• Sonuç bulunamadı

3. AYNÎ HAKLARIN TÜRLERİ

3.2. Sınırlı Aynȋ Haklar

3.2.2. Sınırlı Aynî Hakların Türleri

3.2.2.1. İrtifak Hakları

3.2.2.1.1. İntifa Hakkı

İntifa hakkının tanımı TMK’de yer almamıştır. İntifa hakkı, kişi lehine kurulan, devir ve intikâl kabiliyeti olmayan, sahibine kullanma (İntifa hakkı sahibinin, intifa konusu taşınmazı kiralaması, söz konusu taşınmazın kullanılması niteliğindedir, bkz. AKSU, Yıl: 2006 s. 41) ve yararlanma yetkisi (tam yararlanma) (TMK m. 794/2) veren bir irtifak hakkıdır (AKİPEK ve AKINTÜRK, Yıl: 2009 s. 679; KIKINIS, Yıl: 1996 s. 38. Benzer yönde, ESENER ve GÜVEN, Yıl: 2012 s. 380; L. SİRMEN, Yıl: 2013 s. 578). Mülkiyet hakkının malikine sağladığı yetkiler anımsandığında, diğer irtifak haklarına göre intifa hakkının malikine en geniş yetkileri tanıdığını görmekteyiz.

İntifa hakkının kurulmasıyla malik, eşyanın veya hakkın özdeğerini kendisinde tutmakta, bunlardan elde edilebilecek yararları ise belirli bir kişiye tahsis etmektedir (OĞUZMAN vd. Yıl: 2013 s. 817). İntifa hakkı başkasında olan bir malın malikinin elinde, sadece çıplak mülkiyet kalmaktadır (ESENER ve GÜVEN, Yıl: 2012 s. 380; OĞUZMAN ve BARLAS, Yıl: 2011 s. 141; L. SİRMEN, Yıl: 2013 s. 578).

İntifa hakkı taşınırlar (örneğin bir makine), taşınmazlar (örneğin kat mülkiyetine tâbi bağımsız bölüm), haklar (örneğin alacak hakkı) veya bir malvarlığı üzerinde (Malvarlığının intifa hakkına konu olması onun bir bütün olarak bu hakkın konusunu oluşturacağı anlamına gelmemektedir. Zira, malvarlığı eşya hukuku anlamında ne bir eşya ne de bir maldır. Malvarlığı üzerindeki intifa hakkının

98

konusunu, malvarlığının aktifinde bulunan hakların konusunu oluşturan maddî ve maddî olmayan mallar oluşturmaktadır. Bu nedenle, malvarlığı üzerinde tek bir intifa hakkı değil, malvarlığında bulunan malların konusu kadar intifa hakkı söz konusu olur. İntifa hakkı, malvarlığının ancak aktif kısmı üzerinde kurulabilir. İntifa hakkı malvarlığının tamamı üzerinde kurulabileceği gibi, malvarlığının belirli bir kısmı üzerinde de kurulabilir, bkz. AKİPEK ve AKINTÜRK, Yıl: 2009 s. 683-684) (örneğin bir ticari işletmenin malvarlığı) kurulabilmektedir (TMK m 794/1). Bu yönüyle, diğer irtifak haklarından ayrılmaktadır.

Bir hakkın intifa hakkına konu olabilmesi için doğrudan doğruya veya kapsamış olduğu edim bakımında yararlanmaya elverişli olması ile temlik edilebilir

nitelikte olması gerekmektedir (OĞUZMAN vd. Yıl: 2013 s. 848; L. SİRMEN, Yıl:

2013 s. 583). Bir alacak üzerinde kurulan intifa hakkı, onun getirisini edinmeye olanak tanır (TMK m. 820/1). Bu durumda alacağın özü alacaklının şahsında kalmaya devam ederken, bu alacağın semeresini (faiz ve temettü gibi getirisi) intifa hakkı sahibi tahsil etmektedir (SEROZAN, Yıl: 2014 s. 338. Doktrinde alacak intifasının gerçek anlamda bir aynî hak sayılamayacağı belirtilmektedir, bkz. SEROZAN, Yıl: 2014 s. 338).

Malvarlığı üzerinde intifa hakkı kurabilmesi için, malvarlığında yer alan eşya ve haklar tek tek intifa hakkı konusu olmalıdır. Belirlilik ilkesinden dolayı tüm malvarlığı üzerinde aynî hak kurulması mümkün değildir. Bu nedenle malvarlığında yer alan taşınır, taşınmaz ve haklar üzerinde ayrı ayrı, kendilerine özgü şekillere uyulmak suretiyle intifa hakkı kurulması gerekir (L. SİRMEN, Yıl: 2013 s. 583. Benzer yönde ÖZEN, Yıl: 2008 s. 427 vd.) Malvarlığı üzerinde intifa hakkı, bu intifa haklarının toplamıdır (ÖZEN, Yıl: 2008 s. 427).

İntifa hakkı yalnızca belirli bir gerçek ya da tüzel kişi lehine kurulabilir. Belirli olmayan bir kişi lehine intifa hakkı kurulması mümkün değildir. İntifa hakkı bir adi şirket lehine kurulduğunda, adi şirketin tüzel kişiliği olmadığı için (Ayrıntılı bilgi için bkz. ANSAY, Yıl: 1999 s. 9; KARAHAN, Yıl: 2012 s. 25; PULAŞLI,

99

Yıl: 2011 s. 12) ortaklar bu hakka elbirliği ile sahip olacaklardır. Ancak “bir ticari işletme kime ait olursa, intifa hakkına da o sahip olacaktır” şeklinde bir intifa hakkı kurulması mümkün değildir. İntifa hakkının bir taşınmazın mülkiyetine bağlanması suretiyle eşyaya bağlı olarak kurulması da mümkün değildir (ÖZEN, Yıl: 2008 s. 21).

İntifa hakkı kural olarak tüketilemeyen eşya üzerinde kurulmaktadır. Örneğin, taşınmaz ya da otomobil gibi. Ancak istisnai olarak para, yakıt ve yiyecek gibi tüketilebilen eşya üzerinde de intifa hakkı kurulabilmektedir (TMK m. 819). Tüketilebilen veya değer biçilen şeyler üzerinde kurulan intifa hakkı gerçek olmayan

intifa hakkı olarak ifade edilmektedir (OĞUZMAN vd. Yıl: 2013 s. 847;

SEROZAN, Yıl: 2014 s. 338; L. SİRMEN, Yıl: 2013 s. 581). Böyle bir durumda intifa konusu taşınır eşyanın sadece zilyetliği değil, mülkiyeti de intifa hakkı sahibine geçecektir. İntifa hakkı sahibi eşyayı istediği şekilde kullanıp tüketebilecektir. İntifa hakkı sahibi, intifa süresi sona erdiğinde, intifa konusu eşyayı misli olarak veya değer olarak (aynen değil) geri vermek zorundadır (TMK m. 819).

İntifa hakkının kurulması, taşınırlarda zilyetliğin devri (Alman Hukuku’nda taşınırlar üzerinde intifa hakkı kurulabilmesinde teslim şartı aranmaktadır (Alman Medeni Kanunu § 1032). Fransız Hukuku’nda intifa hakkı çeşitli taşınır ve taşınmazlar üzerinde kurulabilmektedir [Fransız Medeni Kanunu m. 581]), alacaklarda alacağın devri, taşınmazlarda tapu kütüğüne tescil ile gerçekleşmektedir. (İntifa hakkı devredilmediği için devren kazanılamayacaktır. Bu hak, tesisen ya da aslen kazanılabilecektir, bkz. OĞUZMAN vd. Yıl: 2013 s. 821; L. SİRMEN, Yıl: 2013 s. 583). Taşınır ve taşınmazlarda intifa hakkının kazanılması ve tescilinde, aksine düzenleme olmadıkça, mülkiyete ilişkin hükümler uygulanır (TMK m. 795/2). Belirtmek gerekir ki, taşınmaz üzerindeki yasal intifa hakkı tapu kütüğüne tescil edilmemiş olsa bile, durumu bilenlere karşı ileri sürülebilir. Tescil edilmiş ise, herkese karşı ileri sürülebilmektedir (TMK m. 795/3).

100

İntifa hakkı yukarıda söylemiş olduğumuz gibi, şahsa bağlı bir irtifak hakkıdır. İntifa hakkı devredilemeyeceği gibi mirasçılara da intikâl etmez. Ancak sözleşmede aksine hüküm yoksa veya durum ve koşullardan hak sahibince şahsen kullanılması gerektiği anlaşılmıyorsa, intifa hakkının kullanılması başkasına devredilebilmektedir (TMK m. 806/1). Burada dikkat edilmesi gereken nokta, Kanun’un intifa hakkının devredilmesine değil, sadece intifa hakkının kullanılmasının devrine izin vermiş olduğudur. Örneğin, intifa konusu eşya ariyete ya da kiraya verilebilecektir. (ÖZEN, Yıl: 2008 s. 55; SEROZAN, Yıl: 2014 s. 337; L. SİRMEN, Yıl: 2013 s. 579).

İntifa hakkının kullanımının devri, intifa hakkı sahibi ile üçüncü kişi arasında bir borç ilişkisi kurmaktadır. Örneğin, üzerinde intifa hakkı kurulan bir yapıyı, intifa hakkı sahibi bir başkasına kiraya verebilecektir. Ancak intifa hakkı sahibi ölürse veya hakkından vazgeçerse, üçüncü kişinin hakkı da sona ermiş olacaktır. İntifa hakkının kullanımı devrediliğinde malik ile üçüncü kişi arasında doğrudan doğruya bir hukukî ilişkisi kurulmamasına rağmen malik haklarını Kanun gereği devralana karşı doğrudan doğruya ileri sürebilmektedir (TMK m. 806/2) (L. SİRMEN, Yıl: 2013 s. 579).

İntifa hakkı gerçek kişilerde hak sahibinin ölümüne kadar (süre belirtilmemişse) devam etmektedir. Bu nedenle hak sahibinin yaşamının gerçek kişi lehine kurulan intifa hakkının süresini oluşturduğu söylenebilecektir. Tüzel kişilerde ise, kararlaştırılan sürenin dolması, süre kararlaştırılmamışsa kişiliğin ortadan kalkmasıyla sona erecektir. Tüzel kişilerin intifa hakkının zamanı konusunda Kanun’da bir sınırlama yapılmış ve bu süre en çok yüz yıl olarak belirlemiştir (TMK m. 797) (İntifa hakkı konusunda ayrıntılı bilgi için bkz. AKİPEK ve AKINTÜRK, Yıl: 2009 s. 674 vd.; AYBAY ve HATEMİ, Yıl: 2009 s. 259 vd.; DEUBNER, Yıl: 1978 s. 9 vd.; KIKINIS, Yıl: 1996 s. 1 vd.; OĞUZMAN vd. Yıl: 2013 s. 817 vd.; ÖZEN, Yıl: 2008 s. 1 vd.; SEROZAN, Yıl: 2014 s. 336 vd.; L. SİRMEN, Yıl: 2013 s. 578 vd.; TEKİNAY, Yıl: 1994 s. 39 vd.).

101