• Sonuç bulunamadı

İŞÇİLERİN ÇOCUĞU

son 4 ayda günde en az 31 protesto hareketi var, grev, gösteri, değişik pro-testolar sürüyor. Bu protesto gösterileri belli talepler için yapılıyor ve liderliği olgunlaşmış kadrolarla yapılıyor. İşçi sınıfının durumu bu şekilde.

Orta burjuvaziye gelince, Mı-sır’da ekonomik durum nedeniyle özellikle doktorlar ve öğretmenler statü kaybetti. Müslüman Kardeşler iktidara geldikten sonra doktorlar grev yaptı. Müslüman Kardeşler, doktorların maaşlarında zam yapıla-cağı havası estirdi. Ama doktorlar, Müslüman Kardeşler’in söylediği-nin tam tersi olarak, fakir insanlara daha iyi hizmet verilmesi için maaş-larından yüzde 5 kesinti yapılmasını istiyor. Aynı şekilde öğretmenlerin de başlattığı grevler var. Müslüman Kardeşler yönetimi, sanki öğretmen-ler ücret artışı istiyor gibi yansıtıyor.

Ama onların talepler listesi var. Eği-tim sisteminde reform istiyorlar, pek çok talepleri var. Listenin en sonun-da zam var. Öğretmenler ile yönetim arasında çekişme devam ediyor.

Devrimden sonra işçilerin bağım-sız sendikaları gelişiyor mu?

Devrimden önce başlayan sendi-kalaşma, devrimden sonra hem daha güçlü oldu, hem de daha iyi bir nokta-ya geldi. Mısır’da genel işçiler fede-rasyonu vardı eskiden, şimdi mesela çiftçiler sendikası var, şoförler kası var. Mısır’da buna benzer sendi-kalaşma yaygınlaştı.

Öğrenci gençlik hareketi ne du-rumda? Hangi talepler etrafında mücadele yürütüyorlar?

Mısır’da gençler 70’lerden beri özellikle üniversitelerde iyi bir rol oynamışlardır, hala da devam ediyor.

Devrimden önce gençler üniversite-lerde ayaklanma diyebileceğimiz bir hareket başlattılar ve talepleri sadece öğrencileri ilgilendiren talepler değil Mısır’ı ilgilendiren siyasi taleplerdi.

Halkın taleplerini sahiplendiler. Me-sela, Amerika’nın Irak’ı işgali sıra-sında ve Filistin ile ilgili de güzel bir mücadele yürüttüler. Üniversitelerde başlatılan devrimden önce bazı ha-reketler çok başarılı oldu. Özellikle 9 Mart Hareketi, hocalarla birlikte bu mücadeleyi yürüttü. Üniversite içerisindeki sivil ve resmi polisleri üniversiteden dışarı çıkardılar. Eski dönemden kalma bazı kanunlar vardı, bu kanunu bile iptal ettirdiler. Bunlar sadece üniversitenin içerisindekiler, ama öğrenciler dışarıda, herkesle, iş-çilerle, doktorlarla birlikte mücade-le ediyorlar. Bu sokakta bizden ayrı değiller. Devrimden sonra gençlerin kurduğu iki federasyon var. Birini Müslüman Kardeşler kurdu, diğerin-de solcular ve diğerleri var.

Bu federasyona öğrencilerin ka-tılımı nasıl?

Fena değil, güçlü. Özellikle solcu grupların hepsi destekliyor, hepsi içe-risinde. Mısır Komünist Partisi, De-mokratik Birlik Partisi, vs.

Devrim sürecinin kadın hareke-tine etkisi ne oldu? Kadın hareketi-nin temel gündemleri neler? Cinsel şiddete karşı nasıl örgütleniyorlar?

Kadınların anayasal talepleri nasıl karşılık buluyor?

Marksist Teori 8 Mısır halkı bir devrim yarattı,

biz halktan bahsediyoruz. Biz ayrım yapmıyoruz. Bir görüş olarak söylü-yorum. Hüsnü Mübarek gidene ka-dar kadınlarla ilgili özel bir slogan atılmadı. Fakat Mübarek gittikten sonra durum değişti. Biz Müslüman Kardeşlere’e karşı kadın haklarını da-ha fazla savunmaya başladık, slogan atmaya başladık. Mısır devrimi sü-recinde Tahrir Meydanı’nda kadınlar vardı, şehit düşen, yaralanan, tutukla-nan kadınlar da oldu. Hüsnü Mübarek 11 Ocak’ta gitti. Biz kadınlar olarak 8 Mart Dünya Kadın Günü’nü Tahrir Meydanı’nda kutlama kararı aldık.

Meydana doğru yürüyoruz, kadın li-derlerimizin resimlerini taşıyorduk, birden yolumuza çıkan Selefiler, meydanı kuşatmışlar ve meydana gi-rişimize izin vermediler ve bize sal-dırdılar. Biz o günden beri büyük bir savaş veriyoruz bu tip zihniyete karşı.

Nisan 2011’de çok kadın tutuklandı.

Askerler, bazı kızları tutukladı ve be-karet testinden geçirdiler. Ve askerler özellikle kadınlara saldırmaya başla-dı. Kadınların daha önce kazandığı bazı haklar, Müslüman Kardeşler yö-netime gelince iptal edildi, yok

sayıl-dı. Şimdi Mısır’da anayasa yazım sü-reci var. Kadın hakları konusunda çok ciddi kaygılarımız var. Kadını baskı altına almak istiyorlar. Fakat kadınlar da boş durmuyor, biz daha fazla ça-lıştık, daha fazla protesto gösterileri yaptık, meclisin önünde gösteriler yaptık. Taleplerimizi daha sert bir şe-kilde savunmaya devam ediyoruz.

Bu gösterilere katılım artıyor mu azalıyor mu?

Artıyor. Çünkü devrim bitmedi, biz öyle bakıyoruz. Devrim hala de-vam ediyor, kadın erkek olarak, işçi sınıfı, orta burjuvazi sınıfı, Mısır Ko-münist Partisi olarak, bütün solcular işbirliği halindeyiz. Bu birlikteliği genişletmek istiyoruz. Kazanımla-rımızı başka bir aşamaya geçirmek istiyoruz. En son Mısır Devrimci De-mokratik cepheyi kurduk. Bütün sol gruplar var bu cephede. Biz devrimi kaybetmek istemiyoruz. Biz kenarda kaybolmak istemiyoruz. Çünkü asıl mücadele sınıfsal mücadeledir.

Cephede demokratik kitle örgüt-leri ve sendikalar var mı?

Bu cephede sosyalist-sol gruplar ve işçi sendikaları var.

Lübnan Komünist Partisi Politbüro üyesi Ali Sel-man, Lübnan’da işçi ve emekçilerin mücadelesi ile İsrail’e karşı verdikleri mücadele deneyimlerini Mark-sist Teori’ye anlattı.

Partinizin içerisinde yer aldığı cephenin halk üze-rindeki etkisi nasıl?

Şu anda ulusal bir cephe yok. Ama iç savaşın hüküm sürdüğü dönemde ilerici halk hareketi vardı, Kemal Canpolat başkanlığında. Komünist Partisi’nin bu cephe-deki etkinliği büyüktü. Bu cephenin amacı o dönemde ilerici bir Lübnan hareketini kurmak ve etkin hale ge-tirmek ve içerisinde bulunduğu durumdan kurtarmaktı.

İsrail’e karşı savaş sonrası halk üzerindeki etkiniz arttı mı?

İsrail 1982 yılında Lübnan’ı işgal ettiği günden baş-layarak Komünist Partisi, İsrail güçlerine karşı ilerici direniş halk hareketi, kurtuluş hareketi başlattı. Lübnan Komünist Partisi, Lübnan Komünist Çalışma Hareketi ve Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’ndeki yoldaşlar be-raber İsrail’e karşı direniş cephesini kurduk. Komü-nistlerin böyle bir mücadeleyi başlatmasının gururunu