• Sonuç bulunamadı

3. AYNÎ HAKLARIN TÜRLERİ

3.1.1. Genel Olarak

Aynî haklar içinde en geniş yararlanma yetkisi tanıyan mülkiyet hakkı eşya hukuku, aile hukuku, miras hukuku gibi pek çok hukuk alanını ilgilendirmektedir. Hakkın temeli ise Anayasa’ya dayanmaktadır. Mülkiyet hakkı Anayasa’da (RG T. 09.11.1982, RG Sayı: 17863) temel haklar kısmında 35’inci maddede düzenlenmiştir. Ancak tanımına ne Anayasa’da ne de TMK’de yer verilmiştir

27

(Mülkiyet hakkının tanımı hakkında klasik görüş ve modern görüş olarak iki tür görüş ileri sürülmektedir. Bu görüşler hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. AKİPEK ve AKINTÜRK, Yıl: 2009 s. 374 vd. Farklı bir sınıflandırma için bkz. EREN, Yıl: 2014 s. 5 vd. Mülkiyet hakkı konusunda kavramcılık ve enstrümantalizm akımı farklı şekilde açıklamalarda bulunmuştur. Kavramcılık akımı daha ziyade mülkiyet hakkının ne olduğu konusu ile ilgilenmiş ve bu hakkın diğer haklardan farklılıkları üzerine yoğunlaşmışken, enstrümantalizm ise, mülkiyet hakkının hangi amaçlara hizmet edebileceği konusu üzerinde durmuştur. Ayrıntılı bilgi için bkz. WATSON- HAMILTON, Yıl: 2010 s. 22). En geniş şekilde düzenlendiği MK’de, hakkın tanıdığı yetkiler sıralanmış, yetkilerin kapsamı dolayısıyla da en geniş yararlanma yetkisi tanınmıştır.

Türk Medeni Kanunu’nda bir şeye malik olan kimsenin, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği şekilde kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahip olduğu; malikin malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebileceği (m. 683) belirtilerek, hakkın içeriği oluşturulmuştur.

Temel haklardan olan mülkiyet hakkı sadece TMK ile değil başka kanunlarla da koruma altına alınmıştır. Bu koruma sadece özel hukukla sınırlı olmayıp, kamu hukukunda da kendini göstermektedir. Özel hukuktaki korumanın temeli TMK’ye dayanmaktadır. Kamu hukuku açısından da anayasa hukuku, ceza hukuku ve idare hukuku ile koruma sağlanmıştır. Yukarıda bahsettiğimiz gibi Anayasa m. 35 ile anayasal koruma sağlanmış, ceza hukuk açısından Türk Ceza Kanunu’nun (RG T. 12.10.2004, RG Sayı: 25611) (TCK) malvarlığına karşı suçlar başlıklı onuncu bölümünde; hırsızlık, yağma, mala zarar verme, ibadethane ve mezarlıklara zarar verme, hakkı olmayan yere tecavüz, güveni kötüye kullanma, bedelsiz senedi kullanma, dolandırıcılık, hileli iflâs, taksirli iflâs, karşılıksız yararlanma, şirket ve kooperatifler hakkında yanlış bilgi verme, suç eşyasının alınması veya kabul edilmesi, bilgi vermeme suçları düzenlenmiş olup; mülkiyet hakkı bu kapsamda da korunmuştur (TCK m. 141-169). İdare hukuku kapsamında taşınmazlara yönelik

28

olarak, Taşınmaz Mal Zilyedliğine Yapılan Tecavüzlerin Önlenmesi Hakkında Kanun (RG T. 15.12.1984, RG Sayı: 18606) ile koruma sağlanmıştır.

Mülkiyet hakkı, eşya üzerinde doğrudan doğruya hâkimiyet sağlar ve hak sahibi bu hakkına uyulmasını herkesten talep edebilir. Bütün aynî haklarda bu özellik olsa da, mülkiyet hakkı eşya üzerinde egemenlik sağlayan aynî hakların en genişidir. Bu hak irtifak hakları gibi sadece kullanma ve/veya yararlanma yetkisi ya da rehin hakkı gibi sadece paraya çevirip değerlendirme hakkı sağlamamaktadır. Mülkiyet hakkı sahibine kullanma (us), yararlanma (fruktus) ve tasarrufta bulunma (hukukî ve fiilî tasarruf) (abusus) yetkilerini vermektedir (TMK m. 683/1). Mülkiyet hakkında bireyin çıkarları tam anlamıyla korunmaktadır (UNDERKUFFLER, Yıl: 2005 s. 61).

Mülkiyet hakkı milletlerarası sözleşmelerle de korunmuştur. Örneğin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) (Sözleşmenin tam adı” İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Koruma Sözleşmesi” olup, uygulamada “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi” adı ile anılmaktadır. Sözleşme metninin yayınlandığı RG T. 19.03.1954, RG Sayı: 8662) 1 Numaralı Ek Protokolü’nün (Ek Protokolün yayınlandığı RG T. 19.03.1954, RG Sayı: 8662. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ışığında mülkiyet kavramının sadece taşınır ve taşınmaz malları içermediği görülmektedir. Örneğin, Mahkeme şirket hisselerini (Bramelid v. Malmström/İsveç Davası, Başvuru No: 8588/79, Karar Yılı: 1982; Soutransavto Holding v. Ukrayna Davası, Başvuru No: 48553/99, Karar Yılı: 2002), emeklilik hakkını (Müller v. Avusturya Davası, Başvuru No: 5849/72, Karar Tarihi: 1975, Kjartan Ásmundsson v. İzlanda Davası, Başvuru No: 60669/00, Karar Yılı: 2005), patent haklarını (Smith Kline/French Laboratories v. Hollanda Davası, Başvuru No: 13633/87, Karar Yılı: 1990), istimlâk bedelinin geç ödenmesinden dolayı kişinin alacağı gecikme faizini (Aka v. Türkiye Davası, Başvuru No: 19639/92, Karar Yılı: 1998) mülk olarak değerlendirmiştir. Kararlar için bkz. http://hudoc.echr.coe.int) birinci maddesi mülkiyet hakkına ayrılmıştır. “Mülkiyetin korunması” başlıklı madde uyarınca: “Her hakikî veya

hükmi şahıs mallarının masuniyetine riayet edilmesi hakkına maliktir. Herhangi bir kimse ancak âmme menfaati icabı olarak ve kanunun derpiş eylediği şartlar ve

29

devletler hukukunun umumi prensipleri dâhilinde mülkünden mahrum edilebilir. Yukardaki hükümler, devletlerin, emvalin umumi menfaate uygun olarak istimalini tanzim veya vergilerin veyahut sair mükellefiyetlerin veyahut da para cezalarının tahsili için zaruri .gördükleri kanunları yürürlüğe koymak hususunda malik bulundukları hukuka halel getirmez” (Maddenin günümüz Türkçesindeki hâli; (1)

Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı bulunmaktadır. Herhangi bir kimse, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olmak şartıyla mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir. (2) Yukarıdaki hükümler, devletlerin, mülkiyetin kamu yararına uygun olarak kullanılmasını düzenlemek veya vergilerin ya da başka katkıların veya para cezalarının ödenmesini sağlamak için gerekli gördükleri yasaları uygulama konusunda sahip oldukları hakka halel getirmez, şeklindedir. Mülkiyet hakkının korunduğu başka uluslararası sözleşmeler ve bildiriler konusunda ayrıntılı bilgi için bkz. TUĞRUL ve ATALAY, Yıl: 2004 s. 61-66).