• Sonuç bulunamadı

HÜLEGÜ’NÜN İRAN VE ANADOLU’DA HÂKİMİYETİNİ TESİSİ

50 B. HÜLEGÜ’NÜN İRAN VE ANADOLU’DA HÂKİMİYETİNİ TESİSİ

51 mevcuttu.231 Teşkil edilen orduda Çingiz Han devrindeki kumandanların oğulları ile hanedanın diğer üyelerini temsilen şehzadeler de vardı. 232 Moğolca konuşan toplulukların hemen hepsinden beğler bulunmakla birlikte bunlar içerisinde özellikle Suldus ve Celayirli233 oymaklarına mensup olanlar ağır basıyordu.234 Bu oymaklara mensup beyler Hülegü döneminden devletin yıkılışına kadar sivil ve askeri bürokraside önemli roller üstleneceklerdir. Hülegü’nün ordusunda kalabalık bir Uyrat grubu vardı ki bunlar özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yerleşmiş ve bölgenin etnik ve sosyal yapısı üzerinde etkili oldukları gibi siyasi meselelerde de ön plana çıktıkları görülmektedir. Bunların dışında Tatarlar, Kireyitler, Naymanlar gibi topluluklar da mevcuttu.235

b. İlhanlı Devleti’nin Tesisi

Moğol hâkimiyetini tanımış olan siyasi teşekküller Azerbaycan’da kışlayan askeri valilerin kontrolü altındaydılar. Fakat Çingiz Han’ın ölümünden (1227) sonra payitaht Karakurum’da meydana gelen iç çekişmeler, idareci kadroların sürekli değiştirilmesi, merkez Karakurum’un Ortadoğu’ya uzaklığı sebeplerinden dolayı bu bölgede bir türlü nizam kurulamamıştı. Diğer taraftan Batu Han’ın da bölgedeki olaylara müdahil olması,236 Merkezi sistemi kurma niyetinde olan Mengü Han’ın rahatsız olduğu durumlardandı. Ortadoğu’nun bu askeri valiler trafından yönetilemeyeceğini gördüğü için kardeşi Kubilay’a Çin ülkesinin idaresini verdiği gibi diğer kardeşi Hülegü’ye de

231 Z. Velidi Togan, Umumi Türk Tarihine Giriş, s.251; Abdulkadir Yuvalı, “Anadolu’nun Türkleşmesi ve Moğollar”, Türk Dünyası Araştırmaları, Sayı: 38, İstanbul Ekim 1985,s.100.

232 Hülegü’nün ordusu batıya gönderilirken her şey düşünülmüştü. Kale kuşatmalarında kullanılacak silahlardan, bunları kullanacak birlikler, ordunun ihtiyacı olan otlaklar, nehirler üzerindeki köprüler ve askerin iaşesinin nasıl tedarik edileceği vs. Bkz., Camiü’t- Tevarih, s.13vd; Cüveyni III, s.488vd.

233 Celayirliler, Cengiz Han’ın tarih sahnesine çıktığı ilk zamanlardan itibaren onunla birlikte hareket etmişler ve kalabalık bir orduyla Cengiz Han’ın seferlerine katılmışlardır. Bkz., Moğolların Gizli Tarihi, s.66, 84, 87, 138. Celayirler hakkında geniş bilgi için bkz., M. Halil Yinanç,“Celayir”, İA III, s.64vd;

Muzaffer Ürekli, “Celayirliler”, DİA VII, s.264vd.

234 F. Sümer, “Anadolu’da Moğollar”, s.11.

235 Hülegü’nün mahiyetinde bulunan bu kabileler hakkında bilgi için bkz., F. Sümer, “Anadolu’da Moğollar”, s.11vd.

236 Türkiye Selçuklu Devleti Kösedağ Savaşı’ndan sonra Batu Han’a elçi göndererek bağlılıklarını bildirmişlerdi. Şemseddin Isfahani başkanlığındaki bu heyet, değerli hediyelerle Batu Han’ın huzuruna varıp yapılan anlaşmayı tasdik ettirmişlerdi. Bkz., İbn Bibi, 512vd; İ.H.Uzunçarşılı, Osmanlı Devlet Teşkilatına Methal, s.76. Dolayısıyla Batu Han Selçuklu sultanlarının değiştirilmesinde de doğrudan müdahil olabiliyordu. Nitekim Aksarayi Batu Han için “Padişah-ı Ruy-i Zemin” ifadesini kullanmata bir sakınca görmüyordu. Abdulkadir Yuvalı, “İlhanlıların Anadolu Politikası ve Doğu Anadolu Şehirlerinin Vergi Potansiyeli”, XI. Türk Tarih Kongresi II, (5-9 Eylül 1990), Ankara 1994, s.583.

52 İran’ın237 idaresi görevini vermişti.238 Çünkü Çurmağun, Baycu ve Elçigidey Noyanlar önemli işler yapmış olmalarına rağmen bir türlü istenen düzeni sağlayamamışlardı.239 Özellikle Çurmağun ve Baycu Batı İran ile Kafkaslar’da önemli başarılar elde edip sözü edilen bölgeleri hâkimiyetleri altına almışlar ve Kösedağ Savaşı’nda Türkiye Selçuklularını da vergiye bağlamışlarsa da bu başarılarının devamını getirememişlerdi.

Bu arada Kit Boğa Noyan ise öncü birliklerin başında batıya gönderildi.240 Anadolu ve Gürcistan’a kadar olan yollar üzerindeki ordunun ihtiyacı olan yük ve et hayvanlarının hazırlanması elçiler vasıtasıyla duyuruldu.241

1256 yılında toplanan kurultayda kağan seçilen Mengü bir bakıma kendisinin de saltanat naibi ve İlhan ünvanı242 ile kardeşi Hülegü’yü büyük hanın bir temsilcisi eşliğinde İran’a gönderecektir. 243 Dolayısıyla Hülegü’nün 1256’da İran’a gönderilmesiyle aslında Moğol İmparatorluğu’nun Ortadoğu’daki Tebriz merkezli şubesi olan İlhanlılar Devleti de teşekkül etmiş sayılabilir.244 Yukarıda bahsedildiği üzere Hülegü’nün başlıca vazifesi İsmaililer (Bâtıniler)’i ortadan kaldırmak245, yolların güvenliğini bozan ve ticareti sekteye uğratan Lur ve Kürtleri yola getirmek, Abbasi halifeliğine hâkimiyetini kabul ettirmekti. 246 Hülegü kendisine verilen görevleri bitirdiğinde tekrar merkeze dönecekti.247 Buna rağmen Hülegü’nün geri dönmeyerek

237 Reşidüddin İran’a ilaveten Şam, Mısır, Rum ve Ermen bölgelerinin de Hülegü’ye verildiğini kaydatmektedir. Bkz., Reşidüddin, Camiü’t- Tevarih, s.13; H. Oktay, Ermeni Kaynaklarına Göre Türkler ve Moğollar (Vartan Vakayinamesinden), s.173.

238Cüveyni III, s.487; Muhtasari’d – Düvel, s.25.

239 Hülegü’nün İran’a gönderilme sebepleri hakkında bilgi için bkz.,Camiü’t- Tevarih, s.13.

240 Cüveyni III, s.489; Camiü’t- Tevarih, s.18.

241 Cüveyni III, s.489; Tarih-i Vassaf I, s.323.

242 O.Turan, Selçuklular Zamanında Türkiye, s.497. “İlhan” kelimesi hakkında geniş bilgi için bkz., İ.

Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Devleti Teşkilatına Methal, s.179-184.

243 Müverrih Vardan, “Türk Fütühatı Tarihi”, s.239. Hülegü’nün yanında gönderilen şehzade Tuluy Han’ın oğlu Subutay-Oğul’dur. Bkz., Reşidüddin, s.15; Cüveyni III, s.487; Ebu’l Farac Tarihi II, s.556.

Bu şehzade daha İran’a varamadan Kan-i Gul (Gül Madeni) adı verilen otlakta hayatını kaybetmiştir.

Cüveyni III, s.490.

244 M. Fahrettin Kırzıoğlu, Kars Tarihi II, s.441; O. Turan, Doğu Anadolu Türk Devletleri Tarihi, s.201;

Muammer Gül, Orta Çağlarda Doğu ve Güneydoğu Anadolu, s.105.

245 Tarih-i Güzide (Farsça trc.), s.589; Tarih-i Güzide (İng. trc.), s.142.

246 Bkz., Mir Muhammed b. Seyyid Burhanu’d-din H’adşah Mirhand (Mirhond), Ravzatu’s-Safa V, Tahran 1947, s.228vd; Camiü’t- Tevarih, s.15; Gıyasu’d-din b. Hüsamü’d-din H’andemir (Hondmir), Habib’s-Siyer fi Ahbar-i Efrad-i Beşer III, (nşr., Muhammed Debir Siyaki), Tahran 1353/1974, s.

94vd. Ayrıca bkz. Z. Velidi Togan, Umumi Türk Tarihine Giriş, s.223; W. Barthold, “Hulagu”, İA V/I, s.581; Alessandro Bausani, The Persians from the Earliest Days to The Twentieth Century, London 1975, s.109; J. A. Boyle, “Dynastic and Political History of the İlkhans”, s.340.

247 Camiü’t- Tevarih, s.15.

53 batıdaki faaliyetlerini sürdürmesi onun bir devlet kurma niyetinin göstergesi olacaktır.248

c. Hülegü’nün Azerbaycan’da Birtakım İdari Düzenlemeleri

Hülegü’nün Azerbaycan’a gelişinden evvel Çurmağun Noyan ve onun rahatsızlanması üzerine de Baycu Noyan Mugan249 yöresini kendilerine kışlak olarak seçmişlerdi. 250 Burası tahıl üretimi açısından zengin olduğu gibi bazı dokuma ürünlerinin de üretildiği ve çevreye ihraç edildiği bir bölge idi.251 Diğer taraftan kalabalık Moğol birliklerini barındırabilecek özelliklere sahipti. İklimi sıcak ve havası nemli olan Mugan’ın verimli arazisi Moğol ordusunun ihtiyacı olan otlaklara sahipti.252 Mengü Han’ın Baycu Noyan’a haber yollayarak Hülegü’nün ordusuna katılmasını söylemesine rağmen Hülegü, Mugan yöresinin mahiyetinde bulunan orduyu ancak besleyebileceğini düşünmüş olacak ki Baycu Noyan’ın Anadolu’ya doğru gitmesini istemiştir (1256).253 Aynı zamanda Hülegü Azerbaycan ile Arran yöresini kendisine merkez (kışlak) yaparak Cuci Oğullarının (Altınordu) bölge üzerindeki hak iddialarını da bertaraf etmiş oluyordu.254 Diğer taraftan hem kuzeyindeki hem de güneyindeki arazinin müdafaası için Kafkasya kalesi büyük önem arz etmekteydi.255 Bunun üzerine uzun zamandan beri burasını kendisine kışlak yapmış olan Baycu mecburen daha batıya

248 Aknerli Grigor, Hülegü’nün Bağdat’ı zaptettikten sonra Mengü Han’a bir elçi göndererek başarılarını anlattığını ancak merkeze geri dönmesi halinda buraların başsız kalacağını bildirdiğinden bahsetmektedir.

Mengü Han ise elçilerle haber göndererek; kardeşi Hülegü’yü imparatorluğun batısını yönetmek üzere Han tayin ettiğini bildirmiştir. Bkz., Aknerli Grigor, s.55vd.

249 Mugan,Azerbaycan Ermenistan, Şirvan ve Hazar Denizi ile komşudur. Çukurda kaldığı için çevredeki büyük dağları bile görmek mümkün değildir. İklimi sıcak ve havası nemli özelliklere sahiptir. Sonbaharda otları o kadar zehirlidir ki büyük baş hayvanları dahi öldürebilmektedir. İlkbaharda zehir oranı daha da düşmektedir. Azerbaycan Atabeyleri zamanında geliri yüksek iken İlhanlılar zamanında gelirlerinde azalma gözlenecektir. Bkz., Nuzhet al-Qulub, s.91. Curmağun Noyan’ın Mugan Kışlağı’na yerleşmesi hakkında bkz., Enver Konukçu, “Moğol Sünit Boyundan Ötegdai’li Çormahan: Cengiz, Ögedey ve Töregene Hatun Döneminin (1206-1246) Büyük Hanı”, s. 236vd.

250 Wilhem Von Rubruk, Moğolların Büyük Hanına Seyahat, (nşr., Ergin Ayan), İstanbul 2012, s.135;

F. Sümer, “Anadolu’da Moğollar”, s.3; M. Fahrettin Kırzıoğlu, Kars Tarihi, s.434; A. Yuvalı, İlhanlılar Tarihi, s.29; A. Yuvalı, “Anadolu’nun Türkleşmesi ve Moğollar”, s.99.

251 Hududu’l-Âlem, s.101.

252 Ebu’l- Fida, Takvimü’l-Büldan, s.320.

253 Cüveyni III, s.488; Camiü’t-Tevarih, s.14; Müverrih Vardan, “Türk Fütühatı Tarihi”, s.230. Ayrıca bkz. Hasan Oktay, Ermeni Kaynaklarında Türkler ve Moğollar, s.173; C. Cahen, Osmanlılardan Önce Anadolu, s.251; F. Sümer “Anadolu’da Moğollar”, s.24vd; M. Fahrettin Kırzıoğlu, Kars Tarihi, s.441; O.

Turan, Selçuklular Zamanında Türkiye, s.497; E. Merçil, Müslüman-Türk Devletleri Tarihi, s.155.

254 Tarih-i Vassaf I, s.27.

54 yani Anadolu’ya gelmek zorunda kalacaktır.256 Ancak Hülegü sonraki dönemlerde daha fazla kaynak sağladığı için Arran/Erran’ı257 kışlak olarak kullanmaya başlayacaktır.258 X. Asırda kaleme alınan ve müellifi bilinmeyen Hududu’l-Âlem adlı coğrafya eserinde Arran yöresi mamur ve nimeti bol bir yer olarak anlatılmaktadır. Ticaret kervanlarının da uğrak yeri olduğu anlaşılan Arran’ın pamuk, pamuk ürünleri, kırmızı boya, balık, bal ve bal mumu üretiminin yapıldığı bir bölge olduğu anlaşılmaktadır.259

Türkiye Selçuklu Sultanı II. İzzeddin Keykavus’tan kendisine yaylak ve kışlak olarak uygun bir yer talebinde bulunan Baycu, bir yandan da Anadolu’da ilerlemeye başlamıştır.260 II. İzzeddin Keykavus’un bu teklifi reddedip hazırlıklar yapması Baycu’nun Aksaray’a kadar olan yerleri tahrib etmesine neden olmuştur.261 1256’da Aksaray yakınlarında bulunan Sultan Hanı civarında yapılan savaşı Selçuklular kaybetmiş ve Sultan II. İzzeddin Keykavus ise payitaht Konya’yı terk etmiştir.262 Baycu ise istediğini aldıktan sonra yaptığı icraatlar konusunda bilgi vermek maksadıyla tekrar Azerbaycan’a dönecektir. 263 Hülegü tarafından sert bir şekilde uyarılan Baycu, Anadolu’ya tekrar gönderilecektir.264 Bu arada arkasına Türkmenleri alan II. İzzeddin

255 İlhanlılar, Kafkasya’yı ellerinde tutmakla 16. ve 18. Yüzyıllarda Safeviler Hanedanlığının bir bakıma yaptığını icra etmekteydi. Aynı şekilde 19. Asırda ise Rusya, bu dağlık araziyi ele geçirmek için uğraş veriyordu. Bkz., B. Spuler İran Moğolları, s.70.

256 Kiragos, s.95; A. G. Galstyan, Ermeni Kaynaklarına Göre Moğollar, s.46; O. Turan, Selçuklular Zamanında Türkiye, s.497.

257 Arran, Ortaçağ’da Doğu Kafkasya’da bir bölgenin adıdır. Kür ve ras nehirleri arasında kalan Arran’ın kuzeyinde Şirvan ve Şeki, güneyinde İrminiye ve Azerbaycan, güneydoğusunda ise Mugan vardır. Eski Yunan ve Romalılar devrinde Albania adı verilen bölge Müslümanlar tarafından fethedildikten sonra Arran adını almıştır. Arran/Erran hakkında ayrıntılı bilgi için bkz., Abdulkerim Özaydın, “Arran”, DİA III, s.394vd; Z. Velidi Togan, “Arran”, İA I, s.596vd; Mustafa Uyar, “İlhanlı (İran Moğolları) Devleti’nin Önemli Yaylak ve Kışlakları”, s.250.

258 Muhtasari’d – Düvel, s.27; M. Uyar, “İlhanlı (İran Moğolları) Devleti’nin Önemli Yaylak ve Kışlakları”, s.251.

259 Bkz., Hududu’l-Âlem, s.101.

260 Ebu’l Farac Tarihi II, s.562.

261 Aksarayi, s.31; Camiü’t- Tevarih, s.28; Anonim Selçukname, s.46.

262 el-Evamirü’l-Ala’iyye, s. 576vd; Selçukname, s.212vd; Aksarayi, s.32; Müneccimbaşı II, s.97;

Muhtasari’d – Düvel, s.27; Anonim Selçukname, (Feridun Nafız Uzluk), s.35. Ayrıca bkz. A. G.

Galstyan, Ermeni Kaynaklarına Göre Moğollar, s.46; C. Cahen, Osmanlılardan Önce Anadolu, s.25vd; F.

Sümer, “Anadolu’da Moğollar”, s.29vd. Ayrıntılı bilgi için bkz., O. Turan, Selçuklular Zamanında Türkiye, s.497vd; E. Merçil, Müslüman-Türk Devletleri Tarihi, s.155.

263 el-Evamirü’l-Ala’iyye, s. 579.

264 Hülegü, Baycu’ya: “Çurmağun öldü. Onun yerine geçen sen İran memleketlerinde hangi işi yaptın.

Düşmanın hangi safını kırdın. Hangi isyankâra boyun eğdirdin. Sen bunları yapmak yerine Moğol ordusunu Halifenin haşmet ve azametiyle korkutuyorsun” dedi. Baycu ise: “Diz çökerek benim kusurum yok. Ben yapmam gerekeni yaptım. Rey kapısından Rum ve Şam ülkelerinin nihayetine kadar tek bayrak altında topladım. Ancak bir tek halkının çokluğundan dolayı Bağdat’ı alamadım…” diye kendini savunmuştur. Daha fazla bilgi için bkz., Camiü’t- Tevarih, s.27vd; Mirhond V, s.234.

55 Keykavus ile Moğol yanlısı IV. Rükneddin Kılıçarslan arasındaki taht mücadeleleri Anadolu’yu daha da istikrarsız bir yola sürüklemekteydi. Bunun üzerine Mengü Han Hülegü aracılığıyla Anadolu’yu sözü geçen iki Selçuklu şehzadesi arasında taksim edecektir.265 Buna göre Konya İzzeddin’in, Kayseri ise Rükneddin’in payitahtı oldu.266