildirmiştir437. Bu arada İtalyan askerleri bozuk gümrük iskelesini onarmaya başlamıştır. 57. Fırka Komutanlığı 135. Alaya gönderdiği emirde “İtalyanların iskele inşa ve tamir etme

hareketlerinin mütareke şartlarına aykırı olduğunu ve mahalli yetkililer ile protesto edilmesini” bildirmiştir. Buna rağmen Regine Elena kruvazörünün Kuşadası limanına

gelmesi ile birlikte kasabada bir işgal havası doğmuştur. İtalyanlar hiçbir engelle karşılaşmadan karaya çıkabiliyor, iskele inşası için çalışabiliyordu. Nihayet İtalyanlar 14 Mayıs 1919 günü 13.00’e doğru Kuşadası ve Selçuk istasyonlarını işgal etmişlerdir438.

Kuşadası Kaymakamı Ferruh Bey, “asker çıkarmasının mütareke hükümlerine

aykırı olduğunu ve memlekette asayişin berkemal olup, asker çıkarılmasına gerek olmadığını” söylemişse de, gemi Komutanı A. Ciano “şimdilik asayişin iyi olduğunu,

433ATASE Arş., K:436, G:71, B:9. 434 Çelebi, a.g.e., ss.93-94.

435 Aker, a.g.e., s.47.

436 Avram Galanti, Bodrum Tarihi, Işık Yay., İstanbul 1945, s.34. 437 Aker, a.g.e., s.46.

438 Mevlüt Çelebi, “Kuşada’ında İtalyan İşgali”, Milli Mücadele’de Kuşadası Cephesi Ve Mahmut Esat

ancak gelecekte bir olay çıkmasını önlemek için asker çıkardıklarını” ifade etmiştir.

Selçuk’taki İtalyan birliği, 202 deniz neferinden oluşurken, Kuşadası’nda ise 150 nefer ve birer takım kasabanın kuzeyinde, mezarlıkta ve hükümet dairesinde olmak üzere 200 nefer bulunuyordu439.

İtalyanlar Kuşadası’ndaki kuvvetlerinden 3 subay komutasında 200 erden oluşan bir müfreze ile 17 Mayıs 1919 tarihinde Söke’yi de olaysız şekilde işgal ettiler440. İşgalden birkaç gün sonra Söke halkını komutanlık binası önüne toplayan İtalyan komutan Teğmen Luca bir konuşma yaparak şunları söylemiştir: “Biliyorsunuz birkaç

günden beri aranızda bulunuyoruz. Biz buraya sultanın emriyle geldik. Sizlere yardım edeceğiz, sizlere medeni şeyler öğreteceğiz.” Bu sırada İtalyan bayrağı göndere

çekilmektedir, komutan bayrağı göstererek sözlerini şöyle sürdürmüştür: “Bu bayrak

işte böyle şerefle yükselir ve ancak kanla iner441.” İtalyanlar Söke’ye sultanın emri ile

geldiklerini söyleyerk, halkın padişaha olan bağlılığını kullanarak halkı kendi yanlarına çekmeyi amaçlamışlardır. İtalyanlar her ne kadar Türk halkına doğrudan kötü davranmamışlarsa da, Teğmen Luca’nın İtalyan bayrağı çekilirken söylediği gibi kendilerini üstün bir konumda göstermekten de geri durmamışlardır.

İtalyanlar tarafından 16 Mayıs 1919’da Güllük işgal edilmişti. Yalnız bu limanla kalmayan İtalyanlar, Milas ve Çine tarafına geçerek Yunan nüfusu karşısında bölgenin ilk kalın duvarını örmüşlerdi.442 İtalyanlar Güllük’teki kuvvetlerinden 300 kadarını, 30 Mayıs 1919’da Milas’a sevk ettiler443. 1 Haziran günü İtalya’nın Anadolu sahillerindeki Kuvvetlerinin Komutanı General Battistoni, Güllükten Milas’a geldi ve tekrar Gülük’e döndü. Bu hazırlıklar sonucu İtalyanlar 2 Haziran 1919’da bir tabur kuvvetle Milas’ı da işgal ettiler444. Milas’ta İtalyanlar azınlıklar tarafından coşkuyla karşılandı. Yerli Yahudilerden Yesef Levi’nin evi, İtalyan Komutanına tahsis edilerek evin balkonuna İtalyan bayrağı asıldı445.

Yunanlıların Aydın’ı işgal etmelerinden sonra Çine’de Rumlar, Yunan askerlerinin Çine’ye de gelmesine kesin gözüyle bakıyor ve Türk tarafına çeşitli şekilde

439 Çelebi, “Milli Mücadelede…”, ss. 404-405.

440 Aker, a.g.e., s.70., “Anadolu’daki İtalyan işgal kuvvetlerinin karargahı Söke’dir. Buraya lojistik destek

Kuşadası aracılığı ile sağlanmıştır. Antalya, Güllük, Milas, Kuşadası, Bodrum, Marmaris, Ula, Muğla’da askeri malzeme depoları vardır.” Bkz. Çelebi, “Kuşadası’nda İtalyan…”, s.36.

441 Mevlüt Çelebi, “İtalyan İşgal Bölgesi Olarak Söke”, Milli Mücadele’de Söke Cephesi ve Sökeli Cafer

Efe Paneli, Söke 2007, ss.66-67.

442 Türkeş , a.g.e., s.189.

443 Çelebi, “Milli Mücadelede…”, s.409.

444 Aker, a.g.e., s.118, ATASE Arş., K:433, B:138, B:1. 445 Türkeş, a.g.e., s.191.

baskı uyguluyorlardı. Bu sırada boş durmayan İtalyanlar, 1 Haziran günü Çine yolunu keşfetmek üzere iki otomobille bir Binbaşı, bir Teğmen ve bir miktar İtalyan askeriyle Çine’ye hareket ettiler446. 5 Haziran 1919’da İtalyanlar 4 makineli tüfek, 200 kişilik bir piyade kuvveti, Tuğgeneral rütbesinde bir General ve emrindeki subaylarla Çine’yi işgal ettiler. Aydın’ın işgali üzerine karargâhını Çine’ye nakletmiş olan 57. Tümen Komutanı Albay M. Şefik, hükümet dairesine giderek İtalyan Generaline, “Çine’ye gelmedeki

amaçlarını” sormuş, General ise “halkın isteği üzerine ve hükümete yardım amacıyla”

geldiklerini söylemiştir. Hâlbuki Çine’nin halkı İtalyanları çağırmış değillerdi447.

İtalyanların Güneybatı Anadolu’da ki işgallerinden son durak Muğla olmuştu. Haziranın son günlerinde beş otomobil ile bir çavuş komutasındaki on askerden oluşan birliğin, telsiz telgraf istasyonu kurmak için Muğla’ya gelmesi, sıranın Muğla’ya geldiğini gösteriyordu448. 15 Temmuz’da Milas Güllükten Muğla’ya gelen bir İtalyan birliği, şehrin Bademlik mevkiine çadırını kurdu. İtalyan Generali Battistoni, Muğla Mutasarrıflığına şehri sadece asayiş amacıyla işgal edeceklerini bildirdi449. 23 Temmuz’da Muğla İtalyanlar tarafından işgal edildi. İşgal, askeri ve mülki makamlar tarafından protesto edilmekle kalmıştı450.

Görüldüğü gibi İtalyanlar meydana gelebilecek herhangi bir tepkiyi en aza indirmek için farklı bahaneler buluyorlardı. Bazen limana demirledikleri gemiden farklı sebeplerle askeri karaya çıkarıyorlar, bazen de gezinti adı altında bölgede keşif faaliyetleri yapıyorlardı. Vardıkları yerlerde hemen iskeleyi tamir etme gibi işlerle uğraşarak hem halka kendilerinin memleketin gelişmesi için geldikleri mesajını veriyor, hem de korkulacak kişiler olmadıklarını göstermeye çalışıyorlardı. İtalyanların bu planlı işgal siyaseti sayesinde büyük ölçüde amaçlarına ulaşmışlar ve halktan ciddi bir tepki almamışlardır.

446 Rumlar, Çine’de hükümetin zayıflığından faydalanarak, birkaç Türk’ü de kandırarak, Çine’deki Rum

ve Türk gençlerinden oluşacak gönüllü bir birlikle, güvenliğin sağlanmasını Kaymakamdan istediler. Oysa Rumların asıl amacı, yerli Rumları silahlandırmaktı. Kaymakam önce bu teklifi kabul etmişse de, Türklerin uyarısıyla vazgeçmiştir. Rum Papazı Müftüye, “Yunanlıların nasıl olsa işgal edeceklerini, bunun tatlılıkla yapılmasını Müslümanlara baskı yapıyordu.” Bkz. Çelebi, a.g.e., s.108.

447 Aker, a.g.e., s.123. 448 Çelebi, a.g.e., s.114. 449 Akça, a.g.e., s.16.

450 Çelebi, a.g.e., ss.114-115, “İtalyanların karargahı Korna’ya gelmiştir. Korna’da 400 nefer Piyade, 1

Batarya, 100 sandık cephane, 10 sandık bomba, 30 sandık nakliye arabası iblağ olmuştur. Antalya’dan otomobillerle mühimmat gelmiştir. İtalyanların işgali tevzi edecekleri anlaşılıyor” denilmektedir. Bkz.