• Sonuç bulunamadı

HALK DESTEĞİNİ ARTIRIYOR

Marksist Teori 8 Yani devrimi yapanlar, devrimden

sonra büyüyemedi, güçlenemedi. En Nahda partisi, seçimlerden galip çık-tı. Bu sonucu neye bağlıyorsunuz?

Bu devrimin zayıf yanı, yönlendi-recek merkezi bir unsurun var olma-masıydı. Elbette devrimci sol güçler katıldı fakat birleşik bir şekilde bu devrimi yönlendirme ve yönetme be-cerisini gösteremediler. Devrimin yarı yolda kalmasını açıklayan şey bu. İs-lamcılar bu yönetememe halinden ya-rarlandılar ve aynı zamanda aldıkları destek de onlara bu başarıyı getirdi.

Hem sağ liberal güçlerin, hem bazı Körfez ülkelerin, hem de doğrudan doğruya Amerika’nın desteğini alarak -parasal destek dahil olmak üzere- bu başarıyı gerçekleştirebildiler. Böylece Amerika başta olmak üzere bu aktör-ler, Tunus’un emperyalist sistem içe-risinde kalmasını sağladılar.

Bu süreçte 14 Mart cephesi kurul-du. Bu cephe bir rol oynayamadı mı?

O günden bugüne kadar birçok şey değişti. Geride kalan 10 ay içerisinde sol, devrimci, demokratik güçler halk desteğini arttırıyor. Çünkü bu 10 ay-da, En Nahda partisi kitleler nezdinde ciddi bir destek kaybına uğradı. Geri-ci bir karakter taşıdığı halk tarafından daha net bir şekilde anlaşıldığı için, sol güçler halk desteğini arttırıyor şu süreçte. Geçtiğimiz hafta bir halk cephesinin kurulması yönünde bir çağrı yapıldı. Bu daha önce kurulan 14 Mart Cephesi’nin bir devamı gibi değil, ondan daha geniş ve daha güçlü bir oluşum. İçerisinde 12 siyasi parti, bazı sendikalar ve bağımsız bazı

mi-litanlar bulunuyor. Araştırmalara göre bu hareket Tunus’taki üçüncü büyük siyasi güç haline gelmiş durumda. Ve temel hedefini, temel siyasi yönelimi-ni devrimin başlangıçtaki amaçlarını gerçekleştirmek olarak planlıyor. Bu;

devrimin sona ermediği, devam ettiği ve sürecin giderek hızlandığı anlamı-na geliyor.

Devrim sürecinin kadın hareke-tine etkisi ne oldu? Ülkenizde kadın hareketinin durumu ne düzeyde?

Tunus’taki kadınlar her zaman siyasi demokratik mücadele içeri-sinde yer aldılar. Sol hareketlerde, öğrenci hareketlerinde varlardı. Si-yasi gruplara karşı açılan davalarda hukuki mücadele de vermişti. Yıllar içerisinde verdikleri mücadelelere baktığımızda birçok konuda örneğin tek eşlilik, örneğin boşanma hakkı gibi somut kazanımlar elde etmişti.

Devrim sürecine katılmaları hem bu kazanımların sağlamlaştırılması an-lamına geldi hem de geniş çaplı bir siyasi hareketin içerisinde yer alma-larını sağladı. Fakat İslamcılar ikti-dara geldikten sonra hazırladıkları anayasa ile kadınların bazı haklarına doğduran saldırmaya başladılar. Bu-na karşı hem kadınlar hem de genel olarak demokratlar tarafından çok yoğun tepki gösterildi ve bu tepkiler sonucunda yapmak istedikleri giri-şimlerden vazgeçmek durumunda kaldılar. Şu andaki yeni anayasaya çok net bir şekilde kadın ve erkele-rin hukuk önünde tam eşitliğe sahip olduğunu gösteren bir maddenin ek-lenmesi sağlandı.

Daha önce Tunus İşçileri Ko-münist Partisi olan isminiz, “Tunus Emekçileri Partisi” olarak değiştiril-di. Neden?

Aslında isim değişikliği 2004 yı-lından beri tartışılan bir konuydu, ye-ni değil yaye-ni. Sadece bu kadar derin-lemesine yapılan bir tartışma değildi.

Yakın zamanda yapılan tartışmalar sonucunda, evet ismimizi değiştirdik.

Ama bu partinin ne siyasi çizgisinde değişiklik anlamına geliyor ne ide-olojisinde değişiklik anlamına geli-yor. Sadece halk kitleleriyle, işçiler ve yoksul kesimlerle daha doğrudan temas kurabilmek için bunun doğru-dan bir araç olabileceğini düşündük.

Çünkü “komünist” isminin insanlarda yaptığı çağrışımlar var. Komünist de-nildiği zaman, ilk olarak İslama kar-şı, dine karşı olduğumuz anlaşılıyor.

Halk kitleleri ile temas kurarken bu nedenle vakit kaybetmeyelim, bizim

komünist olmamız İslama karşı ol-mamız anlamına gelmiyor diye uzun uzun anlatmak zorunda kalmayalım diye böyle bir yönelim belirledik. Ve daha net olmak gerekirse, biz insanla-rı bir ideoloji etrafında toplamıyoruz, biz insanları kendi hayatlarını değişti-recek olan, kendi çıkarlarına olan bir siyasi program etrafında örgütlemeye çalışıyoruz.

Parti programınızın şu anki en te-mel hedefleri nedir?

Adaleti ve sosyal adaleti hayata geçiren demokratik halk cumhuriye-ti şeklinde ifadesini bulan bir Tunus Cumhuriyeti. Küçük ve yoksul köy-lüler lehine tarım reformu. Stratejik sektörlerin ulusallaştırılması ve işçi-ler tarafından demokratik tarzda yö-netilmesi. Herkes için parasız eğitim ve sağlık hakkı. Ve halkın ve sağlığın lehine ekolojik bir toplum.

Fas Demokratik Yol Partisi temsilcisi Lhoussain Lahnnaoui’yla yaptığımız röportajda Arap Baharından etkilenen Fas’ta hareketin son durumundan, demokratik hakların kullanımına, kadın hareketinden Emezilere ka-dar çeşitli konularda konuştuk.

Paneldeki konuşmasınızı dikkatlice dinledik. Fas da Arap Baharı’ndan etkilenerek ayağa kalktı, ancak hareket kısa sürede sönümlendi. Bunun nedeni neydi ve şu an ülkede son durum nedir?

20 Şubat Platformu, başlangıçta Fas’ta bir grup genç tarafından internet üzerinden örgütlenmiş bir eylem olarak başlamasına rağmen, kısa sürede geniş çevrelere yayıldı ve gerçekten de somut bir niteliğe kavuştu. Ey-lemin ulaştığı boyutlardan sonra 10-15 gün içerisinde Kral, halka yeni bir anayasa dahil bir takım vaatlerde bulunarak eylemin uzun sürmesinin önüne geçmiş ol-du. Hakikaten Kral ve hükümet, yeni anayasa vaadi-ni yerine getirdi. Bir anayasa yazıldı ama bu anayasa halkın temsilcileri tarafından yazılmadı. Üstten kralın temsilcileri tarafından yazılıp halka dayatılan bir ana-yasa olduğu için halka bir şey kazandırmadı. Onların günlük yaşamınında bir değişikliğe yol açmadığı için de

YENİ BİR AYAKLANMANIN