• Sonuç bulunamadı

İlmin Kaynağı Vahiydir

1. İLMİN ve ÂLİMİN ÖNEMİ

1.3. İlmin Kaynağı Vahiydir

1. İbn Ömer (r.a.) şöyle demiştir: Rasûlullah’tan (s.a.) işittim: "Uykuda iken

bana bir kadeh süt getirdiler. O kadar içtim ki, doygunluk hissinin tâ tırnaklarımdan sızdığını hâlâ duyuyorum. İçtikten sonra artığımı Ömer ibn Hattâb'a verdim"

buyuruyordu. Yâ Rasûlallah! Bunu ne ile yorumladın? diye sordular. "İlim ile" cevâbını verdi.70

Buhârî “İlmin fazileti” bâbında nakletmiştir. Rivayetin ilimle ilgili olan kısmına dikkat çekmiştir. Halbuki Müslim “Sahabenin faziletleri” ve Tirmizî “Rüya” bölümünde naklederek rivayetin bir başka yönünü ön plana çıkarmışlardır.

Hakikati noktasında hiçbir tereddüdün olmadığı bilgi vahiydir. Bir de aklın ve tecrübenin ulaştığı bilgi vardır ki vahiy gibi kesinlik ifade etmez. Şu var ki aslında her bilginin kaynağı ilahîdir. Rasûlullah (s.a.), bütün peygamberlerde olduğu gibi, kendisine vahyedilen ilahî bilgiyi insanlara tebliğ ediyordu. Burada Hz. Peygamber’e içirilen sütün kendi ifadeleriyle ilim olduğunu belirtmiş olmaları bunun vahiy olduğunu göstermektedir. Hz. Ömer’in bu sütten içmiş olması, onun Kur’an ve sünnet bilgisinin önemine ve ince anlayış veya aklî muhakeme yeteneğinin üstünlüğüne işaret etmiş olmaktadır.

Süt ile ilmin fayda verme noktasında ki benzerlikleri, birinin bedeni, diğerinin de ruhu ıslah etmesidir.

2. Amr b. Meymûn şöyle dedi: “Ömer (r.a.) ilmin üçte ikisini alıp götürdü.”

Sonra bu, İbrahim'e anlatıldı da o; “(Hayır), Ömer, ilmin onda dokuzunu alıp götürdü” dedi.71

Dârimî bu rivayeti “İlmin ve alimin üstünlüğü” bâbında nakletmiştir.

69 Aydınlı, Abdullah, Sünen-i Dârimî Tercüme ve Şerhi, I/298.

70 Buhârî, “İlim”, 22; Müslim, “Fezâilü’s-sahâbe”, 6341; Tirmizî, “Rüyâ”, 9; Ahmed b. Hanbel, el-

Müsned, II/108, H.no: 5868.

Hüseyin Selim Esed: “Muhammed b. Humeyd ve Ebu Sinan’dan dolayı iki illeti vardır, dolayısıyla zayıftır” demiştir.72

İslam tarihinde önemli bir yere sahip olan Hz. Ömer, ictihat ve tespitlerinin Kur’an’la muvafakat göstermesiyle Hz. Peygamber’in de takdirini almış bir şahsiyettir. Bu rivayette Hz. Ömer’in engin görüş ve bilgisine işaret etmekte ve onun vefatıyla ne kadar büyük bir kaybın olduğu ifade edilmiş olmaktadır. Bu rivayetin bir önceki rivayeti teyid ve tavzih etmesi münasebetiyle burada zikredilmesini uygun gördük.

3. Mutarrif73; “Andolsun ki biz Kur'an'ı düşünmek için kolaylaştırdık. O halde düşünen var mı?”74 (âyetinin tefsirinde) şöyle dedi: “Hayır isteyip de kendisine yardım edilecek kimse var mı?”

Damra ise, (O halde düşünen var mı? ayetinin tefsirinde); “İlim isteyen (var mı?)” demiştir.75

Hüseyin Selim Esed; birinci rivayet için Muhammed b. Kesir b. Ebi Atâ’dan dolayı senedinin zayıf olduğunu söylemiştir.76 İkinci rivayetin senedinin de hasen olduğunu ifade etmiştir.77

Kur’an’ın ilmin kaynağı olması bakımından bu ayetin bu anlamda tefsiri dikkat çekicidir. Dârimî bu rivayeti “İlmin ve alimin üstünlüğü” bâbında naklederek ilmin önemine dikkat çekmiştir. Biz de bu başlıkla vahiy-ilim münasebetine dikkat çekmek istedik.

4. Iyâz b. Hımâr el-Mücâşi’î’den (r.a.) şöyle rivayet edilir.Rasûlullah (s.a.) bir gün hutbede şöyle konuştu: “İzzet ve celâl sahibi olan Rabbim, bana bugün öğrettiğini

size de öğretmemi emretti ve şöyle buyurdu: ‘Kullarıma bağışladığım her nimeti kendilerine helâl kıldım. Ben bütün kullarımı hanîf (tevhidi kabul edecek şekilde)

72 Dârimî, es-Sünen, I/112, H.no: 355.

73 Sünen'in bir nüshasında Mutarrif yerine Matar ismi geçmektedir. İbn Kesîr ve Taberî'de de âyetin bu

tefsiri Matar'a nisbet edilmektedir. Bk. İbn Kesîr, Tefsîru’l-Kur’âni’l-azîm, VII/478; Taberî, Câmiu’l-

beyân, XXII/584.

74 Kamer: 54/17.

75 Dârimî, “Mukaddime”, 32; Ebû Nuaym, Hılyetü’l-evliyâ, III/76; İbn Hacer, Fethu’l-Bârî, XIII/521.

76 Dârimî, es-Sünen, I/111, H.no: 346.

yarattım. Ancak şeytanlar, onların yanlarına gelir ve dinlerinden uzaklaştırır; benim helâl kıldığımı haram, haram kıldığımı da helâl kılarlar ve ben yetki vermediğim hâlde şirk koşmayı emrederler.’ İzzet ve celâl sahibi olan Allah yeryüzü ehline bakar, Arap olan-olmayan birçok kimseyi bırakır, ancak Ehl-i kitap'tan bazı kişilere şöyle hitab eder: ‘Seni ve senin sebebinle başkalarını, imtihan etmek için vahiy ve peygamber gönderdim ve suyun silemeyeceği bir Kitap indirdim, onu uyuyacağında ve uyanıklık durumlarında okursunuz.’ Allah bana Kureyş'i yakmamı (yok etmemi) emredince dedim ki: ‘Ya Rabbi, o zaman başımı kırarlar (yerler) ve ekmek hâline getirirler.’ Allah şöyle dedi: ‘Onların seni sürdükleri gibi sen de onları yurtlarından çıkar, biz de onlarla olan savaşında sana yardım edelim, onlar için bu harcamalara gir de biz de sana ihsanda bulunalım, onların üzerine bir ordu gönderirsen, biz de seni beş misliyle destekleriz. Sana itaat edenleri yanına alarak isyan edenlere karşı savaş yap!’

Cennetlikler üç kısımdır:Bir kısmı;yetki sahibi, güçlü, infak eden ve başarılı kılınanlardır. Bir kısmı; akrabalarına ve müslümanlara karşı merhametli ve ince kalplidir. Diğerleri de; fakir, namuslu ve infak etmeye çalışanlardır.

Cehennemlikler ise, beş kısımdır:Zaafı olan kişi(ler) ki onlar aklını kullanmaz ve içinizde size tâbi olarak bulunur, aile ve mal da istemezler. Hain kişi ki tamahı (aşırı arzusu) gizli değildir, biri kapısını çalsa ona hainlik eder. Gece gündüz seni ailen ve malınla kandıran, tuzaklar kuran kişi. Cimri, Yalancı ve çok ahlâksız kişi.' "78

Şuayb Arnavut bu rivayet için: “Müslim’in şartı üzere sahihtir” demiştir.79 Müslim’in Nevevî’nin “Cennet, cennet nimetleri ve cennetliklerin sıfatları” bölümünde yer verdiği bu rivayete Nevevî “Cennet ve cehennem ehlinin dünyada bilinen sıfatları” bâb başlığını uygun görmüştür.

Sâ'âtî de bâb ismini “İlim öğrenmeye teşvik ve öğreticinin hareketleri” olarak belirlemiştir. İlim-vahiy ilişkisini açıklayıcı bir içeriğe sahip olmasından dolayı biz de burada zikretmeyi uygun gördük.

78 Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, IV/162, H.no:17519; Müslim, “Cennet”, 7386. “Cennetlikler üç

kısımdır” kısmına kadar bk. Taberânî, el-Mu’cemü’l-evsât, III/206, H.no: 2933.

5. Ebû Zer (r.a.) şöyle demiştir “Hz. Muhammed (s.a.) bize öyle değerli şey

bıraktı ki gökte kanat çırpan kuş hakkında bile bilgi vermektedir.”80 Şuayb Arnavut: “Bu isnâdı zayıf, hasen bir hadistir” demiştir.

Sâ'âtî bu rivayeti de “İlim öğrenmeye teşvik ve öğreticinin hareketleri” başlığında zikretmiştir.

İslâm her konu hakkında bilgi vermektedir. Bu bilgi tafsili ya da icmâlî olduğu gibi doğrudan ya da dolaylı da olabilir.