• Sonuç bulunamadı

DİĞER DÜZENLEMELERDE İNSAN HAKLARI

Hukuksal açıdan bağlayıcı sözleşme taslakları ve bunların ekleri (protokoller) insan haklarının normatif kaynaklarındandır. Temel hak ve özgürlüklerin korunması sadece hukuksal düzen içinde algılanacak bir sürece indirgenemez. Bunun yanı sıra, demokratik bir toplumda, hak ve özgürlükler kadar bunların yansıttığı değerlerin korunması, demokratik meşruiyetleri bulunan temsilci kurumlar aracılığı ile gerçekleşeceğinden, bunların varlığını ve işlemesini de gündeme getirir. Topluluk organları, temel hak ve özgürlüklerin etkili korunmasını ve aynı zamanda parlamenter demokrasi nüfuzunu güçlendirmek amacıyla girişimlerde bulunmaktadır. Bunlara örnekler, çeşitli bildiriler, kararlar vb. dir. Bu tasarruflar, hem Topluluk kurumlarının hem de üye devlet siyasal temsilcilerinin ortak siyasal tavırlarını da ifade etmektedir.135

A- Bildiriler

Avrupa Parlamentosu, Konsey ve Komisyon 5 Nisan 1977 tarihinde bir ortak bildiri yayınlamışlardır. Ayrıca, 7-8 Nisan 1978 tarihinde Kopenhag’da toplanan üye devletler hükümet ve devlet başkanları da “Demokrasi Bildirisi” yayınlamışlardır. Avrupa Zirvesi’nin 29 Haziran 1991’de yayımladığı bir bildirgeyle, insan haklarının geliştirilip korunmasının uluslararası ilişkilerin temel unsurlarından biri, hem Avrupa ölçeğindeki siyasi işbirliğinin hem de Topluluk, üye devletler ve diğer ülkeler arasındaki ilişkilerin köşe taşı olduğu en yüksek düzeyde teyid edilmiştir. Bu bildirge ile hakların evrenselliği ve bölünmezliği

vurgulanmakta, uluslararası izleme mekanizmalarının güçlendirilmesinin önceliği

belirtilmektedir.136 Bu tür belgelerin adlandırılması konusunda çeşitli ölçütler kullanılarak yapılan çok sayıda önerinin (bağlayıcı olmayan belge, moral antlaşma, esnek hukuk belgesi gibi) geliştirildiği bilinmektedir.137 Ancak bu adlandırma nasıl yapılırsa yapılsın bu tür belgelerinde insan haklarının normatif standartları açısından göz ardı edilmemesi gerektiği unutulmamalıdır.

Bununla beraber, Avrupa Parlamentosu’nun yayınladığı çeşitli kararlar da vardır. Örneğin, Parlamento’nun 4 Nisan 1973 tarihli kararı, “Topluluk Hukukunun Oluşturulmasında, Üye Devlet Vatandaşlarının Temel Hak ve Özgürlüklerinin Korunması” hakkındadır. Yine Parlamento, 16 Kasım 1977’de “Avrupa Toplulukları Vatandaşlarına Verilecek Özel Haklar” üzerine karar almıştır. 27 Nisan 1979’daki karar ise Topluluğun AİHS’ye katılmasına ilişkindir. Bu kararlarda, gelecekteki AB’de, temel hak ve özgürlüklerin yapılaştırılması üzerinde yoğunlaşılmıştır.138

Avrupa Parlamentosu, 12 Nisan 1989 tarihinde aldığı bir kararla Temel Hak ve Özgürlükler Bildirisi’ni kabul etmiştir. Bu bildiri, Avrupa halkları adına düzenlenmiş bir başlangıç bölümü içermektedir. Belge, toplam 28 maddeden oluşmaktadır. Bu belgede , yaşama hakkı, düşünce özgürlüğü, yasa önünde eşitlik, insan onurunun dokunulmazlığı, özel yaşamın korunması, ailenin korunması, mülkiyet hakkı, dilekçe hakkı, eğitim hakkı, tüketicinin korunması hakkı gibi hak ve özgürlükler düzenlenmiştir.

136 DUPARC, a.g.e., s. 21

137 ALPKAYA, Gökçen, “AGİK Sürecinden AGİT’e İnsan Hakları”, Yapı Kredi Yayınları, İnsan Hakları,

İstanbul 2000, s. 35 vd.

B- Şartlar

Adı “şart” olarak belirlenen insan hakları belgeleri de bulunmaktadır. Bunların bir kısmı hukuksal açıdan yükümlülük doğuran antlaşma niteliğini taşırken bir kısmı da siyasal sözverim mahiyetindedir. AB belgesi olan 9 Aralık 1989 tarihli Çalışanların Temel Sosyal Haklarına İlişkin Topluluk Şartı veya AB Temel Haklar Şartı hukuki anlamda antlaşma niteliğindeki belgelerdir. Buna karşılık örneğin AGİT belgelerinden olan 21 Kasım 1990 tarihli Yeni Bir Avrupa İçin Paris Şartı’nda olduğu gibi şart kapsamındaki bazı belgeler imza koyan devletin söz verimini de ifade edebilmektedir.

a) Avrupa Sosyal Haklar Şartı

AİHS’nin ekonomik ve sosyal haklar bakımından boşluğunu dolduran Avrupa Sosyal Haklar Şartı, 18 Ekim 1961’de Torino’da imzalanarak 26 Şubat 1965 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Türkiye onay belgesini 24 Kasım 1989 tarihinde Avrupa Konseyi Genel Sekreterliği’ne depo etmiş ve Şart’a taraf olmuştur.

Avrupa Sosyal Haklar Şartı, AİHS’yi ekonomik ve sosyal haklar yönünden

tamamlayan bir düzenlemedir.139 Şart, giriş bölümünden başka 38 maddeden oluşan beş bölüm ile Şart’ın ayrılmaz parçası olarak kabul edilen Ek’ten oluşmaktadır. Şart’ın giriş bölümünde üye devletlere, Avrupa Konseyi’nin, kendilerinin ortak mirası olan ideal ve ilkelerin gerçekleştirilmesi ve korunması amacıyla sosyal ve ekonomik gelişmenin sağlanması olan amaçları hatırlatılarak, Sosyal Haklar Şartı’nın amaçları ortaya konulmuştur. Buna göre Şart’ın amaçlarından ilki hiçbir

139 YUSUBCANAV, İzzet, Avrupa Konseyi Çerçevesinde Temel İnsan Hakları ve Hürriyetleri, Yüksek

ırk, cinsiyet, renk, din, siyasi görüş, ulusal soy veya sosyal köken ayrımı yapmadan bütün insanlara sosyal haklardan yararlanma imkanının sağlanmasıdır. İkincisi ise, uygun kuruluş ve faaliyetlerle kent ve kırsal nüfusun yaşam düzeyini geliştirmek ve sosyal refahını yükseltmektir.140

Esas olarak Uluslararası Çalışma Örgütü ile aynı esasları benimseyen Avrupa Sosyal Haklar Şartı’nı farklı kılan en önemli özellik “grev hakkını” ilk kez net bir biçimde telaffuz etmiş olmasıdır. İnsan haklarının sosyal alanda oldukça geniş bir çerçeve içinde ele alındığı Sosyal Haklar Şartı, AİHS’de olduğu gibi esnek bir yapı içermekte ve taraf ülkelerin Şart’ı tümüyle benimsemeleri koşulu getirmemektedir.141

b) AB Temel Haklar Şartı

1999’da dönem başkanlığını devralan Almanya, Temel Haklar Şartı’nın hazırlanmasına büyük önem vermiştir. 1999’da Almanya başkanlığında Köln zirvesinde kabul edilen sonuç bildirgesinde özgürlük, eşitlik ve yargısal haklarla birlik vatandaşlığına bağlı ekonomik ve sosyal hakları içeren bir temel haklar kataloğu hazırlanması kabul edilmiştir. 1999’da Köln zirvesinden çıkan Konsey kararı uyarınca Avrupa Parlamentosu’nun 2 Ekim 2000 tarihinde yapmış olduğu genel kurul toplantısında kabul edilen Kurulun hazırlamış olduğu “Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı Tasarısı” daha sonra Konsey tarafından 7 Aralık 2000 tarihinde törenle resmi bir bildiri (deklarasyon) olarak kabul ve ilan edilmiştir. Şart, bir bildiri olması bakımından bağlayıcı değil, yön gösterici niteliğe sahiptir. Fakat Şart metni

140 DÖNER, a.g.e., s.99

ileride Birlik Antlaşmalarının içine dahil edilecek ve bağlayıcı bir etkiye sahip olacakmış gibi kaleme alınmıştır.142

AB Temel Haklar Şartı, Birlik düzeyinde temel hak ve özgürlüklerle ilgili bir katalog oluşturmasının ötesinde, sadece birlik yurttaşları için değil, birlikteki tüm yurttaşları kapsayan hak ve özgürlükleri de içermesi açısından önemlidir.143 Komisyon sadece bireylerin yetki alanına giren temel hakları kapsayan bir şart hazırlamayı değil, insan haklarını temel hakları ve medeni hakları tanımlayan modern bir şart yaratmayı amaçlanmıştır.144

Temel Haklar Şartını kaçınılmaz kılan AB’nin siyasal hedefleri doğrultusunda, Avrupa vatandaşlarının iktidarla ilişkilerinde doğrudan dayanabilecekleri bir hak ve özgürlük belgesine duyulan ihtiyaçtır. Şart, giriş bölümünden başka yedi bölüm145 ve 54 bölümden oluşmaktadır. İlk altı bölümde temel hak ve özgürlüklere ilişkin somut düzenlemelere yer verilirken yedinci bölümde genel hükümler yer almaktadır.

AİHS’den esinlenilen Şart, Avrupa kimliğinin kazanılmasında önemli bir dayanak teşkil etmiştir. Şart’ta bölünmez ve evrensel değerler olarak insan onuru,

özgürlük, eşitlik ve dayanışmadan söz edilmektedir. Bu ortak değerler ve haklar

142 DÖNER, a.g.e., s. 125

143 Avrupa Birliği Ansiklopedisi, s. 35 144 ULUTAŞ, a.g.e. 145 Bu bölümler şunlardır; - İnsanlık onuru - Özgürlükler - Eşitlik - Dayanışma - Vatandaşlık hakları - Adalet - Genel hükümler

Avrupa kimliği olarak takdim edilmiştir.146 Kimliği oluşturan unsurlardan “çoğulculuk” Avrupa karakterinin kendisidir. Avrupa’nın hoşgörü ve açıklığı prensibi ışığında, temel değerlerde çoğulculuk, kimliğin tanımlanmasında ve yapısının ortaya konmasında bir takım belirli hakları, özgürlükleri ve temel prensipleri tanıyarak anahtar bir rol üstlenmiştir. AB kimliğinin adım adım oluşturulması ve kurumsallaştırılması gerekmektedir. Bu kimlik içerik olarak zamanla büyüyecektir. Bu oluşumda AB Anayasası potansiyel olarak entegrasyonu güçlendirecek ve AB Temel Haklar Şartı ile birlikte önemli bir rol oynayacaktır.147

Şart’ın içeriğine bakıldığında, oldukça kapsamlı bir temel hak ve özgürlükler listesi içerdiği görülmektedir. Şart’ta kişisel(medeni), siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel haklardan başka yeni haklar olarak adlandırılan teknoloji, tıp ve biyolojideki gelişmeler karşısında ortaya çıkan haklara da yer verilmiştir.

Şart’ta kişiler bakımından iki tür hak grubuna yer verilmiştir. Bunlardan kişisel temel hak ve özgürlükler ile ekonomik, sosyal ve kültürel haklar, Birlik vatandaşı olup olmadığına bakılmaksızın herkes bakımından geçerli olan haklardır. Bunun yanı sıra Şart’ta özellikle beşinci bölümde düzenlenmiş olan vatandaşlık hakları sadece AB’ye üye devlet vatandaşlarının kullanabileceği hak ve özgürlükler de bulunmaktadır.

Şart beyan edici bir nitelik taşımaktadır.148 Şart’ın beyan edici bu niteliğine rağmen birçok faydalı yönleri bulunmaktadır. Her şeyden önce, temel hakların bir katalog içinde sıralanması vatandaşlar açısından şeffaflık ve hukuki güvenlik

146 ARSAVA, Nice Anlaşması Sonrasında Avrupa Birliği’nin Geleceği, s. 7 147 ARSAVA, Nice Anlaşması Sonrasında Avrupa Birliği’nin Geleceği, s. 8 148 DÖNER, a.g.e., s. 128

sağlamaktadır. Ayrıca böyle bir liste temel haklar konusundaki karışıklıkları sona erdirerek ATAD’ın içtihat yetkisinin sınırlarını açıkça tespit etmektedir.149 51. maddenin 2. fıkrasına göre Şart’ta düzenlenen haklar AB’nin kurumlarına ve organlarına; Birlik hukukunu uygulamaları halinde ise, üye devletlere karşı ileri sürülebilecektir.

Şu an için statüsü üzerinde tartışma olan AB Temel Haklar Şartı, AB Anayasasının bir bölümü olarak düzenlenmesi nedeniyle, Anayasanın yürürlüğe girmesinden sonra AB’nin kurucu antlaşmaları değerinde bir belge olarak nitelendirilebilecektir.

c) Kopenhag Kriterleri

Son olarak kriter başlığı altında da düzenlemeler yapılabilmektedir. Bunun en güzel örneği Kopenhag kriterleridir. 22 Haziran 1993 tarihinde yapılan Kopenhag Zirvesi’nde, Avrupa Konseyi, AB’nin genişlemesinin Merkezi Doğu Avrupa Ülkelerini kapsayacağını kabul etmiş ve aynı zamanda adaylık için başvuruda bulunan ülkelerin tam üyeliğe kabul edilmeden önce karşılaması gereken kriterleri de belirtmiştir. Bu kriterler siyasi, ekonomik ve topluluk mevzuatının benimsenmesi olmak üzere üç grupta toplanmıştır.150

Siyasi kriter olarak, demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını ve

azınlık haklarını güvence altına alan kurumların varlığı aranmıştır. Ekonomik kriter olarak, işleyen ve aynı zamanda Birlik içinde rekabetçi baskılara ve diğer serbest

149 Şart’a kadar uygulamada ATAD’ın temel haklar korumasının kapsamı ve sınırı ile her bir hakka ilişkin

somut bir koruma ile ilgili olarak bilinebiliyordu. Aynı şekilde, hangi somut temel hakların korunduğu, hangi sınırların var olduğu ve öte yandan hakların sınırlandırılmalarının sınırına ilişkin net bir bilgi yoktu. Tüm bu konularda ATAD’ın oldukça geniş bir takdir alanı vardı.

150 TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, Uluslararası Temel İnsan Hakları Belgeleri, Ankara 2001,

piyasa güçlerine dayanabilecek bir serbest piyasa ekonomisinin varlığı aranmıştır. Topluluk mevzuatının benimsenmesi konusunda ise, siyasi, ekonomik ve parasal birliğin hedeflerine bağlı kalmak üzere üyelik için gerekli yükümlülükleri yerine getirebilme kapasitesine sahip olunmasının gerektiği düzenlenmiştir.

Kopenhag Zirvesi’nde kabul edilen insan haklarıyla ilgili siyasi kıstasta, ülkede demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan haklarına ve azınlık haklarına saygıyı teminat altına alan istikrarlı kurumların varlığı şartı aranmıştır.

Kopenhag Kriterleri’ne göre aday ülkeler; - Demokrasiyi,

- Hukukun üstünlüğünü, - İnsan haklarını,

- Azınlıklara saygı gösterilmesini ve korunmasını,

- İşleyen bir piyasa ekonomisinin varlığını ve Birlik içinde piyasa güçlerini ve rekabetçi baskı ile baş edebilecek kapasiteyi garanti eden kurumların istikrarını sağlamış olmalıdır.151

Üyelik, aday ülkelerin siyasal, ekonomik ve parasal birliğin hedeflerine katılma da dahil olmak üzere üyelik yükümlülüğünü üstlenme yeteneğine sahip olmasını öngörmektedir.

Sözleşme taslakları da AB hukukunun kaynaklarından sayılabilir. Sözleşmeler

üç türlü olabilir152;

- Antlaşma hükümlerine dayanan sözleşmeler, - Antlaşma hükümlerine dayanmayan sözleşmeler, - AB ile üçüncü ülke arasında yapılan sözleşmeler.

Ancak bunların geçerli bir kaynak olması için uygulanmak ve etkilerini doğurmak bakımından, ilerde herhangi bir karar alınmasını gerektirmeyecek kadar açık ve belirgin nitelikte olmaları zorunludur.153

C- ATAD Tarafından Tanınan Hukukun Genel İlkeleri ve ATAD Kararları

ATAD, kendisine tanınan yargılama yetkisi sınırları içerisinde, Topluluk hukukunu yorumlarken hukukun genel ilkelerini de göz önüne alır. Bu ilkeler;

eşitlik, yasal kesinlik ve hükümlerin geriye etkili olmaması, ölçülülük, hukuki güvenlik ve temel insan haklarıdır. Topluluk hukukunun kaynakları arasında ATAD’ın kararları da yine önemli bir yer tutar. Bu kararlara hem ATAD, hem de doktrin atıf yapmakta; organlar, üye devletler ve gerekirse gerçek ve tüzel kişiler karar ve işlemlerinde ATAD kararlarını göz önünde tutmaktadırlar.154

152 GÜNUĞUR, a.g.e., s. 101 153 GÜNUĞUR, a.g.e., s. 105

D- Üye Olmayan Devletlerle Yapılan Uluslararası Antlaşmalar

Topluluğu kuran Antlaşma, Topluluk organlarına üye olmayan devletlerle ve uluslararası örgütlerle antlaşma yapma yetkisi vermektedir. Topluluk tarafından üye olmayan devletlerle yapılan ortaklık, ticaret ya da gümrük antlaşması şeklindeki uluslararası antlaşmaların ortaya çıkardığı hukuk da Topluluk hukukunun kaynakları arasında yer almaktadır.155

İKİNCİ BÖLÜM

AVRUPA BİRLİĞİ KURUMLARININ İNSAN HAKLARININ

DÜZENLENMESİ VE KORUNMASINDAKİ İŞLEVİ

AB’nin insan hakları politikası, AB’nin yaratmış olduğu özgün sistemin, gerek AB içinde gerekse global düzeyde meşruluğunu arttırmada bir araç olmaktadır. Bu nedenle, AB’de insan haklarının siyasi kaynaklarını demokratik meşruluğunu sağlayan kurumların bu konudaki çaba ve katkılarında aramak yararlı olacaktır.

I- AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLAR KONSEYİ VE İNSAN HAKLARI