• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNE İLİŞKİN KAVRAMSAL

2.5. Güvenli Davranış

2.5.1. Güvenli Davranış Kavramı

Literatürde güvenli davranışın en net ve kesin tanımı Cooper tarafından yapılmıştır. Cooper (2001: 24)’a göre güvenli davranış, güvenlik performansının bir bileşenidir52. Aslında bu bileşeni güvenlik performansından tamamen ayırmak da mümkündür. Hatta düşük kaza oranına sahip şirketler dahi çalışanların güvensiz davranışlarını kontrol altına alamadıklarında kazalarla karşı karşıya kalabilirler, bu gibi nedenlerle daha fazla kayıplar yaşayabilirler. Güvenli davranış, çalışanın kendini ifade etmesini geliştirir ve çalışma çevresindeki olumsuz davranışlarla baş etmesine yardımcı olur. Geleneksel yaklaşımlar güvenlik eğitimi ve/veya güvenlik tanıtımları gibi araçlarla çalışanları güvenli davranışa yönlendirme mümkündür. Fakat bu kadarı tam olarak başarı sağlamak için yeterli değildir. Bireysel performansın üç belirleyici özelliği vardır. Bunlar bilgi, beceri ve motivasyondur (Griffin ve Neal, 2000: 348-349). Cooper (2001: 225)’a göre davranış odaklı bir güvenlik yönetimi bile güvenlikle ilgili her problemin üstesinden gelmek için yeterli değildir. Bunun nedeni çalışan inançlarıdır, onlara göre yönetim, güvenliği iyileştirmek yerine gereksiz konularla zaman ve maliyet harcamaktadır. Öncelikle çalışanlarda bu imajı kaldırmak ve çalışanlara güvenlik konusunda köklü bir kültür kazandırmak gerekir. Aynı zamanda kurum içinde herkes tarafından bilinen bir güvenlik

52 Bir kurumun güvenlik performansı bileşenleri, bireylerin işyerinde gerçekleştirdikleri gerçek davranışlarına atıfta bulunur. İki ana performans bileşeni vardır, bunlar görev performansı ve içeriksel performanstır. Bu iki performans bileşeni, iş yerindeki güvenli davranışları ayırt etmek için kullanılabilir. Görev performansı tanımlarında yer alan, temel güvenlik faaliyetlerini tanımlamak için güvenlik uyumu terimi kullanılabilir. Kavramsal performans terimi, güvenlik katılımı yerine kullanılır. Çalışanlar güvenlik konularında gönüllü davranışlarda bulunurlar. Bu davranış direkt olarak güvenliğe etki etmez, güvenliği destelemek konusunda, çevresel destek sağlar (Griffin ve Neal, 2000: 348-349).

73

sistemi oluşturulmalıdır. Bu şekilde kurum içerisinde güvenlik iklimi de geliştirilmiş olacaktır. Griffin ve Neal (2000: 347)’in genel varsayımı, güvenlik iklimi ve sistem güvenliği, kısmen de olsa bireysel güvenlik davranışına aracılık edecektir. Sonuç olarak literatürde mesleki riskleri yönetme ve iş kazalarını azaltma konusunda davranışa dayalı yaklaşımlara sık sık yer verilir. Endüstriyel güvenliğe yönelik tipik yaklaşımların aksine, davranışa dayalı güvenlik, çalışanların mesleki riskler konusunda kişisel kontrolü ele almak için kullanabilecekleri araç ve prosedürler sağlar. Böylece güvenli bir çalışma iklimi temin edilmeye çalışılır (Geller, 2005: 539). İşletmeler güvenli davranışı çalışanlar üzerine nüfus edebilmek için öncelikle çalışanların algı ve tutumlarını belirleme konusunda daha titiz yaklaşımlarda bulunmalıdırlar. Bunu tayin edebilmek için psikometrik testlere başvurulabilir. Aynı zamanda algı ve tutumlar arasında ilişkide gözler önüne serilmelidir. Çalışanların bu sayede algı ve tutumlarını belirlemek, yönetimin alacağı kararlarda değişiklik yaşanmasına neden olabilir (Cooper, 2001: 23-24). Zakariye ve diğerleri (2012: 80-87) tarafından Malezya’da bir yapılan çalışmada özellikle iki faktörün geliştirilmesi üzerinde durulmuştur. Buna göre çalışmanın arka planı Şekil 9’daki gibi kurulmuştur. Korelasyon analizi ile sonuçlar elde edilmeye çalışılmıştır. Bağımsız değişkenler olan stres ve yorgunluk, güvensiz harekete çalışanları itmekte ve iş kazasına neden olmaktayken, yine makine ve aletler, işyeri tasarımı ile bağımlı değişken olan işyeri kazası arasındaki ilişki açıklanmaya çalışılmıştır. Aynı zamanda eğitim prosedürleri gibi bağımsız değişkenlerle iş kazası arasında bağlantılısı kurulmaya çalışılmıştır. Araştırmaya göre stres ve yorgunluk iş kazasıyla yüksek seviyede ilişkili iken, işin doğası gereği kullanılan makine, teçhizat, işyeri dizaynı ile işyeri tasarımı konuları orta ve düşük seviyede iş kazası ilişkisinin varlığından söz edilmiştir.

Kaynak: (Zakariye ve diğerleri, 2012: 80)

BİREYSEL FAKTÖRLER: Stres ve İş Yoğunluğu Güvensiz Davranış İŞ KAZASI İŞİN DOĞASI: Makine ve Araçlar İş Yerinin Tasarımı Eğitim Usulleri

74

Diğer taraftan ABC davranışsal analiz tekniği adı verilen teknik sayesinde güvenlik sorunları analiz edilmeye çalışılır. Bu sayede çalışanların tutum ve davranışlarında var olan değişiklikler konusunda ön bilgi elde edilmiş olacaktır.

Tablo 8: ABC Davranış Tekniği

A (Öncüller) B (Davranış) C (Sonuçlar)

 Çevre (dış uyaranlar)  İçsel uyaranlar (düşünce,

duygu, bedensel belirtiler, anılar vs.)

 Davranışlar (içsel ve dışsal)  Kısa vadeli sonuçlar

 Uzun vadeli sonuçlar

Kaynak: (Yavuz ve Bahadır, 2017: 91)

Bu analiz tekniği, genellikle güvenlik sorularını ve kaza olaylarını analiz etmek için kullanılan bir yöntemdir. Tablo 8’de görüldüğü gibi öncüller, davranışlar ve sonuçlar birbiri ile etkileşimlidir. Öncüller sayesinde davranış konusunda bir ön bilgi edinilir. Bir davranış içsel veya dışsal olabilir. Yani bir görev gerçekleştirilirken (bir bilgisayar oyununda olduğu gibi) doğal olarak yön veya motivasyon sağlanmalıdır ya da performansı artırmak için (maaş, promosyon gibi) dışsal etkilerden faydalanılmalıdır. Bir teşvik veya ödül programı dışsaldır. İstenen davranışı yönlendirmek ve motive etmek için duruma uygun ödül gibi bir aktivatör (teşvik edici) eklenir ve sonuçlar değerlendirilir (Geller, 2005: 553). Demirbilek (2005: 70-71)’e göre doğru bir ABC analizinin gerçekleşmesi için güvenli olan ve olmayan davranışların beraber analize tabi tutulması gerekmektedir. Arzu edilmeyen davranışlar listelendikten sonra arzu edilen davranışlar için yeni bir liste oluşturmak gereklidir. Bu sayede çalışanların genel ve kişisel tutumları da belirlenmiş olacak, doğru davranış konusunda çalışanların harekete geçirilmesi sağlanacaktır.

Froggatt ve Smiley’e (1964: 2-3) göre organizasyonda çalışanların hepsi baştan beri birbirinden farklıdır. En önemli farklılık kazaya uğrama eğiliminin irsi olarak bazı çalışanlar için daha muhtemel olmasıdır. Eşit risk altında çalışanların kaza geçirebilme olasılığı konusunda da farklılıklar olabilir. Hali hazırda yapılan meta analizleri de bunu desteklemektedir. Birey açısından güvenli çalışmak üç temel koşula bağlıdır. Bunlar, “bilmek”, “yapabilmek” ve “istemek” tir. İlk olarak yapılması gereken, organizasyonun çalışana eğitim yoluyla güvenli çalışmanın nasıl olacağını öğretmektir. İkincisi bireyin güvenli şekilde çalışabilmesinin sağlanması, örneğin makine üzerindeki koruyucuların bireyin iş yapabilmesini engellemeyecek tarzda dizayn edilmiş olması ve son olarak da

75

çalışan güvenli biçimde çalışma isteği ve iradesinde olmasıdır (Demirbilek, 2005: 65). Bu anlamda çalışanlar desteklenmeli ve geri bildirimleri mutlaka verilmelidir. Çünkü Demirbilek (2005: 64-70)’e göre çalışanları gözlemleyip geribildirim de bulunmak davranışı daha kalıcı yapacaktır. Ona göre çalışanlara verilen güvenlik veya iş eğitimleri tek başına yeterli değildir. Güvenli davranışın iyileştirilmesi için yapılan geribildirim uygun zamanında ve uygun biçimde verilmelidir. Çalışanı tenkit edici değil, uygun tarzda olmalıdır. Asıl önemli olan, güvenli davranışın bir sorumluluk olduğu çalışana aşılanmalıdır. Bu durumda da davranışsal güvenlik yönetiminin gerekliliği ve önemi kendini gösterir.

2.5.2. Güvenli Davranışı Etkileyen Faktörler

Çalışanların demografik ve diğer işe dair değişkenlerini belirlemek ve bilmek onlara güvenlik kültürünü benimsetmek için önemli olabilir. Hangi değişken farklılığının önemli ve etkili olduğunu anlamak kültürel yapının ortaya konması ve yaklaşımın nasıl olması gerektiği konusunda ışık tutacaktır. Araştırmacılar cinsiyet, yaş, eğitim düzeyi gibi ayırt edici unsurların üzerinde durduğu gibi, risk algılaması, güvenliğe yönelik tutumlar gibi bilişsel faktörlerin motivasyon ve davranış açısından da önemli olduğunu da atfeder. Diğer taraftan da, yönetimin çalışanlara karşı tutum ve davranışları, çalışan davranışları üzerinde doğrudan veya dolaylı bir etkiye sahiptir (Havold, 2007: 36-37). Davranışı etkileyecek çok fazla değişken bulunmaktadır, yapılan çalışmaların çoğu bunu vurgulamaktadır. En çok üzerinde durulan konularsa yaş, cinsiyet, medeni hal, eğitim, çalışma süreleri, yapılan iş, taşeron çalışma ve iş kazası geçmişidir. Bu tip değişkenler çalışanların iş kazasına uğrama ihtimalini değiştirebilir. Hatta çalışanın kendisi değil başka bir çalışma arkadaşının iş kazasına uğraması gibi nedenlerle psiko-sosyal yönden çalışan olumsuz etkilenip, çalışanların kaza potansiyeline etki edebilir. Fakat çalışanlar arasında değişkenler her ne olursa olsun güvenlik konusunda ortak bir kültüre sahip olunmalıdır. Çalışanların güvenlik konusunda bilinçsiz olmaları onları riskli davranmaya sürükleyecektir, özellikle genç çalışanların uğradığı bir kısım iş kazasının nedeni yapılan çalışmalar doğrultusunda ve bazı kaza verileri incelenerek ortaya konulmaktadır. Bazı kazalar engellenebilir, bunun üstesinden gelmek üst yönetimin, güvenlik uzmanlarının ve amirlerin elindedir, denetim mekanizması her grup çalışan için farklı şekilde biçimlendirilmelidir. Örneğin genç çalışanların bu denli önemli olmasının nedeni, bu yaş grubunun çalışanları, işlerini yaparken risk almaktan kaçınmaması olabilir, bu nedenle

76

genç ve tecrübesiz çalışanlara daha fazla işbaşı eğitimi verilmeli, işi yaparken de daha fazla denetim altında bulundurulmalıdırlar. Örneğin Salminen (1996: 305-312) tarafından yapılan çalışmada iş kazasına uğrayan çalışanlar iki ayrı veri seti birleştirilmiştir. Biri Finlandiya’nın güney eyaletinde, 1988-1989 yılları arasında gerçekleşen 99 ağır iş kazasına uğramış çalışanları kapsarken, ikincisi ise 13.000'den fazla çalışan ile görüşme sonucunda elde edilen veri setidir ve bunların 792’si iş kazasına uğramıştır. Her iki veri seti, genç işçilerin kaza sıklığının, yaşlı çalışanlardan daha fazla olduğunu tutarlı bir şekilde göstermiştir. Genç çalışanların uğradıkları iş kazaları daha az basit olurken, yaşça daha büyük çalışanların iş kazaları daha ağırdır ve kalıcı hasar (sakatlık gibi) ihtimali daha yüksektir. Aynı zamanda iş kazasına uğrayan yaşlı çalışanlar gençlere göre daha fazla devamsızlık almaktadırlar. Salminen tarafından iş kazalarını azaltma konusundaki genç çalışanlar için alınabilecek önlemse, daha detaylı bir çalışma kılavuzunun hazırlanmasıdır. Yine böylesi bir çalışma Jovanovic ve diğerleri (2004: 328-331) tarafından gerçekleştirilmiştir. Çalışmaya göre en yüksek yaralanma oranları, genç işçiler arasındadır, muhtemelen yaşlı işçiler meslekte daha deneyimli ve genç meslektaşlara göre daha fazla iş bilgisine sahip olmanın yanında, sabır ve bazı mesleksel becerilere de sahip olduklarından ileri gelmektedir. Buna rağmen bazı araştırmalara göre gerçekleşen iş kazalarında en yüksek ölüm oranı yaşlılarındır. Fakat ölüm oranlarına bakmaksızın iş kazası konusunda genel olarak söylenebilecek bir genelleme yapılabilir, yaşça daha fazla olan çalışanların, iş memnuniyetinin, iş bilgisinin, iş becerisinin, genel temizlik ve güvenlik ekipmanlarını kontrol etme olasılığının yüksek olmasından kaza geçirme eğilimi daha düşükken, yaşça daha genç işçilerin daha fazla kaza geçirme eğiliminin yüksek olmasının nedeni sorumluluk almaktan kaçınmaları (iş ekipmanları vs. kontrol edilmesi, hijyen kurallarına uyulması), iş bilgi ve becerisinin az olmasın, motivasyon konusunda eksikliklerinden ileri gelebilir. Bu faktörlerin hepsi, iş yerinde emniyetin yerine getirilmesinde güvenlik tutumlarının önemine işaret etmektedir. Zaten Neal ve diğerleri (2000: 105) tarafından yapılan çalışmada, bilgi ve motivasyonun güvenli davranışın belirleyicisi olan güvenlik katılımı ve uyumunu desteklediği görüşü ortaya konmuştur. Güvenli olmayan davranışları değiştirmek, insanların güvenlik tutumlarını geliştirerek kazaları önlemek büyük ölçüde mümkündür. Bunu yaparken birçok etkenden yararlanılabilir. Literatürde demografik değişkenler birçok araştırma için kilit unsurlardır ve etkili bir güvenlik tutumu için de kimi zaman belirleyici de olabilirler. Örneğin çalışanlardan beklenen çalışma temposu vs. nedenlerle çalışanların strese maruz kalması

77

doğaldır, stres çalışanların davranışlarına olumsuz etki edebilir (Cooper, 2001: 23-24). Güvenli davranış öncüllerini belirleme amacıyla yapılan bir çalışmaya göre güvenli davranışın bazı öncülleri iş baskısı, iş stresi, bilgisizlik ve isteksizliktir (Harsini ve Ghofranipour, 2016: 2). Davranış ve davranışı etkileyen konular hakkında yapılan bir çalışmaysa Yin ve diğerleri (2017: 1-7) tarafından gerçekleştirilmiştir. Çalışma, kömür madeni endüstrisi çalışanları arasında bir anket çalışmasıdır. Çalışanların yaş, çalışma süresi, eğitim seviyesi ile kaza deneyimleri bilgileri ışığında sonuçlar varyans ve korelasyon analizleri yapılarak yorumlanmıştır. Sonuçlar, kömür madencilerinin kimi yaş aralıkları (21-30 yaş grubu çalışanlarına göre 41-50 yaş grup çalışanları daha yüksek güvenlik tutumuna sahiptirler.), çalışma sürelerinin azlığı güvenlik tutumları ile düşük korelasyon gösterdiği bulgulanırken, daha uzun çalışma süresi olan eski madencilerin ve kaza deneyimi olmayan madencilerin daha iyi güvenlik tutumlarına sahip oldukları bulgulanmıştır. Ancak, eğitim seviyesinin güvenlik tutumu ile ilgisi gözlemlenememiştir. Kaza geçmişi olmayan çalışanların kaza deneyimleri olanlara göre daha iyi güvenlik tutumuna sahip oldukları desteklenmektedir. Son olarak dikkati çeken bulguysa, çalışma deneyimleri arttıkça, güvenlik bilincinin güçlendiği bulgusudur.

Aynı zamanda çalışanların gözle görülemeyen sınanamayan birçok özelliği de kazaya neden olmaktadır. Bunlar psikofiziksel durumlar olarak adlandırılabilir ve kişiye göre iş kazası olasılığının artmasında önemli rol oynamaktadır. Örneğin uyku apnesi problemi olan erkek çalışanların iş kazası geçirme olasılığı diğerlerine göre iki kat artar. Çünkü çalışanın solunum problemi ve rahatsızlığına bağlı olarak dikkatinin azalması gibi problemlerle karşılaşırlar. Bunun dışında işitme ve görme bozuklukları da mesleki yaralanmaları arttırıcı faktörler arasındadır (Jovanovic ve diğerleri, 2004: 331). Buraya kadar anlatılanlar güvenli ve güvensiz davranış hakkında öncül bilgiler taşımaktadır. Güvenli ve güvensiz davranışları belirleme konusunda çalışan ve grup bazlı bazı ölçümler yapılmaktadır. Bu uygulamalar neticesinde elde edilen verilerin çalışanlarla henüz iş başı eğitimi verilirken dile getirilip paylaşılması dahi iş kazalarını önemli ölçüde etkileyecektir.