• Sonuç bulunamadı

İlmi, Makam ve Şöhret Gibi Menfaatler İçin Kullanmamak

7. İLİM SAHİBİ OLMANIN GEREKTİRDİĞİ DAVRANIŞLAR

7.17. İlmi, Makam ve Şöhret Gibi Menfaatler İçin Kullanmamak

1. Ka’b b. Mâlik’in (r.a.) babasından rivâyete göre, şöyle demiştir:

Rasûlullah’tan (s.a.) şöyle buyurduğunu işittim: “Âlimlerle tartışıp övünmek, avam ve

cahil kimselerle münakaşa etmek ve halkın teveccühünü kazanmak için ilim tahsil eden kişiyi Allah Cehennemine atacaktır.”752

Tirmizî: “Bu hadis garib olup sadece bu şekliyle biliyoruz. İshâk b. Yahya b. Talha hadisçiler yanında sağlam bilinen kimselerden değildir. Hafızası hakkında söz edilmiştir” demiştir. Elbânî, senedin hasen olduğunu söylemiştir.753

2. Abdullah İbn Ömer’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.) şöyle

buyurmuştur: “Cahillerle ve aklı noksan olanlarla münakaşa etmek, âlimlere karşı

böbürlenip övünmek, ya da halkın teveccühünü kazanmak niyeti ile ilim talep eden kimse ateştedir.”754

Zevâid’de zayıf olduğu ifade edilirken, Elbânî, hasen olduğunu söylemiştir.755

3. Dârimî İbn Ömer’in kavli olarak nakletmiştir: Abdullah (r.a.) şöyle dedi:

“Kim ilmi şu dört şey için tahsil eder, öğrenirse Cehenneme girer -veya buna benzer birşey söyledi-: Âlimlerle karşılıklı öğünmek için, veya cahillerle çekişmek için, yahut insanların alâkalarını kendisine çekmek için, ya da, onunla idarecilerden (bir şeyler) elde etmek için.”756

Dârimî’nin, “İlmi, Allah’tan başkası için öğrenen kimseleri kınama” bâbında yer verdiği bu rivayet için Hüseyin Selim Esed, cehalet nedeniyle senedi zayıftır, demiştir.757

752 Tirmizî, “İlim”, 6; Dârimî, “Mukaddime”: 34.

753 Tirmizî, es-Sünen, V/32, H.no: 2654.

754 İbn Mâce, “Mukaddime”, 23; Dârimî, “Mukaddime”: 34.

755 İbn Mâce, es-Sünen, I/93, H.no: 253.

756 Dârimî, “Mukaddime”, 34.

4. İbn Ömer’den (r.a.) rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurdu: “İlmi;

Allah rızasından başka gayelerle öğrenen veya ilimle Allah rızasından başka şeyleri isteyen kişi Cehennem’deki yerine hemen hazırlansın.”758

Tirmizî: “Bu hadis hasen-garîbtir. Bu hadisi bu şekliyle sadece Eyyûb’un rivâyeti olarak biliyoruz” demiştir. Elbânî, zayıf olduğunu söylemiştir.759

5. Câbir bin Abdillah’tan (r.a.) rivayet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.) şöyle

buyurmuştur: “Ne âlimlere karşı iftihar ve övünmek için, ne de cahillerle münâkaşa

etmek için ve ne de meclislerin seçkin köşelerinde yer almak için ilim talep etmeyiniz. Bu yasağa rağmen kim böyle yaparsa ateşe (müstehaktır), ateşe.”760

Zevaid’de, senedin ricâlinin sika olduğu ifade edilmiştir. Elbânî, sahih olduğunu söylemiştir.761

6. Ebû Hüreyre (r.a)'dan rivayet olunduğuna göre, Peygamber (s.a.) şöyle

buyurmuştur: “Kendisi ile Allah'ın rızası kazanılan bir ilmi, sırf dünya menfaati elde

etmek için öğrenen bir kimse kıyamet günü cennetin kokusunu alamayacaktır.”762 Elbânî, sahîh olduğunu söylemiştir.763

7. Abdullah b. Abbas (r.anhümâ)'dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.)

şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz benim ümmetimden bazı insanlar dinde fıkıh sahibi

olduğunu iddia edecekler, Kur'ân okuyacaklar ve diyecekler ki: Biz yöneticilere gidiyor, dünyalıklarından yararlanıyoruz. Fakat dindarlığımız hususunda onlardan uzak duruyoruz (bu yönden bize bir zarar ilişmiyor) derler. Halbuki onların dediğinin gerçekleşmesi mümkün değildir. Katad (adındaki dikenli ve meyvesiz ağaçtan, geven dikeninden başka bir meyveyi) toplamak mümkün olmadığı gibi emirlere yaklaşmaktan da bir şey elde edilemez. Ancak (elde edilecek olan)...”

758 Tirmizî, “İlim”, 6; İbn Mâce, “Mukaddime”, 23; Dârimî, “Mukaddime”: 34.

759 Tirmizî, es-Sünen, V/33, H.no: 2655, İbn Mâce, es-Sünen, I/95, H.no: 258.

760 İbn Mâce, “Mukaddime”, 23.

761 İbn Mâce, es-Sünen, I/93, H.no: 254.

762 Ebû Dâvûd, “İlim”, 12; İbn Mâce, “Mukaddime”, 23; Dârimî, “Mukaddime”, 27; Ahmed b. Hanbel,

el-Müsned, II/338, H.no: 8438.

(İbn Mâce diyor ki) Râvî Muhammed b. es-Sabbâh dedi ki: Zannımca Rasûlullah (s.a.) “hatalar”ı kasdetti.764

Zevâid’de: “İsnâdı zayıf” denmiştir. Elbânî de zayıf olduğunu ifade etmiştir.765

8. Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.): “Cübbü'1-

Hüzn (veya) Cübbü'l-Hazen'den Allah'a sığınınız” buyurdu. Sahâbiler: “Ey Allah’ın

Rasûlü! Cübbü'1-Hüzn (Cübbü'l-Hazen) nedir?” diye sordular. Rasûlullah onlara cevaben: “Cehennem'de öyle bir deredir ki Cehennem her gün dörtyüz defa ondan

(Allah'a) sığınır” buyurdu. Sahâbiler: “Ey Allah’ın Rasûlü! Kimler bu dereye girer?”

diye sordular. Rasûlullah (s.a.): “O dere, amelleri ile riyakârlık eden Kur'an

okuyucuları için hazırlanmıştır. Allah'ın en çok öfkelendiği Kurrâlardan bir kısmı da şüphesiz yöneticileri ziyaret eden okuyuculardır,” buyurdu. (Ravi) el-Muharibi dedi ki:

Yöneticilerden maksat “zâlim olan yöneticiler”dir.766

Zevâid’de: “İsnâdı zayıf” denmiştir. Elbânî de zayıf olduğunu ifade etmiştir.767

9. Avf b. Mâlik el-Eşcaî'den, ben Rasûlullah’ı (s.a.) şöyle buyururken işittim

dediği rivayet olunmuştur: “Devlet başkanı, memur ve büyüklük taslayandan başka vaaz

eden (hutbe veren) olmaz.”768

Elbânî de hasen-sahîh olduğunu ifade etmiştir.769

Şuayb Arnavut, Müsned’de üç ayrı senedle gelen rivayetler için: Abdulcebbâr el-Havlânî’den gelen rivayet “hasen li-ğayrihî, senedi zayıf”; Abdullah b. Yezid’den gelen rivayet sahîh, senedi zayıf”; Avf b. Mâlik’ten gelen rivayet sahîh, senedi hasen” demiştir.

Rivayette geçen “Lâ yakussu” fiili, kıssa anlatmaz, vaaz etmez, hutbe vermez anlamına gelmektedir. Bu hadis’te, yasaklama değil vakıayı tespit ve sakındırma

764 İbn Mâce, “Mukaddime”, 23.

765 İbn Mâce, es-Sünen, I/93, H.no: 255.

766 İbn Mâce, “Mukaddime”, 23.

767 İbn Mâce, es-Sünen, I/94, H.no: 256.

768 Ebû Dâvûd, “İlim”, 13; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, IV/233; H.no: 18079; VI/27; H.no: 24038;

VI/29; H.no: 24051.

sözkonusudur. Kastedilen hutbe ve vaaz, büyük topluluklara yapılan gerek dîni gerekse siyasî içeriği olan konuşmalardır. Bu sebeple bu görevin ve yetkinin doğal olarak yöneticilerin ve onların görevlendirdiği liyakatli kimselerin olması gerekmektedir. Bunlar müftüler ve vâizlerdir, denmiştir. Bunların dışında cemaatin karşısına geçip vaaz ve hutbe vermek isteyen, konuşma yapan, hikaye anlatan kimseler “muhtâl” diye ifade edilen büyüklük taslayan, kendini göstermek isteyen, menfaatçi kimselerdir. Aynı zamanda halkın iradesinden sorumlu olan insanların görevlendirmediği bu tür kişilikler devletin ve toplumun maslahatını gözetemeyebilecekleri için bu işten uzak durmalıdırlar.770

10. Abdullah İbn Mes'ûd’dan (r.a.) şöyle söylediği rivayet edilmiştir: “Eğer

ilim ehli, ilmini(n değerini) koruyup onu liyâkatli olanlara vermiş olsalardı, ilim sayesinde, zamanlarındaki insanların büyükleri olacaklardı. Lâkin âlimler, ilim vasıtası ile dünya ehlinden bir takım menfaatlar sağlamak için ilmi değerlendirmeden dünya ehline hesapsızca vermeye giriştiler. Bu sebeple dünya ehli yanında âlimlerin değeri de düştü. Ben sizin Peygamberiniz’den (s.a.) şöyle buyururken işittim: “Kim arzularını,

sadece âhirete âit arzu haline döndürürse, Allah, onun dünyaya âit arzusu için yeterdir. Ve kim ki, dünyaya ait arzuları çeşit çeşit olursa veya arzular kendisini dağıtırsa onun dünyanın hangi deresinde helak olduğuna Allah iltifat etmiyecektir.”

İbn-i Mâce, Ebül'-Hasan'dan ikinci bir sened ile de hadisi rivayet etmiştir.771 Zevâid’de: “İsnâdı zayıf” denmiştir. Elbânî de hasen olduğunu ifade etmiştir.772

11. İbn Mes'ûd (r.a.) şöyle dedi: “Gök ehli arasında tanınan, dünya ehline gizli

kalan ilim kaynakları, hidayet lambaları, ev bağlıları, gece kandilleri ve yeni kalpli, eski elbiseli kimseler olunuz.”773

Dârimî’nin, “İlmi uygulama ve bunda iyi niyetli olma” bâbında yer verdiği bu rivayet için Hüseyin Selim Esed: Senedde bulunan Muhammed b. Avn “metrûk”, diğer raviler ise “sika”dır, isnâdı zayıftır” demiştir.774

770 Münâvî, Feyzu’l-kadîr, VI/588, H.no: 9984.

771 İbn Mâce, “Mukaddime”, 23.

772 İbn Mâce, es-Sünen, I/95, H.no: 257.

773 Dârimî, “Mukaddime”, 27; İbn Abdilberr, Câmi'u beyâni'1-ilm, I/249, H.no: 488.

12. İbrahim şöyle dedi: “Kim, onunla Allah'ın rızasını taleb ederek ilimden bir

şey isterse Allah ona o (ilimden) kendisine yetecek olanı verir.”775

Dârimî’nin, “İlmi uygulama ve bunda iyi niyetli olma” başlığında yer verdiği bu rivayet için H. Selim Esed: “Senedi sahihtir” demiştir.776

13. Habîb b. Ubeyd şöyle dedi: (Eskiden) şöyle denirdi: “İlmi öğreniniz ve

ondan faydalanınız. Onu, güzel görünmek (fiyaka) için öğrenmeyiniz. Zira, vaziyet şu ki; şayet ömrünüz yeterse, yakında, kıyafet sahibinin kıyafetiyle güzel görünmeye çalışması gibi, ilim sahibi de ilmiyle güzel görünmeye çalışacak, (fiyaka satacaktır).”777

Dârimî’nin, “İlmi, Allah’tan başkası için öğrenen kimseleri kınama” bâbında yer verdiği bu rivayet için Hüseyin Selim Esed: “Senedi sahihtir” demiştir.778

14. Şehr b. Havşeb şöyle dedi: “Bana ulaştı ki Lokman Hakim oğluna şöyle

dermiş: “Yavrum! İlmi, âlimlerle karşılıklı övünmek veya cahillerle çekişmek yahut meclislerde gösteriş yapmak için öğrenme! İlmi, onu küçümseyip terkederek, cahilliğe meylederek de bırakma! Yavrum! Meclisleri titizlikle seç! Allah'ı zikretmekte olan bir topluluk gördüğün zaman hemen onların yanına otur. Zira, sen âlim isen ilmin sana (onlara bir şeyler öğretmek suretiyle) fayda verir. Cahil isen onlar sana öğretir. (Ayrıca) belki Allah onlara rahmet nazarıyla bakar, bundan, onlarla beraber sana da isabet eder. Allah'ı zikretmemekte olan bir topluluk gördüğün zaman ise onların yanına oturma! Çünkü sen, şayet âlim isen (bu durumda) ilmin sana fayda vermez. Cahil isen onlar senin cahilliğini (dalâletini) artırırlar. (Ayrıca) belki Allah onlara azap nazarıyla bakar da, (bundan), onlarla beraber sana da isabet eder.”779

Dârimî’nin, “İlmi, Allah’tan başkası için öğrenen kimseleri kınama” bâbında yer verdiği bu rivayet için Hüseyin Selim Esed; senedi Şehr b. Havşeb’e kadar hasendir, demiştir.780

775 Dârimî, “Mukaddime”, 27.

776 Dârimî, es-Sünen, I/94, H.no: 265.

777 Dârimî, “Mukaddime”, 34.

778 Dârimî, es-Sünen, I/116, H.no: 369.

779 Dârimî, “Mukaddime”, 34; Birinci kısım için bk.Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, I/190, H.no: 1651.

15. Sufyân şöyle dedi: “Hangi kulun ilmi artarken, dünyaya olan arzusu da

artmışsa, Allah’a uzaklığı da artmıştır.”781

Dârimî’nin, aynı bâbda yer verdiği bu rivayet için Hüseyin Selim Esed: “Senedi sahihtir” demiştir.782