• Sonuç bulunamadı

İLHANLI-MEMLÛKLU MÜNASEBETLERİNİN BAŞLAMASI

55 Keykavus ile Moğol yanlısı IV. Rükneddin Kılıçarslan arasındaki taht mücadeleleri Anadolu’yu daha da istikrarsız bir yola sürüklemekteydi. Bunun üzerine Mengü Han Hülegü aracılığıyla Anadolu’yu sözü geçen iki Selçuklu şehzadesi arasında taksim edecektir.265 Buna göre Konya İzzeddin’in, Kayseri ise Rükneddin’in payitahtı oldu.266

56 ve şehzadelerinin de bulunduğu bir orduyla Bağdat üzerine yürümüştür.272 Bağdat şehrinin tahribi ve Abbasi halifesinin öldürülmesiyle sonuçlanan bu sefer 273 , Hülegü’nün bölgedeki nüfuzunu daha da artırmıştır.274 Nitekim Hülegü’nün Tebriz’e dönüşüyle birlikte aralarında Türkiye Selçuklu sultan kardeşlerinin de bulunduğu çevredeki emir ve sultanlardan oluşan bir grup huzura gelerek bağlılıklarını bildirmişlerdir.275

b. Hülegü’nün Bilâdü’ş-Şam (:Suriye) Seferi ve Ayn Calut Savaşı

Abbasi Halifeliği’nin bu şekilde ortadan kalkması ile Ön Asya’da Moğollar için tek rakip kalmıştı. Mısır Memlûklu Sultanlığı. Eyyubi yönetimine son vererek Mısır’da iktidara gelen Memlûklar İslam dünyasının yegâne ümidi konumundaydı. Bu bakımdan Moğollardan canı yanan hemen her kesimin sığınacağı kapı haline gelmişti. Aynı zamanda bu siyasi mülteciler, her iki tarafı birbirine karşı da kışkırtabiliyorlardı.276 Uzakdoğu’dan batıya uzanan ticaret yollarını büyük ölçüde kontrol eden Moğollar, Doğu Akdeniz’e de sahip olup bu hâkimiyetlerini pekiştirmek istemişlerdir.277 Bu bağlamda Anadolu ve İran üzerinde hâkimiyet tesis eden İlhanlılar’ın Doğu Akdeniz’de nüfuz elde edebilmeleri Memlûklular karşısındaki başarılarına bağlı idi.

İlhanlıların Suriye ve Mısır üzerine düzenleyecekleri tüm seferlerde orduların güzergâhı Doğu Anadolu ve Van Gölü Havzası olduğundan İlhanlılar açısından sözü

272 Hülegü’nün Bağdat Seferi hakkında geniş bilgi için bkz., Cüveyni (Nasireddin b.Muhammed et-Tusi’nin Bağdat’ın Fethi Hakkında Yazdığı Zeyil), s.581vd; Camiü’t- Tevarih, s.28vd; Aksarayi, s.38;

Mirhond V, s.202vd; Hondmir III, s.95vd; Ebu’l Farac Tarihi II, s.568vd; Muhtasari’d – Düvel, s.32vd;

İbni Tagrıberdi, s.28vd; A. G. Galstyan, Ermeni Kaynaklarına Göre Moğollar, s.100vd; B. Spuler, s.61vd;

Jean -Paul Roux, Moğol İmparatorluğu Tarihi, İstanbul 2001, s.329vd; S. Runcıman, Haçlı Seferleri Tarihi III, s.256vd.

273 Geniş bilgi için bkz., Reşidüddin, Camiü’t- Tevarih, s.36-49; İbni Tagrıberdi, s.28-31; Müverrih Vardan, “Türk Fütühatı Tarihi”, s.232; King Hetum, History of the Tatars, chapter 26; Minhac-ı Sirac El-Cüzcani, Tabakat-ı Nasıri, (nşr., Mustafa Uyar), İstanbul 2016, s.162vd.

274 Aksarayi, s.39vd; Kiragos, s.98vd; B. Spuler, s.65. Hülegü Bağdat’tan getirmiş olduğu çok sayıda değerli eşya ve hazine ile diğer fetihlerinde elde ettiği ganimetleri Selmas ile Urmiye Gölü kıyısında bulunan Tele adı verilen bir dağda oldukça sağlam bir bina inşa ettirerek burada muhafaza edilmesini emretmiştir. Altınların çoğunu eriterek “baliş” (Moğollarda bir para birimi) yaptırmış bir kısım değerli eşyayı da fetih ve zafer nişanesi olarak Mengü Kağan’a göndermiştir. Bkz., Reşidüddin, s.50; J. Paul Roux, Moğol İmparatorluğu Tarihi, s.336.

275 Bkz., el-Evamirü’l-Ala’iyye, s.584; Selçukname, s.220; Aksarayi, s.345vd;Camiü’t- Tevarih, s.51; el- Ömeri, s.387; Ebu’l Farac Tarihi II, s.573; S. Runcıman, Haçlı Seferleri Tarihi III, s.259.

276Bkz.,Camiü’t- Tevarih, s.254vd.

276 M. Gül, Orta Çağlarda Doğu ve Güneydoğu Anadolu, s.183. İbni Tagrıberdi, s.85. Bkz., F. Sümer,

“Anadolu’da Moğollar”, s.66. Ayırca bkz., Osman G. Özkuzugüdenli, Gazan Han ve Reformları (1295-1304), (Yayınlanmamış Doktora Tezi), İstanbul 2000, s.152.

277 Osaman G. Özkuzugüdenli, Gazan Han ve Reformları (1295-1304), s.151.

57 edilen yöre büyük önem taşımaktaydı. Doğu Anadolu’nun İlhanlı Devleti’nin merkezine yakın olması Moğol ordularının kışlak ve yaylak olarak bu bölgeyi tercih etmelerinde etkili olmuştur. Burada bulunan askeri birliklerin başında da genellikle hükümdar sülalesinden şehzadeler görev yapıyorlardı.278 Bölge, İlhanlı ordularının sürekli geçiş alanı üzerinde olmasından dolayı da devamlı olarak tahribatlara uğramıştır. Aynı zamanda İlhanlı- Memlûklu mücadeleleri279 bölgenin siyasi, sosyo- ekonomik, etnik ve kültürel yönünü de büyük ölçüde şekillendirmiştir.280

Anadolu iki Selçuklu şehzadesi arasında taksim edilmesine281 rağmen tahrip edilmeye devam edecektir. Kösedağ Savaşı’ndan sonra Van Gölü Havzası Moğol hâkimiyetine girmişti. Moğollar ise hâkimiyet anlayışlarının bir sonucu olarak yöreyi Gürcü Prenses Thamta’ya vermişlerdi.282 Thamta’nın bölgeyi Moğollar adına idare ettiği bu dönemde (1246) bölgede meydana gelen şiddetli bir zelzele büyük tahribatlara sebep olmuştur. Bütün bunlara rağmen Hülegü’nün İran ve Azerbaycan’a gelişi ile Van Gölü Havzası Moğollar açısından daha da önem kazanmıştır.283 Hülegü Han güney seferleri için Kitboğa’yı öncü birliklerin başında Suriye ve Mısır’a göndermiş284 ve kendisi de Eylül 1259’da Azerbaycan’dan hareket etmişti. 285 Hülegü kalabalık ordusuyla Aladağ yaylağından güneye doğru ilerleyerek Aşmot Cevz Nehri’ne yani Adilcevaz suyuna ve Başir tepesine varmıştı ki onun bu hareketi Halep’te duyulunca büyük bir hazırlık yapılmaya başlanacaktır.286 Reşidüddin Hülegü’nün güzergahı takip ederek ordusuyla Ahlat’a geldiğini ve çevrede büyük bir katlima yaptığını belirterek,

278C. Cahen, Osmanlılardan Önce Anadolu, s.341.

279 İlhanlı-Memluk mücadelelerinin seyri ve sonuçları açısından geniş bilgi için bkz., İsmail Yiğit, Memlukler (1250-1517), İstanbul 2008, s.30-81; Reuven Amitai, “The Resolution of the Mongol-Mamluk War”, Mongols, Turks and Others, (Edit. Reuven Amitai and Michel Brain), Brill- Leiden-Boston 2005, s.359-390.

280 Muammer Gül, Orta Çağlarda Doğu ve Güneydoğu Anadolu, s.112.

281 Bu taksime göre II. İzzeddin Keykavus’a Aksaray’dan Rum saltanatının hududu olan denize kadar olan yerleri, Rükneddin Kılıçarslana da Kayseri’den Büyük Ermenistan’a kadar olan yerleri yönetmeleri için verdi. Böylece Anadolu biri Kayseri, diğeri Konya’da olmak üzere iki Sulltan tarafından idare edilmeye başlamış oldu.Bkz., Ebu’l Farac Tarihi II, s.573; el-Evamirü’l-Ala’iyye, s.584; Muhtasari’d – Düvel, s.25vd; Müneccimbaşı II, s.102vd; F. Sümer , “Anadolu’da Moğollar”, s.33; B. Spuler, İran Moğolları, s.64.

282 Bkz Kiragos, s.70vd; A. G. Galstyan, Ermeni Kaynaklarına Göre Moğollar (Sebastatsi Vakayinamesinden), s.45.

283 F. Sümer, “Ahlat Şehri ve Ahlatşahlar”, s.458vd.

284 Tarih-i Güzide (Farsça trc.), s.589.

285 J. A. Boyle, “Dynastic and Political History of the İlkhans”, s.350.

286 İbni Tagrıberdi, s.34vd.

58 daha güneye inip Cezire’yi ve Urfa’yı aldığını, Meyyafarikin287 ile Amid’in fethi için de bazı komutanlarını görevlendirdiğini kaydetmektedir. 288 Cüzcani ise Hülegü’nün Meyyafarikin’in muhasarasına bizzat katıldığını, kaleyi almaya muvaffak olamayınca da Muş Sahrası adı verilen otlağa çekildiğini belirtmektedir.289 Mengü Kağan’ın ölüm haberini Halep’te iken alan Hülegü, yine aynı güzergahı yani Ahlat üzerinden geri dönmüş ve buradan merkeze (Karakurum) yönelmiştir.290 Hülegü’nün ordunun büyük bir kısmıyla bölgeden ayrılışı Memlûklar açısından bir fırsata dönüştürüldü. Çünkü azami 10 000 kişiden oluşan Kitboğa komutasındaki Moğol ordusu, Memlûklu sultanı Kutuz’a karşı, Filistin’de Beysan ile Nablus arasında Ayn Calut adı verilen mevkiide başarısız olacaktır.291 1260 yılında meydana gelen Ayn Calut292 Savaşı Ön Asya’nın kaderini belirlediği gibi Moğol hâkimiyetinin de bölgedeki sınırlarını ortaya çıkarması bakımından önemli olmuştur.293

287 Meyyafarikin’in kuşatması uzun sürdüğünden şehir halkı açlık sıkıntısı içerisine girmiştir. Bir süre sonra da şehri teslim etmek durumunda kalmışlardır. Bkz., Müverrih Vardan, “Türk Fütühatı Tarihi”, s.232vd; H. Oktay, Ermeni Kaynaklarında Türkler ve Moğollar (Psikopos Stepanos Vekayınamesi’nden), s.234; B. Spuler, İran Moğolları, s.69; İsmail Yiğit, Memlukler (1250-1517), s.33.

288Camiü’t- Tevarih, s.53; El- Ömeri, s. 388, 392; Mirhond V, s.206vd, 208vd; Hondmir III, s.98vd;

Kiragos, s.104vd; B. Spuler, İran Moğolları, s.66; H. Oktay, Ermeni Kaynaklarına Göre Türkler ve Moğollar (Vartan Vakayinamesinden), s.176; J. A. Boyle, “Dynastic and Political History of the İlkhans”, s.350.

289 el-Cüzcani, Tabakat-ı Nasıri, (nşr., Mustafa Uyar), s.170. Müverrih Vardan ise Hülegü’nün Taron kazası adı verilen yerdeki Mugan ovasına çekildiğini ve burada bir şehir kurmaya karar verdiğinden bahsetmektedir. . Bkz., Müverrih Vardan, “Türk Fütühatı Tarihi, s.233. Ebu’l-Fida Muş ovasının büyük bir alanı kapsadığını, çayır ve meralarının bol olduğunu belirtir. Bkz., Ebu’l-Fida, s.313vd.

290 Camiü’t- Tevarih, s.55; Tarih-i Güzide (Farsça trc.), s.589; Tarih-i Güzide (İng. trc..), s.142; Tevarih-i Al-i Selçuk, s.768; J. A. Boyle, “Dynastic and Political History of the İlkhans”, s.351; S. Runcıman, Haçlı Seferleri Tarihi III, s.263; J. Paul Roux, Hülegü’nün Suriye seferinden dönüşünün yaz sıcaklarının başlaması ve kıtlık ile ilgili olduğunu belirtmektedir. Bkz., J. Paul Roux, Moğol İmparatorluğu Tarihi, s.340vd.

291 Camiü’t- Tevarih, s.58; İbni Tagrıberdi, s.37; El- Ömeri, s.393vd; Tarih-i Güzide (Farsça trc.), s.590;

Tarih-i Güzide (İng. trc..), s.142; Aknerli Grigor, s.63vd; Kiragos, s.107; Vardan Arewelts’i, s.92; A. G.

Galstyan, Ermeni Kaynaklarına Göre Moğollar, s.103vd; S. Runcıman, Haçlı Seferleri Tarihi III, s.264.

292 Savaş hakkında geniş bilgi için bkz., İbn Tagrıberdi, 37; Müverrih Vardan, “Türk Fütühatı Tarihi”, s.234. Ayrıca bkz. B. Spuler, İran Moğolları, s.67vd; İsmail Yiğit, Memlukler (1250-1517), s.33. Charles J. Halperin, “ The Kipçhak Connection: the İlkhans, the Memluks and Ayn Jalut”, Bulletin of The School of Oriental and African Studies, University of London, vol. 63, No.2 (2000), s.229-245. Ayn-ı Calut, Filistin’de Nablus ile Beysan arasında yer alan küçük bir mevki olup rivayete göre adını Hz. Davud tarafından bir savaş sırasında öldürülen Calut’tan almıştır. Daha geniş bilgi için bkz., Abdulkerim Özaydın, “Aynıcalut Savaşı”, DİA IV, s.275vd; Kazım Yaşar Kopraman, “Mısır Memlukleri (1250-1517)”, Türkler V, Ankara 2002, s.99-126.

293 Savaş hakkında bilgi için bkz., Camiü’t- Tevarih, s.55vd; İbni Tagrıberdi, s.35vd; J. Paul Roux, Moğol İmparatorluğu Tarihi, s.354vd; S. Runcıman, Haçlı Seferleri Tarihi III, s.263vd; Rene Grousset, Bozkır İmparatorluğu, s.396vd.

59