• Sonuç bulunamadı

İKİNCİ DERECE KAYNAKLARDA İNSAN HAKLARI

AB hukukunun ikinci derece kaynakları topluluk kurumlarının tasarruflarını oluşturur. Bunlar; tüzük, yönerge(direktif), karar ve tavsiyelerden (ve görüşlerden) oluşur, Topluluğun kuruluşundan bugüne kadarki hukuksal birikimini de ifade eder. AB kurumlarının bu tasarrufları, antlaşmalarda kendilerine verilen yetkiye dayanmaktadır. Antlaşma ile verilen yetki ya genel niteliktedir ya da belirli bir alana özgülenmiştir.123 İkinci derece kaynaklar, yani organların tasarrufları, AB Hukukunun hiyerarşik düzeni içerisinde ikinci sırada yer almaktadır. Ne var ki, AB Hukukunun ulusal hukuka önceliği bakımından birinci kaynaklarla aynı etkiye sahiptir.124 Ancak topluluk hukukunun birinci ve ikinci derece hukuk normları arasında hiyerarşik ilişki vardır. İkinci derece topluluk hukuku birinci derece topluluk hukukuna tabidir. İkinci derece topluluk hukuku , birinci derece topluluk hukukunun sınırlarına göre ihdas edilir.125

Avrupa Topluluğu (AT) Antlaşmasının 189. maddesinde Konsey ve Komisyon’un işlemleri sayılmış; tüzük, direktif ve karar işlem kategorilerinin bağlayıcılık niteliği belirlenirken tavsiye ve görüşlerin bağlayıcı olmadığı hükme bağlanmıştır.126

123 Daha ayrıntılı bilgi için, bkz. GEMALMAZ, Esra, s. 36 124 GEMALMAZ, Esra, a.g.e., s. 36

125 ARSAVA, Füsun, Nice Anlaşması Sonrasında Avrupa Birliği’nin Geleceği, Ankara 2003, s. 25 126 ÇAVUŞOĞLU, Naz, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi ve AT Hukukunda Temel Hak ve Hürriyetler

A- Bağlayıcı Niteliği Olan Belgeler a) Tüzükler ve Kararlar

Tüzükler, Topluluk hukukunun tüm üye devletlerde aynı şekilde uygulanmasını sağlar. Topluluk hukukunun her zaman aynı şekilde uygulanması bazı durumlarda tüzüklerde gerçekleşmeyebilir ve üye devletlerin ek bir işlemine gerek duyulabilir. Tüzük, genel bir geçerliliğe sahiptir; tüm yönleriyle bağlayıcıdır ve üye devletlerde doğrudan uygulanabilir. Tüzüklerin doğrudan uygulanabilmeleri, AB Resmi Gazetesinde yayınlanmaları ile üye devlet iç hukuklarının parçası haline gelmeleri anlamındadır.127 Bununla beraber, tüzükler yeterince açık ve koşulsuz olma kriterini taşımazsa üye devletlerde doğrudan etkiye sahip olamazlar. Milli hukukta yürürlüğe girmeleri ek bir iç hukuk tasarrufunu gerektirmez ama bazı hallerde tüzüğün amacının gerçekleşmesi iç hukuk işlemlerine bağlıdır. Ayrıca tüzükler, AB vatandaşlarının milli mahkemeler önünde ileri sürebilecekleri hak ve yükümlülükler yaratmaksızın, sadece üye devletleri bağlayıcı yükümlülükler öngörebilirler. Doğrudan uygulanırlık tek başına tüzüklerin doğrudan etki kazanmasına yol açmadığı gibi, 189. madde uyarınca doğrudan uygulanma özelliğine sahip olmayan direktif ve kararların doğrudan etkili olabileceği de belirlenebilir.128 AT Antlaşmasında tüzükler genellikle Komisyonun önerisi üzerine Konsey tarafından çıkartılır. Ancak Komisyon da kendi girişimiyle veya Konseyden aldığı yetkiyle tüzük çıkartabilir. Tüzüklere örnek olarak temel haklara

127 Tüzüklerden bazıları, uygulanabilmeleri için, organların eylemde bulunmasını gerektirebilir. Örneğin

19/65 sayılı Tüzük, rekabet kurallarını uygulamak ve işletmek için Komisyon’u görevlendirmiştir.

ilişkin olarak 1612/68 nolu karar gösterilebilir. Bu düzenlemede işçilerin serbest dolaşımı ve sendikalaşma hakkı gibi haklar yer almıştır.129

AKÇT Antlaşmasının 14 .maddesine göre kararlar tüm yönleriyle bağlayıcıdır. Kararlar kişilere şirketlere veya devletlere yöneltilmiş olarak, anlaşma hükümlerinin özel durumlarda uygulanmasını sağlamak için çıkarılır. AT Antlaşmasında öngörülen tüzüklerle AKÇT Antlaşmasında öngörülen genel kararlar aynı yapısal özellikleri gösterir. Gerek gerçek, gerekse tüzel kişileri ilgilendiren kararlar, bu kararların ilgili kişilere bildirimi ile birlikte bağlayıcı nitelik kazanırlar. Buna karşılık genel kararlar yayınlanmaları ile birlikte bağlayıcı olurlar.130 Kararlar da gerekçeli olmak, anlaşma hükümlerine dayanmak ve yöneldiklerine bildirilmek zorundadırlar. Bu bildirimden sonra yürürlüğe girerler.

Tüzük ve genel kararlar;

- Genel ve soyut kuralları kapsarlar, - Tüm yönleriyle bağlayıcıdırlar, - Üye devletlere doğrudan uygulanırlar,

- Hukuk sujeleri bakımından hak ve yükümlülükler doğururlar.

b) Direktifler (Yönergeler)

AT Antlaşmasının 189 ve AAET Antlaşmasının 161. maddelerine göre, direktifler (yönergeler) şekil ve yöntemler bakımından yetkiyi ulusal kurumlara bırakarak, yöneldiği devleti varılacak sonuçlar bakımından bağlar. Birden çok devlete yöneltilen aynı içerikli direktiflerin dışındaki direktifler, tüzükler gibi

129 GEMALMAZ, Esra, a.g.e., s. 33

Topluluk hukukunun uygulanmasında üye devletler arasında birliği sağlamaya yönelik değildir. Çerçeve yasa olarak nitelendirilen direktifler tüzüklerden farklı olarak iki aşamadan geçerek yürürlüğe konulur.131 Ulusal organlar, direktifde belirtilen hedeflere ulaşmak için, ulusal hukuk düzenlemelerinin türünü belirlemekte özgür kılınmışlardır. AKÇT m. 14/3’e göre bağlayıcı nitelikteki tavsiyeler de direktifler gibidir. Direktifler ya Komisyonun önerisi üzerine Konsey tarafından ya da doğrudan Komisyon tarafından çıkartılır. Direktif ve tavsiyeler gerekçeli olmalı ve anlaşmaya dayanmalıdırlar. Direktiflerin de kararlar gibi yöneldikleri devlete bildirilmesi gerekir, bildirimden sonra yürürlüğe girerler.

Topluluk hukukunun ulusal hukuk sistemlerine uyumlu hale getirilmesinde, çoğunlukla bunun dolaylı olarak gerçekleştirilmesi eğilimi vardır. Bu yüzden, direktifler, en çok tercih edilen Topluluk yasama şeklidir. Direktifler, bir tür çerçeve kanun oluşturduklarından etkilerini doğurmaları, onların ulusal hukuk düzenlerine aktarılması ile mümkün olmaktadır.132

Direktife örnek olarak Konseyin yabancı uyruklu kişilerin dolaşması ve yerleşme özgürlüğüne ilişkin 64/221 ve 25 Şubat 1964 tarihli direktif gösterilebilir.133

B- Bağlayıcı Niteliği Olmayan Belgeler: Tavsiye ve Görüşler

Konsey ve Komisyon’un, görevlerini yerine getirmek için Antlaşmanın hükümlerine uygun olarak aldıkları tavsiye ve görüşlerin Topluluk hukukunun bir kaynağı olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği konusu tartışmalıdır. AT m.

131 - topluluk hukuku aşaması – ulusal hukuk aşaması 132 BOZKURT / ÖZCAN / KÖKTAŞ, a.g.e., s. 119 133 GEMALMAZ, Esra, a.g.e., s. 34

189’a göre, tavsiye ve görüşler bağlayıcı değildir. Bununla beraber, mesleki hastalıktan dolayı para talep eden bir göçmen işçinin, bu gibi durumlarda para ödenmesini düzenleyen Komisyon tavsiyesini ileri sürmesiyle ilgili olan Grimaldi davasında ATAD, ulusal mahkemelerin, özellikle bağlayıcı AT mevzuatına eklemek niyetiyle yapılan ya da AT mevzuatını uygulamak üzere kabul edilen ulusal hükümlerin yorumlanmasına açıklık sağlayan Topluluk tavsiyelerini, önlerine gelen bir davada karar verirken göz önüne almak zorunda olduklarına karar vermiştir.134