• Sonuç bulunamadı

AVRUPA BİRLİĞİ KOMİSYONU VE İNSAN HAKLARI

Avrupa Komisyonu üye devlet vatandaşı olan ve komiser olarak adlandırılan üye devletlerin atadığı üyelerden oluşur. Komisyonun başlıca görevleri Antlaşmanın 155. maddesinde sayılmıştır. Komisyonda, her bir üye devletten en az bir, en fazla iki üye bulunmak zorundadır. Komisyonun temel görevi ortak pazarın gelişmesini ve düzenli çalışmasını sağlamak olduğundan genellikle antlaşmanın bekçisi olarak tanımlanır. Komisyon, topluluk yasalarının hazırlanmasından sorumludur. Merkezi Brüksel’dir.

Avrupa Komisyonu, AB politikalarına ilişkin ilk adımı atma yetkisine sahip olan tek organdır, yeni politika önerileri hazırlar, mevzuat önerilerinde bulunur, yönergeler çıkartır. Komisyon, Konsey’e önerilerde bulunur uygulamalar hakkında bilgi verir ve Parlamento’ya karşı sorumludur. Komisyon, Antlaşmaların sağladığı güç ve Konsey’in verdiği yetkiler nedeniyle önemli bir özerkliğe sahiptir.

Avrupa Komisyonu, oyçokluğu ile karar ve tavsiye kararı alabilir veya görüş bildirebilir. Kararlar tamamen bağlayıcı iken, tavsiye kararlarında uygun çözümlerin belirlenmesi ve uygulanması üye ülkelere bırakılmıştır. Görüşlerin ise herhangi bir bağlayıcılığı yoktur. Komisyon, aynı zamanda, Topluluğun faaliyetleri ve idari harcamaları ile ilgili olarak yıllık raporlar yayımlar.176

Avrupa Komisyonu, üyelerin temsilcisi oldukları hükümetlerin çıkarlarını doğrudan gözeten Konsey’den farklı olarak, bir bütün olarak Topluluğun çıkarlarını koruyup kollamak ve ilerletmek görev ve fonksiyonuna sahiptir. Bu nedenle de

Avrupa Komisyonu, antlaşmaların koruyucusu olarak tanımlanmaktadır.177 Komisyon, AB Kurucu Antlaşmaları’na uymayan üye ülkelerin Topluluk hukukuna aykırı davranışlar gerekçesiyle, aykırı davrandığı ileri sürülen ülkeyi sorgulayarak savcı görevi de yapar.178 AB’nin mevcut yapısı içerisinde Komisyon aynı zamanda, bir yürütme organı fonksiyonu görmektedir. Bu nedenle ulusal devletlerdeki hükümetlere denk düşen bir organdır.

Yürütme organı olarak Komisyon, karar organının aldığı kararların uygulayıcısıdır. Bu kararların uygulanması çerçevesinde Komisyon’a büyük bir görev düşmektedir. Konsey’in almış olduğu kimi kararların işlerlik kazanması Komisyon aracılığıyla mümkün olabilmektedir. Uygulama düzenlemeleri ile Komisyon, Konsey’e yardım etmektedir. Komisyon’un yine bir yürütme organı olarak uluslararası ilişkilerde oldukça önemli bir yeri vardır. Komisyon, AB’yi uluslararası ilişkilerde temsil eden bir organdır. Uluslararası örgütler tüzel kişi olduğu için, ancak organları üzerinden tasarrufta bulunabilir. Komisyon, Topluluk adına müzakerelere katılır, antlaşmaları paraflar, imzalar, Topluluğu uluslararası ilişkilerde temsil eder. Topluluğu temsil etme yetkisi özellikle antlaşmalar ile ilgili yetkiler çerçevesinde çok açık bir biçimde karşımıza çıkmaktadır. Topluluğun, antlaşma yetkisi olan her konuda, Topluluğu uluslararası ilişkilerde temsil edip bu antlaşmaları müzakere etme yetkisi Komisyona tanınmıştır.179

Komisyon’un sahip olduğu en önemli nitelik; tarafsızlığıdır. Tüm Topluluk adına hareket eden Komisyon üyeleri, ne ulusal hükümetlere ne de Konsey’e karşı

177 BEŞE, a.g.e., s. 438

178 ERGÜN, Cihan, “Avrupa Birliği’nin Kurumsal ve Hukuksal Yapısı”, Konya Barosu Dergisi, Yıl: 3,

Sayı: 4, Konya 2006., s. 36

179 ARSAVA, Füsun, “Avrupa Birliğinin Kurumsal Yapısı ve Karar Alma Süreci”; T.C. Merkez Bankası,

sorumludurlar. Komiserler sadece Avrupa Parlamentosu’na karşı sorumludurlar. Bu özelliğinden dolayı Komisyon üyeleri Avrupa hükümetinin bakanlarına benzetilmektedir.180

B- Komisyonun İnsan Hakları Politikası

Komisyon’un çeşitli üyeleri insan haklarına ilişkin konularla belirli şekillerde ilgilenmek durumunda kalmışlardır. Komisyon Başkanı, Komisyon’un dış siyasi ilişkiler, kuzey-güney ilişkileri, insani yardım, göç ve iltica gibi konulardaki faaliyetlerini koordine etmekle görevlidir. AB üyesi olmayan ülkelerdeki insan hakları sorunlarını da yine bu ülkeden sorumlu Komisyon üyesi tarafından takip edilir. Genel Sekreterliğin bir üyesi, 1984’ten bu yana AB’nin insan hakları politikasının koordinasyonunun sorumlusu olmuştur. 1988’de ise, yine Genel Sekreterlik içerisinde yeni bir direktörlük oluşturulmuş ve bünyesindeki insan hakları uzmanları ile üye ülkeler arasında hükümetler arası ilişkilerin gerçekleştirilmesinden sorumlu olmuştur. Söz konusu direktörlük, insan haklarına yönelik faaliyetlerin koordinasyonunda Komisyon Başkanına yardımcı olmuştur. 1993’ten itibaren ise dış siyasi ilişkilerden sorumlu diğer bir direktörlüğe bağlanmış ve insan haklarına ilişkin politikaları koordine edici rolünü yitirmiştir.181

Komisyon, temel haklar sorunu konusundaki yaklaşımını ilk kez 1975 yılında,

Topluluk için bir temel hak kataloğu hazırlanması yönünde görüş bildirerek açıklamıştır. Ancak bu açıklamanın ardından bir yıl sonra tavrını değiştirmiş ve

180 TARTAN, a.g.e., s. 28 181 BEŞE, a.g.e., s. 439-440

Topluluğun siyasi organlarının temel haklarla bağlılığı konusunda yapacakları bir açıklamanın hazırlığına başlamıştır.182

7 Aralık 2000 tarihinde Fransa’nın Nice kentindeki AB devlet ve hükümet başkanları zirvesinde kabul edilen “AB Temel Haklar Bildirgesi” ilk defa Komisyon’un 4 Nisan 1979 tarihli Memorandum’u ile gündeme gelmiştir. Söz konusu memorandum, esasında Toplulukların AİHS’ni imzalamasına ilişkin olmakla birlikte temel hakların etkili korunmasında AİHS’ne katılımı bir ilk adım olarak görmüş ve daha önemli bir hedef olarak demokratik temsil niteliğine sahip Topluluk kurumlarının ayrı bir Temel Haklar Bildirgesi hazırlamasını önermiştir.

1978 yılında Kopenhag Zirvesinde bu ortak deklarasyon onaylanmış ve açıklanan demokrasi bildirisinde temel hakların korunmasının, Topluluklara

katılmanın temel unsuru olduğu vurgulanarak, parlamenter demokrasi ve insan haklarına saygı ve bunların korunmasının Topluluğa üyeliğin vazgeçilmez koşulları olduğu açıkça ifade edilmiştir.

Temel Haklar Bildirgesi, Birliğin yetkilerini ve görevlerini dikkate alarak özellikle üye devletlerin ortak uluslararası yükümlülükleri ve anayasal gelenekleri, ABA, Topluluk Antlaşmaları, AİHS, Topluluk ve Avrupa Konseyi tarafından kabul edilen sosyal bildirgeler ve ATAD ve AİHM’nin içtihat hukukundan kaynaklanan hakları yeniden teyit etmektedir. Bu bir bildirge olduğundan belge ile düzenlenen haklar hukuki yönden bağlayıcı değildir. Dolayısıyla bu bildiriyi ve hakları tanıyan devletler herhangi bir yükümlülük altına girmez. Ancak bu belge tüm AB ülkelerinin liderleri tarafından onaylanmıştır ve iç ilişkilerde temel bir başvuru

kaynağı olmakla birlikte aday ülkeler için Kopenhag’da belirlenen insan haklarının içeriğini ortaya koymaktadır. AB Temel Haklar Şartı, AB’de hak ve özgürlüklerin korunmasında, yeni normatif bir temel koymaktadır. Ancak hak ve ilkelerle ilgili ikilemi de beraberinde getirmektedir. Bu bildirge’de medeni ve siyasi haklar ile sosyal haklar düzenlenmiştir. Ekonomik ve sosyal hakların klasik haklarla yer almaları aynı hukuki değere sahip oldukları anlamına gelmemektedir. Şartta haklar ve ilkeler yaklaşımı benimsenmiştir. Haklar doğrudan uygulanabilme özelliğiyle ilkelerden ayrılmaktadır. Neticede haklar konusunda önemli düzenlemeler yapılmış, ilerlemeler kaydedilmiştir. Ancak yinede Avrupalıların kendi ulusal anayasaları ve AİHS ile karşılaştırıldığında, bu ilerleme fazla büyütülmemelidir.

Uzunca bir süre sözü edilemeyen Topluluğun AİHS’ye katılması konusu, 19 Kasım 1990 tarihli Komisyon Bildirisiyle yeniden önem kazanmıştır. Komisyon bu bildirisinde, söz konusu katılım lehindeki, nedenleri açıklamıştır. Komisyon özellikle bu çerçevede, üye devletlerin AİHS’ye taraf olmaları nedeniyle, Topluluk dışında bir kontrol mekanizmasına tabi olmalarına ve Topluluğun demokratik değer ve insan haklarına karşı olan hassasiyetine rağmen, bir kontrol mekanizmasına tabi olmadığını vurgulamıştır. Komisyon ayrıca, Doğu Bloğu’nun yıkılmasından sonra AGİT çerçevesinde, çoğulcu demokrasi ve insan haklarına saygı gibi konuların ön plana çıktığının ve Topluluğun bu süreçte aktif bir biçimde rol alması gerektiğinin, aksi takdirde Avrupa Konseyi’ne üye olan eski Doğu Bloğu ülkelerine karşı Topluluğun özel durumunun izahında güçlük çekileceğinin altını çizmiştir. Komisyon, AİHS’ye katılımı savunmakla birlikte bu katılımın, Birlik vatandaşlarının temel haklarına ilişkin bir kataloğun hazırlanmasının herhangi bir

engel teşkil etmeyeceği görüşünü de ileri sürmüştür. Dolayısıyla AİHS’ye katılmakla temel haklara ilişkin bir kataloğun hazırlanmasının birbirinin alternatifi olarak görülmemesi gerektiğini, aslında bu ikisinin birbirini tamamladığını, üye devletlerinde AİHS’ye taraf olmalarına rağmen anayasalarında temel haklarla ilgili hükümlerin bulunduğunu, bunun üye devletlerde hukuksal olarak herhangi bir rahatsızlık oluşturmadığını net bir biçimde vurgulamıştır.183

IV- AVRUPA BİRLİĞİ PARLAMENTOSU VE İNSAN HAKLARI