• Sonuç bulunamadı

İletişime Müdahale Tedbirinin Süresi Yönünden Şartlar

B. Adli Amaçlı İletişim Çeşitlerinin Hepsi İçin Gerekli Olan Genel Şartlar

3. İletişime Müdahale Tedbirinin Süresi Yönünden Şartlar

İletişimin Denetlenmesi tedbiri ne kadar süreyle uygulanacaktır? Bu süre sınırsız mı olacak ya da belirli süreyle mi sınırlandırılacaktır? Belirli süreyle sınırlandırılacaksa

203 ŞEN, “ İletişimin Denetlenmesi Tedbiri” s. 121.

204 GÖKCEN, age, s. 216.

205 YÜKSEKDAĞ, agylt, s. 70.

bu süreyi belirlemede ölçü ne olacaktır? Tedbirin kısa süreli olması; kriminalistik açıdan istenen sonucu vermeyeceği gibi, bunun yanında özellikle örgüt halinde işlenen suçlarda şüphelilere ulaşma olanağının kaçırılması tehlikesini içinde barındırmaktadır.

Son derece katı koşullara bağlanan bu tedbirin uygulanmasının belirli bir zamanla sınırlandırılmasının, zaten zor ve uzun zaman alan delil elde etmeyi daha da güçleştireceği ifade edilmektedir206.

Bu mahzurları dikkate alarak kanun koyucu Ceza Muhakemesi Kanunu’nun ilgili 135. maddesinde ve bu maddenin uygulanması için çıkarılan TİB Yönetmeliğinde tedbirlerin uygulanması için belirli süreler öngörülmüştür.

Ceza Muhakemesi Kanunu 135/3. maddesine göre

“…Tedbir kararı en çok üç ay için verilebilir; bu süre, bir defa daha uzatılabilir.

(Ek cümle: 25/05/2005 - 5353 S.K./17.md.) Ancak, örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili olarak gerekli görülmesi halinde, hâkim bir aydan fazla olmamak üzere sürenin müteaddit defalar uzatılmasına karar verebilir.” şeklinde düzenleme ve bunun yanında TİB Yönetmeliğinin 12/1 ve 2. maddesine göre ise;

“İletişimin tespiti, dinlenmesi, kayda alınması, sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi veya mobil telefonun yerinin tespitine en fazla 3 ay için karar verilir.

Bu süre üç aydan fazla olmamak üzere bir defa daha uzatılabilir. Bu süre, örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla207 ilgili olarak, gerekli görülmesi hâlinde, hâkim tarafından bir aydan fazla olmamak üzere müteaddit defalar uzatılabilir. Mobil telefonun yerinin tespitinde bu fıkra hükmü uygulanmaz.” şeklindeki düzenlemeler ile iletişimin denetlenmesi tedbirinin uygulanma sürelerini belirlemiştir.

Bu düzenlemelere göre;

a) Tedbir kararı en çok üç ay için verilebilir ve üç ayı geçmemek üzere ancak bir defa uzatılabilir. Böylece, kararın süresi 6 ayı geçemeyecektir. Demek ki daha sonra

206 KOYUNCU, Tuğçe; “Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Denetlenmesi”, Hukuk Gündemi, Ankara – 2005, s. 79.

207Bir suçun faillerinin örgüt olarak nitelendirilebilmesi bir başka ifadeyle bir suçun örgüt kapsamında işlendiğinin kabulü için şu şartların varlığı gereklidir:

a) En az üç kişi bir araya gelmelidir.

b) Bu kişiler doğrudan veya dolaylı olarak bir suç işlemek amacıyla bir araya gelmelidirler.

c) Bu varlık belirli bir süreden beri var olmalıdır. Yani, belirli bir suçu derhal işlemek için sadece o suça münhasır olarak bir araya gelinmiş yapılar örgüt kapsamında değerlendirilmez. (ARSLAN / AZİZAĞAOĞLU, age, S.906.)

açıklanacak örgütlü suç kapsamı dışındaki suçlar hariç diğer suçlar nedeniyle iletişimin denetlenmesi tedbirine en çok 6 ay için başvurulabilir. Bu sürenin daha fazla uzatılması mümkün değildir.

b) 5271 sayılı CMK’nun 3. fıkrasına, 25.5.2005 tarih ve 5353 sayılı kanun ile.

bir cümle eklenmiştir. Bu düzenlemeye göre, "Ancak, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili olarak gerekli görülmesi halinde, hâkim bir aydan fazla olmamak üzere sürenin müteaddit defalar uzatılmasına karar verebilir." denilmiştir. Böylece örgütlü suç kapsamında yapılacak iletişimin denetlenmesi tedbiri, birer ay uzatmalar yapmak suretiyle süresizdir. Terör ve örgütlü suçlarla mücadelenin uzun soluklu ve yoğun bir çalışma gerektirmesi nedeniyle, süre bakımından bir üst sınır belirtilmemesi yerinde olmakla birlikte bu yetkinin gerekli olduğu hallerin dışında kullanılması durumunda orantısızlık oluşabilecektir208.

İletişimin tespiti tedbirinin uygulanması ile ilgili olarak herhangi bir sürenin öngörülüp öngörülmediği konusu, tartışılan ve üzerinde ihtilaf bulunan bir mesele özelliği göstermektedir. Bir görüşe göre; 135. maddede yer alan süreler, ileriye yöneliktir ve iletişimin tespiti tedbirinin doğası gereği geriye doğru uygulanacağından bir süre öngörülmemiştir. Bu sebeple, şüpheli ya da sanığın; kimlerle, ne sıklıkla ve nerede görüştüğüne ilişkin bilgilerin, geriye dönük olarak gerekiyorsa iki sene öncesine kadar istenebilmesinin mümkün olduğu ancak bu tedbirin de uygulanmasının en fazla bir yıl süre ile sınırlandırılmasına yönelik bir düzenleme getirilmesi gerektiği belirtilmiştir209. Ancak bize göre, adli amaçlı iletişimin denetlenmesi müessesesini düzenleyen 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 135. maddesinin 3. fıkrası,

“Birinci fıkra hükmüne göre verilen kararda, yüklenen suçun türü, hakkında tedbir uygulanacak kişinin kimliği, iletişim aracının türü, telefon numarası veya iletişim bağlantısını tespite imkân veren kodu, tedbirin türü, kapsamı ve süresi belirtilir. Tedbir kararı en çok üç ay için verilebilir; bu süre, bir defa daha uzatılabilir. (Ek cümle:

25/05/2005-5353 S.K./17.md.) Ancak, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili olarak gerekli görülmesi halinde, hâkim bir aydan fazla olmamak üzere sürenin müteaddit defalar uzatılmasına karar verebilir.” şeklinde olup, süreleri düzenleyen bu maddede; birinci fıkrada yer alan, “tespit, dinleme, kayda alma ve sinyal bilgilerinin

208 ÖZBEK, age, s. 432.

209 ŞEN, “İletişimin Denetlenmesi Tedbiri”, s. 115.

değerlendirilmesi” tedbirleri arasında herhangi bir ayrım öngörülmemiştir. Dolayısıyla, 3 aylık ve azami 6 aylık süreler tedbirlerin hepsi için öngörülmüştür. Bu nedenle iletişimin tespiti kararları da ancak 3 aylık zaman dilimi için verilebilecektir ve yine şartların oluşması durumunda bu süre azami 6 aylık bir zaman dilimine hasredilebilecektir.

Peki süre uzatma hangi şartlara bağlanmıştır?

Öncelikle, tedbirin süresinin uzatılmasına ilişkin kararların hâkim tarafından verilmesi zorunludur. Artık burada gecikmesinde sakınca bulunan halin varlığı ileri sürülemez210.

İkinci olarak, uzatma kararı verilebilmesi için, tedbire başvurulabilmesinde aranan koşulların halen mevcut olması ve mevcut olduğunun da uzatma kararında açıkça gösterilmesi gerekir211. Bu düzenlemelerdeki amacın tedbir süresinin uzatılmasının keyfi olamayacağını ve muhtemel sınırsız sürelerin önüne geçmek, olduğu anlaşılmaktadır. Hatta tedbir süresinin uzatılmasına yönelik taleplerin incelenmesinde, ilk defa karar verilmesi için gerekli olan koşullardan daha ağır koşullar aranmalıdır. Şöyle ki, üç aylık bir sürede iletişimin denetlenmesine rağmen suçluluğa dair herhangi bir delil elde edilememişse, hakkında tedbir uygulanan kişiyle ilgili şüphe yoğunluğunun aynen devam ettiği söylenemez. Bu durumda tedbirin uygulanabilmesi için gerekli şüphenin varlığını gösterir yeni somut olgular aranmalıdır212.

Uzatma kararının, ilk tedbir sona erir ermez hemen alınması şart olmayıp, koşulların mevcut bulunması durumunda daha sonraki bir zaman diliminde de alınabileceği belirtilmiştir213.

Yönetmeliğinin md. 12/6. hükmünde “Kararın uygulanması sırasında, hakkında tedbir uygulanan kişinin, Kanunda öngörülen suçu işlediğine ilişkin şüphe ortadan kalkarsa, tedbir Cumhuriyet savcısının yazılı emri ile derhal kaldırılır. Bu karar Cumhuriyet savcısı tarafından en kısa sürede Başkanlığa bildirilir.” şeklindeki düzenleme ile kolluk tarafından yapılacak uzatma taleplerinde meydana gelebilecek muhtemel suiistimallerin önüne geçilmeye çalışılmıştır.

210 TAŞKIN, age, s. 123.

211 ERDEM, agm, s. 9; ÖZEN, agylt, s. 132.

212 KEKLİK, agm, s. 7; TAŞKIN, age, s. 124.

213 ŞEN, “İletişimin Denetlenmesi Tedbiri”, s. 116.

Buraya kadar açıklanan iletişimin denetlenmesine ilişkin süreler ne zaman başlayacaktır. Bu konuda, doktrinde, sürenin, kararın verildiği andan itibaren işlemeye başlamasının, aksi durumdaki bir uygulamada karşılaşılabilecek mahzurları önleyeceği mesela tedbirin uygulanmasına başlandığı andan itibaren sürenin işlemeye başlatılması durumunda tedbiri uygulama durumunda olan görevlilerin, tedbirin süresini istediği andan itibaren başlatabilmesine ve böylece tedbirin kötüye kullanılmasına engel olacağı214düşüncesiyle sürenin hâkim tarafından karar verilmesi zamanında başlayacağı ileri sürülmüşse de; 14.01.2007 tarihli Yönetmeliğin 12. maddesinin 4. fıkrasında

"Dinleme veya mobil telefonun yerinin tespiti kararlarında süre, kararın Başkanlıkta sisteme tanıtıldığı andan itibaren başlar" hükmüne yer verilmiştir. Ancak aynı Yönetmeliğin 5. maddesinin 3. fıkrasında ise "Talep veya karar, hâkim veya Başkanlığa ulaştığı anda süreler başlar" hükmü dikkate alındığında, kararın Başkanlığa ulaştığı an ve kararın sisteme tanıtıldığı an olarak iki ayrı sürenin mevcut olduğu anlaşılmaktadır.

Uygulamada kararın Başkanlığa ulaştığı an ile sisteme kaydedildiği an farklı ola-caktır. Bu iki an arasında TİB uzmanlarının kararı incelemeleri, doğrulatmaları, bazen itiraz etmeleri, yazılı emirlerin düzeltilmesini istemeleri gibi işlemler yapılabilmektedir.

Bu nedenle iki başlangıç anı arasında önemli bir süre farkı bulunmaktadır215.

Danıştay 10. Dairesi 16.10.2007 tarihinde verdiği 2007/2795 esas sayılı kararla,

“eğer süre, kararın sisteme tanıtıldığı anda başlarsa, bu kararın sisteme tanıtılmadığı sürece tedbirin uygulanmasının ertelenebileceği ve bu durumun uygulamayı sınırsız olarak ertelenebilir kıldığı; bu hususun, tedbirin belirli bir süre için uygulanmasını öngören yasa hükmü ile bağdaşmadığı” gerekçesi ile 14.01.2007 tarihli Yönetmeliğin 12. maddesinin 4. fıkrası hükmünün yürütmesinin durdurulmasına karar vermiştir. Bu karar gereğince iletişimin denetlenmesi kararlarının süresinin başlangıç anı, kararların sisteme kaydedildiği an olamayacaktır.

Bu durumda, 14.01.2007 tarihli Yönetmeliğin 5. maddesi gereğince, bahsi geçen süreler iletişimin denetlenmesine ilişkin kararın Telekomünikasyon İletişim Başkanlığına ulaştığı andan itibaren işlemeye başlayacaktır216.

214 ÖZTÜRK / ERDEM, age, s. 607; ÖZBEK, age. s. 429; ŞEN, “İletişimin Denetlenmesi Tedbiri” s.

114.

215 TAŞKIN, age, s. 122.

216 TAŞKIN, age, s. 122.