• Sonuç bulunamadı

C. Tedbirlere Karar Verilmesi

3. Cumhuriyet Savcısı Kararı

Tekraren belirtelim ki iletişimin denetlenmesine karar verme yetkisi kural olarak suçun işlendiği yer hâkimine aittir. Cumhuriyet Savcısının bu konuda karar verebilme yetkisi ancak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde geçerlidir. TİB Yönetmeliğinde gecikmesinde sakınca bulunan hal, "derhal işlem yapılmadığı takdirde suçun iz, eser, emare ve delillerinin kaybolması veya şüphelinin kaçması veya kimliğinin saptanamaması olasılığının ortaya çıkması hali" olarak tanımlanmıştır.

Cumhuriyet savcısının iletişimin denetlenmesine karar verebileceği evre, soruşturma evresidir. Kovuşturma evresinde Cumhuriyet savcısı gecikmesinde sakınca bulunduğu gerekçesiyle iletişimin denetlenmesine karar veremez260.

Cumhuriyet savcısının vereceği iletişimin denetlenmesi kararlarının da yazılı olması esastır261. Ayrıca gerekçeli olması ve gerekçede gecikmesinde sakınca bulunan halin varlığının somut olgularla açıkça vurgulanması gerekir262.

Gecikmesinde sakınca bulunan bir halin varlığı sebebine dayanarak, iletişimin denetlenmesi tedbirine Cumhuriyet Savcısı tarafından karar verilmesi durumunda, CMK 135/1 maddesine göre "Cumhuriyet Savcısı kararını derhal nöbetçi sulh ceza hâkimin onayına sunar ve hâkim, kararını en geç yirmi dört saat içinde verir"

258 CENTEL/ ZAFER, age, s. 364.

259 ŞEN, “İletişimin Denetlenmesi Tedbiri”, s. 117.

260 KEKLİK, agm, s. 236.

261 KUNTER/YENİSEY/NUHOĞLU, age, s. 711.

262 ŞEN, “İletişimin Denetlenmesi Tedbiri”, s. 117.

Getirilen düzenleme, hâkim için 24 saat içinde kararı onaylama zorunluluğu öngörmekle birlikte, Cumhuriyet Savcısının belirli bir süre içinde değil, "derhal" kararı hâkim onayına sunması gibi bir zorunluluk içermektedir.

"Derhâl" ifadesinin, Anayasanın 22. maddesinde yetkili merciin kararının 24 saatlik süre içinde yetkili hâkim onayına sunulmasının öngörülmesine göre, bu süreyi daha da kısaltmaya matuf olarak yasaya girdiğini kabul etmek gerekir263.

Bundan çıkartılması gereken sonuç, haberleşme özgürlüğü ile özel hayata saygı hakkına ağır bir müdahale oluşturan bu tedbirlerin uygulanmasının mümkün olan en kısa sürede hâkim kararına bağlanmasının daha güvenceli olacağıdır. Savcılık ve mahkeme teşkilatlarının aynı binalar içinde bulunduğu da göz önüne alınırsa, çok defa Cumhuriyet savcısı, kararı verdikten sonraki birkaç saatlik süre içinde bu kararı hâkim onayına sunabilir. Bu sürenin hiçbir zaman 24 saati geçmemesi gereklidir264.

Cumhuriyet savcısının verdiği kararın hâkim tarafından onaylanması talebi, havale edildiği saatten itibaren 24 saat içerisinde, hâkim tarafından değerlendirilerek karara bağlanır. Burada, Anayasanın 22. maddesinin “... yetkili merciin kararı yirmi dört saat içinde görevli hakimin onayına sunulur. Hâkim, kararını kırk sekiz saat içinde açıklar; aksi halde, karar kendiliğinden kalkar" hükmü ile mevcut CMK'nın 135.

maddesinin birinci fıkrasındaki “…Hâkim kararını en geç yirmi dört saat içinde açıklar”

hükmü dikkate alındığında, Anayasada yer alan söz konusu kırk sekiz saatlik sürenin kısaltıldığı görülmektedir. Bu maddeye göre, talebi alan hâkim, en geç 24 saat içinde savcının verdiği kararı ya onaylayacak ya da iptal edecektir, 24 saatlik süre içinde karar verilmemesi, kararın onaylanmaması anlamına gelir ve tedbire derhal son verilir265.

Hâkim, “Cumhuriyet Savcısının verdiği iletişimin denetlenmesi” kararını onaylama makamı olarak incelediğinde hangi hususlara bakacaktır?

Tabiidir ki Cumhuriyet Savcısı gecikmesinde sakınca bulunan bir halin varlığına dayanarak kişiler arasındaki iletişimin denetlenmesine karar verirken CMK 135.

maddesindeki şartların var olup olmadığına bakmak zorundadır. Örneğin, iletişimin dinlenmesi ve kayda alınması tedbiri için, soruşturulan suçun katalog suçlara ilişkin olması, suçun işlendiğine dair kuvvetli şüphe sebeplerinin bulunması gibi şartların

263 KEKLİK, agm, s. 235.

264 TAŞKIN, age, s. 111.

265 TAŞKIN, age, s.111.

gerçekleşmemesi halinde bu tedbirin uygulanmasına karar vermeyecektir. İşte onay için kendisine başvurulan hâkim, Cumhuriyet savcısının kararının 135. maddede belirtilen koşulları taşıyıp taşımadığını denetleyecektir. Cumhuriyet savcısının kararını onaya sunduğu hâkim, tedbirin hukuka uygun olarak verilip verilmediği yanında, tedbirin ikinci derecede uygulanabilirliği ve orantılılığı konusunda yerindelik yönünden de değerlendirme yapabilecektir266.

Bu hususa ek olarak, Cumhuriyet savcısının verdiği kararların denetlenmesinde, gecikmesinde sakınca bulunan halin var olup olmadığı da irdelenecektir. Cumhuriyet savcısı da, verdiği kararda, gecikmesinde sakınca bulunan halin varlığını ve gerekçesini açıkça ortaya koymalıdır. Aksi halde elde edilen delillerin hukuka aykırı sayılması ve yargılamada kullanılamaması gibi bir tehlike ile karşı karşıya kalınabilir267.

Cumhuriyet savcısının acele halde verdiği iletişimin denetlenmesi kararının görevli Sulh ceza mahkemesi hâkimine onay için sunulmaması ya da sunulmasına rağmen hâkim tarafından onaylanmaması durumunda (yukarıda izah ettiğimiz gibi hâkim 24 saat içerisinde herhangi bir karar vermezse de Cumhuriyet savcısının kararı onaylanmamış sayılır) ne olacaktır?

CMK m. 135/1 de “sürenin dolması veya hâkim tarafından aksine karar verilmesi halinde tedbir Cumhuriyet savcısı tarafından derhal kaldırılır” hükmü dikkate alındığında Cumhuriyet savcısı tarafından verilen kararın, hâkim tarafından onaylan-maması ya da 24 saatlik sürenin geçirilmesi nedeniyle onaylanmamış sayılması hallerinde tedbir, Cumhuriyet savcısı tarafından kaldırılacaktır268. Burada üzerinde durulması gereken diğer bir konu da, bu durumda, bu süre içinde elde edilen bilgilerin delil olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceğidir. Bu konuda yasada açık bir düzenleme mevcut değildir. Ancak genel kabul gören görüş; tedbire başvurulması için gerekli koşulların mevcut olmadığı veya bu süre içinde ortadan kalktığı gerekçesiyle savcı tarafından verilen kararın hâkim onayına sunulmaması veya sunulmuş olmakla birlikte hâkim tarafından onaylanmaması durumunda, bu zamana kadar bu tedbir dolayısıyla elde edilen delillerin geçerli olabileceği yönünde yapılacak bir yorum,

266 ERDEM, agm, s. 7.

267 TAŞKIN, age, s. 111; ÖZEN, agylt, s. 123.

268 TAŞKIN, age, s. 112.

zaman içinde hâkim onayı zorunluluğunun dolaşılması sonucuna yol açacağından, bu süre içinde elde edilmiş olan bilgilerin değerlendirilemeyeceği yönündedir269.