• Sonuç bulunamadı

113 Bu çalışmada kullanılan, uygulamaya hazırlanmış Beş faktör Kişilik Envanteri Prof. Dr. Nebi Sümer’in internet sitesinden alınmıştır(9). Ölçekler hakkında Sümer;

“Bu site bulunan ölçekler uygulama hazır ve erişime açıktır. Ölçekler etik ilkelere uymak koşulu ile sadece bilimsel araştırmalarda kullanılabilir.

Ölçeklerin kullanımı için izin alınmasına gerek yoktur. Söz konusu ölçeklerin klinik tanı koyma, psikolojik değerlendirme ve/ya eleman seçme vb. amaçlarla kullanılması hem bilimsel (psikometrik) hem de etik bakımdan uygun değildir”

(Sümer, 2020).

Diyerek hiçbir ölçeğin değiştirilemeyeceğini, üzerinde oynama yapılamayacağını da önemle vurgulamıştır (Sümer, 2020).

114 yaşamıştır. 2011 ile 2020 arasında yayınlanmış olan elli (50) makalenin yirmi biri (21) bahsedilen tarihlerde ortaya çıkmıştır. Zamanla konu üzerine ilgi azalmış 2019 yılında hiç yayın çıkmamış, 2020 yılında ise sadece konu ile ilgili bir (1) çalışma yapılmıştır.

Genel olarak; sosyal medya davranışları üzerinde kişilik analizleri iki ana yönteme dayanmaktadır. İlki dil kullanımına dayalı diğeri ise görseller(fotograf, video) üzerinden yapılan analizlerdir.

Konu ile alakalı çalışmaları derleyerek bir araya getiren çalışmalar konu ile ilgili genel bir kanaat oluşturabilir (Liu ve Campbell, 2017), (Azucar, Marengo, ve Settanni, 2018), (Settanni, Azucar, ve Marengo, 2018). Bu çalışmların yakın tarihli olması alan gelişmeleri gözlemek açısından faydalıdır.

Görsel ögelere dayalı analizler genel olarak; öznelerin paylaşmayı tercih ettiği görseller ile bu görsellerdeki renk tercihi, renk doyumu, göresellerin netliği üzerinden kişşilik ile korelasyanlara dayanmaktadır (Liu, v.d., 2016), (Ferwerda, Schedl ve Tkalci, 2016), (Ferwerda, Schedl ve Tkalcic, 2015). İlaveten instagram üzeriden öznelerin beğenilerini ele alan çalışmalarda fotoğraflar üzerinden benzer korelasyonları kullanmışlardır (Lay ve Ferwerda, 2019). Videolar üzerinden yapılan kişilik analizlerinde renk ve doygunluk gibi unsurların yanı sıra öznelerinde davranışları (ses tonu, jest ve mimikleri, kadrajda kapladığı alan) da değerledirilmiştir (Aran ve Perez, 2013). Ayrıca kullanılan ya da tercih edilen emojiler üzerinden kurulan korelasyona dayalı çalımalarda bulunmaktadır (Wei, v.d., 2017).

Ayrıca, kişilikle ilişkisi kurulan; elektronik ortamda alış veriş davranışları (Buettner, 2017) ve teknoloji kullanımı (Grover ve Mark, 2017) ile ilgili çalışmalarda bulunmaktadır.

115 Dil kullanımına dayanan araştırmalar genel olarak iki ye ayrılmaktadır.

Psikanalize dayalı analiz. Bu analiz yöntemi aslında sadece sosyal medya metinleri için değil, genel olarak dil kullanımı üzerine yapılan psikolojik analizdir (Turan, 2018), (Narter, 2017). Psikanaliz çalışmaları bireylerin patolojileri üzerinde durması, bastırılmış güdüler ile ilgilenmesi, başlı başına Freudiyen yaklaşımın çok derin ve geniş olması sebeplerinden ötürü bu tarz çalışmalar ele alınmamıştır. İlaveten bahsedilen sebeplerden ötürü bu çalışmanın kapsamında da değillerdir.

Dil kullanımına dayalı kişilik analizinde diğer bir yöntem ise Pennebaker ve King’in 1999 yılında ortaya koyduğu çalışmaya dayanmaktadır. Alan da dil kullanımı üzerinden yapılan kişilik analizlerinin neredeyse tümü bu çalışmayı ve bu çalışmadan elde edilen korelasyonları referans olarak kullanmışlardır.

Yukarıda bahsedilen çalışmaları, tarihsel gelişim sırasıyla detaylı bir şekilde ele alınacak olunursa;

Pennebaker, King, 1999 (Çalışmanın özgün adı: Linguistic Styles Language Use as an Individual Difference), dil kullanımı ile ilgili literatürdeki neredeyse tüm çalışmalar Pennebaker, King yapmış olduğu bu çalışmaya dayanmaktadır. Aslında dilbilim-psikoloji araştırması olan bu çalışma, dil kullanımındaki farklılıklar üzerinden kişilik boyutlarını eldinmeyi amaçlamıştır. Bu amaç doğrultusunda makine öğrenme (machine learning) programı geliştirmişlerdir. Bu program öznelerin kullanıdıkları kelimeleri saymaktadır. Aslında içerik analizine benzetebileceğimiz bu teknik, çok daha karmaşık ve derindir. Sadece kelime bazında değil, kurulan cümelerlerin hangi zamanda (tense) kurulduğu, birinci çoğul sahısla kurulan cümlelerin sayısı, cümle kurulumundaki kelime sayısı, soru cümlelerin konuşmadaki yüzdesi, özgün (unique) kelime sayısı,

116 duygusal kelime sayısı, cümlede kullanılan zamir (pronoun) ve edat (preposition) sayısı ele alınan unsurlardır. Bu işlem araştırmacı tarafında değil geliştirilen bilgisayar yazılımı tarafından yapılmaktadır. Bunun için geliştirilen programa; Dilbilimsel Araştırma ve Kelime Sayımı -Linguistic Inquiry and Word Count- kısaltılmış hali ile, LICW adını vermişlerdir. Burada ele alınacak unsurlar tecrübeli terapistler ve sosyal psikologlar tarafında belirlenmiştir. Birkaç basamağı olan bu çalışmada çok farklı örneklemlere, geliştirilen bu teknik uygulanmıştır.

Araştırmanın birici basamağında üç farklı örneklem bulunmaktadır: birinci grup bağımlılık servisinde tedavi olan hastalar (11 kadın, 4 erkek toplam 15 kişi). Bu hastalardan üç ay boyunca günlük yazmaları istenmiş. İkinci grup ise 1993-1996 yılları arasındaki lisans yaz okulu öğrencileri olmuştur (29 kadın, 5 erkek toplam 34 kişi).

Öğrencilerden ise rastgele konular üzerinden düşünecelerini yazmaları için ödevler verilmiş. İki hafta süren bu çalışma için öğrencilere yirmişer dakika zaman verilmiş.

Üçüncü grup ise; Önde gelen sosyal psikologlar tarafından yapılan yayınlar ele alınmış 33 erkek, 7 kadın araştımacının 1967 ile 1998 yılları arasındaki yayınları ele alınmıştır.

Çalışmanın ikinci ayağında ise Texas Üniversitesinde 1992 ile 1997 yılları arasında psikoloji bölümünde okuya 822 kişi ile başlamışlar. Yıllara göre azalan örneklemle araştırmanın son yılını 386 kişi ile bitirmişler. Bu çalışmada cinsiyet değişkenini göz önünde bulundurmamışlardır. Bu örnekleme de farklı konular hakkında öznelere ödevler vermişlerdir. Bazen bir konu hakkında deneme, bazen günlük, bazen de gündelik bir olay hakkında düşüncelerini yazmalarını istemişlerdir. Bunun sonunda yıl sonu not ortalamalarında %10’luk fazla puan verilmiş. Bu süreç her dönem iki hafta sürmüştür.

117 Belirlenen boyutlar ile kişilik arasında anlamlı korelasyonlar elde edilmiştir. Bu korelasyonların geçerliliğini desteklemek için öznelere kendini değerlendirme envateri uygulanmıştır. Bununla da yetinmeyip Tematik Görünüm Testi (Thematic Apperception Test), (TAT)(10) uygulanmıştır. Bu iki ölçeğin sonucu ve bulunan korelasyon arasında da anlamlı korelasyonlar edinilmiştir.

Sonuç olarak; hangi baglamda olursa olsun dil kullanımı bireyin kişilik boyutu hakkında bilgi vermektedir neticesine ulaşılmıştır. Ayrıca bu çalışma konuşma dili ile yazı dilli arasındaki farklılıkların altını çizmiştir. İkisinin de dil kullanımı olmasına rağmen yazılı dilin jest ve mimiklerden yoksun olduğunun altı çizilmiştir. Yazı dili üzerinden analizlerini yapan bu çalışma sosyal medyadaki metinlerin analizleri için oldukça uygun olduğundan dolayı araştırmacılar tarafından tercih edilmiştir denilebilir.

Golbeck, Robles, Edmondson ve Turner, 2011 (Çalışmanın özgün adı:

Predicting Personality from Twitter) çalışmada 279 kişiye twitter üzerinden beş faktör kişilik envanteri uygulamışlar. Sonrasında bu öznelerin toplam 2000 twitini ele alalarak incelemişler. Bu analiz süreci Pennebaker, King, 1999’da geliştirmiş olduğu bilgisayar yazılımı(LIWC) ile yapılmış. Makine öğrenme yoluyla yapılan bu analizde beş (5) kategoride seksen bir (81) özellik ele alınmış: altı (6) harften uzun kelimeler, duygu kelimeleri, kurulan cümlelerin zamanları, kişisel kaygılar ele alınmış özelliklerdendir.

Bu çalışma ile; test yükü olmadan sosyal medyadan kişiliklerin saplanabilir olduğu öne sürülmüştür. Ayrıca bu kişiliklere özel reklam ve pazarlama yapılabilceği ve internet sitelerinin arayüzlerinin bu kişilik özelliklerine göre biçimlendirilmesi öneriler içerisinde yer almaktadır.

118 Sonuç olarak; uygulanan Beş Faktör Kişilik Envanteri ile Tiwitter’daki dil kullanımı üzerinde yapılan analizle karşılaştırlmış fakat %11-%18 arasında düşük bir tutarlılık yüzdesi edinilmiş. Bu çalşma Goldbeck ve arkadaşlarının aynı yıl içinde yapmış oldukları diğer çalışma bu konu üzerinde yapılan ilk çalışmalar olmasından önemlidir. Sosyal medya üzerinden kişilik öngürüleri bu çalışmalar ışığında başlamıştır.

Ayrıca Goldbeck ve arkadaşlarının yapmış oldu bu iki çalışma Amerika ordusu tarafından fonlanmasını da ayrıca belirtilmesi gerekmektedir.

Golbeck, Robles ve Turner, 2011 (Çalışmanın özgün adı: Predicting Personality with Social Media) altmış sekiz (68) kadın, altmış bir (61) erkek özneye ilk önce beş faktör kişilik envanterini uygulamışlar. Sonra bu öznelerin Facebook profillerini ele almışlar. Bir önceki çalışmada sadce dil kullanımlarını inceleyen Golbeck ve arkadaşları bu çalışma da sadece bununla yetinmeyip, yüz altmış bir (161) kalem altında öznelerin bilgilerini edininerek incelemeye almışlar. Bunlar; kullanıcı adı, doğum tarihi, ilişki durumu, inancı, siyasal görüşü, favori kitap, müzik, film gibi kişisel bilgileri içermektedir. Bu bilgiler profillerde paylaşılan bilgilerdir. Ayrıca faceboktaki benim hakkımda (About Me) bölümdeki dil kullanımlarını bir öncekiçalışmalarında olduğu gibi makine öğrenme dil analizine (LIWC) tabii tutmuşlar. İki çalışmada da Pennebaker, King, 1999 belirlemiş olduğu ölçütler kullanılmamış, LIWC temel alarak değişkenleri araştırmacılar kendileri belirlemişlerdir.

Kişisel bilgiler ile beraber dil analizini (LIWC) kullanarak kişilik öngörülerinde bulunmuşlar. Bu çalışmada da bir önceki çalışma ile aynı sonucu edinmişlerdir. Sosyal

119 medya davranıları üzerinden kişilik yordamları hakkında ilk olan bu araştırmalar, sonraki çalışmalara ışık tutmuştur.

Hughes, Rowe, Batey ve Lee, 2011 (Çalışmanın özgün adı: A tale of two sites:

twitter vs. facebook and personality predictors of social media usage) bu çalışma da öznelere sadece beş faktör kişilik envanteri uygulanmamış. Bunun yanında, sosyallik ve biliş ihtiyacı (need for cognition) ölçekleride uygulanmış. Çalışmanın öznelerini;

doksan yedi erkek (97) ve iki yüz yedi (207) kadın oluşturmaktadır. Bu öznelerin %18’i Avrupa’dan %9’ Kuzey Amerika %3’ü Asya dan oluşmakla beraber, %55’ çalışan,

%41’i öğrenci, %4’ü ise işsizdir.

Çalışmada öznelerin, Facebook ve Twitter’ daki bulunma sürelerinin ele almış.

Bunun yanın da bulundukları süre zarfında sosyalleşmek için mi? Yoksa bilgi edinmek için mi ? Orada oldukları gibi farklı sosyal medya davranışlarını incelemişler. Bunun yanı sıra Facebook ile Twiter hesaplarından endinilen kişilik analizlerinin tutarlılığı da ele alınmıştır.

Sonuç olarak, sosyal ağ kullanımı, seçilen sosyal medya platformu tecihi ile kişilik arasında ilişkiler bulunmuş, bunun yanısıra bir kişiye ait olan farklı sosyal medya platformlarında anlamlı bir farklılık bulunamamış, geliştirmiş oldukları analiz yöntemi ile sosyal medya temelli kişilik analizinden anlamlı korelesyonlar edinmişlerdir.

Bai, Zhu ve Cheng, 2012, (Çalışmanın özgün adı: Big-Five personality prediction based on user behaviorss at social network sites) makine öğrenme üzerinden

120 hareket eden bu çalışma ilk olarak çalışılacak özneler için uygulama geliştirmişlerdir.

Bu uygulamada öznelere beş faktör kişilik envanteri uygulanmıştır. Sonrasında yetmiş ikisi (72) kadın, yüz otuz yedisi (137) erkek olan öznelerin sosyal medya kullanımı takip etmişlerdi. Geliştirmiş oldukları yazılım sayesinde öznelerin, soyal ağ sitelerindeki(Social Network Sites), temel profil bilgileri, sosyal ağ sitesi kullanımını, kullanım sürelerini, bu sitelerdeki duygu durumlarını edinmiş olup bu data üzerinden analizler yapmışlardır. Geliştirmiş oldukları makine öğrenme hakkında matematiksel bilgilere yer veren çalışma da beş kişilik boyutunun ağ ortamlarında davranışlarını betimlemişlerdir.

Uyumlu kişilik boyutundaki öznelerin internet ortamında daha işbirlikçi, daha sempatik olduğunu söyleyerek bu kişilerin daha çok e-mail gönderdiğini, bloglarda daha çok post yaptıklarını belirmişlerdir. Sorumluk sahibi boyutu yüksek olan özneler ise daha yardım edici olduğunu ve misafir defterlerini (guestbook) daha çok kullandıkları söylenmiştir. Dışa dönük boyutu yüksek olan öznelerde, duygularını daha çok belli ederek karakterleri hakkında bilgi verdikleri, başkalarının durumları(status) hakkında daha çok konuştukları belirtilmiştir. Nevrotik boyutu yüksek olan öznelerde, başkalarını sinirlendirmeye yönelik davranışların gözlemlendiği söylenmiştir. Deneyimlere açık boyutu yüksek olan öznelerde profil güncellemelerinin çok sık olduğunu gözlemişlerdir.

Markovikj, Gievska, Kosinski ve Stil, 2013, (Çalışmanın özgün adı: Mining facebook data for predictive personality modeling) iki yüz elli (250) kullanıcıda on bin (10.000) durum güncellemesi datasını edinerek, kişisel kişilik bilgisi olarak adlandırdıkları kişisel bilgileri, beğenileri(like), içeren bilgiler üzerinden analizler

121 yapılmış. İlaveten dil kullanımı (LIWC) analizi ve farklı matematiksel analiz ugulayarak Facebook üzerinden kişilikler hakkında ilişki kurmuşlar ve anlamlı korelasyonlar elde etmişlerdir.

Ferwerda, Schedl ve Tkalci, 2016 (Çalışmanın özgün adı: Using instagram picture features to predict users personality) bu çalışma sosyal medya ağlarındaki fotoğrafalardan kişilik öngörüsü yapan ilk çalışma olmasından dolayı önemlidir.

Ferweda ve arkadaşlarının 2015 te yaptığı ve yayınlamış olduğu (Ferwerda, Schedl, Tkalcic, 2015) çalışmasının güncellenmiş hali olan bu çalışma daha güncel olduğu için tercih edilmiştir. Bir önceki çalışmadaki örneklem, yöntem ve tekniler buna bağlı edinilen korelasyonlar aynı olup sadece metinde düzeltmeler yapılmıştır.

Ferweda ve arkadaşaları bu çalışma için Mechanical Turk‘ten yüz yirmi altı (126) katılımcı ile çalışmıştır. Bu katılımcılara ilk önce Beş Faktör Kişilik Envanteri uygulanmıştır. Sonrasın da öznelerin isntagramdan yapmış oldukları paylaşımlar incelenmiştir.

Fotoğraflarda, renk ile ilgili özellikler,(Hue-Related Features), doygunlukla ilgili özellikler(Saturation-Related Features), piksel-kontrans-ışık-parlaklık ile ilgili özelikler (Value-Related Features), doygunluk, kadrajdaki yüz(face) sayısı gibi değişkenler ele alınmış.

Sonuç olarak; deneyimlere açık kişiliklerin paylaşmış olduğu fotoğrafalarda, daha çok yeşil tonlarının kullanımı, düşük parlaklık, yüksek doygunluk, daha çok soğuk renkler, daha az insan yüzü bulunması, sorumluluk sahibi kişiliklerin paylaşmış olduğu fotoğrafalarda renklerin yüksek doygunluğu, dışa dönük kişiliklerin paylaşmış olduğu

122 fotoğrafalarda, daha çok yeşil ve mavi tonlarının, düşük parlaklık, ortalama doygunluktaki renkler, yumuşak başlı kişiliklerin paylaşmış olduğu fotoğrafalarda, aydınlık ve karanlık alanların çok az olduğu, nevrotik kişiliklerin paylaşmış olduğu fotoğrafalarda ise, yüksek parlaklık ile ilgili anlamlı korelasyonlar edinilmiştir.

Liu, Pietro, Samani, Moghaddam ve Ungar, 2016 (Çalışmanın özgün adı:

Analyzing personality through social media profile picture choice) çalışmada öznelerin sosyal medya platforlarında bulunan profilerindeki fotoğraflarların yanı sıra durum bilgileri üzerinden metin de kişilik analizi yapılmak için kullanılmıştır. Bu amaç doğrultusunda Twiter üzerinden dört yüz otuz dört (434) kişiye Beş Faktör Kişilik Envanteri uygulanmıştır.

Çalışma da ‘text analysis’ olarak ele alınan; yaş, cinsiyet, siyasal görüş, ne iş yapıldığı, gibi temel bilgiler göz önünde bulundurularak analize dahil edilmiştir.

Fotoğraflar üzerinden yapılan değerlendirmeler için; renk, compozizyon, fotoğrafta ne kadar yüzün bulunduğu, fotoğraftaki demografik bilgiler(cinsiyet, ırk), yüzün (face) fotoğraftaki sunumu(açı, ne kadar yer kapladığı vb.), fotoğraftaki duygu durumu, ele alınmış.

Sonuç olarak; deneyime açık kişilerde, daha az renk, duyguyu daha az yansıtma, sorumluluk duygusu ile hareket eden kişlerde, bulanıklık (blur), kompozisyon olarak başarılı, gözlüksüz, duygu ifadesi olmayan yüz, dışa dönük kişilerde, fotograflarda keskinlik, kadraj da daha az yer kaplayan, yumuşak başlı kişiler için, estetik, güler yüzlü, nevrotik kişiler için ise, daha az renk, kadrajı kaplayan yüzler, olumsuz duygu ifadeleri ile anlamlı korelasyonlar edinmişlerdir.

123 Bu çalışmanın kapsamında olmasa da bahsetmek istediğimiz bir diğer çalışma ise; Aran ve Perez, 2013, (Çalışmanın özgün adı: Cross-domain personality prediction: from video blogs to small group meetings) ’dir. Böylelikle dijital ağlar üzerinden edinilecek tüm data (ses, video, fotoğraf ve metin) hakkında fikir sahibi olunabilir. Video konferanlarındaki videoları ele alıp inceleyen bu çalışma konuşma, ses kullanımıda göz önünde bulundurmuştur. Beş faktördeki tüm kişilik boyutlarundan ziyade sadece dışa dönük kişilikler hakkında ön görülerde bulunulmuştur. Bu bağlamda yüz iki (102) katılımcı ile on beş (15)’er dakikalık görüşmeler yapılmış. Bu görşmeler ele alınıp incelenmiştir.

Öznelerin vücütlarının kapladıkları alan, el kol hareketleri, davranışalarının enerjik olup olmadığı, jest ve mimikleri, konuşma seslerinin yüksekliği gibi değişkenleri alıp incelemiştlerdir.

Sonuç olarak; dışa dönük kişilik boyutunun bahsedilen değişkenler ile sosyal ağlardan ölçülebilir olduğunu öne sürmüşlerdir.

Konu ile ilgili Türkiye’deki çalışmalara bakılacak onursa; kişilik ve dijital ağlar hakkında Türkiye’de çok fazla araştırma karşımıza çıkmaktadır. Fakat sosyal medya davaranışları üzerinde kişilik öngörüleri ile ilgi çalışmalara Türkiye’de çok fazla rastlanmamaktadır. Alanda yapılan çalışmalar genel olarak ikiye ayrılabilir; psikoloji temelli olan ve meseleyi bağımlılık olarak elen alan bir yaklaşım diğeri ise, bağımlılık haricinde durum betimlemesi yapan araştırmalardır. Bahsedilen bu araştırmalardaki ortak yaklaşım ise sosyal ağ kullanımı ile kişilik boyutları arasındaki ilişkidir. Kimi çalışmalar sosyal medya kulanımına bağımlık gözüyle bakıp patoloji aramış, kimi çalışmalara sosyal medya kullanımı ile kişilik arasındaki ilişkinin nedenselliğini

124 incelemiştir. Sosyal medya paylaşımları üzerinden bireyin kişiliği hakkında öngörülerde bulunan sadece bir tane doktara tezi bulunmaktadır (Günay, 2019). Bu çalışma da kişilik öngörülerinden ziyade öznelerin bilininen kişilik boyutları hakkında nitel çıkarımasamalar ile kişiliğin öngürülebilirliği iddia edilmiş.

Bu bağlamda Türkiye’de yapılan çalışmaların başlıcalarını ele alırsak;

Başer, 2014 Yayınlanmamış Doktora Tezi: Sosyal Medya Kullanıcılarının Kişilik Özellikleri, Kullanım ve Motivasyonlarının Sosyal Medya Reklamlarına Yönelik Genel Tutumları Üzerindeki Rolü: Facebook Üzerine Bir Uygulama: Facebooktaki reklamların bireydeki motivasyonlarını ele alan bu çalışma, dört yüz otuz bir (431) kişye çevrim içi anket uygulanmıştır. Uygulanan ölçekte dışa dönük, nevrotiklik, deneyime açıklık ile hoş zaman geçirme ve profesyonel gelişim arasındaki ilişki ölçülmüş ve anlamlı korelayonlar edinilmiştir. Bunun yanı sıra reklamlara karşı oluşturulan tutumlarda yaşın önemli bir değişken olduğu bulunmuştur.

Somyürek ve Gün, 2017, Öğretmen Adaylarının Sosyal Ağları Kullanma Durumları ile Cinsiyet ve Kişilik Özellikleri Arasındaki İlişkilerin İncelenmesi, bu çalışmada altı yüz yirmi bir (621) öğretmen adayına üç farklı ölçek uygulamışlardır.

İlki demografik bilgileri edinmek için uygulanan öçek, ikinci Beş Faktör Kişilik Envanteri, son olarakta sosyal durumlarda kendini değerlendirme envanteri uygulanmıştır. Öğretmen adaylarının sosyal ağları kullanma süreleri ile cinsiyet ve kişilik arasındaki ilişkiyi ölçmek amaçlanımıştır.

125 Bu bağlamda uygulanan ölçek ve anlizlerin sonucu; öznelerin haftada 15-17 saat arasında sosyal medya kullandıkları, erkek öznelerin daha az kullanıdığı ortaya çıkmıştır. Ayrıca sosyal kaygı ile sosyal ağları kullanımı arasında pozitif bir korelasyon ilişkisi, dışa dönük özneler ile sosyal medya kullanım süresi arasında da negatif bir korelasyon gözlenmiştir.

Günay, 2019, Yayınlanmamış Doktora Tezi: Sosyal medya kişilik özelliklerini yansıtır mı? insan kaynakları perspektifinde twitter üzerinden bir söylem analizi, sosyal medya paylaşımları üzerinden bireylerin kişilik boyutlarının tespit etmeyi amaçlayan bu çalışma edinelecek olan bu bilgiyi insan kaynakları departmanlarında kullanılıp kulanılamayacağı için değerlendirilmiştir.

Bu bağlamda lisans son sınıf öğrencilerinin oluşturuduğu üç yüz kırk yedi (347) kişiye Beş Faktör Kişilik Envanteri ve Sosyal Beğenilirlik Ölçeği uygulanmış. Seçilen kırk yedi (47) öznenin tiwitleri söylem analizine tabii tutulmuş.

Sonuç olarak; kişillik boyutları bilinen özneler ile uygulanan söylem analizi

%79,57 tahmin edilebilme oranı edinilmiş.

Nitel bir analiz yöntemi olan söylem analizinin kulanılması ve bu analizin kendi içerisinde oldukça esnetilebilir bir yöntem olması (Arkonaç, 2014), (Çelik ve Ekşi, 2008) (Parker, 2005), (Edwards, 2005) sadece bu sebepten dolayı bu çalışmanın bilimselliği sorgulanabilir.

126

NOTLAR

5 İnternetin ilk dönemi Web 1.0 diye adlandırılır. Bu dönemde içerik medyada bulunur, okuyucular sadece alıcı konumundadırlar. Yorum yapamazlar, içeriğe müdahale edemezler idi. Web 2.0 geçişle etkileşimli bir iletişim sürecine girildi.

Okuyucu içeriği ediniyor, o içeriğe müdahale ederek içeriği yeniden üretiyor, içerik hakkında yorumlamalarda bulunabiliyor. Bu durum etkileşimli bir iletişim süreci başlatmış olup, kolektif bir üretim sürecini de ortaya çıkarmıştır.

6 Yankı Odaları (Echo Chambers): Dijital ağlardaki platformlarda kullanıcıların sadece kendi görüşlerini destekleyen fikirleri ve düşünceleri takip etmeleri sonucunda karşıt ve alternatif görüşlerden haberdar olamamalarıdır.

7 Psikodemografik, patent başvuruları için ayrıca bakınız:

Yuen, H.C. (21.02.2006) United States Patent Application Publication, Pub.

No.: US 7,003,792 B1

Pearson, L.B., Wohlert, R., (17.06.2010) United States Patent Application Publication, Pub. No.: US 2010/0153175 A1

8 Ayrıca Belirtilmesi gereken önemli bir husus ise; buradaki kişiliklerin iki uçlu olmasıdır. Kullanılan isimler bu iki ucun başlığı yerinedir. Bu iki uçlu durum:

Deneyime Açık olma ve/ya Deneyime Açık olmama, Uyumlu olma ve/ya Uyumlu olmama, Öz Disipline sahip olma ve/ya Öz Disipline sahip olmama, Dışa Dönük olma ve/ya Dışa Dönük olmama, Duygusal Dengeye sahip olma ve/ya Nevrotiklik hali dir.

9 Ölçeğin alındığı web adresi: http://www.nebisumer.com/?page_id=337, 28.12.2019 tarihinde erişim sağlanmıştır.

127

10 “Harvard Üniversitesi'nden Henry A. Murray ve Christiana D. Morgan tarafından 1930'lar. Geliştirilen psikolojik testtir. Tekniğin savunucuları, öznelerin muğlak resimleriyle ilgili oluşturdukları anlatılarda, öznelerin yanıtlarının, onların altında yatan nedenleri, endişeleri ve sosyal dünyayı nasıl gördüklerini ortaya koyduğunu iddia ederler” (Wikipedia(iii), 2020).

128

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

SOSYAL MEDYA DAVRANIŞLARI ÜZERİNDEN

KİŞİLİK ANALİZİ