• Sonuç bulunamadı

Bolu Turizm Haritası

2.1.4.2. İnşaat

İnşaat sektörünün 2000 yılı itibarıyla İl GSYİH’sı içindeki payı yüzde 4,7’dir. 1999 yılı Ağustos ayında yaşanan Gölcük depremi ve ardından Kasım ayında yaşanan Düzce- Kaynaşlı merkezli deprem sonrasında Bolu’da inşaat sektörü durmuş ve sektör kriz içine girmiştir. Plansız kentleşme ve arazi kullanımı ile imar uygulamalarındaki yanlışların sonucu olarak depremin büyük can ve mal kayıplarına yol açtığı Bolu’da, kamu binalarının yüzde 53’ü, özel binaların ise yüzde 46’sı depremden hasar görmüş, sektörde çalışan 2 000 dolayında çalışan işsiz kalmıştır.

Özel binaların yüzde 38’inin az ve orta hasarlı, yüzde 7’sinin ise ağır hasarlı olduğu tesbit edilmiştir.

Deprem sonrası hasar durumlarına göre, 2.399 konutun ağır hasarlı, 6.002 konutun orta hasarlı ve 5.797 konutun ise hafif hasarlı olduğu tesbit edilmiştir. İşyerlerinden ağır hasarlı olanların sayısı 220, orta hasarlı olanların sayısı 894, hafif hasarlı olanların sayısı 1.029’dur. Ayrıca, resmi kurumlara ait binalardan 464’ü, lojmanlardan ise 1.017’si değişik derecelerde (ağır-orta-hafif) hasar almışlardır3.

1999 yılında yaşanan depremlerden sonra durgunluğa giren inşaat sektöründe, bir taraftan binaların onarım ve güçlendirme çalışmaları devam ederken, sektör ile ilgili yasal-kurumsal düzenlemeler yapılıncaya kadar inşaat ruhsatı verilmemiştir. 2000 yılının ilk dört ayında, Bolu’da onarım, güçlendirme ve tadilat ruhsatları dışında inşaat ruhsatı düzenlenmemiştir.

Depremden sonra yeni imara açılan alanlarda az katlı yapılaşmaya izin verilmiş olması inşaat sektörünü olumsuz etkilemiştir. Bolu’da orta hasarlı yapıların onarımı ve güçlendirilmesi çalışmaları halen devam etmekte, az katlı yapı projeleri inşaat ruhsatı alabilmektedir. Yapımına başlanan binaların denetimi 4 yapı denetim müşavirlik kuruluşu tarafından gerçekleştirilmektedir.

2.1.4.2.1. İnşaat Sektörünün Sorunları

2.1.4.2.1.1. Kent Planı ve Arazi Kullanımına İlişkin Düzenleyici Politika Eksikliği Bolu, çevre ve kentsel mekana duyarlılığı yüksek bir ildir. Doğal olayların bir felakete dönüşmemesi, can ve mal kayıplarının en azda tutulması bakımından önem taşıyan zemin etüdü, arazi kullanımı, yapı denetimi, imar planlarına uygunluk ile ilgili yasal ve kurumsal düzenlemelerin olmaması önemli bir eksikliktir. Bolu Valiliği tarafından bir özel şirkete ihale edilen ve 2001 yılında tamamlanmış olan 1/100 000 ölçekli “Bolu İli Çevre Düzeni Planı”nın bu bakımdan önemi büyüktür. Üniversite kenti olan ve uzun dönemde hızlı demografik değişme beklenen Bolu’da konut talebinin giderek artması kentsel arsa ve konut üretiminin planlamasını gerektirmektedir. Kent planı ve arazi kullanımına ilişkin ileriye yönelik bir stratejinin yerel yönetimler tarafından oluşturulmamış olması ise büyük eksikliktir.

İl’de inşaat sektörünün darboğazlarından biri, inşat projelerini onaylayacak kurumlarda vasıflı elemanların yetersiz olmasıdır. Yapım sürecinde gerek yapı denetim firmaları gerekse kamu kurumlarındaki nitelikli personel eksikliği denetimin zayıf olmasına yol açmaktadır. İnşat malzemelerindeki kalitesizlik ayrı bir sorundur. İnşaatlarda etüd, proje, müteahhitlik ve yapım hataları, imar planlarına uyulmaması, tarım alanlarında süren yapılaşma, standartlara uygun olmayan malzeme kullanımının denetlenmemesi sektörün zayıf tarafını oluşturmaktadır.

3 Bayındırlık ve İskan İl Müdürlüğüne ait verilerdir.

2.1.4.2.1.2. Finansman Sorunları ve Yüksek Maliyetler

2000 ve 2001 yıllarında yaşanan krizlerin etkisi devam etmekte, inşaat girdi fiyatlarındaki artışlar ve ekonomideki durgunluk sektörü olumsuz yönde etkilemektedir. Konut ihtiyacı yüksek olan Bolu’da, inşaat sektöründe projelerin sağlam finansman kaynaklarına dayanmaması sektörün zayıf tarafıdır. İnşaat sektöründe taahhüt edilen işlerin sermaye yapıları zayıf, yeterli finansman kaynağı olmayan, vasıflı işgücü çalıştırmayan inşaat firmaları tarafından yapılması depremsellik riski yüksek bir il olan Bolu’da can ve mal kayıplarını artırmaktadır. Faizlerin yüksek olması inşaat finansman maliyetlerini yükseltmektedir. Sektörde alacakların tahsilinde de sorunlar yaşanmaktadır.

2.1.4.3. Ticaret

Küçük sermayeleriyle tamirattan imalata kadar çeşitli alt sektörlerde faaliyet gösteren küçük ölçekli ticarethaneler Bolu’da ekonomik hayatın vazgeçilemeyecek önemdeki kesimini oluşturmaktadır. İşletme sahipliği ile yöneticiliğinin aynı kişide birleştiği, işletme sahiplerinin fiilen çalıştığı bu işletmeler Bolu’da faaliyet alanı itibarıyla çeşitlilik göstermektedir.

2000 yılı İl GSYİH’sı içindeki payı yüzde 13,5 olan toptan ve perakende ticaret, otel ve lokanta sektöründe yaklaşık 20 bin dolayında esnaf ve sanatkar faaliyette bulunmaktadır. İl’deki Ticaret ve Sanayi Odası’na kayıtlı 13 meslek grubunda toplam kayıtlı üye sayısı 1.961’dir. Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliğine bağlı 26 oda ve 2 ajanlık da ise toplam 32.677 olan üye sayısının 15.437’si faal durumdadır. 2001 yılı itibariyle Esnaf ve Sanatkar Odaları birliği üyesi iken işyeri kapanan veya oda üyeliğini bırakan işyerlerinin oranı yüzde 52,7 olup, oranın yüksek olmasında, depremlerin etkisi ve yaşanan mali krizin yol açtığı ekonomik durgunluk etkili olmuştur.

2.1.4.3.1. Ticaret Sektörünün Sorunları

2.1.4.3.1.1. Sermaye Yetersizliği ve Sağlıksız Çalışma Koşulları

İl’de ticaret sektöründe faaliyet gösteren esnaf ve sanatkar oldukça dağınık bir yapıda ve mahalle aralarındaki işyerlerinde, son derece sağlıksız ortamlarda çalışmaktadır. Büyük kısmı asgari ücretle, sendikasız ve sigortasız çalışan bu kesim sosyal güvenceden yoksundur. Modern işletmecilik anlayışından uzak bir biçimde faaliyetlerini sürdüren esnaf ve sanatkarlar, yüksek maliyetler yanında, rekabeti etkileyen pazarlama ve satış artırıcı faaliyetleri de yerine getirememektedir. Krizler nedeniyle finansman sıkıntısı içine düşen esnaf ve sanatkarlar, yüksek maliyetler yanında, sektördeki haksız rekabetten de etkilenmektedir. Şehir merkezinde açılan hipermarket ve grosmarket gibi büyük ölçekli alış veriş merkezleri, başta bakkal esnafı olmak üzere hemen her işkolundaki esnaf ve sanatkarı olumsuz etkilemektedir. Marketlerle rekabet edemeyen esnaf ve sanatkarlar ya işyerlerini kapatmakta ya da iş değiştirmek zorunda kalmaktadır. 2002 yılında Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı 32.677 üyeden 17.240’ı işini bırakmak ya da iş değiştirmek zorunda kalmıştır. Sermaye yetersizliği, teminat gösterme ve kefalet sorunları, alacakların tahsilatındaki güçlükler, Bağ-Kur prim borçlarının ödenememesi, düşük standarttaki emeklilik ve sağlık sigortası uygulamaları, kredilerden yeterince yararlanamamaları bu sektörün en önemli sorunlarıdır.

1999 yılında yaşanan depremlerden en fazla etkilenen, maddi kayba uğrayan, işyerleri zarar gören esnaf, sanatkar ve küçük işletmeler olmuştur. İşyeri sahiplerinin dörtte üçü doğrudan ya da dolaylı olarak depremlerden zarar görmüştür. Konut, ticari ve sınai yapı, makina-teçhizat ve

mamul-yarı mamul stoklarda yaşanan kayıplar, ayrıca deprem sonrasında ticari yaşamın bir süre için durması mali bakımdan güç durumda bulunan esnaf ve sanatkarları sıkıntıya sokmuştur.

2.1.4.4. Bankacılık

Bolu’da 2000 yılı sonu itibariyle toplam 15 banka, bu bankalara bağlı 36 şube ile faaliyette bulunmaktadır. Bu bankaların 4’ü kamu sermayeli, 8’i özel sermayeli bankadır. İl’de 3 banka tasarruf mevduatı sigorta fonuna (TMSF) devredilmiştir. İl’de kalkınma ve yatırım bankası ve yabancı sermayeli bir banka bulunmamaktadır. Şahıs şirketi statüsünde faaliyet gösteren toplam 28 sigorta şirketi yanında, 4 döviz bürosu hizmet vermektedir (Tablo 50).

Tablo 50. Bolu İlinde Banka ve Şube Sayıları, 2002

Bankalar Adet

Kamusal Sermayeli Bankalar 22

- TC Ziraat Bankası 10

- Türkiye Vakıflar Bankası. 2

- Türkiye Halk Bankası 9

- Türkiye Emlak Bankası (1) 1

Özel Sermayeli Bankalar 11

Akbank 2

Pamukbank 1

Şekerbank 1

Toprakbank (2) 1

Türkiye Garanti Bankası 1

Türkiye İmar Bankası 1

Türkiye İş Bankası 3

Yapı ve Kredi Bankası 1

Tasarruf Mevduat Sigorta Fon. Devreden Bankalar 3

Etibank 1

Sümerbank (3) 1

Türk Ticaret Bankası 1

Kaynak: Türkiye Bankalar Birliği, 2002

(1) 06.07.2001 tarihinde bankacılık lisansı iptal edilerek Ziraat Bankasıyla birleştirilmiştir.

(2) 31.01.2002 itibariyle satış süreci başlatılmıştır.

(3) 10.08.2001'de Oyak grubuna satılmıştır.

Bolu’da banka şubelerinin çoğu teknolojik gelişmeye uyum sağlamıştır. Banka sayısının artması ve sunulan hizmetlerin çeşitlilik kazanması, kurulan ATM ve Elektronik Fon Transferi (EFT) sistemleri ile birlikte halkın nakit ve kredi kullanım alışkanlıklarının değiştiği gözlenmektedir.

2.1.4.4.1. Banka Kredilerinde Gelişmeler

2000 yılı itibariyle, Bolu’da banka kredileri içinde en yüksek payı ihtisas dışı krediler (işletme ve tüketici kredileri vb.) almaktadır. Bu kredilerin payı 1999 yılından yüzde 48,2 iken, 2000 yılında yüzde 56,3’e yükselmiştir. İhtisas kredileri (tarım, sanayi, turizm vb.) içinde en yüksek payı tarım sektörü almakla birlikte, bu sektörün krediler içindeki payı azalmaktadır (Tablo 51). Tarım sektörünün toplam krediler içindeki payı 1999 yılında yüzde 26,7’den, 2000 yılında yüzde 18,6’a kadar gerilemiştir. İl’in yüksek gelişme potansiyele sahip olduğu turizm sektöründe kullanılan kredi bulunmamaktadır.

Tablo 51. Bolu İlinde Kredilerin Sektörlere Göre Dağılımı,1999-2000, Cari Fiyatlarla Milyar TL

Ciddi boyutlarda finansman güçlüğü içinde olan ve kaynak maliyeti artan Türk bankacılık sisteminde yaşanan krizlere bağlı olarak, kredi geri dönüşlerinde yaşanan güçlükler bankaları kredi arzını daraltmaya yöneltmiş, Bolu’da bu durumdan en çok etkilenen, yüksek faiz oranları nedeniyle, kredi temin etme konusunda güçlük çeken KOBİ’ler olmuştur. Esnaf ve sanatkarların yaşadığı mali sorunlar, sanayide yatırımların zayıf olması ve mali krizlerin halkın satın alma gücü üzerindeki olumsuz etkileri mali kurumları da etkilemiştir. Bolu’nun bankacılık sektörü açısından canlı, hareketli bir il olduğu söylenemez.

Kredilerin toplam banka kredileri içindeki payı,%

Türkiye

Bolu 100,0

0,2 100,0

0,1 100,0 0,1 Şube Başına Düşen Kredi (Milyar TL)

Türkiye

Bolu, tüm kredi göstergelerinde ülke ortalamasının altında yer almaktadır. Türkiye’de 2001 yılında şube başına düşen kredi tutarı ortalama 5.3 Milyar TL iken, Bolu’da bu tutar 966 Milyar TL’dir (Tablo 52 ). Bolu’da kredilerin toplam banka kredileri içindeki payı zaman içinde azalmış ve 2001 yılında yüzde 0,1’e düşmüştür. 1995-2001 yılları arasında kredi artış hızı bakımından da Bolu en son sıralardadır. İl’de kredi/mevduat oranı da yıllar itibarıyla düşmüş, 2001 yılında yüzde 12,6 olarak gerçekleşmiştir (Tablo 53).

Tablo 53. Bolu İlinde Toplam Kredi / Toplam Mevduat Oranı, 1993-2001,%

Yıllar 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001

Bolu 46,8 18,3 36,1 32,5 38,1 33,6 20,5 29,4 12,6

Karadeniz 85,1 54,2 61,6 38,6 44,8 58,2 56,3 88,2 44,4

Türkiye 79,6 61,2 65,4 62,8 70,2 58,4 45,0 50,0 31,8

Kaynak: Türkiye Bankalar Birliği, 2001

2.1.4.4.2. Banka Mevduatında Gelişmeler

Mevduatın türlerine göre dağılımı incelendiğinde, Bolu’da, bankacılık sisteminde döviz mevduatının toplam mevduat içindeki payının yıllar itibariyle hızlı bir artış gösterdiği gözlenmektedir (Tablo 54). Bu durum, Türkiye’de son yıllarda satın alma gücü azalan ve değer kaybına uğrayan TL karşısında, toplum kesimlerinin dövize yönelmeleri ve yaşanan “para ikamesi”nin sonucudur. Bolu’da TL cinsinden mevduatın toplam mevduat içindeki oranı 1996 yılında yüzde 41,2’den, 2000 yılında yüzde 35,7’ye gerilemiştir. Buna karşın, toplam banka mevduatı içinde döviz mevduatının oranı aynı dönemde ortalama olarak yüzde 40’ların üzerinde seyretmiş, 1996-2000 yılları arasında yüzde 45,5 olarak gerçekleşmiştir.

Tablo 54. Bolu İli’nde Banka Mevduatlarının Dağılımı,1996-2000, Cari Fiyatlarla Milyar TL

Kaynak: Türkiye Bankalar Birliği, 2001

Mevduattaki gelişme kişi ve banka-şube başına düşen miktarlar açısından da incelenebilir. Tablo 55’de, Bolu’da kişi başına ve banka-şube başına düşen mevduat gösterilmektedir. 1990 yılında 272 dolar olan kişi başına mevduat, 1995 yılında 302 dolara yükseldikten sonra, 2000 yılında 244 dolara kadar gerilemiştir. İl’de banka başına düşen mevduat 1990 yılında 10,4 milyon dolardan, 2000 yılında 5 milyon dolara gerilemiştir. Şube başına düşen mevduat ise 1990 yılında 2,1 milyon dolar, 2000 yılında 6 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. İncelenen dönemde kişi başına ve banka başına düşen mevduattaki dönemsel değişmenin negatif olduğu gözlenmektedir.

Tablo 55. Bolu İlinde Kişi Başına, Banka Başına ve Şube Başına Mevduat,1990-2000

Kamu hizmetlerinden yararlanma ve kamu harcamalarının finansmanına katılma derecesini görmek ilginç bulunabilir. Kamu hizmetlerinin en etkin şekilde verilebilmesi, iller ve bölgeler arasındaki gelişmişlik farklarının azalması bu yörelere kaynak tahsislerine imkan verecek güçlü bir kamu maliyesi ile mümkündür. Kişi başına düşen kamu harcamaları bir ilin kamu hizmetlerinden yararlanma derecesini gösterir. Kamu gelirleri ise kamu hizmetlerinin sağlam finansman kaynaklarına dayalı olması bakımından önemlidir.

2.1.4.5.1. Kamu Harcamaları

İl’de genel ve katma (konsolide) bütçe giderleri içinde cari harcamalar en yüksek payı almaktadır (Tablo 56). 1997 yılında konsolide bütçe içersinde yüzde 80,1 payı olan cari harcamaların (personel ve diğer cari) payı takip eden yıllarda azalmış, 2000 yılında yüzde 72,2 ve 2001 yılında yüzde 76,5 olarak gerçekleşmiştir. Aynı dönemde kamu yatırım harcamalarının il’in konsolide bütçesi içersindeki payı yüzde 15’den 1999 yılında yüzde 9,8’e düşmüştür. 2000 yılında yüzde 23,2’lik bir pay alan kamu yatırım harcamaları 2001 yılında yüzde 17,5’e gerilemiştir. Yatırım harcamalarında 2000 yılındaki artış, 17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 depremlerinden sonra bölgeye yönelik kamu yatırım harcamalarından kaynaklanmaktadır.Cari harcamalar içersinde yer alan personel harcamalarının 2000 yılında düşmesinin nedeni ise Bolu İl’ine bağlı ilçe olan Düzce’nin 1999 yılında statüsünün değişmesi ve il olup ayrılmasıdır.

Tablo 56. Bolu İli Genel ve Katma Bütçe Giderleri,1997-2001,Cari Fiyatlarla Milyon TL

Giderler Personel Diğer Cari Yatırım Transfer

Yıllar Genel

Bolu’nun Türkiye yatırım harcamaları içindeki payı düşüktür ve yıllar itibarıyla değişmemiştir.

2001 yılında İl’in Türkiye kamu yatırım harcamaları içindeki payı yüzde 0,3’dür (Tablo 57).

Kamu maliyesinde yaşanan sorunlar yatırımlara ayrılan ödenekleri azaltmakta, başlı durumda olan kamu yatırım harcamalarının tamamlanmasında gecikmeye yol açmaktadır. İlçeleri arasında gelişmişlik farkı büyük ve Türkiye ilçeleri arasında en az gelişmiş ilçeleri (Kıbrısçık, Seben) olan Bolu’da kamu yatırımlarının il içindeki dağılımı da dengesizdir.

Tablo 57. Kamu Yatırım Harcamaları,1997-2001,Cari fiyatlarla Milyon TL

1997 1998 1999 2000 2001

Bolu 4.398.252 7.411.055 6.718.508 9.754.006 28.787.000 Türkiye 1.342.167.216 3.145.031.731 4.588.872.555 7.581.237.315 9.303.907.000

Bolu/Türkiye 0.3 0.2 0.1 0.1 0.3

Kaynak: DPT

2.1.4.5.2. Kamu Gelirleri

Vergi gelirleri il’in konsolide bütçe gelirlerinin büyük kısmını oluşturmaktadır (Tablo 58). 1997 yılında konsolide bütçe gelirlerinin yüzde 86,3’ünü karşılayan vergi gelirleri 2000 yılında yüzde 51,4’e kadar gerilemiştir. Bunda, 1999 yılındaki depremlerden zarar gören vergi mükelleflerinin önceki dönemlere ait vergi borçlarının “mücbir sebep” kapsamında değerlendirilerek vergi borçlarının silinmesi etken olmuştur. Bölgede yaşanan deprem il maliyesi üzerindeki etkisini vergi tahakkuk ve tahsilat oranlarını düşürerek göstermiştir. 1997 ve 1998 yıllarında ortalama yüzde 90’lar düzeyinde gerçekleşen tahakkuk/tahsilat oranı, 1999 yılından itibaren gerilemiş ve 2001 yılında yüzde 39,9’a kadar düşmüştür (Tablo 59). Bolu’da deprem öncesinde vergilendirme

dönemine ilişkin tahakkuk etmiş ve vadesi geldiği halde tahsil edilemeyen vergi borcu 50 Trilyon TL’dır4.

Tablo 58. Bolu İli Konsolide Bütçe Gelirlerin Tahsilatı, 1997-200, Cari Fiyatlarla Milyar TL

Yıllar Konsolide Bütçe Genel Bütçe Vergi Gelirleri Vergi Dışı

Normal G. Özel Gelir ve Fonlar Katma Bütçe

1997 16.175 15.478 13.962 1.495 11 697

1998 30.699 29.502 26.778 2.705 19 1.197

1999 36.607 35.240 32.484 2.644 112 1.367

2000 31.329 19.118 16.115 2.999 4 2.221

2001 42.903 39.210 35.768 3.433 9 3.693

Kaynak: T.C. Maliye Bakanlığı

İl’de 2001 yılı sonu itibariyle 12.769 vergi mükellefi bulunmaktadır. Toplam gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin yüzde 57,5’i merkez ilçede, yüzde 13,7’si Gerede İlçesindedir. 2000 yılı sonu itibarıyla toplam vergi yükü yüzde 17,9 olup, bu oran aynı yılda yüzde 26,3 olarak gerçekleşen Türkiye ortalamasının altındadır.

Tablo 59. Bolu İli Vergi Gelirlerin Tahakkuk ve Tahsilatı,1997-2001, Cari Fiyatlarla Milyar TL,

Yıllar

Tahakkuk(1)

Tahsilat(2)

Yüzde (2/1) Türkiye Tahsilatı İçindeki Pay

1997 15.409 13.972 90,6 0,29

1998 29.729 26.778 90,0 0,29

1999 39.750 32.484 81,7 0,22

2000 26.717 16.115 60,3 0,06

2001 89.490 35.768 39,9 0,09

Kaynak: T.C. Maliye Bakanlığı

Bolu’da etkin vergi denetimi yapılamamaktadır.Vergi yükü düşüktür. Vergi dairelerinin ve diğer kamu hizmet binalarının donanımları eksiktir. İl’de vergi kimlik numarasının yaygınlaştırılmasına çalışılmaktadır. Deprem sonrasında uygulanmasına başlanılan ve halen uygulaması süren Terkin Yasası nedeniyle vergi borçlarının silinmesi, vergi kayıp ve kaçaklarının fazla oluşu, kayıt dışı faaliyetler kamu hizmetlerinin finansmanına Bolu’nun katkısını düşürmektedir. 1999 yılında yaşanan depremlerin ticari ve sosyal hayatın bir süre durmasına yol açması nedeniyle, ortaya çıkan üretim ve istihdam kayıplarının vergi gelirinin azalmasında rolü büyüktür.

4 Ağustos ve Kasım 1999 tarihlerinde meydana gelen depremlerden zarar gören mükelleflerin vergi borçlarının silinmesine ilişkin olarak 30.12.2001 tarihinde çıkarılan “terkin yasası” ile ilgili Maliye Bakanlığı tebliği 07.04.2002 tarihinde yayınlanmış ve yasadan yararlanmak için başvuru süresi 2002 yılı Temmuz ayının sonu olarak belirlenmiştir. İlgili yasa, vergi borcunun silinmesini mükelleflerin varlıklarının en az yüzde 10’nu kaybetmiş olma şartına bağlamıştır. Terkin Yasası ile ilgili olarak Bolu İli’nde 3.664 adet mükellef terkin talebinde bulunmuş, talep formları içinde 31.12.2002 tarihine kadar incelemesi yapılıp talepleri yasalara uygun bulunan 155 mükellef terkinden yararlanmıştır.

2.1.5. İnsan Kaynakları : Eğitim, Kültür ve Sağlık

Dengeli ve sürdürülebilir gelişme hedefi ile uyumlu bir nüfus yapısı, bu nüfusun eğitim, sağlık ve insan gücü yönünden niteliklerinin iyileştirilmesi ve yaşam kalitesinin yükseltilmesi bakımından önem taşımaktadır. Türkiye genelinde olduğu gibi, Bolu’da genç bir nüfusa sahiptir.

Genç ve dinamik, eğitim düzeyi yüksek nüfus il’de gelişmenin itici gücü olacaktır.

Nitelikli insan kaynağına dayalı sosyo-ekonomik gelişmenin ön koşulu eğitimdir. Günümüzde bilim ve teknolojideki gelişmeler eğitimi daha da fazla önemli kılmış; eğitim, iktisadi gelişme kadar, sosyal ve siyasal- demokratik gelişmenin en temel koşulu olmuştur. Toplumsal gelişmenin temel bir unsuru olan bireylerin fiziksel, zihinsel, sosyal ve ruhsal sorunlarının çözülmesi, yaşam kalitesinin ve süresinin yükseltilmesi, sağlıklı bir topluma ulaşılması bakımından büyük önem taşımaktadır. Gelişmenin önkoşulu olmasına rağmen, eğitimin ülkemizde siyasal öncelik kazanmış bir konu olduğu söylenemez. Eğitim sistemi konusunda gerek eğitimi alanlar gerekse eğitim sisteminin kurumları arasında sürekli bir hoşnutsuzluk bulunmaktadır. Hoşnutsuzluğun bu kadar yaygın olmasına karşın, toplumda eğitim sisteminin sorunlarının çözümü konusunda ciddi ve çok yönlü çözüm arayışlarının bulunduğunu söylemek zordur. Türkiye’de eğitim, kültür ve sağlığa ayrılan kaynaklar yıllardır artırılabilmiş değildir. Türkiye’de 2000 yılı için toplam kamu harcamasından eğitime ayrılan pay ortalama yüzde 9,4 iken, AB ülkelerinde toplam kamu harcamalarının yüzde 11,7’si eğitime ayrılmıştır. 2003 yılında Türkiye’de kamu harcamalarından eğitime ayrılan pay yüzde 9,2’dir. Türkiye’de kamu eğitim harcamalarının GSYİH’ya oranı 2001 yılı itibarıyla yüzde 3,9, AB ortalaması ise yüzde 5,6’dır.

Dünya’da yaşanmakta olan dönüşümler ve günümüzün hızla değişen yarışmacı ekonomik dünyası medyanın etkisine açık olan çocuğun üzerinde okulun yönlendiriciliğinde önemli ölçüde aşınmalara yol açmakta ve çocuğun toplumsallaşmasını engellemektedir. Diğer taraftan bu yarışmacı ortam, ekonominin yetişmiş insan gücü taleplerini karşılayacak bir eğitim düzeyinin yakalanmasını, eğitim sisteminde de köklü bir dönüşümü zorunlu kılmaktadır. Artık öğretmen merkezli, bilginin nakledilmesine dayalı öğretme modeli terk edilmekte, öğrenci merkezli, bilginin üretilmesine ve yaratıcı kapasitenin geliştirilmesine yönelik öğrenme modeline geçilmektedir. Eğitim sistemlerinde yaşanan dönüşüm, kaçınılmaz olarak okul modelinde de bir dönüşümü getirmekte ve geleneksel eğitim yöntemleriyle çalışan okuldan, öğrenen, değişmeye ve işbirliğine açık bir organizasyon olarak okula geçiş yaşanmaktadır. Her çocuğun eğitim sistemine girmesinin ve gelişmesini yaşam boyu sürdürebilmesinin, kendisini gerçekleştirebilmesinin yollarının açılması eğitim sistemlerinin en temel işlevi haline gelmektedir.

2.1.5.1. Eğitim ve Kültür

Okul öncesi eğitimi yaygınlaştırmak, okullaşma oranını AB ve OECD ülkeleri düzeyine çıkarmak ve her çocuğun okul öncesi eğitimi almış olarak zorunlu eğitime devam etmesini sağlamak Türkiye eğitim sisteminin temel hedeflerinden biri olmuştur. Eğitim göstergelerinde, Bolu, Türkiye ortalamalarının üzerinde bir düzeydedir. Tablo 60 ve Tablo 61’de, İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflandırmasına (İBBS- Düzey 3) göre eğitim göstergeleri açısından, Bolu diğer iller ile karşılaştırmalı olarak gösterilmektedir.

Tablo 60. Eğitim Kademelerine Göre Okul, Öğrenci ve Öğretmen Sayıları, 2000/2001 Öğretim Yılı

Okul öncesi İlköğretim Ortaöğretim Mesleki ve teknik ortaöğretim

İller Okul

sayısı Öğrenc

i sayısı Öğret men sayısı

Okul

sayısı Öğrenci

sayısı Öğret men sayısı

Okul

sayısı Öğrenc

i sayısı Öğret men sayısı

Okul

sayısı Öğrenc

i sayısı Öğret men sayısı

Bolu 68 1.500 97 118 32.552 1.655 9 4.639 221 35 5.571 453

Düzce 70 1.540 114 159 45.419 1.755 9 4.403 189 18 6.012 384

Kocaeli 151 4.149 237 309 193.930 6.014 51 27.695 1.154 62 23.939 1.560

Sakarya 83 2.207 111 434 113.393 4.142 26 13.406 638 42 12.769 772

Yalova 43 1.038 61 62 23.832 1.012 6 4.813 206 19 2.772 235

İBBS-Düzey 2 415 10.434 620 1.082 409.126 14.578 101 54.956 2.408 176 51.063 3.404

Türkiye 9.643 256.444 14.525 35.04

3 10.342.73

0 375.477 2.638 1.489.8

65 72.586 3.425 826.705 66.150 Kaynak: DPT, İstatistiki Bölge Birimlerine Göre Çeşitli Göstergeler, Nisan 2003

Tablo 61. Eğitim Kademelerine Göre Okullaşma Oranları, 2001/2002

Okul öncesi İlköğretim Ortaöğretim Mesleki ve teknik ortaöğretim

İller Kız Erkek Toplam Kız Erkek Toplam Kız Erkek Toplam Kız Erkek Toplam

Bolu 10,0 11,1 10,6 86,1 91,3 88,7 31,8 33,1 32,4 23,8 54,6 38,9

Düzce 9,3 9,3 9,3 101,9 109,5 105,7 22,3 30,3 26,3 26,4 45,6 35,8

Kocaeli 5,4 6,1 5,8 105,8 112,8 109,4 37,2 41,0 39,1 24,6 42,8 33,8

Sakarya 4,6 5,7 5,2 104,5 112,3 108,4 28,1 33,1 30,7 18,8 39,0 29,2

Yalova 13,1 13,4 13,2 107,3 116,9 112,2 54,6 55,2 54,9 22,7 40,8 31,6

İBBS-Düzey 2 6,4 7,2 6,8 103,2 110,5 106,9 33,5 37,7 35,6 23,0 43,0 33,1

Türkiye 6,0 6,4 6,2 93,2 102,6 98,0 34,4 39,3 36,9 15,4 25,4 20,5

Kaynak: DPT, İstatistiki Bölge Birimlerine Göre Çeşitli Göstergeler, Nisan 2003

İl’de okur yazar oranı yüzde 98,1 olup, bu oran Türkiye ortalamasının (yüzde 97) üzerindedir.

2001-2002 öğretim yılı verilerine göre, okul öncesi eğitimde okullaşma oranı yüzde 10,6’ya ulaşmıştır. Bu oran yüzde 6,2 olan Türkiye ortalamasının üzerinde olmakla birlikte, VIII. Beş

2001-2002 öğretim yılı verilerine göre, okul öncesi eğitimde okullaşma oranı yüzde 10,6’ya ulaşmıştır. Bu oran yüzde 6,2 olan Türkiye ortalamasının üzerinde olmakla birlikte, VIII. Beş