• Sonuç bulunamadı

2.1.5. İl Özel İdareleri

2.1.5.1.3. İl Özel İdaresi Kanununa Göre Vali ve Kaymakamlara Verilen

5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanununda, merkezi idarenin taşra birimlerinin başında olan mülki idare amirlerine (vali–kaymakam) verilmiş çok sayıda görev vardır. Vali, ikili görev ilkesi çerçevesinde, hem merkezi idarenin hiyerarşi yetkisinin geçerli olduğu merkezi yönetimin olumsuzluklarını gidermek amacıyla yetki genişliği ilkesi çerçevesinde yönetilen taşra yönetim birimi olan il genel idaresinin başı sıfatıyla görev yapmakta hem de devlet tüzel kişiliğinden ayrı bir tüzel kişiliğinin söz konusu edildiği yerel yönetim birimlerinden biri olan il özel idaresinin başı ve temsilcisidir. Kaymakam da, merkezi yönetimin taşradaki teşkilatlarında biri olan ilçenin başıdır.

Borçlanma konusunda Eski İl Özel İdaresi kanununda yer verilen vesayet yetkisi yeni kanunda da devem ettirilmiştir.

Vali ve kaymakamın merkezi yönetim tarafından atama yoluyla iş başına getirilmeleri nedeniyle il özel idaresi içerisindeki görevleri vesayet ilişkisi içerisinde değerlendirilmesini gerektirmektedir. Kanunda sayılan görevler şunlardır.

“…İl çevre düzeni plânı; valinin koordinasyonunda, büyükşehirlerde büyükşehir belediyeleri, diğer illerde il belediyesi ve il özel idaresi ile birlikte yapılır….Hizmetlerin diğer mahallî idareler ve kamu kuruluşları arasında bütünlük ve uyum içinde yürütülmesine yönelik koordinasyon o ilin valisi tarafından sağlanır.” (5302 SK. md. 6 )

“(Denetim) Komisyon(u), vali tarafından il özel idare binası içinde belirlenen yerde çalışır ve çalışmalarında uzman kişi ve kuruluşlardan yararlanabileceği gibi valinin onayıyla kamu kuruluşları personelinden de yararlanabilir. Komisyon tarafından istenen bilgi ve belgelerin iade edilmek üzere verilmesi zorunludur.”

(5302 SK. md. 17 )

Denetim komisyonunun ancak valinin onayıyla kamu kuruluşlarının personelinden faydalanabilmesi valinin il özel idaresinin başı sıfatıyla değil il genel yönetiminin başı ve merkezi yönetimin taşradaki yöneticisi sıfatıyla verdiği bir karar olduğu için kullanılan yetki vesayet yetkisidir. Uzman kişilerin bilgilerinden faydalanılamaması il genel meclisinin denetim fonksiyonunu gereği gibi yapılamaması sonucu doğuracağından yapılan denetimin valinin faaliyetlerine ilişkin olduğunda (çoğunlukla öyledir.) denetimden kaçmanın bir yolu olarak kullanılabilmesine neden olabilecektir. Kanaatimizce, il genel meclisi başkanının talebi üzerine kamu görevlilerinin görevlendirilmesinin zorunlu hale getirilmesi denetimin etkinliği için gerekli bir düzenleme olacaktır.

“İl genel meclisi soru, genel görüşme ve faaliyet raporunu değerlendirme yollarıyla bilgi edinme ve denetim yetkisini kullanır...Vali, mart ayı toplantısında bir önceki yıla ait faaliyet raporunu meclise sunar. Faaliyet raporundaki açıklamalar, meclis üye tam sayısının dörtte üç çoğunluğuyla yeterli görülmezse, yetersizlik kararıyla görüşmeleri kapsayan tutanak, meclis başkanı tarafından gereği yapılmak

üzere İçişleri Bakanlığına gönderilir. Meclis üyeleri, meclis başkanlığına önerge vererek il özel idaresi işleriyle ilgili konularda sözlü veya yazılı soru sorabilir. Soru, vali veya görevlendireceği kişi tarafından sözlü veya yazılı olarak cevaplandırılır.”

(5302 SK. md. 18 )

İl genel meclisi üyeliğine seçilme yeterliliğinin kaybedilmesi durumunda,

valinin bildirmesi üzerine Danıştay tarafından üyeliğin düşmesine karar verilir.

Kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilmekte olan memurlar, valinin talebi, kendilerinin isteği ve kurumlarının muvafakatiyle il özel idarelerinin birim müdürü ve üstü yönetici kadrolarında görevlendirilebilirler.

“Vali, il özel idaresinin başı ve tüzel kişiliğinin temsilcisidir.” (5302 SK. md.

29 ) Valinin görev ve yetkileri şunlardır: a) İl özel idaresi teşkilâtının en üst amiri

olarak il özel idaresi teşkilâtını sevk ve idare etmek, il özel idaresinin hak ve menfaatlerini korumak. b) İl özel idaresini stratejik plâna uygun olarak yönetmek, il özel idaresinin kurumsal stratejilerini oluşturmak, bu stratejilere uygun olarak bütçeyi, il özel idaresi faaliyetlerinin ve personelinin performans ölçütlerini hazırlamak ve uygulamak, izlemek ve değerlendirmek, bunlarla ilgili raporları meclise sunmak. c) İl özel idaresini Devlet dairelerinde ve törenlerde, davacı veya davalı olarak da yargı yerlerinde temsil etmek veya vekil tayin etmek. d) İl encümenine başkanlık etmek. e) İl özel idaresinin taşınır ve taşınmaz mallarını idare etmek. f) İl özel idaresinin gelir ve alacaklarını takip ve tahsil etmek. g) Yetkili organların kararını almak şartıyla sözleşme yapmak. h) İl genel meclisi ve encümen kararlarını uygulamak. i) Bütçeyi uygulamak, bütçede meclis ve encümenin yetkisi dışında kalan aktarmaları yapmak. j) İl özel idaresi personelini atamak. k) İl özel idaresi, bağlı kuruluşlarını ve işletmelerini denetlemek. l) Şartsız bağışları kabul etmek. m) İl halkının huzur, esenlik, sağlık ve mutluluğu için gereken önlemleri almak. n) Bütçede yoksul ve muhtaçlar için ayrılan ödeneği kullanmak. o) Kanunlarla il özel idaresine verilen ve il genel meclisi veya il encümeni kararını gerektirmeyen görevleri yapmak ve yetkileri kullanmak. (5302 SK. md. 30 )

Yetersizlik nedeniyle görevden alınan valilerin yerine atanan yeni valilerin kendi planlarını yapma yetkisinin tanınması gereklidir.

Vali, mahallî idareler genel seçimlerinden itibaren altı ay içinde; kalkınma plân ve programları ile varsa bölge plânına uygun olarak stratejik plân ve ilgili olduğu yılbaşından önce de yıllık performans plânı hazırlayıp il genel meclisine sunar.(…) Stratejik plân ve performans plânı bütçenin hazırlanmasına esas teşkil eder ve il genel meclisinde bütçeden önce görüşülerek kabul edilir.(5302 SK. md.

31)

Vali, görev ve yetkilerinden bir kısmını uygun gördüğü takdirde, vali yardımcılarına, yöneticilik sıfatı bulunan il özel idaresi görevlileri ile ilçelerde kaymakamlara devredebilir. (5302 SK. md. 32)

Genel sekreter, il özel idaresi hizmetlerini vali adına ve onun emirleri yönünde, mevzuat hükümlerine, il genel meclisi ve il encümeni kararlarına, il özel idaresinin amaç ve politikalarına, stratejik plan ve yıllık çalışma programına göre düzenler ve yürütür. Bu amaçla il özel idaresi kuruluşlarına gereken emirleri verir ve bunların uygulanmasını gözetir ve sağlar. Genel sekreter yukarıda belirtilen hizmetlerin yürütülmesinden valiye karşı sorumludur. (5302 SK. md. 35 )

İl özel idaresi personeli, vali tarafından atanır ve ilk toplantıda il genel meclisinin bilgisine sunulur….Genel Sekreterlik kadrosuna atananlar, …; bunlar valinin teklifi ve İçişleri Bakanlığının onayı ile atanır.

(…)il özel idaresinin malî işlemler dışında kalan diğer idarî işlemleri, idarenin bütünlüğüne ve kalkınma plânı ve stratejilerine uygunluğu açısından İçişleri Bakanlığı, vali veya görevlendireceği elemanlar tarafından da denetlenir. İl özel idarelerine bağlı kuruluş ve işletmeleri yukarıdaki esaslara göre denetlenir. (5302

SK. md. 38 )

“Vali, Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununun 41 inci maddesinin dördüncü fıkrasında belirtilen biçimde; stratejik plân ve performans hedeflerine

“Sayıştay, mahallî idarelerin raporları hariç idare faaliyet raporlarını, mahallî idareler genel faaliyet raporunu ve genel faaliyet raporunu, dış denetim sonuçlarını dikkate alarak görüşlerini de belirtmek suretiyle Türkiye Büyük Millet Meclisine sunar. Türkiye Büyük Millet Meclisi bu raporlar ve değerlendirmeler çerçevesinde, kamu kaynağının elde edilmesi ve kullanılmasına ilişkin olarak kamu idarelerinin yönetim ve hesap verme sorumluluklarını görüşür. Bu görüşmelere üst yönetici veya görevlendireceği yardımcısının ilgili bakanla birlikte katılması zorunludur.”

göre yürütülen faaliyetleri, belirlenmiş performans ölçütlerine göre hedef ve gerçekleşme durumu ile meydana gelen sapmaların nedenlerini açıklayan faaliyet raporunu hazırlar. Faaliyet raporu mart ayı toplantısında vali veya genel sekreter tarafından meclise sunulur. Raporun bir örneği İçişleri Bakanlığına gönderilir ve kamuoyuna da açıklanır.” (5302 SK. md. 39)

“İl özel idaresi hizmetlerinin ciddî bir biçimde aksatıldığının ve bu durumun halkın sağlık, huzur ve esenliğini hayatî derecede olumsuz etkilediğinin ilgili bakanlığın talebi üzerine yetkili sulh hukuk hâkimi tarafından belirlenmesi durumunda, İçişleri Bakanlığı; a)Hizmetlerde meydana gelen aksamanın giderilmesini, hizmetin özelliğine göre makul bir süre vererek il özel idaresinden ister. b) Aksama giderilemezse, söz konusu hizmetin yerine getirilmesini o ilin valisinden ister. Bu durumda, vali, aksaklığı öncelikle il özel idaresinin araç, gereç, personel ve diğer kaynaklarıyla giderir. Mümkün olmadığı takdirde diğer kamu kurum ve kuruluşlarının imkânlarını da kullanabilir. Bu nedenle ortaya çıkacak maliyet vali tarafından İller Bankasına bildirilir ve İller Bankasınca o il özel idaresinin müteakip ay genel bütçe vergi gelirleri tahsilâtı toplamı üzerinden il özel idaresine ayrılan paydan valilik emrine gönderilir. (5302 SK. md. 40 ) “Yapılan

düzenleme Anayasa Mahkemesi kararı doğrultusundadır.”344

“55 inci maddede öngörülen yönetsel yaptırımlara il encümeni tarafından karar verilir. Ancak vali veya kaymakam, fiilin işlendiğini tespit ettirdiğinde, yüz Türk Lirası idarî para cezasına ve üç güne kadar işyerinin kapatılmasına karar verebilir.(5302 SK. md. 56 )

“Vali Yardımcıları ve Kaymakamlar, valinin verdiği il özel idaresinin görevlerini yapmakla yükümlü ve bu görevlerin yapılmasından valiye karşı sorumludur.” (5302 SK. md. 63 )

344AYM. , T. 26.09.1991 ve E. 1990/38, K. 1991/32, R.G. , T. 28.11.1991, S. 21065, Anayasa, idarî

vesayetin hangi amaçlarla kullanılacağını kurala bağlamakla yetinmemiş, ilke ve yöntemlerinin de yasa ile belli edilmesi koşulunu aramıştır. İdarî vesayetin ayrık bir türü olan, yasa ile yerel yönetime bırakılan işlemlerin yerine geçme yolu ile merkezî yönetimce yapılması, ancak kapsam ve sınırının yasada açıkça belirtilmesi, bu yetkinin yerel yönetimin yasalarla kendisine verilen görevi yerine getirmekten kaçınması, bunda çok gecikmesi gibi kamu yararı ya da haklı bir nedene dayalı olması ve anayasal ölçütler dışına çıkmamasına bağlıdır.”

Yukarıda sayılanlar birlikte değerlendirildiğinde il özel idaresi üzerindeki vesayet yetkisinin vesayet denetiminde ilkesel ve Anayasal olarak olması gerekli olan istisnai nitelikte değil de genel nitelikte bir yetki olduğu görülmektedir.345

Ancak, 5302 sayılı il Özel İdaresi Kanunu çıkarılmadan önceki yasal ve kurumsal yapısı değerlendirildiğinde yönetsel ve mali özerklik bakımından daha ileri bir konuma gelmiştir.