• Sonuç bulunamadı

2.2. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ve Macaristan

2.2.2. İkili Monarşi ve Macaristan

Ortak İmparatorluk, yönetim olarak, Transleithanien-Cisleithanien olmak üzere ikiye ayrıldı. Habsburg İmparatorluğu, Burgenland sınırındaki nehire göre Trans yani Leitha Irmağının ötesi ve Cis yani Leitha Irmağının Avusturya tarafındaki bölgeye göre iki yönetim birliği oluşturuldu.278 (Bkz. Harita 9-11, s. 394-395)

Cisleithania 15 bölgeden oluşuyordu. Bunlardan yedisi halen Avusturya Devleti içinde yer alır. Üç bölge olan Bohemya, Silezye ve Moravya Çek Devleti’ni oluşturur. Galiçya bölümü ise Güney Polonya ve Batı Ukrayna’ya dâhil olmuştur. Serbest liman

275 Barbara JELAVİCH, a.g.e., Cilt: 1, s. 344 276 Ferenc ECKHART, a.g.e., s. 221

277 İmre de JOSİKA-HERCZEG, Hungary After a Thousand Years, Edited by Andrew L. Simon, 2000, s.

86

şehri Trieste ise İtalya toprakları içerisindedir. Karnolya bölgesi topraklar ise günümüz Slovenya’sını oluşturmuştur. Adriyatik kıyılarının çoğunluğunu kapsayan Dalmaçya ise halen Hırvatistan sınırları içerisindedir. Bukovina toprakları bölgesi ise halen Romanya Devleti kuzeyinin küçük bir bölümü ile yine güney batı Ukrayna’nın bir bölümünü oluşturur.279

Transleithania bölgesi ise Slovakya ve Transilvanya’nın da içinde olduğu Saint István Macaristan’ı ile Hırvat-Slovan Krallığı ve serbest liman şehri olan ve günümüzde Hırvatistan topraklarında bulunan Fiume (Rijeka)’dan oluşuyordu (Tarihî Macaristan olarak adlandırılan bölge). 1867 yılında Avusturya ile Macaristan arasında yapılan anlaşmanın bir benzeri, 1868 yılında Transleithania içinde Hırvatlar ile Macarlar arasında yapılarak, Hırvat-Slovan Krallığının Macaristan’a bağlılığının devamı sağlanmıştır. Bu uyuşma ile Hırvatistan’da eskiden olduğu gibi, Zagreb’te bulunan Hırvat yasama organı Sabor’un yönetimi altında, dâhili özerklik devam edecekti.280

Denkleştirme ile Macaristan’ın ortak Habsburg Hanedanlığı çerçevesinde bağımsızlığı tanınmıştır. Denkleştirme aynı zamanda Macaristan’ın kendi içerisindeki egemenliğini de ortaya çıkarmış oldu. Avusturya ve Macaristan ortak senatosu aracılığıyla, iki devlet bir devlet başkanı altında fiili olarak birleşti. İmparator, Avusturya imparatorluk tacıyla Macar Kraliyet tacını birleştirdi. Habsburg İmparatorluğu böylece iki monarşi oluşturdu. Dış politika ve savunma, ordu ve maliye ortak yetki alanına girdi ve belirli hükümlere göre bölüşüldü. Her iki taraf da 1867 yılından itibaren, kendi özgün parlamentolarıyla ve hükümetleriyle farklı yollara girdiler.281 İki tarafın ortak yanı, imparator ve kralı aynı kişide birleştirmeleri; Maliye, Savunma ve Dışişleri Bakanlıklarını ve her iki tarafın aynı sayıda üye bulundurduğu bir parlamentoyu paylaşmalarıydı. Bunların dışında Avusturya ve Macaristan apayrı iki politik unsurdu.

Avusturyalı makamlar kendilerini k.k (kaiserlich –königlich, imparatorluk-kraliyet) olarak adlandırmaktaydılar ve sadece Cisleithanien'den sorumluydular. Macar makamlar kendilerini m.k. (magyar-kiralyi, macar-kraliyet) olarak adlandırmaktaydılar ve sadece Transleithanien üzerinde karar verme yetkileri vardı. Dışişleri bakanlığı gibi ortak resmî

279 The Principality of Hungary, http://theorangefiles.hu/the-principality-of-hungary/,Part-VI, s.21 280The Principality of Hungary, http://theorangefiles.hu/the-principality-of-hungary/,Part-VI, s.21 281 Ferenc ECKHART, a.g.e., s. 211

makamlar ise doğrudan doğruya k.u.k. (kaiserlich und königlich, impararorluk ve krallık) olarak adlandırılmakta ve tüm devlet için k.u.k. monarşi kullanılmaktaydı.282

Macaristan’ın ismi kendi otoritesi altındaki bütün topraklara atfen kullanılacaktı. Franz Joseph’in unvanı Macaristan’da kral, Avusturya'da ise imparator idi. Viyana, Avusturya’nın başkenti ve ortak bakanlıkların da bulunduğu şehirdi. 1872 yılında Buda ve Peşte birleşti ve Budapeşte o zamandan beri Macaristan’ın başkentliğini yapmaktadır.

Krallık Konseyi (Reichstrak) olarak adlandırılan Avusturya Parlamentosu Viyana’da, Ulusal Meclis olarak adlandırılan Macar Parlamentosu ise Peşte’de teşkil edilecekti.283 Macaristan Ulusal Meclisi, 413 kişilik bir Temsilciler Meclisi ve 360 kişilik Lordlar Meclisinden müteşekkil olacaktı. Lordlar Meclisinin üyelerinin çoğunluğu asillik ve dinî rütbe ve durumları esas alınarak atanırken, Temsilciler Meclisi üyeleri seçimle belirleniyordu. Temsilciler Meclisi yasaları yapıyor ve kabul ediyordu. Lordlar Meclisinin ise veto hakkı vardı.

Habsburg İmparatorunun her iki ülkenin başbakanları ve kabine üyelerini atama ve yasa tasarıları yayımlanmadan önce onaylama yetkisi devam ediyordu. Avusturya- Macaristan İmparatorluğu her iki devletin başbakanları, üç ortak bakan ve imparator- kral’dan oluşan “Yönetim Konseyi”nce idare edilmekte idi. Bu ortak bakanlar, yönetim konseyi ve bunların monarşi içindeki organları, yukarıda da ifade edildiği gibi, Kaiserlich und Königlich (İmpararorluk ve Krallık)’in kısaltması olan, K.U.K. olarak adlandırıldı.284

1867 yılındaki uzlaşma, imparatorluk için krallığın sona erdiği 1918 yılına kadar devam edecek önemli bir organizasyondu. Macarların bu ılımlı programının bir ifadesini, bu antlaşmanın imparatorluğu iki ayrı siyasi birime bölmesinde bulabiliriz. Macar tımarındaki topraklar bundan böyle tek bir merkezî devlet olarak, 1848 yılındaki isyan sırasında Peşte’de imzalanan Mart Kanunlarının şartlarına göre idare edilecekti. Franz Joseph kral olarak tanınacak ama Macaristan’daki konumu sınırlı bir meşruti kralın konumuna eş olacaktı. İmparatorluğun iki kısmında da sadece üç genel bakanlık olacaktı ve ortak Maliye Bakanlığı, sadece diğer ortak iki bakanlık olan Dış İşleri ve Savunma Bakanlığını ilgilendiren meselelerde iş yapacaktı.

282 Efkan CANŞEN, a.g.e., s.212

283 1873 yılında Peşte, Buda ile birleşmiş ve o tarihten itibaren Macaristan’ın başkenti Budapeşte

olmuştur.

Reichsrat’tan ve Macaristan’dan delegeler genel sorunları görüşmek üzere düzenli olarak buluşacaklar ve ortak bir parlamento çalışmasında bulunacaklardı. Ana görevleri ortak yönetimi denetlemek ve yıllık ödenekleri saptamaktı. Bu sistem Macaristan için daha avantajlı oluyordu. Çünkü delegeleri uzlaşık bir tutum içinde bulunuyor ve kararlarda her zaman beraber oy kullanıyorlardı. Avusturyalıların arasında böyle bir birlik kurulamamıştı. Ortak bakanlar bu yüzden önemli kararlar ve işler için Macar delegasyonundan destek bekliyor ve böylece onların etkilerinin daha da genişletiyorlardı.285

Her on yılda bir yenilenecek bir gümrük birliği antlaşması da yapıldı. Bu temelli değişimin bir yansıması olarak devletin adı da Avusturya-Macaristan olarak değişti. Macaristan, şeklen de olsa anayasal bir monarşi iken Avusturya değildi. Bu uzlaşma İmparator için pek çok zorluklar doğuruyor, devletin uzun süre ayakta kalması beklenmiyordu. Habsburgların gözünde, sahibi bulundukları topraklar ailenin ellerine bırakılmış kutsal bir emanet gibiydi. Bu yüzden hem sert hem de esnek bir tutum içindeydiler.286

Bundan böyle çok uluslu imparatorluk sadece iki ulusun, Almanların ve Macarların yönetimi altında olacaktı. Bunun adı denkleştirme (Ausgleich)’dir. Macaristan ile birleşmeden sonra hükümdar, ikiliği (dualizm) Cisleithanien eyaletlerinde başarmak zorundaydı. Denkleştirme, imparatorluğun iki tarafında yaşayan ve nüfusun çoğunluğunu oluşturan Slavların ulusal taleplerine rağmen gerçekleştirildiğinden, federal Slav eğilimli eyalet meclislerinden şiddetli bir direniş beklenmekteydi. Bundan dolayı İmparator, Bohemya, Moravya ve Krajina meclislerini dağıtmış, yeni bir seçime yönlendirmişti. Devlet tarafından belirlenen seçim ve bu seçimin yarattığı etki, on yedi eyalet meclisinden gönderilmiş temsilcilerden oluşturulmuş olan parlamento da, liberal Alman çoğunluğun güvenliğini sağlamıştır.

İmparator, ikili monarşinin Macaristan tarafinda, herhangi bir otoritesi olmayan sıradan bir memurdu. İki ortağın arasındaki ilişki dış ilişkiler protokolüne bağlı olarak yönlendi. Her iki başkent arasında delegasyonlar ve sefarathaneler oluşturuldu. Dual monarşi için, iki egemen ortağın verimli işbirliği yapmaması çok kötü sonuçlar doğurabilirdi.

285 Zab ZEMAN, a.g.e., s. 32 286 Zab ZEMAN, a.g.e., s. 8

İmparatorluğun Avusturya kısmı, 1867’den itibaren insanların yasaların önünde eşit olduğu bir burjuva hukuk devletine dönüştü. Modern bir toplum ortaya çıktı. Bilim, kültür ve sanat yükselişe geçti. Modern siyasi görüşler filizlendi ve partiler kuruldu.287

Viyana, imparatorluğun iki başkentinden birisiydi, fakat burada yaşayan insanlarin çoğu sanki hiç bir şey değişmemiş gibi yaşamlarına devam ettiler.

Macaristan için ise, Viyana’dan kopmak, 1867 yılından sonra, zor bir toplumsal gerilim anlamına gelmekteydi. Budapeşte’de feodal aristokrasi hükmünü sürdürdü. Slovaklara, Hırvatlara, Romenlere ve Almanlara karşı yürütülen Macarlaştırma politikası St.István imparatorluğu monarşini halklar zindanı haline getirdi. Viyana’daki Habsburglular, Macaristan’daki azınlıkların baskıya uğramasından haberdardı. Uluslar politikası Macaristan’ın iç işi olduğu için, hukuki müdahale olasılıkları eksik kalmakta ve imparatorluk- kraliyet (k.u.k.)makamlarının yargı yetkisine girmemekteydi.

Her ne kadar tam bağımsızlık yanlılarının beklentilerini bütünüyle karşılamasa da, Ausgleich, Macarların çok büyük bir zaferidir. Uygulamada ise gücün eşit dağılımı söz konusu değildi. Sonraki yıllarda Macar hükümeti bütün önemli meselelerde ortak bir cephe sunmayı başardı. Avusturya kesimi ise bunun tam zıddına Budapeşte ile başa çıkma güçlerini zayıflatan bir dizi iç çekişmeyle meşgul oldu. Macar çıkarlarının dış işlerindeki hâkim etkisi, sonraki yıllarda fazlasıyla kendini gösterecekti. Böylece millet olarak nüfusunun yalnızca yarısının Macar olduğu bu kesim, devletin tüm yaşamı boyunca aşırı bir nüfuz uygulamayı başardı. Tabii ki Ausgleich'ın, özellikle Macar hâkimiyetindeki topraklarda yaşayan, Güney Slavlar ve Rumenlerin siyasi yaşamları üzerinde tahripkâr etkileri vardı.288

Macaristan bağımsız bir devlet kurmanın mücadelesini verirken o dönemin şartları ne yazık ki Avusturya ile dualist bir yönetim şekline itmiştir. Bu durum Macaristan’ın birincil tercihi olamamakla beraber, mecburiyetten ötürü kabul edilmiştir. Çok milletli bir yapı sergilemenin zorluğunu yaşayan Macarların omuzlarına, bir de ikili yönetimin zorlukları binmiştir. XX. yüzyılın başlarında Avusturya-Macaristan Krallığı benzeri olmayan bir milletler devletiydi. Öyle ki yabancı bir egemenliğin yönetimi altında bulunan azınlıklar, nüfusun çoğunluğunu oluşturmaktaydı. 1867 uzlaşmasından

287 Efkan CANŞEN, a.g.e., s.212

beri, Macaristan’daki Macarlar, Avusturya’da Almanlar öteki etnik unsurlar üzerindeki siyasi üstünlüğü bölüşerek, birbirlerinden ayrı olarak varlıklarını sürdürmekteydi.289

Avusturya-Macaristan uyuşması, Mohaç Savaşı’ndan sonra, farklı bir yönetimde bulunan Transilvanya’yı, 341 yıl sonra yeniden Macar Krallığı ile birleştirerek, Macar ülkesinin birliğini, Macar Kralı üzerinden tekrar sağlamış oluyordu. Aynı zamanda bu uyuşma ile Deák ve diğer Macar politik liderler, 1848 Devriminin Nisan Kanunları ile somutlaşan politik amaçlarının tamamına da ulaşmış oluyorlardı.290

1867’den itibaren Avusturya-Macaristan dualizmi içinde geniş bir muhtariyet ile millî varlıklarını istedikleri gibi düzenleyen Macarlar, siyasi ve sosyal haklar elde etmişlerdir. Ayrıca bu dönemde Macar tarih araştırmaları bir hayli ilerlemiş, Macarlığın Türklükle yakın ilgi ve ilişkileri hakkında pek çok şey öğrenilmiştir. Millî his ve meselelerde hassas olan Macar milleti, 1876’da Sırp İsyanında Osmanlının zaferi üzerine, Macarlar Slavlara karşı, Türk Milleti hakkındaki his ve sevgisini açığa vurmaktan geri kalmamıştır.291

Diğer taraftan Avusturya bir endüstri, Macaristan bir tarım devletiydi. Ulusal Avusturya-Macaristan bankasının çalışmaları, kredi garantileri, pazarlama üstüne ayrıntılı bilgi olanağı, ortak zevk ve alışkanlıklar, monarşinin her iki bölümünün ekonomisini sıkı sıkıya birbirine bağlıyordu. Örneğin 1884 ve 1891 yılları arasında Macaristan’ın ithal mallarının yaklaşık %84’ü Avusturya’dan geliyor, Avusturya’da buna karşılık ithalatının yaklaşık % 75’ini Macaristan’dan yapıyordu. İki ekonominin birbirinden ayrılması, özellikle Macaristan için çok zor koşullar yaratabilirdi. Beraber girişilen işlerde maddi yönden Avusturya, Macaristan’dan daha fazla destek sağlayabiliyordu. 1907’de yeni bir anlaşma yapıldı. 1907’den başlayarak yapılacak ticari anlaşmaların İmparatorun adı altında bu ikili devlet için değil, her iki devlet için ayrı ayrı yapılmasına karar verildi.292

İkili krallık döneminin bir başka özelliği de, 1868’de Milletler Yasası’nı çıkaran Macarların, azınlıkları sadece dilsel temelde tanımlamalarıdır. Bu yasayla Macarlar, azınlıklara kendi dillerini kullanma hakkını verirler. Ancak herkes, dili ne olursa olsun Macar ulusunun üyesi sayılır. 1870’lere ise saldırgan olarak tanımlanabilecek bir kültürel asimilasyon politikası damgasını vurur. Macar olmayanlara, devlet yönetiminde

289 Pierre RENOUVİN, Birinci Dünya Savaşı, Altın Kitaplar Yayınevi, 1982, s. 83 290 The Principality Of Hungary, a.g.e., Part VI, s. 20

291Tayyip GÖKBİLGİN, XIX. Asır Sonlarında Türk-Macar Münasebetleri ve Yakınlığı, Türk Tarih

Kurumu Basımevi, Ankara, 1962, s. 172-173

hemen hemen hiç söz hakkı tanınmaz. Yönetimde neredeyse yok sayılan Romen ve Slav unsurların, bu dönemde Macarlara duyduğu tepkinin arttığı görülür.293

Diğer taraftan Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun Avusturya tarafında sanayileşme, imparatorluğun başka bölgelerine oranla daha hızlı gelişmiştir. İmparatorluk, 19. yüzyılın sanayileşme sürecinde iyi başlangıç yapmasına karşın, sonradan Batı Avrupa’nın gerisinde kalmıştır. Öyle ki, 19. yüzyılın sonlarında sanayide çalışanların oranı Almanya’daki oranın üçte biri kadardır. Buna karşılık 1910 yılına ait veriler incelendiğinde görülüyor ki, İmparatorluğun Avusturya kısmına ait nüfusun %56,9’u tarımla uğraşırken, Alman imparatorluğunda ise sadece %35 tarımla uğraşmaktadır. Birinci Dünya Savaşı’na kadar, sanayi içerisinde küçük işletmecilik ağır basmıştır. İmparatorluğun Avusturya kısmındaki eyaletlerde, özellikle Bohemya, Krems ve Aşağı Avusturya, Voralberg, Bielitz, Steirmark’ın bir bölümünde Batı Avrupa sanayileşme modeli uygulanabilmekteydi. Galiçya, Bukowina, Kaernten, Krain, Küstenland (Trieste bölgesi dışında) Tirol, Salzburg ve Yukarı Avusturya (Linz bölgesi hariç) Birinci Dünya Savaşı’na kadar sanayi devrimi öncesinin egemen olduğu yerler olarak kaldılar.294

Diğer taraftan imparatorluk kuruluşu, 1908 yılında modifiye edildi. 1878 yılından itibaren Avusturya-Macaristan tarafından işgal altında bulundurulan Bosna Hersek, İmparator Franz Joseph tarafından ilhakına karar verilerek, İmparatorluğun bir parçası haline getirildi. Bosna Hersek, İmparatorluğu oluşturan tarafların herhangi birine bağlanmadı, doğrudan İmparatorluğun yönetimi altında kaldı.295

İkili Monarşi 264,062 mil2’lik bir alanı kapsıyor ve 52.000.000 nüfusa sahipti.296

İmparatorluğun Avusturya- Cisleithanien bölümünün yıllara göre nüfus durumu aşağıdaki tabloda belirtilmiştir.297

293 Yeliz OKAY (ed.), a.g.e., s. 160 294 Efkan CANŞEN, a.g.e., s. 253

295 The Dismantling of Historic Hungary, Chapter 1, s. 5 296 İmre de JOSİKA-HERCZEG, a.g.e., s. 88

Tablo 1. Avusturya-Cisleithanien’ın Yıllara Göre Nüfus Dağılımı Yıl Nüfus 1869 20.395.000 1880 22.144.000 1890 23.895.000 1900 26.151.000 1910 28.572.0002

Avusturya-Cisleithanien’de nüfusun dillere göre dağılımı aşağıdaki tablodadır.298

Tablo 2. Avusturya Cisleithanien’da Dillere Göre Ulusların Nüfusu

Ulus 1880 1890 1900 1910 Alman 8.009.000 8.462.000 9.172.000 9.950.000 Çek 5.181.000 5.473.000 5.955.000 6.436.000 Polonya 3.239.000 3.719.000 4.252.000 4.968.000 Ruthen (Ukrayna) 2.793.000 3.105.000 3.382.000 3.519.000 Slovakya 1.141.000 1.177.000 1.193.000 1.253.000 Serbokrat* 563.000 645.000 711.000 783.000 İtalyan 669.000 675.000 727.000 768.000 Romen 191.000 209.000 231.000 275.000

1910’da Almanca konuşanlar on milyon kişiye erişerek, ulusal grupların en büyüğünü oluşturuyordu. Bunun dışında, 5 milyon nüfuslu Polonyalılar ve Çekler, Slovenler ve Rutenler vardı. Bir başka grupta çoğunlukla Galiçya’da toplanan ve küçük bir kısmı ülkeye dağılmış olan Yahudilerdi. Toplumsal ve yasal asimilasyona karşılık, azınlıklar genellikle belirgin bir ırk, din ve dil ayrıcalığı göstermekteydiler.299

Bu durum oran olarak yansıtıldığında şu sonuç çıkmaktadır.300

298 Efkan CANŞEN, a.g.e., s. 516 299 Zab ZEMAN, a.g.e., s. 26 300 Efkan CANŞEN, a.g.e., s. 516

Tablo 3. Avusturya-Cisleithanien’de Ulusların Oranı Ulus 1880 1890 1900 1910 Alman 36.8 36.1 35.8 35.6 Çek 23.8 23.3 23.2 23.0 Polonya 14.9 15.8 16.6 17.8 Ruthen (Ukrayna) 12.8 13.2 13.2 12.6 Sloven 5.2 5.0 4.6 4.5 Serbokrat 2.6 2.8 2.8 2.8 İtalyan 3.1 2.9 2.8 2.7 Romen 0.9 0.9 0.9 1.0

Tablo 4. Avusturya-Cisleithanien’de Dinsel Dağılım (1910)

Din / Mezhep %

Katolikler-Yunan Katolikler ve diğer gelenekler dâhil 91.0

Yunan Ortodoks 2.3

Protestan 1.9

Yahudi 4.7

Bu yamalı bohçaya benzeyen halklar, diller ve dinler topluluğunda Slavlar ağır basıyordu. Ama bu Slavların birbirleriyle bağlılıkları yoktu. İşi karıştıran bir nokta da bu milletlerin yekpare bir grup halinde olmayışları ve hiçbirinin iyice belirlenmiş bir toprak üzerinde oturmayışlarıydı. Bunlar arasında kesin bir sınır çizmek olası değildi. Ama her yerde Alman yönetimi ile azınlıklar arasındaki çatışma aynı alanlarda olmaktaydı. Her milletin kişiliğinin sembolü olan dil hakları, bunun sonucu olarak da eğitim ve öğretim sorunu bulunuyordu. 301 (Bkz. Harita 12, s. 395)

Macar kesiminde ise resmi anlamda tek bir dil konuşuluyordu, resmi dil Macarcaydı. Oysa Avusturya’da, Almanca aynı avantaja sahip değildi ve Avusturya- Macar banknotları Almanca olduğu gibi Çekçe, Lehçe, Sırpça, Hırvatça, Ukraynaca, Slovakça, İtalyanca ve Romence olarak ayrı ayrı belirlenmişti.302

301 Pierre RENOUVİN, a.g.e., s.84 302 Zab ZEMAN, a.g.e., s.26

Macaristan’ın nüfus dağılımı Hırvatistan ve Slovenya dâhil yıllara göre aşağıda gösterilmiştir.303.

Tablo 5. Macaristan'ın Yıllara Göre Nüfus Durumu

Yıl Nüfus 1869 15.417.000 1880 15.642.000 1890 17.349.000 1900 19.255.000 1910 20.886.000

Macaristan’daki Ulusların dillere göre dağılımı ise şu şekildedir;304

Tablo 6. Macaristan-Transleithanian’da Dillere Göre Ulusların Nüfusu (Hırvat ve Slovenler Hariç) Ulus 1880 1890 1900 1910 Macar 6.404.000 7.357.000 8.652.000 9.945.000 Alman 1.780.000 1.989.000 1.199.000 1.903.000 Slovak 1.855.000 1.897.000 2.002.000 1.946.000 Romen 2.403.000 2.589.000 2.799.000 2.948.000 Ruthen (Ukrayna) 353.000 380.000 425.000 464.000 Hırvat 184.000 191.000 195.000 Sırp 495.000 483.000 462.000

1910 sayımlarına göre, Macar Devleti’nde yaşayan 20 milyon nüfusun içinde, Macarların sayısı 10 milyon civarındaydı en geniş ulusal grubu oluşturuyorlardı. Öbür grupların başlıcaları, her biri 1 milyon ile 3 milyon kişi arasında olmak üzere Germenler, Slovaklar, Romenler, Hırvatlar ve Sırplardı. Ayrıca içinde Rutenlerin de bulunduğu birkaç azınlık grubu vardı. Özellikle Galiçya’da toplanmış Yahudiler ise nüfusun giderek Macarlara karşıt unsurunu oluşturuyorlardı. 20 milyonu aşkın nüfusun

303 Efkan CANŞEN, a.g.e., s.514 304 Efkan CANŞEN, a.g.e., s.516

yüzde 65’i hayatını topraktan kazanan köylüler, yüzde 20’si ise kentlerde yaşayan halktı.305

Bu verilere göre Macaristan’da ulusların oranları ise şöyledir;306

Tablo 7. Macaristan-Transleithanian’da Dillere Göre Ulusların Oranı (Hırvat ve Slovenler Hariç) Ulus 1880 1890 1900 1910 Macar 46.7 48.6 51.4 54.5 Alman 13.6 13.1 11.9 10.4 Slovak 13.5 12.5 11.9 10.7 Romen 17.5 17.11 16.6 16.1 Ruthen (Ukrayna) 2.6 2.5 2.5 2.5 Hırvat 1.2 1.1 1.1 Sırp 3.3 2.6 2.5

Yine 1910 nüfus sayımına göre nüfusun Macaristan Krallığı (Transleithanian) içerisindeki Hırvat ve Slovenler dâhil dağılımı ise aşağıdaki şekildedir.307

305 Zab ZEMAN, a.g.e., s.25 306 Zab ZEMAN, a.g.e., s.517

307László MARÁCZ, Multilingualism in the Transleithanian part of the Avustro-Hungarian

Tablo 8. 1910 Nüfus Sayımına Göre Macaristan Krallığı/Transleithanian İçerisindeki Nüfusun Dağılımı

Ana Dil St.István

Macaristan’ı Fiume Hırvat-Sloven Krallığı Toplam Macar 9.938.134 6.493 105.948 10.050.575 Alman 1.901.042 2.315 134.078 2.037.435 Slovak 1.946.165 192 21.613 1.967.970 Romen 2.948.049 137 846 2.949.032 Ruten 464.259 11 8.317 472.587 Hırvat 181.882 12,926 1.608.354 1.833.162 Sırp 461.091 425 644.955 1.106.471 Sloven 75.062 2.336 15.776 93.174 Bunyevak 88.204 5 0 88.209 Bulgar 22.945 1 321 23.267 Çek 31.198 238 32.376 63.812 Leh 38.179 46 2.312 40.537 Roman 108.825 0 12.272 121.097 İtalyan 5.037 24.212 4.138 33.387 Diğer 4.655 496 648 5.772 Macar Olmayan Toplam 8.276.593 43.313 2.516.006 10.835.912 Genel Toplam 18.214.727 49.806 2.621.954 20.886.487

Söz konusu bu dağılımın dillere göre yüzdelik oranı ise aşağıdaki şekildedir.308

Tablo 9. Macaristan Krallığı/Tansleithanian İçerisindeki Nüfusun Dillere Göre Yüzdelik Oranı

Ana Dil St.István

Macaristan’ı Fiume Hırvat-Sloven Krallığı Toplam Macar 54.56 13.04 4.04 48.12 Alman 10.44 4.65 5.11 9.75 Slovak 10.68 0.39 0.82 9.42 Romen 16.18 0.28 0.03 14.12 Ruten 2.55 0.02 0.32 2.26 Hırvat 1.00 25.95 62.49 8.78 Sırp 2.53 0.85 24.60 5.30 Sloven 0.41 4.69 0.60 0.45 Bunyevak 0.48 0.01 0 0.42 Bulgar 0.13 0 0.01 0.11 Çek 0.17 0.48 1.24 0.31 Leh 0.21 0.09 0.09 0.19 Roman 0.60 0 0.47 0.58 İtalyan 0.03 48.61 0.16 0.16 Diğer 0.03 0.94 0.02 0.03

Macar Olmayan Toplam 45.44 86.96 95.96 51.88

Genel Toplam 100.00 100.00 100.00 100.00

Avusturya-Macaristan İmparatorluğu çok uluslu ve çok dilli bir devletti. Aynı şekilde İmparatorluğun Transleithanian, yani Macar Krallığı bölümü de bu dağılımdan yeterince nasibini almıştı. Hatırlanacağı üzere, Macarlar 1868 yılında Milletler yasasını çıkarmış, ancak azınlıkları sadece dilsel temelde tanımlamış ve kabul etmişlerdi. Bu yasaya göre herkes dili ne olursa olsun Macar ulusunun üyesi sayılırdı.

Bu çerçevede, resmî olarak Macaristan Krallığı bölümünde 13 dil tanınmıştı. Bunlar; Macarca, Slovakca, Romence, Rutence, Hırvatça, Sırpça, Slovence, Çekce, Polonyaca, Bunyevakca309, Bulgarca, İtalyanca ve Roman dili idi. Yukarıdaki tablolarda da açıkça görüldüğü gibi, dağılım ve oranları farklı olsa da bu diller Macaristan

Krallığı’nın üç parçası olan Macar toprakları, Hırvat-Sloven bölümü ve Fiume de konuşuluyordu.

Macaristan’da bulunan bu grupların içinde canlı ve gelişmiş bir toplum olan Hırvatların, özel bir statüsü bulunmaktaydı. Fakat siyasi bakımdan egemen durumda olan grup, Macar halkıydı.310 (Bkz. Harita 13, s. 396)

1910 yılında Macaristan’da dinsel dağılımı göstermeden önce Macar İstatistiklerinin, Roma Katolik Kilisesi üyeleri, Yunan Katolik tarz, Lutherciler, Kalvinistler ve Unitarlar arasında ayrılmış olduğunu belirtmekte fayda var. Dinsel dağılım oranına gelecek olursak şu sonuçlarla karşılaşırız;311

Tablo 10. Macaristan’da Hırvatistan ve Slovenya Dâhil Dinî Dağılım (1910)

Dinî / Mezhep %

Roma - Katolik Kilisesi 52.1

9.7 Katoliklerin Toplamı %61 Yunan Katolik Kalıbı

Kalvinist 12.6

6.4 Protestanların toplamı % 19.0 Lutherci

Unitarier 0.3

Yahudi 4.5

İkili Monarşi döneminde Macarların egemen sınıfı kendi halkına en az Slovak, Romen veya Ukraynalılara davrandığı kadar sert davrandı. Uçsuz bucaksız mısır tarlalarını işleyen Macar köylüsü, 1848’den itibaren toprak sahibinin özel malı olmaktan kurtarıldıysa da tam anlamıyla özgür olamadı. Macar soyluları köylülerle yaptıkları pazarlıkta, Hanedana karşı tutumlarından çok daha sert ve amansız davrandılar. Göç edebilme hakkının dışında, köylüye hiçbir ödün verilmedi. Köylünün polislerden başka kendi sınıfının dışındaki kimselerle görüşme olanağı yok gibiydi. Eğer Yahudiler ve Çingenelerle bir ilişki kurulabilmişse, onlara üstün ırka ait olmadıklarını hissettirmekten geri kalınmıyordu.312

Avusturya-Macaristan’ın iç karışıklıklarla başı dertteydi, bunların en büyüğü ve en tehlikeli ise Yugoslav hareketiydi. Bu dönemde Macaristan’da pek çok güçlüğün

310 Pierre RENOUVİN, a.g.e., s. 84-85