• Sonuç bulunamadı

İletişim literatüründe yeni iletişim teknolojileri, yeni medyalar, bilişim, enformatik gibi değişik kavramlar kullanılmaktadır. Bu sistemlerin ortak özelliği varolan temel iletişim altyapısını kullanarak (telefon, kablo, uydular, bilgisayar

ağları) içeriğin kullanıcının istediği zaman ve mekânda almasına fırsat tanıması ve etkileşim sürecini geliştirmesidir (Geray, 1999:117).

Bu bağlamda yeni medya, bir bölümü bilgisayarlara (bilgi-işlem) özgü işlemleri, bir bölümü ise iletişim araçlarına (haberleşme-telekomünikasyon ve yayıncılık) özgü yapıları barındıran iki yönlü "melez" bir medya şeklinde değerlendirilmektedir. Dolayısıyla yeni medya kavramı, iletişim araçlarının daha çok günümüze özgü olan türlerini nitelenlendirmek için kullanılmaktadır. Günümüzde geleneksel iletişim araçlarından ayrı duran sayısal televizyon, internet, GSM, WAP, GPRS, CD, VCD, DVD, etkileşimli CD, çift taraflı CD (bir yüzü CD, diğer yüzü DVD) ve benzeri yeni medya teknolojileri, kitle iletişim araçlarından nicel anlamda farklı bir teknolojiyle, yani sayısal teknolojiyle üretilmişlerdir. Dolayısıyla da yeni medya sayısal ağlara bağlanabilme, bu bağlantının, yani karşılıklı işleyen akışkan bir ağın sağladığı çoklu ortam özelliklerini kullanıcısına yeni hizmet seçenekleri olarak sunabilme olanağına sahiptir (Törenli, 2005:87).

Üstelik günümüzdeki iletişim uygulamaları kitle iletişimine ya da "geleneksel" iletişime özgü yanları tümüyle ortadan kaldırabilmiş değildir; geleneksel iletişim araçlarıyla yeni medya iç içe geçmiş bir durumda olduğu için bir arada kullanılmaktadır. Bu bağlamda yeni medya 1970'Ier sonrasında özellikle bilgisayar ve bilgi-işlem alanında kaydedilen gelişmelerin iletişim alanına uyarlanmasıyla biçimlenmeye başlamıştır. Bu nedenle yeni medya, “bilgi ve iletişim teknolojileri veya bilişim teknolojileri” olarak da adlandırılmaktadır (Törenli, 2005:88).

Bilgi ve iletişim teknolojileri, zaman, mekân ve coğrafi uzaklık faktörlerinin yarattığı sınırlılıkları ortadan kaldırmayı; ses, görüntü, hareketli görüntü ve veri biçimindeki tüm enformasyon aktarımlarını tek ve esnek bir ağ içinde bütünleştirmeyi mümkün kılacak bir biçimde geliştirilmiştir. Bu gelişmenin bir boyutunda sayısallaşma, uydu, fiber optik kablolar gibi gelişmelerin iletim kapasitelerini arttırması ve maliyetleri azaltması gibi niceliksel dönüşümler bulunmaktadır. Diğer boyutunda ise, telekomünikasyon ve bilişim teknolojilerinin yakınsaması sonucunda, "kitle iletişimiyle, noktadan noktaya iletişim hizmetlerinin

iç içe geçmesi" ile ortaya çıkan yeni iletişim teknolojileri, bir diğer ifadeyle nitel değişimler yer almaktadır. Bu değişimler sonucunda, yeni medya olarak adlandırılan yeni bir iletişim ortamı doğmuştur. Yeni medya ile daha önceden “belirli bir teknoloji ve araç gerektiren” medya içeriğinin formatına bağlı dağıtım süreçleri, yeni iletişim teknolojilerinin imkan verdiği “ortak bir altyapı üzerinden” medya içeriğinin formatından bağımsız bir biçimde dağıtılmaya başlanmıştır (Başaran, 2013:116).

Törenli (2005:156)’ye göre, yeni medya ortamında “geri besleme” (feedback), 'tepkide bulunabilme', etkileşim (interactivity), sözlü kültürün egemen olduğu dönemlerdeki gerçeklik duygusunu çok fazla yansıtamasa da gözün ve kulağın senkronize bir biçimde devrede olduğu bir durum söz konusudur. Dolayısıyla bu ortam ana içeriğin yanı sıra ses kaydı, çeşitli grafikler, tablolar, yazılı dokümanlar, hareketli görüntüler, başka web sitelerine ya da aynı site içerisinde farklı sayfalara bağlantıları "ek" (link) olarak içerdiğinden geleneksel kitle iletişim araçlarından farklı olarak zenginleştirilmiş bir içeriğe de sahiptir. Yeni medya aynı zamanda, bir tür başvuru kaynağı ya da araştırılacak olan konunun anahtar kavramlarla sorgulanabileceği, bir bilgi toplama, tercih bildirme (e-ticaret), kayıt olma ve seçim yapma (e-seçim) aracı ya da ortamı olarak da gösterilmektedir. Kitap, gazete veya dergi gibi geleneksel medyaya özgü başvuru kaynaklarının yerini internet üzerindeki arama motorları, veri tabanları, veri bankaları ya da tele-text, video-text, audio-text gibi sabit ya da cep telefonundan bilgi sorma-bilgi alma hizmetleri, kablolu veya etkileşimli televizyon gibi çok daha geniş içerikli yeni medya seçenekleri almıştır.

Yeni iletişim teknolojileri yalnızca teknolojik bir değişimin göstergesi değildir. Aynı zamanda ekonomik, politik, kültürel, sosyal ve toplumsal etkileri de olan yeni iletişim teknolojilerinin endüstriyel anlamda yakınsaması, yeni iletişim teknolojileri ile ortaya çıkan yeni medya olgusu içerisinde bazı yakınlaşmaları, iç içe geçme durumunu da anlatmaktadır. Dijital teknolojinin ve iletişim araçlarının birbirinin üzerinden veri alışverişi yapabiliyor olması endüstriyel anlamda da sınırları bulanıklaştırmıştır (Uğurlu, 2013:11).

Dünya üzerinde kablo sistemlerinin yaygınlaşması, uydu sistemlerinin giderek artan bir şekilde kullanılmaya başlanması ve enformasyonun dijitalleşmesi iletişimin küreselleşmesini de beraberinde getirmiştir. 1980'lerden itibaren popüler bir araştırma alanı olarak ortaya çıkan küreselleşme süreci günümüzde artık bir tartışma konusu olmaktan çıkmış, yaşadığımız her anı belirleyen bir olgu haline gelmiştir. Küreselleşme sürecinin motoru sayılan yeni iletişim teknolojileri analogdan dijitale geçiş sürecinin tamamlanmasıyla 1990'lardan itibaren birçok yeni iletişim aracı ve olanağı ortaya çıkarmış, eski birçok aracı değiştirmiş ve medya içeriklerini dönüştürmüştür (Binatlı, 2011: 14).

Yeni iletişim teknolojileri insanların hayatını kolaylaştıracak birçok yeniliği de beraberinde getirdiği söylenebilir. Sağladığı imkânlar açısından bakıldığında yeni iletişim teknolojilerinin öncelikle enformasyona ve mesaja ulaşmayı hızlandırdığı görülmektedir. Enformasyona hızlı ulaşabilmek ise maliyetleri azaltmaktadır. Örneğin, mektupla yapılabilecek bir yazışmanın yeni iletişim araçları ile yapılıyor olması, hem zamandan, hem maliyetten tasarruf sağlamaktadır. Kâğıt kullanımının azalması ile meydana gelen maliyet düşüşü ise çevre zararını azaltırken, aynı zamanda doküman yönetiminde de önemli bir etkinlik ve kolaylığı beraberinde getirmektedir (Uğurlu, 2013:13).

Öte taraftan yeni teknolojiler yukarıda sayılanlardan başka bireylere kişisel bağımsızlığını geliştirme, diğer kişilerle iletişim kurma, daha fazla başarı, kendini tamamlama ve kişisel memnuniyet hissi vermektedir. Bununla birlikte aynı teknolojiler, kişisel soyutlanma, teknolojiye giderek artan bağımlılık, özel yaşamın gizliliğinin ve kişisel mahremiyetin azalması gibi olumsuz sonuçlar da doğurmaktadır. Burada, bireylerin bilgiye nasıl ulaşacakları sorunu da önem kazanmaktadır. İletişim altyapısının giderek karmaşıklaşan yapısı, bireylerin bilgiye ulaşmak için gerekli teknik donanıma, uygulama bilgi ve becerisine sahip olmasını gerektirmektedir. Yine bu bağlamda, bilgiye ulaşmada kullanılacak donanıma sahip olmak, belirli bir maliyeti beraberinde getirmekte, bu maliyetin herkesçe ödenebilir bir düzeyde olması gerekmektedir (Özçağlayan, 1998:59).

Bu açıdan değerlendirildiğinde yeni iletişim teknolojilerinin herkese açık olacağı ya da herkesin bunları eşit olarak kullanacağı kesin değildir. Yeni teknolojiler bir maliyet gerektirdiği için pahalıdır ve daha yüksek gelire ve eğitime sahip insanlar tarafından kullanılabilecektir. Dolayısıyla yeni teknolojinin bilgiye "sahip olanlar" ve "olmayanlar" arasındaki uçurumu genişletmesi bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Sonuç bir çeşit "bilgi açığı" konusunu beraberinde getirmektedir (Severin ve Tankard, 1994:22).

Yeni teknolojilerin istenmeyen yan etkilerinden bir diğeri ise bu teknolojilerin çift yönlü enformasyon akışına izin vermesi ve toplumsal denetimleri kolaylaştırmasıdır. Bir diğer deyişle bireylere ait enformasyonların bir merkezde toplanabilmesi ve bir güce kaynaklık etmesi de önemli bir problemdir. Bireyin tüketim süreç ve alışkanlıklarının bilinmesi, tercihlerinin bilinmesi, yönetilmesini kolaylaştırmakta, bu enformasyonu elinde tutanı daha da güçlendirebilmektedir (Uğurlu, 2013:14).

2.4. İLETİŞİM TEKNOLOJİLERİNE FARKLI KURAMSAL