• Sonuç bulunamadı

İş Kazaları ve Güvenli Davranış Konusunda Yapılan Bazı Araştırmalar

BÖLÜM 1: İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNE İLİŞKİN KAVRAMSAL

2.8. İş Kazaları ve Güvenli Davranış Konusunda Yapılan Bazı Araştırmalar

Sungur (2008) tarafından gerçekleştirilen “Bir Güvenlik Kültürü Değişimi Programı:

DESAN Tersanesi Tehlike Avcısı Projesi” adlı proje niteliğindeki çalışmada tersanede

kadrolu ve taşeron çalışanlarla görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Bu görüşmelerin temel nedeni 2007 yılında Tuzla Tersaneler bölgesinde gerçekleşen kazaların dikkat çekici boyutta olmasıdır. Görüşme ve kayıtlar incelendiğinde kazayı giderme konusunda bir seferberlik düzenlemiştir. Bu seferberlik kapsamında, tehlike avı uygulaması, kaza inceleme prosedürleri, uyarı ikaz işaretleri, risk yönetimi prosedürleri, makine güvenliği, kimyasalların güvenli kullanımı gibi uygulamalar getirilmiştir. Bu çalışmanın bir diğer özgün tarafıysa, çalışanlara tehlikelerin farkındalığını arttırmak ve tehlikeli durumları belirlemek adına tersanenin kolay ulaşılabilir yerlerine tehlike bildirim kutuları ve tehlike bildirim kartları konulmuş olmasıdır. Çalışanlar tarafından tehlikeli görülen durumlar belirlenmiş, bunu bulan çalışana duruma göre hediye ve/veya unvan verilmiştir.

Dursun ve Aytaç (2011) tarafından yapılan “The Effect of Safety Culture on Safety in an

Organizational Structure: A Case Study in Turkey” adlı çalışmanın amacı, Türkiye'de

çalışanların güvenlik kültürleri ile güvenli davranışları arasındaki ilişkiyi ortaya koymaktır. Veriler Bursa’da otomotiv endüstrisi çalışanlarından elde edilmiştir. Geçerli olan 231 anket değerlendirilmiştir. Veriler çok değişkenli istatistiksel analizler kullanılarak analize tabi tutulmuştur. Bulgulara göre yöneticilerin taahhüttü, güvenlik önceliği, güvenlik eğitimi, güvenlik iletişimi, güvenlik bilinci ve yetkinliği, çalışanların katılımı, raporlama kültürü ve güvenlik davranışının parametreleri arasında pozitif yönlü ilişkinin varlığından söz edilmektedir. Kadercilik algısıyla, güvenli davranış arasında negatif yönlü ilişki bulgulanmıştır. Güvenlik bilinci ve yeterliliği, çalışan katılımı ve kaderciliğin güvensiz davranışların önemli belirleyicileri olarak nitelendirilmiştir.

84

Kazaya etki eden belirleyiciler olarak güvenlik iletişiminin azlığı ve kadercilik olgularının önemi üzerinde durulmuştur.

Dursun (2011) tarafından yapılan “Güvenlik Kültürünün Güvenlik Performansı Üzerine

Etkisine Yönelik Bir Uygulama” adlı doktora tezinde imalat sanayi sektöründe

çalışanların güvenlik kültür düzeyleri belirlenip, bunun çalışanların performansına olan etkisi irdelenmeye çalışılmıştır. İki farklı imalat firmasında toplamda 358 kişi ile anket çalışması yapılmıştır. Kadercilik dışında diğer dokuz güvenlik kültürü belirleyicisiyle, güvenlik performansı arasında olumlu ilişki tespit edilmiştir. Aynı zamanda güvenlik kültürü verileri çalışanların demografik özellikleriyle de karşılaştırılmış ve anlamlı bazı ilişkiler tespit edilmiştir.

ÇASGEM adına Yavuz (2012) tarafından yapılan “Tersanelerde Kazaların Önlenmesi

ve İş Güvenliği: Tuzla Tersaneleri” adlı çalışmaya göre tersanelerde vuku bulan 46

ölümlü ve 34 uzuv kayıplı iş kazası, raporu incelenip, kazalarla ilgili çaprazlama sorgulamalar gerçekleştirilerek çeşitli istatistiki veriler çıkarılıp, kendi içinde değerlendirilmiştir. Elde edilen sonuçlar SGK iş kazası verileri ile karşılaştırılmıştır. Bu çalışmanın amacı iş kazasının doğru şekilde ele alınması gerektiğinin gözler önüne serilmesidir. Bu araştırma sonucunda kazalarla ilgili çok çarpıcı sonuçlara ulaşılmıştır. Bunlardan en önemlileri, kazaların en fazla Perşembe günü olması ve çalışma saatinin ilk iki saatinde, öğle arasından sonrada ilk saatinde, özellikle yaz aylarında (patlama, yangın, elektrik akımı gibi kazaların sık görülmesi) ve en çok kaza geçiren grubunsa 25-29 yaş aralığına sahip çalışanlar olmasıdır. Üstelik alınması gereken önlemler hakkında en göze çarpanı ise en sık geçirilen kazalar (tehlikeli boşluklar, patlama ve yangın) hakkında risk farkındalığının oluşturulması gerektiğinin bu yönlü kazaları önleyici olmasıdır.

Yine Dursun (2013) tarafından yapılan “İş Güvenliği Kültürünün Çalışanların Güvenli

Davranışları Üzerine Etkisi” adlı çalışma, imalat sektöründe çalışan 1344 kişi üzerinden

veriler toplanmıştır. Verilerin analizinde, frekans dağılımı, güvenilirlik analizi, korelasyon ve regresyon analizlerinden faydalanılmıştır. Çalışmada elde edilen sonuçlar doğrultusunda, işyerinde sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamının oluşturulmasında, güvenlik kültürünün sağlanması ve geliştirilmesinin anahtar rol oynadığı sonucu ortaya çıkmıştır. Aynı zamanda güvenlik kültürü ile çalışan katılımı arasında önemli bir bağ kurulmuştur.

85

Aytaç ve Dursun (2018) tarafından yapılan “The effect on the safety culture of

occupational accidents and safety behavior: the case of Turkey” adlı çalışmanın amacı,

güvenlik kültürünün çalışanların ve iş kazalarının güvenli davranışları üzerindeki etkisini ölçmektir. Bu çalışmada güvenlik kültürü, yönetimin taahhüdü, güvenlik önceliği, güvenlik eğitimi, güvenlik iletişimi, güvenlik bilinciyle yetkinliği, çalışan katılımı ve raporlama kültürü konuları için literatürdeki ölçekler kullanılmıştır. Çalışmanın örneklemi Türkiye'de imalat sektöründe çalışan toplam 1371 kişi ile oluşturmuştur. Katılımcıların yaş ortalaması 30,36 ± 7,69, ortalama çalışma süresi 6,31 ± 5,61’dir. Veriler frekans dağılımı, güvenilirlik analizi, korelasyon, t testi ve regresyon kullanılarak analiz edilmiştir. Güvenlik kültürü boyutları ile elde edilen sonuçlara göre iş kazaları arasında önemli ilişki kurulmuştur. Ayrıca güvenlik kültürü, çalışanın güvenli davranışları üzerinde olumlu etkiye yol açtığı sonucuna varılmıştır. Son olarak güvenlik kültürü işyerinde emniyetli ve sağlıklı bir çalışma ortamı oluşturma konusunda önemli kilit role sahiptir.

Tulonen (2010) tarafından yapılan “Electrical Accident Risks in Electrical Work” adlı çalışma, Finlandiya’da elektrik sektöründe üretim yapan bir firmanın 13 yıllık iş kazası verilerinin incelenmesiyle elde edilmiştir. Elektrik firmasında güvenlikle ilgili yıl bazında iyileştirme yapılmasına rağmen iş kazalarında azalma gözlenmemiştir. Kazaların geneli çalışan hatası kaynaklıdır. Yapılan çalışmanın bulgularına göre iş kazalarının nedenleri arasında planlama eksikliği, acelecilik, mesleki eğitim yetersizliği veya verilen eğitimlerde güvenli çalışma prosedürleri hakkında bilgi eksikliği olarak tanımlanmıştır. Diğer taraftan riskler tam olarak çalışanlara gösterilememektedir. Sonuç olarak kasıtlı ve kasıtsız riskli davranışların nedenleri çok yönlüdür ve önleme çabaları buna göre planlanmalıdır.

Kanten (2013)’in çalışma şartları, güvenlik iklimi, güvenli davranış ve iş kazaları arasındaki ilişkiyi konu alan “The Relationships Among Working Conditions, Safet

Climate, Safe Behaviors and Occupational Accidents: An Empirical Research on the Marble Workers” adlı çalışma, Burdur ilindeki dört farklı mermer fabrikası çalışanları

üzerinde uygulanmıştır. 280 çalışandan 240 anket formu değerlendirmeye uygun görülmüştür. Çalışanlara yönlendirilen sorular, 5’li Likert tipi veri toplama yöntemine göre hazırlanmıştır. SPSS 23.0 aracılığıyla, korelasyon, çoklu regresyon, T testi, faktör analizi uygulamalarıyla sorular değerlendirmeye alınmıştır. Sonuç olarak, olumlu

86

güvenlik iklimi, güvenli çalışmanın anahtarı olarak gösterilmiştir. Çalışmanın sonuçlarına göre güvenlik ikliminin, güvenlik davranışlarının ve algılanan çalışma koşullarının iş kazaları ve yaralanmalarla ilişkili olduğu ortaya konulmuştur. Çalışmada yer alan temel mesajsa mermer işçilerinin güvenlik iklimi algıları, çalışma koşulları algıları ve güvenli davranış seviyeleri işletmelerindeki iş kazaları ve yaralanmalarla yakından ilgilidir.

Yin ve diğerleri (2017) tarafından yapılan “Demographic variables in coal miners’ safety

attitude” adlı çalışma Çin’de kömür madeni çalışanları üzerine yapılmıştır. Madencilerin

güvenlik tutumunu ölçmeye yönelik olan bu çalışmada maden çalışanlarının hem demografik hem de iş ile ilgili özelliklerinin karşılaştırılması amaçlanmıştır. Geçerli olan 593 anket sonucu SPSS 23.0 yordamı kullanılarak değerlendirilmiştir. Değerlendirme yapılırken ANOVA analizi kullanılmıştır. Çalışmanın bulgularına göre eğitim, madencilik sektörü için güvenlik tutumunu etkileyen bir özellik değildir. Ayrıca çalışmada iş deneyimi arttıkça güvenlik tutumunun da artı eğilimin sergilediği bulgulanırken kaza geçmişi olan çalışanların güvenlik tutumunun daha düşük olduğu sonucuna varılmıştır.

87

BÖLÜM 3: İŞ KAZALARINI ÖNLEMEDE GÜVENLİK KÜLTÜRÜ