• Sonuç bulunamadı

3. İL GELİŞME TEMEL HEDEFLERİ VE STRATEJİLERİ

3.3. H EDEFLER

Çevre ve mekan kalitesini korumak ve geliştirmek, tarım alanlarının rasyonel kullanımını

sağlamak ve verimli tarım arazilerinin işyeri, konut ve sanayi tesislerinin kullanımına açılmasını önlemek planda öncelik alacak, plansız ve çarpık kentsel büyüme denetim altına alınacaktır. Çevreyle uyumlu ve dost olan, ekonomi ile ekoloji arasındaki dengeyi koruyan, ileri teknolojili ve katma değeri yüksek sektörlerde temiz bir üretimi mümkün kılan sürdürülebilir sanayilere yönelik program ve projeler geliştirilecektir.

• Plan bölgesinde sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeyi düşük kırsal alanlarda gelir ve eğitim seviyesinin yükseltilmesine öncelik verilecek, bu yörelerde gelir artırıcı küçük ölçekli proje ve programlar uygulanacaktır. Bu kapsamda gerek küçük tarım işletmelerine gerekse genç girişimcilere Türkiye-AB mali işbirliği çerçevesinde yardım, hizmet ve finans hizmetleri sunacak kurumsal destekler sağlanacaktır.

• İl Gelişme Planı insan odaklıdır. İnsan kaynaklarının geliştirilmesine yönelik program ve projelerin uygulanması plan ilke ve hedefleri arasında öncelik almaktadır. Kent merkezlerine yönelik göçün kontrol altına alınması, kırsal ve kentsel yerleşim yerleri arasındaki gelişmişlik farklarının azaltılması için yatırım proje ve programlarının istihdam ve gelir yaratan özellikte olması gözetilecektir.

• Hazırlık aşamasında olduğu gibi, uygulama aşamasında da İl Gelişme Planı’nın başarısı kamu kurum ve kuruluşları, yerel yönetimler ve sivil toplum örgütlerinin geniş katılımı ve işbirliği yapmalarına bağlıdır. Bu nedenle, planda öngörülen gelişme hedeflerine ulaşılmasında katılımcılık ilkesi doğrultusunda ilgili kurum ve kuruluşların işbirliği yapmaları sağlanacaktır.

3.3. Hedefler

Bolu, gerek tarımsal sanayi ve turizmdeki zengin potansiyeli gerekse coğrafi konumu nedeniyle gelişmiş sanayi merkezlerine yakın ve iki büyük metropolün art bölgesinde yer almasına rağmen bunu gelişmesine yansıtamamıştır. 2023 yılını hedef alan Bolu İl Gelişme Planı, il’in potansiyelini harekete geçirerek sürdürülebilir ekonomik gelişmeyi gerçekleştirmeyi ve sosyal refah düzeyini, yaşam kalitesini yükselterek ilçeler arasındaki gelişmişlik farklarını azaltmayı amaçlamaktadır. Bu kapsamda, kentsel ve kırsal yerleşim birimleri arasındaki etkileşimin güçlendirilerek, görece az gelişmiş bölgelerin gelişmelerine ivme kazandırılması, kaynakların rasyonel kullanımının sağlanması, yerel yönetim birimlerinin kurumsal kapasitelerinin geliştirilmesi temel hedeftir. İl’in 2003-2023 döneminde insan, çevre ve kurumsal odaklı gelişmesini istikrarlı biçimde gerçekleştirmek için temel hedefler aşağıda özetlenmiştir :

• Çevre ve mekan kalitesinin korunması, doğal kaynakların rasyonel kullanımının sağlanması; kirliliğin önlenmesi için çevre standartları ve ekolojik kriterlere uyulması

• Dünya ve Türkiye turizminde kitle turizmi ve kıyı turizmi ekseninde gelişen turizm talebinin değiştiğini gözönüne alarak, turizm pazarlarında talebi giderek yükselen, yüksek katma değer yaratan alternatif turizm türlerine (doğa, sağlık, spor, kültür ve kırsal turizmi) öncelik verilmesi

• Tarımda mono kültür yapının değiştirilmesi, ürün desenini çeşitlendirerek yüksek katma

• İhracata yönelen, teknoloji geliştiren, katma değeri yüksek ürünlerde yatırımı planlayan girişimcilerin proje bazında desteklenmesi, küçük işletmecilerin modern işletmelere dönüşmeleri için gerekli olan kurumsal hizmet desteklerinin sağlanması

• Ticari ve sınai işletmelerin teknoloji, finansman, yönetim ve pazarlama sorunlarını çözecek kurumsal desteklerin sağlanması, zayıf olan ana sanayi ile yan sanayi bütünleşmesini gerçekleştirecek işbirliği ve üretim ağlarının oluşturulması

• Gelişmeyi çevre ilçelere ve kırsal kesime yayacak politikalara öncelik verilmesi; nüfusu azalan, göç veren, gelir düzeyi düşük ilçelerde “ kırsal kalkınma” konusuna öncelik verilmesi

• Bütün eğitim kademelerindeki okullaşma oranlarının artırılması; işlevselliği olan yaygın eğitim programlarının düzenlenmesi; işgücünün mesleki bilgi, beceri ve deneyim kazanmasını sağlayacak eğitim programları düzenleyerek sanayinin ve turizm sektörünün nitelikli eleman ihtiyacının karşılanması

• Nitelikli ve deneyimli sağlık personelinin il’de tutulabilmesi için özendirici önlemlerin alınması; sağlık alanına daha fazla kaynak sağlanarak hizmetlerin halkın ihtiyaç ve beklentilerine uygun, kaliteli, ulaşılabilir ve etkin biçimde sunulmasına çalışılması

• Kamu hizmeti veren yerel kurumların saydam, yöneticilerinin hesap verdiği, katılımcı, vatandaşın memnuniyetini esas alan bir yaklaşımı benimsemeleri, etkin ve katılımcı bir kurumsal ve yönetsel yapının oluşturulması

• Halkın başta deprem olmak üzere muhtemel doğal afetlere duyarlılığını artıracak, ilk yardım ve sivil savunma dersleri verecek, çevre koruma bilinci geliştirecek eğitim programlarının periyodik olarak düzenlenmesi

3.4. Gelişme Stratejileri

2003-2023 yılları arasında uygulanacak olan İl Gelişme Planı’nın hedef ve stratejileri, 2001-2005 dönemini kapsayan Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda ortaya konulmuş olan ulusal ve bölgesel gelişme hedef ve stratejileriyle ve AB’nin bölgesel gelişme politikalarıyla uyumlu olacaktır. İl’in potansiyellerini harekete geçirecek, zengin turizm değerlerini ve tarımsal sanayideki avantajlarını kullanacak ortamın yaratılması hedefi ile uyumlu olan gelişme stratejileri şu şekilde belirlenmiştir. Gelişme stratejilerinin belirlenmesinde ilin zayıf olduğu yönler ile darboğazları da dikkate alınmıştır.

• Arazi yapısının engebeli, verimli tarım arazilerinin az, sanayi için tahsis edilecek arsaların sınırlı olduğu ve birinci derece deprem kuşağı üzerinde olduğu göz önüne alınarak, il arazisinin mevcut durumu “kent planı ve arazi kullanımı” açısından yeniden değerlendirilecek ve Bolu Valiliği’nin hazırlattığı Çevre Düzeni Planı’na uyum sağlanacaktır.

• Depremin yol açtığı can ve mal kayıpları göz önüne alınarak verimli tarım alanları ve zemin etüdü yapılmamış araziler üzerinde yapılaşmaya izin verilmeyecek, plansız ve çarpık kentleşme önlenecektir. Yeni sanayi, işyeri ve konutlar için yeni yerleşim alanları belirlenecektir.

• Sanayi Bakanlığı tarafından ödenek yetersizliği nedeniyle yatırım programından çıkarılan, “müteşebbüs heyet” in kendi imkanları ile tamamlayamadığı ilave Organize Sanayi Bölgesinin altyapı sorunları sağlanacak kredi desteği ile çözülecek ve sanayi tesislerinin il dışındaki Organize Sanayi Bölgesine kaydırılması sağlanacaktır. Küçük Sanayi Sitelerinin doluluk oranları artırılacaktır.

• Pazara yönelik, yüksek katma değer içeren tarımsal üretim teşvik edilecek ve ürün desenine çeşitlilik kazandırılacaktır. Bu amaçla TÜBİTAK’a bağlı Gıda Bilimi ve Teknoloji Araştırma Enstitüsü’nden ( GBTAE) teknik destek sağlanacaktır.

• Çok parçalı olan toprak üzerinde işletme ölçeklerinin küçük olması nedeniyle yaşanan üretim ve verim kaybını önlemek için arazi toplulaştırılmasına önem verilecek, tarım arazilerinin kabiliyet sınıflarına göre daha etkili kullanılması yoluyla toprak kaynakları korunacaktır. Tarımsal işletmelerin optimum işletme büyüklüğüne ulaşması için

“sözleşmeli üretim” teşvik edilecektir.

• Organik tarım ile ilgili pilot projeler uygulanacak, kırsal yörelerde tarım ve hayvancılık altyapısını geliştirerek bu yörelerde gelir kaynakları ve istihdam yaratılacaktır.

• Kentsel alanlara yönelik göçün önlenmesi ve nüfusun kent ve kır arasında dengeli dağılımını sürdürebilmesi için geri kalmış kırsal yörelerde gelir artırıcı küçük ölçekli yöresel projelerin uygulanması yaygınlaştırılacaktır.

• Sanayide işletmelerin üretim kapasitelerini tam kullanmaları sağlanacak; finansman sorunları nedeniyle teknolojilerini yenileyemeyen ve yatırım yapamayan küçük ve orta ölçekli işletmelerin finansman, teknoloji, eğitim, yönetim ve pazarlama sorunları çözülecektir. Ana sanayi-yan sanayi ilişkileri geliştirilerek bu işletmelerin yatay birleşmeler ya da ortaklıklar oluşturarak işbirliği yapmaları özendirilecektir.

• Başta KOSGEB-KÜGEM olmak üzere, TÜBİTAK-TİDEB ve TTGV ile uzun vadeli ve bir eylem planına dayalı işbirliği yapılacak, küçük ve orta ölçekli işletmelerin girişimcilik ve endüstriyel yönetim kültürü (teknoloji, yenilik/yaratıcılık ve insan kaynakları yönetimi) kazanmaları için kurumsal destek sağlanacaktır.

• Turizm potansiyeli harekete geçirilecek ve yüksek katma değer yaratacak alternatif turizm türlerinde (doğa ve kış sporları, termal turizmi ve eko-turizm) turistik ürün arzı çeşitlendirilecektir.

• Turizm değerlerini iç ve dış pazarlara tanıtmak, turistik bir imaj kazandırmak ve il’i bu pazarlarda turistik hedeflerden biri haline getirmek için etkin bir tanıtım ve pazarlama faaliyeti yürütülecektir.

• Vasıfsız işgücünün eğitimi amacıyla hizmet içi eğitim faaliyetleri düzenlenecek, özellikle genç nüfusun ve kadın işgücünün bilgi ve becerilerinin artırılması sağlanarak gelir getiren faaliyetlerde bulunmaları desteklenecektir.

• Eğitim ile işgücü piyasası arasındaki bağ güçlendirilecek, işgücü piyasasının ihtiyaç duyduğu/duyacağı insan gücünün yetiştirilmesine yönelik mesleki bilgi ve yeni becerileri kazandıracak mesleki eğitim programları uygulanacaktır.

• Okul öncesi eğitimin yaygınlaştırılmasına çalışılacak, bütün eğitim kademelerindeki okullarda okullaşma oranını artıracak ve bu okulların bina, derslik ve ekipman ihtiyacını karşılayacak önlemler alınacaktır.

• Uzman hekim ve yardımcı sağlık personeli açığı kapatılacak, hastanelerin ve sağlık ocaklarının tıbbi cihaz ve ekipman ihtiyaçları karşılanarak ilin temel sağlık göstergelerinde ülke ve bölge ortalamasına getirilmesi sağlanacaktır.

• Kırsal alanda yaşayanların temel sağlık hizmetlerine daha kolay ulaşabilmelerini sağlayacak ve sağlık personelinin bu yörelerde kalmasını özendirecek özel önlemler alınacaktır. Halk sağlığı ve koruyucu sağlık hizmetlerinin etkinliği artırılarak yaygınlaştırılacaktır.

• Kamu hizmeti veren kurumlar ile sosyal hizmet kurumlarının personel, bütçe ve ekipman ihtiyaçları karşılanarak kurumsal yapıları geliştirilecek, kurumsal kapasiteleri geliştirilerek daha etkin ve etkili hizmet vermeleri sağlanacaktır.

• Kamu kurumlarının, özel sektör kuruluşlarının, sivil toplum örgütlerinin, meslek odalarının ilin yönetimine katılmaları ve sorumluluk üstlenmeleri sağlanacak, katılımcı bir yaklaşımla oluşturulacak Kent Meclisi ile yerel düzeyde işbirliği, yardımlaşma ve dayanışma teşvik edilecektir.

• Bolu Belediyesi’nin başlattığı Kent Bilgi Sistemi projesi tamamlanacak; Bolu Valiliği’nin hazırladığı Coğrafi Bilgi Sisteminin etkin kullanımı sağlanacaktır.

• İl yollarının düşük olan standardı geliştirilecek, özellikle gelişme potansiyeli yüksek olan kırsal/kentsel yerleşim merkezlerinin pazara erişimi açısından önem taşıyan ulaşım, iletişim altyapı eksiklikleri tamamlanacaktır.

3.5. Gelişme Alternatifleri ve Senaryoları

Plan döneminde geliştirilecek faaliyetler için gerekli olan gelişme alternatiflerinin ve büyüme senaryolarının ortaya konulacağı bu kısım da, plan çalışmalarının önceki aşamalarında olduğu gibi katılımcı bir yaklaşımla hazırlanmış, kamu kurumlarının, yerel yönetimlerin, özel sektörün ve sivil toplum örgütlerinin temsilcilerinin katıldığı toplantılarda tüm aktörlerin görüş ve düşünceleri alınmıştır.

Gelişme alternatiflerinin belirlenmesinde il’in ekonomik, sosyal, kurumsal ve çevresel-mekansal özellikleri değerlendirilmiş ve olası üç gelişme alternatifi öngörülmüştür (Tablo 81).

1. Mevcut eğilimin sürmesi ve durağan büyüme

2. Kamu desteğinde yerel kaynaklara dayalı büyüme

3. Özel sektör öncülüğünde ve güçlü kamu desteğinde sürdürülebilir büyüme

Alternatif 1, varolan eğilimlerden hareketle oluşturulmuş, mevcut durumun korunduğu varsayılmıştır. Bu alternatifte, gelişme atıl durumdaki kaynakların kullanılması ile gerçekleşmekte; gelişmenin oldukça yavaş ve plan hedeflerine ulaşmak için yetersiz kalacağı varsayılmaktadır. Bu durumda, yerel potansiyelin harekete geçirilmesine yönelik bir kurumsal yapılanma ve yönetsel organizasyon gerçekleşmemektedir. Bölgeye yatırımcı sermaye girişinin olmadığı, AB kaynaklı fonlardan yararlanılmadığı bu durumda devlet yardım ve desteklerine

bağımlılık sürmektedir. Sağlanacak gelişmenin sınırını atıl durumdaki kaynakları ve kullanılamayan kapasiteleri harekete geçirme kapasitesi belirleyecektir. Kırsal alandan kent merkezlerine yönelik göç baskısının sürdüğü bu durumda kırsal ekonomilerde bir canlılık beklenmemektedir.

Alternatif 2’de, kamu sektörünün kaynak tahsisleri ve bölgesel gelişme politikalarının yönlendirmesiyle yerel kaynaklara ve büyük ölçüde tarıma dayalı büyüme varsayılmaktadır.

Kamu kurumlarının yeniden yapılandırılarak kurumsal kapasitelerinin geliştirilmesi ve yerel yönetimler arasında işbirliği yapılması ile il’in sosyo-ekonomik yapısında göreli bir canlılık yaşanması mümkündür. Bu alternatifte, Bolu’nun gelişmesi kamu sektörünün kaynak tahsislerini yapabilmesine, özel sektörün kamu destek ve yardımlarından (uygun koşullu kredi, vergi kolaylıkları vb.) geniş ölçüde yararlanmasına bağlıdır. Bununla birlikte, bu alternatif altında büyümeyi kısıtlayan faktör doğrudan desteklerin giderek azalmasıdır. Kamu maliyesinde yaşanan darboğazların sürmesi sürekli ve sınırsız destek uygulamasına imkan vermemektedir.

Nakit teşvikler büyük ölçüde kalkmıştır. Taraf olduğumuz uluslararası anlaşmalar ve Dünya Ticaret Örgütü’nün kuralları da devlet yardımlarının uygulanmasına ciddi sınırlamalar getirmektedir.

Alternatif 3’de, özel sektör öncülüğünde, yerel potansiyeli harekete geçiren “stratejik”

planlamaya dayalı sürdürülebilir gelişme öngörülmektedir. İl’in istikrarlı ve sürdürülebilir gelişmesi ve planda öngörülen hedeflere ulaşılması için koşulların uygun olduğu bu alternatifte, başta kurumsal kapasitenin geliştirilmesi olmak üzere, yerel kurumların kendi kaynaklarını üst düzeyde kullanabilmelerine imkan verecek yapısal değişikliklerin gerçekleştirildiği varsayılmaktadır. Türkiye’de kamu yönetimi reformu, mali sistemin (bankacılık kesiminin) güçlendirilmesi, kamu maliyesinin iyileştirilmesi, küresel ve bölgesel (AB ile ilişkiler) düzeyde gerçekleşecek olumlu gelişmeler yanında, AB’nin teknik ve mali desteğinin sağlanmasıyla bu alternatifin başarı şansı yüksek olacaktır. Tarımsal sanayinin gelişmesi, turistik tesislerin doluluk oranlarının artması, yatırım ikliminin oluşması ve ticaret sektörünün canlanmasıyla planda öngörülen yüksek gelişme hızına ulaşmak mümkün olacaktır.

Tablo 81. Bolu İl’i Gelişme Alternatiflerinin Değerlendirilmesi

Alternatif 3. Planın yaşama geçmesi ve özel sektör

• Yerel kaynakların sınırlı kullanımı

• Atıl kapasitelerin kullanılması

• Bilgi ve teknolojiye sınırlı erişim

• Doğa, sağlık ve spor turizm merkezi

• Tarımsal sanayiye dayalı hızlı büyüme

• İleri teknoloji kullanan, katma değeri yüksek sanayi ürünleri

• Canlılık kazanmış kırsal ekonomiler

• Üretim gücünün ilçeler arasında dengeli dağılımı Sosyal etkiler • Kent-kır farklılaşmasının

sürmesi

• Sosyo-ekonomik düzeyi yüksek ve yaşamaya değer bir kent

• Kır-kent arasında bütünleşme

Kurumsal ve

altyapısal etkiler • Kurumlararası iletişim ve koordinasyon eksikliği

• Kamu hizmetlerinin etkinliğinin düşük olması

Kent yönetimine halkın katılımının düşük olması

• Kamu kurumlarının yeniden yapılandırılması ve kurumsal kapasitenin güçlendirilmesi

• Yerel yönetimler arasında işbirliğinin geliştirilmesi

• Kurumsal işbirlikleri ve yerel dayanışma

Çevresel ve

mekansal etkiler • Kentsel arazinin plansız kullanımı, çarpık yapılaşma

Bolu’nun uzun dönemli sürdürülebilir gelişmesi dünya ve bölge ekonomisinde meydana gelen gelişmelerin öngörülebilmesine, il’deki kurumsal kapasitenin geliştirilmesine ve bölgedeki potansiyelleri değerlendiren, gelişme sürecini yönlendiren kurumların oluşturulmasına bağlıdır.

Yukarıda ortaya konulan ilke, hedef ve stratejiler hem hükümetlerin kısa, orta ve uzun vadeli politikalarının hem de küreselleşme süreci ve AB ile bütünleşme doğrultusunda yaşanacak gelişmelerin etkisine açıktır. Potansiyelini harekete geçirmesi ve dünya pazarlarında mukayeseli üstünlüğe sahip olduğu alanları kendi gelişmesi yönünde kullanabilmesi il’in avantajı olacaktır.

Bu kapsamda; gerek sağlanacak devlet yardımları bakımından gerekse Türkiye-AB mali işbirliği çerçevesinde sağlanacak finansal destekler bakımından önem taşıyan aşağıdaki hususların öncelikle ele alınması gerekecektir.

• Temel ekonomik göstergeler ve İBBS Düzey-2 bazında verilerin olmayışı rekabet gücü olan sektörlerin analizini ve iller arasında karşılaştırma yapmayı imkansız hale getirdiğinden istatistiki verilerin periyodik olarak üretilmesi ve mevcut bilgilerin güncelleştirilmesi;

• Potansiyelin yüksek olduğu sektörlerde ve uygun yatırım alanlarındaki projeleri hazırlayacak ve değerlendirecek hizmet ofislerinin kurulması;

• Kurumsal kapasitenin geliştirilmesi, yatırım program ve projelerini yerel bazda uygulayacak, takip edecek kurumsal mekanizmaların (İl Gelişme Ajansı) oluşturulması gerekecektir.

Bolu’da güçlü bir sosyo-endüstriyel yapı olmadığından, özel sektörün kendi başına, etkin bir kamu desteği olmadan, plan hedeflerine ulaşmak mümkün görülmemektedir. Yatırım ortamının yaratılması, yeni girişimcilerin desteklenmesi, fiziki ve sosyal altyapı eksikliklerinin tamamlanması bakımından güçlü bir kamu desteğine ihtiyaç duyulacaktır. Planda öngörülen hedef ve stratejilere yönelik olarak ortaya konulan yatırım program ve projelerinin uygulanabilmesi için AB fon kaynaklarından yapılacak desteklerin önemi büyüktür.

Bolu’da sosyo-ekonomik sorunların başında yüksek işsizlik, göç ve gelirin dengesiz dağılımı gelmektedir. 2001 yılında yaşanan krizin etkileri 2003 yılında henüz ortadan kalkmış değildir.

Merkez ilçe ve Gerede İlçesi hariç, diğer ilçelerin Bolu’nun üretim gücüne katkısı düşük düzeydedir. İl’in üretim gücünün bu iki ilçede yoğunlaşması gelirin bölge içinde adil ve dengeli dağılmasını engellemektedir. Büyük kısmı Türkiye İlçelerinin sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralamasında dördüncü ve beşinci derece gelişmişlik sırasında olan ilçelerde durgun sosyo-ekonomik yapı yaşanan göçlerin temel nedenidir. Plan bölgesinde yaşayan ve düşük gelir düzeyinde bulunan insanlar arasında işsizliği azaltıcı ve gelir artırıcı aile işletmeciliğine yönelik faaliyetlerin desteklenmesi hem işsizliği önlemek, göç baskısını azaltmak hem de gelirin ilçeler arasında daha dengeli dağılmasını sağlamak bakımından önem taşımaktadır.

Plan döneminde (2003-2023) geliştirilecek faaliyetler bir gelişme senaryosu olarak tanımlanmıştır (Tablo 82). Hazırlanan senaryoda planlama dönemi üç bölüme ayrılmıştır:

1. Gelişmenin önündeki engellerin kaldırılması ve yeniden yapılanma için hazırlık dönemi, 2003-2005

2. Yerel potansiyelin harekete geçirildiği, turizm varlıklarının ve tarımsal sanayideki potansiyelin üst düzeyde kullanıldığı hızlı büyüme dönemi, 2006-2010

3. Çevreyle dost, dünya standartlarında üreten sanayilere dayalı sürdürülebilir büyüme dönemi, 2011-2023

Gelişme senaryosunda ilk önemli parametre nüfustur. Nüfus artış hızı Türkiye nüfus artış hızının altında olan Bolu’da, son yıllarda hızlanan göç nedeniyle nüfus azalmaktadır. Bolu Merkez İlçe ve Mudurnu İlçesi dışındaki ilçelerin köylerinde nüfus kaybı oldukça yüksektir. Bölgede mevcut nüfus eğilimleri ve göç devam eder ise, yapılan projeksiyonlara göre, İl nüfusu 2023 yılında 323.699 kişi olarak tahmin edilmiştir. Eğer doğal nüfus artısı bölgede kalır, göç olmaz ise, nüfus 2023 yılında 299.207 kişi olarak tahmin edilmektedir. Bolu İli nüfus projeksiyonları değişik senaryolara göre Tablo 83’de gösterilmiştir.

Tablo 82. Bolu İl’i Gelişme Senaryosu

Nüfus azalması ve göç baskısı

249.442

• Termal su kaynaklarının etkin kullanılması

altyapısal özellikler • Fizik ve sosyal altyapının iyileştirilmesi

• Saydam, yöneticilerin hesap verdiği, katılımcı bir

özellikler • İl Bilgi Sistemi projesinin tamamlanması

• Doğal kaynakların rasyonel kullanımı bilincinin inisiyatifin oluşturulması

• Çağdaş bir çevre ve mekan yönetimi

• Çevresel bilgi alışverişi ve eko-toplum ağının oluşturulması

Tablo 83. Bolu İli Nüfus Projeksiyonları Kaynak: BİGEP, Nüfus ve Sosyal Yapı Raporu,2002

Not: Bu tablo’da aşağıdaki dört senaryoya göre projeksiyon yapılmıştır.1999 yılında yaşanan deprem 2000 yılı Bolu merkez ve köy nüfuslarında önemli demografik değişikliğe yol açmıştır. Bu demografik değişme 2000 yılı Genel Nüfus Sayımı ve 1997 yılı Nüfus Tespit Çalışmalarının verilerinin yapılan nüfus projeksiyonunda kullanılmasını güçleştirdiği için bu çalışmada göç içeren nüfus projeksiyonlarında 1985-1990 arasındaki yıllık nüfus artış hızları kullanılmıştır.

A senaryosu: Demografik parametreler 2023 yılına kadar aynı kalmaktadır.

B senaryosu: Demografik parametreler 2023 yılına kadar doğrusal azalmakta; yaşa özel doğurganlık hızlarından sadece 15-19 ve 20-24 yaş gruplarında doğurganlık hızları Türkiye ortalaması kadar azalmaktadır.

C senaryosu: Demografik parametreler 2023 yılına kadar doğrusal olarak azalmakta; 15-19 ve 20-24 yaş gruplarında özel doğurganlık hızları Türkiye ortalaması kadar azalmaktadır.

D senaryosu: Demografik parametreler 2023 yılına kadar doğrusal olarak azalmaktadır. Tablo’da baz nüfus olarak 2000 yılı Genel Nüfus Sayımı verileri kullanılmıştır.

Demografik parametreler kullanılarak yapılan ve göç içermeyen nüfus projeksiyonları en düşük doğurganlık düzeyinde nüfusun kır-kent dağılımında çok az bir değişiklik olduğunu ortaya koymaktadır. Bu durumda 2023 yılına kadar nüfusun kent-kır dağılımında kentin payı yüzde 52,1’den yüzde 52,7’ye çıkmaktadır. Buna karşılık, göçleri de içeren varsayımlara göre yapılan projeksiyonlarda kentin payı yüzde 52,1’den yüzde 71,7’e çıkmaktadır (Tablo 84). İl Gelişme Planında önerilen ve ayrıntıları sektör raporlarında yer alan kırsal yatırım projeleri gerçekleştiğinde, işsizliği azaltıcı ve gelir artırıcı faaliyetlerle birlikte, kent merkezlerine yönelik göç baskısının azalacağı, bununla birlikte plan döneminin sonuna doğru il’in bölge dışından göç alabileceği tahmin edilmektedir.

Tablo 84. İkinci Senaryoya Göre Bolu’da Kent ve Kır Yüzde Dağılımı Göç olmazsa Göç olursa

Tablo 84. İkinci Senaryoya Göre Bolu’da Kent ve Kır Yüzde Dağılımı Göç olmazsa Göç olursa